1. 251.
    0
    ···
  2. 252.
    0
    nerden biliyon lan
    ···
  3. 253.
    0
    basparmagından tanıdım lan seni. sen o'sun biliyorum artık
    ···
  4. 254.
    0
    o çocuktan bahsetmedi zaten geçmişi gibimde değildi. bana sordu. kaçamak cevaplar verdim. adamakıllı ilk sevgilim olduğunu söyleyemiyorum ki dıbına koyayım, insan sorar sen 17 yaşına kadar ne yaptın diye. bahsettikçe o, susturmaya çalışıyodum onu dinlemiyodum surat asıyodum, öpüp keyfimi yerine getirmeye çalışıyordu falan. okula kadar zütürdüm bunu, uzun süre sonra iyi hissediyorum aramızı ama sadece kendimi kandırıyor, eyliyor gibiyim böyle. dönüyorum okula. artık okul mokul gibimde değil, işin garibi kafamı başka bir alana kanalize edemiyorum. ne illet bir şeydir o ya. neyse o günün akşdıbına doğru beni yine çağırdı evin oraya. o arkada trafo gibi bi yer var, gittim.
    ···
  5. 255.
    0
    bu sefer de bana makarna yapmış, sarmış işte. sanki kargoyla türkiyenin öbür ucuna gönderilecekmiş gibi sarmış amk ama o kadar çaba sarfetmiş olduğunu görünce yemin ederim seviniyor insan. eve geldim, trak'tayız. makarnayı açtık yedik böhö dıbına koyim buz gibi tuzlu yağlı bişey. güzel geldi bana tuzlu ve yağlı seven bir insan olarak ama cidden kötüydü lan. sevindim ama. yolda gelirken tabağı kırmıştım bir de bir yere çarpıp o harbi salakça oldu. bir de bana okula girmeden önce teslim ettiği sigaralar vardı, artık sigarasını da saklıyoz amk. duman avcısıydı sözde.
    ···
  6. 256.
    0
    işin kötü tarafı arkadaşlar içtiler sigaraları. fidan ve trak. dıbınıza koyim sizin bi de kıza "arkadaşlar içti dersin" diyolardı. seviyom binleri. akşam aynı zamanda ona yaptığım bestelerden bikaç kuple yolladım. pek bir yorum getirmedi açıkçası, mms'ti dıbına koyim gayet normal. ilerleyen saatlerde ben iyice yorgun düştüm ve uyuyakaldım, gelen mesajlardan anladığım üzere bir solukta kürk mantolu madonnayı bitirmişti ve beni fazlsıyla sevdiğini falan söylüyordu. uyanmıştım o an öyle. gördüm, gülümsedim. gülümserken tekrar uyuyakalmışım dıbına koyayım sabahın köründe kalktım yine.
    ···
  7. 257.
    0
    tabağın kırıldığını ve telafi olarak bir fincan kahve getirdiğimi söyledim yanına gittiğimde. bu sefer kükürtlü yolundan gidiyorduk yavaşça, kahveyi verdim. bildiğin komşular fincana yoğurt koyar verir o şekil kahveyle doldurmuşum. severdi böyle küçük sürprizleri, pek almaya yanaşmazdı çoğu zaman kendisi bu hususta bir öküz olduğu ama bu durumun onun vicdanını sıkmayacağı kadar öküz değildi. okula bıraktım, geri döndüm. konuşurken şarjım bitti. eyvah dıbına koyim eyvah ben rahat rahat dolaşıyorum, akşam üzeri telefonu açmaz olaydım.
    ···
  8. 258.
    0
    "pişt" "hey" "ne kadar sorumsuz olduğunun farkında mısın burada seni merak eden biri var" "geri geldiğinde 'şarjım bitti'yi bahane olarak kabul etmeyeceğimden emin olabilirsin. umarım mesajlarına cevap alamadığında kendini gibersin" demiş. 17 çağrı falan. vöh dıbına koyayım, ben böyle bir sıkıntı yaratacağını bilsem bu durumun yanımda şarj aletiyle dolaşırım. normalde de öyle yapardım ama şarj aletim bozuktu işte. ulan aradı beni, işte seni her zaman böyle ulaşılabilir bulmak istiyorum falan. uzun uzadıya konuşup saçmalıyoruz, benim içimi sıkıyor böyle bir mesele ardından kapışmış olmamız açıkçası. merak etmesi gayet doğal ama, ne bileyim.
    ···
  9. 259.
    0
    devam devam
    ···
  10. 260.
    0
    http://imgim.com/9whj1.jpg
    ···
  11. 261.
    0
    az önce anlattığım 6 marttı. o hafta içinde normal geçen tek gün 7 mart, onda da fidan tutturmuş dışarıda kalalım diye. illa dışarıda kalıcaz, ben ileride sokakta yatarım olm, nasıl birşey olduğumu merak ediyorum falan. hatundan biraz soluklanalım dedim bu sefer buna tutulduk. ben çok defa dışarıda kalmışımdır. ama zorunda kalmadıkça kalmam, hatta artık gibsen kalmam. gittik bununla. donuyoruz dıbına koyayım ulucaminin ordaki parkta. uyuyamıyorum ben, yok abi. uykuyu almadım mı zaten sapıtıyorum. geçtik bununla atatürk altgeçidine setbaşındaki, yatıyoruz. ben salya sümük salmışım 1 saatlik bir uykuda, bir uyandım, her yanım yapış yapış, tüm vücudum soğuktan sızlıyor dıbına koyayım böyle işin uykusuzluğun bi de vücudun her yönünde verdiği bir yapışıklık hissi vardır ki o benden uzak allaha yakın olsun.
    ···
  12. 262.
    0
    @221 kesin ateist amk
    6 mart doğum günüm ya
    ···
  13. 263.
    0
    panpa o sigaradan bana içirtmedin ya senin dıbına koyam.
    ···
  14. 264.
    0
    rezerved
    ···
  15. 265.
    0
    özhamura gittik poğaça falan yedik ama yok iflah olmuyorum ben dedim çantayı teslim ettim ona. dikenli tellerin arasından geçtim, saat 5 gibiydi. 6:50'ye kadar uyudum çıktım gittim hatunun yanına. beni o perişan vaziyette görünce bana önce sorduğu soru "çantan nerde?" oldu. "ee bir arkadaşımda" falan dedim buna. sonra dışarıda kalma meselesini anlattım, dilimi eşşek arısı gibsin beyler, gibsin. iki sebebi var, birincisini önceden idrak ettiğim üzere, bu yaptıklarıma eşdeğer bir karşılığı veremeyeceğini gözü kestirdiği davranışlarımı sevmezdi, abartılı hediyeler, uykusuzluk gibi falan o yüzden ben alabildiğine az şey anlatmaya çalışırdım. diğer sebebi de ileride idrak edecektim: istediğim gibi biçimlendiriyor olduğum yaşantıma dair kıskançlığı. "çikolatalar püskevitler bizde niye yok" hesabı.
    ···
  16. 266.
    0
    reserved
    ···
  17. 267.
    0
    kız bana "git" falan diyor. ama öyle böyle değil bildiğin kovuyor beni oradan böyle. dediği şeyleri pek hatırlayamıyorum o an beyler. çok uykuluydum ve o halde bile onu yatıştırmaya çalışıyordum dıbına koyayım öylesine haşin bir tepkiyi hak edecek hiçbir şey yapmadım ben, kendi prensipleri ve kuruntularının acısını yine benden çıkarıyordu, kapına kadar gelmişim, keyfine baksana be amcık hoşafı? yok. atladı otobüse gitti, içime öyle bir oturdu ki. sebebini irdeleyemiyorum, ne yaptım lan ben diyorum. ama sadece bana "ben 10 dakika daha fazla uyumak için neler yapmazdım" diyor. sonra ben böyle, onun yaptığı zamanlardaki gibi, bir şey olmamışcasına "bugün ertelenen kahve seansımıza yarın devam edelim mi?" dedim. çat diye yapıştırdı cevabı: hayır. garip bir şekilde hiçbir sorun yokken, kendinden mahrum bırakıyor beni ve o günlerde ben mutsuz ve negatif hissetmekten körelmişim artık. insan posası gibiyim, zaten bugüne kADar onca şey yaşanmış, doluyorum sanki yavaştan.
    ···
  18. 268.
    0
    okula geliyorum. okuldakiler ne oluyo falan diye soruyolar ben çöküyorum bizim bir panpa vardır önadım diyelim, hatun her daim beni dinlemiştir. geldi yanıma. ben iyice doldum böyle, bugünkü durumdan bahsedince "aman be oğlum ne var bunda" falan diyorlar ama sanki ben kimsenin göremediği bir şeyi görüyormuşum gibi bastet'te, kimsenin sezemediği bir mahvetme, yok etme arzusu seziyorum ve sebepsizce. hani the dark knight'ta diyor ya "some men just want to watch the world burn." olay böyleydi, bir de onca şeyin birikmesine veriyordum bunun dokunmasının. o gün okulu güç bela atlattım. çıkışta şehreküstü'ndeki işler kırtasiyeye gittik, uğur, fidan, ben. yanımda biraz sigara. uğur'dan o koca phillips kulaklılar vardı ödünç istedim ve müsaade istedim onlardan, biraz tek başıma dolaşmak iyi gelir ayağına. fidan bana: hatuna gitme. dedi. gitmem dedim. taktım kulaklıkları, 8 mart, hava bozmuş, kafamda düşünceler darmadağın, öyle intam'a doğru şehreküstünden yürüyorum.
    ···
  19. 269.
    0
    bilen bilir bunun uzun saçlı olduğu zaman demiştim. saçlarını kestirdikten sonra numarasını almıştım. uzun saçlı olduğu dönemlerde, ben atgibi gibi tepkisiz durduğum zamanlarda muhabbet açmak için "tel tokan var mı?" demişti. o gün yanımda bi tel toka vardı işte. yavaştan yürüyordum. kulaklıkta muse - blackout devamlı tekrarda. http://www.youtube.com/watch?v=BxbJmMMq0A4 intam'a geldim, müsait olduğunda aşağı inmesini söyledim. 1 saat kadar kapının dibinde bekledim sanırım saat 5-6 civarlarıydı. hava kapalı. hiç mi hiç unutmam o günü, o anları ve her defasında blackout dinlerken gelir aklıma. yemin ederim bu şarkı o ana o kadar müthiş gidiyordu ki, öyle bir burukluk, hissiyat, şu an dinlerken daha şimdi yaşanmış gibi hissediyorum. 1 saat kadar sonra aşağı indi, kulaklıkları kenara çektim onu duyabilmek için.
    ···
  20. 270.
    0
    evet? ne oldu? falan dedi. ben biraz bişeyler sayıkladım. ellerini tutarken ellerini sevdiğimi, o sahibini, o sahibin ruhunu, bedenini, kalbini, zihnini sevdiğimi. durdu böyle. "günün kutlu olsun" dedim (8 mart), eline de tel tokayı tutuşturdum. tel tokayı gördüğü gibi gülümsemeye başladı. çok buruk ama. amerikan filmlerindeki taka sarmış çiftler gibiyiz, karşı karşıya, sadece biz var ama o kadar ruhsuzlaşmışız ki. geri döndü gidecekti. ben de kulaklılarımı taktım. arkamı döndüm gidiyorum. o sırada blackout'ın şu kısmı çalıyordu. http://www.youtube.com/wa...=player_detailpage#t=142s birden koşarak karşıma çıktı, kulaklıkları çıkaramadım amk kukla gibiyim. aniden yapıştı dudaklarıma. tıpkı amerikan filmerindeki taka sarmış çiftler gibiyiz yine, bir şeyler bizden geçmiş, törpülenmişiz, hala birbirimize öz, özgü ve özeliz ama pek çok şeyin anasını gibmişiz. o an hayatımda "buruk mutluluk" ne demek onu tanımladım, öyle bir an gibisi yok beyler, cidden kimse düşmesin o boş hissin içine.
    ···