1. 426.
    0
    kaydadeğer birşeylerin olmadığı zaman dilimlerinden geçiyorduk, daha doğrusu artık her şey rayına oturmuş, düzgün bir ilişkim varmış gibi hissediyordum. o kadar düzgün olması cidden beni şaşırtıyordu. ama kendileri çeşitli ekonomik sıkıntılar dahilindeydi sezebildiğim kadarıyla bana sadece taşınacaklarını söylemişlerdi ama kesin bir bilgim yoktu.

    ben de artık kavgalardan, dövüşlerden yorulur bir haldeydim. artık şey modlarına girmişti hatun "sen beni sevmiyorsun, yalancı bin." halbuki sevgisizlikle alakası yoktu durumun, bunca zaman sonra zütümden soluyup biraz dinlenmek hakkımdı. bir gün yine böyle bir kapışmanın ardından sabah onu görürsem düzelir diye gittim. gitmeseydim keşke.
    ···
  2. 427.
    0
    üzerinde benim 10. sınıftan beri yaz kış giydiğim bir hırka vardı. o hırkayı ona vermiştim, sabah soğuktu hafif hava, nisan ortaları. arada gidiyorum okula, arada gitmiyorum. hatun sorun çıkarmasın diye ne zaman nerde olduğumu hiç söylemiyorum, o sırada yalovaya gittim falan. neyse geldi geçti karşıma. öyle bir somurtkan surat var ki. karşımda gayet tepkisiz, ellerini tutmak istedim izin vermedi. "bu sabah seni gördüğüme çok mutsuz oldum" dedi bir de üstüne üstlük. ben de oraya kadar gib gibi geldiğimle kaldım açıkçası, bir de zarara uğramıştık o kadar geldikten sonra. atlatı bu otobüse gitti ben elimde mısırın sapı geri döndüm dıbına koyim.
    ···
  3. 428.
    0
    ne olduğunu falan soruyorum. bana "seni az seviyorum" gibi saçma salak bir cevap verdi ve ben daha fazla uğraşmadım, hiçbir şey yapmadım. sadece akşama kadar etrafta mal mal dolaştım böyle. en sonunda intam'a doğru yol aldım. hatuna geldiğimi söyledim. çıkmadı dışarı. geldiğin gibi git falan dedi atar yapıyo böyle. ben yavaştan giderken bir yandan da giydirmeye çalışıyorum, birden bana atarlandı bu. "şu gibik yaşantımda bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkında olup neden beni rahat bırakmıyorsun?"

    ben ona beni hiçbir şekilde bilgilendirmediğini, nerden bilebileceğimi, sıkıntılarını hiç açmadığını falan söylüyorum ama nafile. her şeyin ardından günah keçisi olmak bana koyuyor, yavaştan gidiyorum, bir süre boyunca konuşmamayı tercih ederek.
    ···
  4. 429.
    0
    aklıma mümkün olduğunca onu getirmemeye çalışıyorum, saçma salak gerilimlerin ardından kendimi kötü hissetmemem elde değil. ertesi günü de konuşmadık. zamanında şöyle bir yazı yazmıştım beyler buyrun link, ve adliye kepsi:

    http://derdest.tumblr.com...04-02-21-24-adliye-kurkcu
    ···
  5. 430.
    0
    sanırım ygs sonuçları açıklanmıştı yakın tarihlerde. ben adliye civarlarında mal mal dolaşıyorum hala. ygs'den tak gibi yapmışım, sözel 55 ve 51bin. dil sınavında önümde bir sürü sayısaldan, eşit ağırlıktan troller ve iyi yapacak olan iyi okullardan dilciler vardı, onları düşünüyordum. büyük bir kumar vardı önümde sınava dair.

    bu soğumasının neye dair olduğunu düşünüyorum. onunla biraz konuştuk. ben "söylemem gerekenleri söylemem gereken zamanlarda içimde tuttuğumu, sessizliği tercih ettiğim için garip bir dönemde olduğumuzu ve söylememem gerekenleri hep dile getirdiğimi, kısmi hataları" falan anlattım işte biraz. bana "farkındalığına hayranım." falan dedi, başka türlü bir yardımı yahut açıklaması olduğu söylenemez. taka sarıyor gittikçe. hafta sonları falan bursadayım ama nafile, boş geçiyor zaman dilimlerim. 23 nisan tatilinde nihayet görüştük işte.
    ···
  6. 431.
    0
    o buluşma biraz daha keyifli kıldı işi ama beyler artık durum öyle bir hal almış ki, yanımdayken şöyle düşünün, hiç susmuyor, makinalı tüfek gibi, bunları yaparken söylediğim her şeyi savuşturuyor ve çarpıtıyor, onunla olan iletişimin anasını gibiyor ve ben boğuluyorum. benim o boğulan halimi gördükçe de gülüyor böyle. ama sürekli yanımda, etrafımda, peşimde böyle. ayı yavrusunu severken öldürürmüş hesabı ama dıbına koyim, bir soluk lan.

    sonraki günlerde bana "mesajlarıma 3 dakikadan fazla geç cevap verme, benimle konuşurken hiç ara vermeden, susmadan konuş tamam mı?" falan diyor. yok artık dıbına koyim. iyice android olucaz yani, allahtan bu hevesini baltaladım zamanla.
    monoton bir hal aldığını düşünmüyordum ilişkimizin, kayda değer bir şeyler olmuyordu sadece ve ben bunu seviyordum. çünkü farklı bir şey olacağı zaman mutlaka, çok çok farklı oluyor ve amıma koyuyordu. bu gidişatın ardından farklı bir şey olacağı da gözüküyordu hani.

    bir sigara molası ardından gelicem beyler.
    ···
  7. 432.
    0
    bir kaç caps de gelecek şimdi sizin için, amk bluetooth'u öldürüyor beni.
    ···
  8. 433.
    0
    artık üzerimde daha fazla titriyor ve beni boğuyordu, cidden. bana kontrolsüzce davranıyor, keyifli kıldığını da düşünmüyordum çünkü samimiyet iyice enseye şaplak züte parmak kıvdıbına gelmeye başlamıştı böyle. ben saç sakal salmışım uzun bir süre boyunca. böyle samimi olmasından mıdır bilmiyorum ama nefret söylemlerini daha fazla artıyor, şaka yaptığını düşünüyor ama alınıyordum ciddi ciddi söylediklerine ve artık dolduğum için en son, hatırlamadığım bir olay oldu ama yine bu beni delirtme doğrultusunda, söylediği şeye cevap vermedim. telefonlarını falan açmıyordum beni aradı. kitapçıdaydım. annemle telefonla konuşuyordum. o sırada bastet geldi işte.

    telefonumu kapattıktan sonra "o telefon sanırım sadece bana açılmıyor" gibilerinden bir şeyler söyledi. ben de bu durumun gayet doğal olduğunu, bana istediği gibi davranamayacağını söyledim. bana şöyle dedi "hayır yani benim sana şu durumdan çok daha kötü ve ağır davrandığım zamanlar oldu sen buna mı alındın?" dıbına koyim hırsızın minareye hazırladığı kılıfa bak.
    ···
  9. 434.
    0
    ben de durumun gayet normal olduğunu söyledim. bildiğin deli gibi tartışıyoruz ayaküstü, millet bakıyor falan. ben en sonunda "bana istediğin gibi davranamazsın." dedim. "ayrılalım o zaman." dedi. o an birden bir çöküntü hali büründü bende ve aklımı gibeyim ki, bir sessizliğin ardından toparladım kendimi ve "bu pek bir çözüm gibi değil." dedim. sonra bana istediği gibi davranmasının meşruluğuna kendimi inandırdım ayaküstü, bir şey olmamış gibi devam ettik. onun ağırlığı altında birden ezildim. ve ben hakkımı savunurken bana kurduğu şu cümleyi hiç unutmam:

    "sen daha çok seven tarafsın."
    vay dıbına koyayım.

    ben iyice dağılmış bir vaziyetteyim. onu eve bırakıyordum. kendime çeki düzen vermemi söyledi, bak sen. gerçi sen onun ağırlığının altında kalırsan adamı böyle giberler. akşama doğru eve dönmek için 38'e bindim, yalova'da geçireceğim bir hafta sonu beni biraz tazeler hesabı.
    ···
  10. 435.
    0
    akşdıbına konuşurken bana "seni bu şekilde delirtip girdiğin halleri görmek benim için bir orgazm gibi dersem yalan söylemiş olmam." falan dedi böyle. ama sonra "aslına bakarsan yorulman ve yıpranman benim için de bir şey ifade ediyor, her zaman benden sıkılmaman, yorulmaman için dua ediyorum." düşünceler ve davranışlar arasındaki o muhteşem ilişki, o müthiş tezat beni daha da çok çılgına çeviriyor ve ben sadece ondan daha temkinli davranmasını diliyorum, başka bir şey yapamıyorum. tamamen onun insafına kalmış bir haldeyim yani.

    yalovaya geldim. saçlarımı kestirdim, sakallarımı kestim falan. bir çekidüzen verdim kendime. biraz dinledim, düşünce açısından da, fiziksel olarak da, ilişkide hafif bir dinginlik oldu. dıbına koyim artık cidden yorulmaya başladığımı hissettim. nisan sonları, mayısın başları sanırım.

    kepsler gelsin.

    can sıkıntısından bildiğin şöyle şeyler yapıyodum ya, kartondan dinazor falan:
    http://imagenic.net/viewe...=9nqcq2bfxcthk6t5tinq.jpg

    saçlarımı kestirdiğim vakit:
    http://imagenic.net/viewe...=rsdeiq5xtod30orcv8ck.jpg

    hatunun kolundaki yara, yanımda olduğu zaman hep ellerini okşadıktan sonra yaraya ufak bir öpücük kondururdum:
    http://imagenic.net/viewe...=cr7lkolaetof0rthplnu.jpg

    yarayı kavlatma derdim beni anlamazdı kavlatmak ne demek amk diye. güldüm şimdi.
    ···
  11. 436.
    0
    hatunun kola bak dıbına koyim bakkalcı rüstem abide ki kola benziyo
    ···
  12. 437.
    0
    pek fazla görüşmüyor ve konuşmuyorduk. bu durumdan biraz memnundum açıkçası, konuşmamaktan en azından. arkadaş ben eski kafa sayılırım. görüşmeyince olmaz. mayısın ilk cuması, redd - hayat kaçık bir uykudur albümü yeni çıkmış henüz. redd'i çok severdi. gittim işte dr'a. cebimde çok az para var ve yemin ederim size son param. albümü alcaktım. gittim uzattım, 18,50 mi neydi. ekgib vardı parada bir kaç lira, yanımda alışveriş yapan adam tamamladı. acayip kötü olmuştum o an.

    cuma günleri evlerinin ilerideki sokakta bir trafo var, orada görüşürdük. gelirdi oraya, konuşurduk biraz, sarılırdık falan. o bölgedeki ıssız ve tenha bir yer olduğundan hoşuma giderdi. albümü verdim, çığlık atmadı falan ama hoşuna gitti yine, tebessüm etti. bir süre sonra fark ettim ki artık konuşamıyoruz, diyaloglar akmıyor amk. ama veda etmeye yakın ben dururken, kendi gelip bana sarıldı, aynı o geç kaldığı ve özür dilediği sabah sarıldığı gibi hissettim. cidden, çok sıcak ve müthişti yine. gitti, ben de sap gibi geri döndüm. ne olcak diye düşünüyorum, taka sarmış bir vaziyet. ama bitmiyor da bir türlü, bir nokta konması da mümkün gelmiyor gözüme. kafamı kurcalayan çözümsüz denklemler var, yürüyorum.
    ···
  13. 438.
    0
    @362 yok lan zayıftır aslında ama yakın çekim alınca. ha estetiği yok dersen anlarım. o kollara bağlı eller nasıl bir ahenkle nasıl dokunması gerektiğini de bilirdi açıkçası. sevmezdim bunu ama "nasıl bu kadar iyi amk nerden öğrenmiş" diye ama keyfime bakardım. neyse, sana da güldüm bin. şuku. devam ediyoz.
    ···
  14. 439.
    0
    artık sabahları çok nadir giderdim, bir keresinde beraber yürüyoruz. bir anlaşmazlık oldu. ne olduğunu anlayamadım, bir mekan üzerine konuşuyorduk. nasıl bilmezsin 4 senedir bursadasın falan dedi. e bilmiyorum işte falan derken sinirlendi bu vurmak istedi. amk çeneme geldi attığı yumruk. acıtmadı ama ben duygu sömürüyorum, neye uğradığımı şaşırmış gibi. kalkıp gidiyorum falan. koşuyo peşimden tutuyo beni vs. sordum ona aynısını ona yapmış olsam ne olurdu diye, "ayrılırdım senden." dedi. "şimdi benden ne yapmamı bekliyorsun" dediğimde gözleri animelerdeki gibi boncuk boncuk olduydu amk. dalgasına şey dedim "bak şimdi atatürk gibi söz edicem, siz o yumruğu çeneme değil benim derinlerde beslediğim sevgiye indirdiniz." diye. nasıl bir evham yapıyor amk. gülümsedim şimdi.
    ···
  15. 440.
    0
    o haftanın cuması yine trafonun orada buluşmak üzere sözleştik. ben eşyalarımı falan topladım, eve gidicem. benim küçük bir not defterim vardı "bahçeşehir üniversitesi" yazan üzerinde ve içinde çok eski yazılar falan vardı. kitap verecektim ona, ondan da bir kitap alacaktım. o arada bu defteri gördü ille de "ver bakıcam, ver" falan diyor. ben "hayır, olmaz" diye diretiyorum ama mümkün değil onu caydıramam. "bak giderim, bak konuşmam" falan diyor sanki mahallede cilli oynuyoz amk. aldı defteri bu yazıların bir kısmını okudu. asıldı suratı. çok eski yazılar, onun sevmediğini falan düşünürdüm, ilişkimize "sevgilicilik oyunu" demiştim bi yazıda. çoğundan bir şey anlamamış zaten, üslubum ağırdı. ona takılmış. durumu izah ettim, sarıldık ettik falan ama içimden "dıbına koyayım ne gib yemeye veriyosun o defteri ona" diye seslenen o huur çocuğu haklıydı. yalovaya döndüm. aralar limoni, pek üzerine düşmek istemiyorum, sıradanlığı seviyorum sanki biraz.
    ···
  16. 441.
    0
    oğlum değişik geldi yumruk bence son nokta olmalıydı. Bassaydın gibtiri dıbına koyduğumun kızına
    ···
  17. 442.
    0
    hafta sonu o da mudanyaya gitmiş. pek konuşmadık hiç, önümüzdeki bir hafta boyunca buluşmadık. bana saçma salak şeyler anlatıyor. o hafta öyle bir şey fark ettim ki beyler, ben hiç çaba sarf etmeyince ilişkide kayda değer bir şey olmuyor. birazdan anlatacağım o bir haftayı, bir sigara içiyim, tam gaz devam edicez.
    ···
  18. 443.
    0
    keps ayarlıyorum beyler biraz daha vakit alıcak. bugün dinamiğim uzun soluklu beraberiz
    ···
  19. 444.
    0
    hadi bakalım öyle olsun. reserved
    ···
  20. 445.
    0
    bi sigara yakalım bakalım ccc winston box ccc
    ···