-
76.
0reserved
-
77.
0sonra ben diyorum "beni tehdit edeceğin bişey yok ki : ))))" falan. o da diyo "hmm bensiz yapamazsın mesela : )" huur damardan giriyor. ben bir şey dememeye toparlamaya çalışıyorum durumu, onsuz yapabilirdim o an gerçi ama süregelen onca şey öyle bir izlenim uyandırmış onda. "yoksa yapabilir misin : )))" falan diyor. ben diyorum ki "bu konuyu kapatalım ve sende uyandırdığım yanlış izlenim için özür dilerim : ))" falan. bu birden ciddimsi surete büründü amk.
"yanlış izlenim mi? sen bensiz yapamazsın. deneyelim istersen."
vay amcık. "şu an ilişkinin en saçma gerilimini yaşıyoruz, sakin ol" diyorum buna. o da bana şöyle bir cevap veriyor:
"bana sensiz yapamam de."
ergenliğin dibindeyiz, aynen. -
78.
0pek fazla görüşmüyor ve konuşmuyorduk. bu durumdan biraz memnundum açıkçası, konuşmamaktan en azından. arkadaş ben eski kafa sayılırım. görüşmeyince olmaz. mayısın ilk cuması, redd - hayat kaçık bir uykudur albümü yeni çıkmış henüz. redd'i çok severdi. gittim işte dr'a. cebimde çok az para var ve yemin ederim size son param. albümü alcaktım. gittim uzattım, 18,50 mi neydi. ekgib vardı parada bir kaç lira, yanımda alışveriş yapan adam tamamladı. acayip kötü olmuştum o an.
cuma günleri evlerinin ilerideki sokakta bir trafo var, orada görüşürdük. gelirdi oraya, konuşurduk biraz, sarılırdık falan. o bölgedeki ıssız ve tenha bir yer olduğundan hoşuma giderdi. albümü verdim, çığlık atmadı falan ama hoşuna gitti yine, tebessüm etti. bir süre sonra fark ettim ki artık konuşamıyoruz, diyaloglar akmıyor amk. ama veda etmeye yakın ben dururken, kendi gelip bana sarıldı, aynı o geç kaldığı ve özür dilediği sabah sarıldığı gibi hissettim. cidden, çok sıcak ve müthişti yine. gitti, ben de sap gibi geri döndüm. ne olcak diye düşünüyorum, taka sarmış bir vaziyet. ama bitmiyor da bir türlü, bir nokta konması da mümkün gelmiyor gözüme. kafamı kurcalayan çözümsüz denklemler var, yürüyorum. -
79.
0@362 yok lan zayıftır aslında ama yakın çekim alınca. ha estetiği yok dersen anlarım. o kollara bağlı eller nasıl bir ahenkle nasıl dokunması gerektiğini de bilirdi açıkçası. sevmezdim bunu ama "nasıl bu kadar iyi amk nerden öğrenmiş" diye ama keyfime bakardım. neyse, sana da güldüm bin. şuku. devam ediyoz.
-
80.
0artık sabahları çok nadir giderdim, bir keresinde beraber yürüyoruz. bir anlaşmazlık oldu. ne olduğunu anlayamadım, bir mekan üzerine konuşuyorduk. nasıl bilmezsin 4 senedir bursadasın falan dedi. e bilmiyorum işte falan derken sinirlendi bu vurmak istedi. amk çeneme geldi attığı yumruk. acıtmadı ama ben duygu sömürüyorum, neye uğradığımı şaşırmış gibi. kalkıp gidiyorum falan. koşuyo peşimden tutuyo beni vs. sordum ona aynısını ona yapmış olsam ne olurdu diye, "ayrılırdım senden." dedi. "şimdi benden ne yapmamı bekliyorsun" dediğimde gözleri animelerdeki gibi boncuk boncuk olduydu amk. dalgasına şey dedim "bak şimdi atatürk gibi söz edicem, siz o yumruğu çeneme değil benim derinlerde beslediğim sevgiye indirdiniz." diye. nasıl bir evham yapıyor amk. gülümsedim şimdi.
-
81.
0bi sigara yakalım bakalım ccc winston box ccc
-
82.
0o haftanın cuması yine trafonun orada buluşmak üzere sözleştik. ben eşyalarımı falan topladım, eve gidicem. benim küçük bir not defterim vardı "bahçeşehir üniversitesi" yazan üzerinde ve içinde çok eski yazılar falan vardı. kitap verecektim ona, ondan da bir kitap alacaktım. o arada bu defteri gördü ille de "ver bakıcam, ver" falan diyor. ben "hayır, olmaz" diye diretiyorum ama mümkün değil onu caydıramam. "bak giderim, bak konuşmam" falan diyor sanki mahallede cilli oynuyoz amk. aldı defteri bu yazıların bir kısmını okudu. asıldı suratı. çok eski yazılar, onun sevmediğini falan düşünürdüm, ilişkimize "sevgilicilik oyunu" demiştim bi yazıda. çoğundan bir şey anlamamış zaten, üslubum ağırdı. ona takılmış. durumu izah ettim, sarıldık ettik falan ama içimden "dıbına koyayım ne gib yemeye veriyosun o defteri ona" diye seslenen o huur çocuğu haklıydı. yalovaya döndüm. aralar limoni, pek üzerine düşmek istemiyorum, sıradanlığı seviyorum sanki biraz.
-
83.
0oğlum değişik geldi yumruk bence son nokta olmalıydı. Bassaydın gibtiri dıbına koyduğumun kızına
-
84.
0hafta sonu o da mudanyaya gitmiş. pek konuşmadık hiç, önümüzdeki bir hafta boyunca buluşmadık. bana saçma salak şeyler anlatıyor. o hafta öyle bir şey fark ettim ki beyler, ben hiç çaba sarf etmeyince ilişkide kayda değer bir şey olmuyor. birazdan anlatacağım o bir haftayı, bir sigara içiyim, tam gaz devam edicez.
-
85.
0keps ayarlıyorum beyler biraz daha vakit alıcak. bugün dinamiğim uzun soluklu beraberiz
-
86.
0hadi bakalım öyle olsun. reserved
-
87.
0hadi be yarak :D
-
88.
0ccc camel black ccc
bu arada dehidrasyondan ölücem buralarda yanıma bir sürahi su aldım.
bir yavru kedi bulmuş annesi, yaralı bişey böyle getirmiş. bu kedileri çok sever demiştim zaten, bastet amk. her neyse, kedinin adını benim koymamı istemişti. kedinin göz rengini sordum. grimsi bişeymiş. kedinin ismini koydum: dublin.
kendini eyliyordu bir süre onunla. eskiden ben görüşemiyor olduğumuzdan şikayetçi olurdum, bilirsiniz. hatta hep buluşma anlatırken farkındaysanız, görüşmeye ikna ettim, diyorum size. ikna dıbına koyim aynen. o bir hafta boyunca hiç gibimde olmadı. kapışırdık, "yarın geliceksin dimi :(" falan derdi. hee gelicem amk. hastayım dedim gitmedim bir kaç defa. hissizleşiyorum, gittikçe o elimdeki küçük radyoaktif kutuyla bağlanır olmuşuz birbirimze, o özlüyor, ben soğuyor gibiyim ama seviyorum işte. bir gün yine böyle saçma sapan konuşuyoruz. mesajlaşmalarda ünlem işaretleri, büyük harfler, mutlu gülen suratlar falan tamamiyle parodi ve taşşak timsali. "öf tamam beee!" falan gibisinden bişeyler dedim. "bir daha bana be dersen sana ödetirim kıps ;)" demişti. (umut sarıkaya okuyan bir kızdı dıbına koyim, aynen. her neyse, insan olmayınca bir şey ifade etmiyor.) -
89.
0reserved
-
90.
0neden falan diyorum herhangi bir şey söylemiyor arıyorum açmıyor falan. öyle gibik bir durum oldu, her şey çok güzel giderken. gibeyim ne oldu şimdi? pazar sabahı erkenden geldim ben bursa'ya. çağırdım onu, indi aşağıya. hiçbir şey olmamış gibi şen, şakrak. ama bu yine olumsuz anlamda. elimi uzatıyorum "arkadaşız biz unuttun mu" diyor. ne diyon sen dıbına koyim. konuştuk biraz. ciddi ciddi, buruk ve kısık bir ses tonuyla sitem etti bana, bu hali çok nadirdir.
daha önce ona "gerizekalı mısın" dediğim zamanda "ben senden ne bekliyorum, sen ne söylüyorsun" gibilerinden bir şey dediği zamandaki gibi: öyle bir şeyi hoşnut karşılamayacağımı biliyorsun, sen benim nerde nasıl hissedeceğimi nasıl bilmezsin? diyor. haklılık payı var da be dıbına kodum dün ağladığına bugün gülüyor ertesi gün somurtuyor sonraki gün hiçbir tepki vermezken sen ben senin baki olan tek hissinin iflah olmaz bir egoyla kendinde olmayan her şeye dair beslenen yüksek dozda kıskançlık olduğunu nerden bileyim? onu anladığımı söylüyorum. tak anladım. kalkıyoruz hafiften. ortamı yumuşatan bir öpücükten sonra ben intam diyarlarını geride bırakıyorum. -
91.
0bohem bir hafta geçiriyorum o hafta. pek mesaj falan atmıyorum. mesaj atmadığım için arıyor, saçma salak kapışıyoruz falan. artık hafiften, ben, soğumuyorum da, sabretmek istemiyorum. nedense böyle olunca daha bir kıymete bindi lan. bana kötü davrandığı zamanlardan hafifçe hesap sorar oldum. bana şöyle demişti "sürekli yanımda olmanı istiyorum ve bu mümkün olmadığı için sana evlatlık gibi davranıyorum." şimdi sever misin, söver misin amk? ertesi gün buluşacağız ama bu sefer biraz farklı, biraz ev ortamı gerekli. arkadaşımı düşünerek "yarın şu saatte buluşuruz" diyorum, tamam diyor. arkadaşa soruyorum, ana-babası geliyormuş hafta sonları. hasgibtir.
-
92.
0bir perşembe günü. o günün ardından. adliye'de oturuyorum böyle işte. aramız biraz daha iyi gibi. bana şey diyor "aslına bakarsan herkes senden bahsediyor, yani senin gibi birinden" falan. biraz ısınmış olması hoşuma gidiyor aslında. neyse abi sonraları, ben mesajı falan kesiyorum. "bim çiğköftesi sendin aşkım." falan diye taşak geçiyo, "osmanoğlu profiterölüm benim" diyorum falan, benim açımdan eğlenceli durumlar. "bin." diye bir karşılık aldım hadii, buyur. tepki vermiyorum.
aşrak'tayım o akşam, uyumuşum. telefona ardıardına mesajlar yollamış beyler, kelimesi kelimesine yazıyorum mesajları:
yok ol bin. seni sevmiyorum hiç, cidden. beni rahat bırakmanı o kadar çok isterdim ki. ama bir anlama problemi yaşıyoruz sorun sende. Seni sevmiyor olduğumu anlamamakta diretiyorsun. Ya bi düşün, seviyor olsam neden her hafta "bence biz ayrılalım" derim ki veya her gün neden taktan sebeplerden kavga çıkarayım. ben burda senin hiçbir şeyin olmak istemiyorum ama o kadar anlayışsın ki bunları dememe rağmen yarın yine sevgili kalıbında olucaz. Her neyse, allahtan kolay idare edilebilen bir tipsin. Tip ama, karakter değil. Ah, edebiyat kalp ben."
aradan uzunca bir süre geçtikten sonra da:
" sevgilim? :( " -
93.
0hiçbir tepki vermedim. hiç. sadece durumum vahim, bir şeyler söylemek istiyorum, söylediği lafların altında eziliyorum çünkü bu ben değilim dıbına koyayım. ertesi gün, beni gören cenazeden çıkmışım sanıyor. okul çıkışı, bu bir defa aradı, açmadım. arkadaşlarım beni yalova'ya uğurladılar ve ben yalova'da bir arkadaşın evine gelene kadar açmadım telefonu. en sonunda açtım telefonu "neden açmıyorsun telefonu kaç saattir?" diyor, ani bir sesle.
vay dıbına koyayım. hiçbir şey olmamış. bana sorunlarımı "kankalarıma" anlatıyor olmamı falan anlatıyor böyle. ben en sonunda dur da bir izah edeyim diyorum. bana "ayrılmak mı istiyorsun?" diyor. "ne münasebet?" diyorum, geveliyor bir şeyler. "ya biliyorsun sen bir şeyler söylemiş olabilirsin, ben bir şeyler söylemiş olabilirim, her şey mümkün ama ben unuttum." falan. en sonunda ben "daha sonra konuşalım." dedim, kapattım telefonu. bana "daha sonra oldu mu bitanem :(" falan yazmış. vay dıbına koyim noluyo lan. aradı beni. evde değilim kapatıyorum dedim. gittim eve. bu sorunu çözmeden uyumayalım falan demiş, dıbına koyim öküz gibi uyumuş sonra ses seda yok güldüm şimdi. -
94.
0sabahın köründe beni arayarak uyandırdı. "bana küsmüş olabileceğine inanmıyorum" falan diyor böyle. ben dedim ki izin ver de anlatayım. başladım beyler:
"pembe hislerini bana yansıtma hakkını doğuran ne? ben senin öfkeni kustuğun tuvalin değil, sevgilinim. canıma okumak yerine bir kere yanımda olsan ölür müsün? bana anlayışsız olduğumu söylüyorsun lakin o mevzuyu ben zaten her gün "düşün"üyorum, küfreder gibi düşün diyorsun bir de. sağduyumun istismarından ibaret o "otoriten" tuzla buz olur gayet. belki benim gibi, senin yaptığın laf cambazlıklarına hayran gülümsemelerle susmayı tercih etmek yerine hüngür hüngür ağlarsın asla mantık çerçevesinden çıkmayacak izahatlerin dokunaklığına. taktan sebeplerden kavgalara gelince, diğer insanların yüzüne bile bakmayacağı değerleri koruma gayretinde olduğumu yüzüne vurmam mı gerekiyor? Tip karakter meselesine hiç değinmiyorum, gülüyorum. idare meselesine gelince, sanki ben kendi iradem ve desteğimle ayakta durmuyormuşum gibi, ne yani, sen olmasan olmaz mıyım? Neden beni istediğin zaman, istediğin şekilde bulabileceğini düşünüyorsun? Sonra bir de karşıma geçmiş telefonu neden açmıyorsun, diyorsun. Telefonu neden açmadığımı anlamak için einstein olmana gerek yok. Durumun vehametinin farkında değilsin, kavra, kendine çeki düzen ver. Aksi takdirde diplomanı eline verir, seni mezun ederim."
diye aralıksız konuştum. Verdiği tepki:
Ben ayrılmak istiyorum. -
95.
0dediğim gibi ağır şizorfen kız.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 12 2024
-
vinovatt li ya selam nabeer
-
melek dayının entrysi 45 dakika şukulanmamış
-
2 3 yıldır avmlere gitmiyorum
-
morinho ukalalığı
-
bu sozlugun en sadık yazarları
-
yılbaşının kutlanılmasına izin vermeyeceğiz
-
ben kaypagim aga
-
derin derin düşünmek yerine
-
yüzde 25 zam yapıldıysa benim en az
-
özbek bir eleman gelir
-
koltukta poşet vardı kendi kendine düştü
-
kondüktör patlamış
-
vikings 600 bin denen vileda paspası
-
allah izin verse bile biz izin vermeyeceğiz
-
atatürk de yılbaşı kutlardı
-
ocakta çalıştığım projenin geleceği belli olacak
-
yeni yıldan şahsi beklentim
-
tecavüzün milim uzağındayım
-
kadınlara nası ilgi duyuyorsunuz
-
bu ülkede ezelden beri müslüman
-
wow girl olarak memem
- / 1