-
276.
0171 de kaldım yarın devam ederim ya da bu akşama
- 277.
-
278.
0kulaklarımda hâla blackout. ben gitmek istiyorum, yemin ederim gidemiyorum. yok öyle bir şey içimden zerre adım atmak gelmiyor, gülemiyorum, ağlayamıyorum, dokunsalar belki ağlarım, aldığım nefes omuzlarımı çöktürüyor yere doğru ve ben atlas gibi dünyayı omzumda taşıyormuş gibi hissediyorum her nefeste. ama atlas nereye ben nereye, ezici bir ağırlık, bir sızı. bana mesaj attı aa gitmişsin diye. henüz gidemedim dedim. bekle dedi. bekledim inmesini indi aşağı, buruk mavi bir hava, yağmur bile buruk yağıyor, karşımda belirdi hafiften. elime bir kağıt tutuşturdu. bir de mavi bir ataç verdi. maviden nefret etmek üzereydim o gün, o gelene kadar. bu sefer de buruk gülümseyen bendim. çok mu büyütüyordum kafamda acaba, cidden o kadar büyük bir sorun var mıydı? hiç bilmiyorum. ama o an her aklıma geldiğinde o ana yakın bir hisle çöküşte hissediyorum, özellikle şu an bu satırları yazdığım gibi.
kağıtta bir karakalem çizimi vardı. satürn halkalı bir sürü gezegen. hepsinin arasında küçük bir gezegen, ama bir kafa. oduncu gömleği giydirilmiş bir gövdeye iliştirilmiş bir gezegen kafa. bu nedir? dedim. "kendimi çok değersiz hissettiğim bir vakitte çizdim" gibilerinden bir şey söylemişti bana. ben bir mana veremedim. ben hep oduncu gömleği giyerdim, o da giyerdi gerçi, belki beni bu şekilde çizmeye değer görebilecek kadar seviyordu, hiç bilmiyorum, zihnimin apayrı bir alem olduğunu düşünürdü zaten, ben de onun için aynı şeyi düşünürdüm. kafamda bir gezegen dolusu düşünceler, çizimi elime aldım. ataçı okul gömleğimin sol üst cebine iliştirdim, ona sarıldım ve yoluma devam ettim. kulaklarımda hâlâ blackout. -
279.
0devam et olm senin şu yazdıklarını anlamak için türk dili edebiyatı bitircem babanın dıbına koyim devam
-
280.
0yolda biraz ona söylemek istediklerimi mesajla ifade ettim. sevip de açılamayan platonik gibi ağız dolusu his besliyorum, anlatılmayı bekleyen. pek bişey söylemedi ama hala amerikan filmlerindeki taktan çiftler modundaki burukluk sürüyordu. yurda geldim. bana mesaj atmayı kesti, ben de yavaştan sızmışım, ne kadar yorgun olduğumu ve dışarıda kaldığımı biliyordu ne de olsa. bir süre sonra uyandım ama başım çatlayacak gibi, gözlerim kendini zorla kapatıyor, 36 saatten fazla süren uykusuzluğun acısını çıkarırcasına. bana ardıardına mesajlar attığını görüyorum şunlara benzer: "burada böcek yiyen bi çicek var." "çiçek şu anda bana saldırdı" "ben burada bir çiçek tarafından yenilme tehlikesi yaşarken beni umursamıyor musun?" benzeri mesajlar tam olarak hatrımda değil. ben de adeta can havliyle hayal meyal "kusura bakma uyuyordum hayatım" yazmışım. yazmaz olaydım.
-
281.
0devam panpa ailecek takipteyiz
-
282.
0ya dıbına kodugum bol reklamlı diziler gibi en güzel yerinde kesiyon. gitcem gitcem gidemiyom bi türlü
-
283.
0mesajı yazdıktan sonra uyuyakaldım. ardıardına mesajlar gelmiş. "bin. senden nefret ediyorum. bir 'iyi geceler' yazmadan uyuyacak kadar odunsun. şikayetlerimi anlamayacak kadar anlayışssızsın. seninle sürekli aynı sebeplerden kavga ediyoruz ve ben bıktım. daha doğrusu ben kavga ediyorum sen sözler veriyorsun ama artık bunu yarın sonlandırırız" gibilerinden bir şeyler söylemiş. gördüm bunu ben. başımdan aşağı kaynar sular döküldü bir anda. şimdi de o amerikan filmlerindeki taktan çiftler gibi bir dokunuşun, her şeyi yerle bir etmesine izin verecek kadar şiddetli bir kavgaya dönüşmesini izledim ben. boğazıma kadar dolmuştum. izah etmeye çalıştım. "anlayış göster, dışarıda kaldım" diyorum, yine alttan. o da bana "sen bu kadar anormal şeyler yaparken sana nasıl anlayış göstermemi beklersin?" diyor. hiçbir şey diyemiyorum. "nesi anormal? bunda anlayış gösterilmeyecek ne var?" diyemiyorum. belki ileride dışarıda kaldığım için canıma okuduğu iki sebebi de irdelerdim, ama o an bilmiyordum. hiçbir şey diyemedim beyler.
ailemden bahsetmiştim size binler. dedem ölmüştü geçen sene bugünlerde. öküz gibi ağlamıştım. işte o 8 mart gecesi de, dedem öldüğünden beri ilk defa, ve ondan çok çok daha fazla ağladım. daha doğrusu artık gözyaşlarım taştı, tutamaz hale geldim. geçtim bir köşeye "anamı gibtin bastet anamı" diyerek, yatakhanenin eskiden televizyon odası olan hurdalğına geçmiş, hüngür hüngür ağlıyorum, tutamıyorum göz yaşlarımı kendiliğinden akıyorlar binler. -
284.
0artık hiçbir şey söyleyemiyorum. gibtir etmişim telefonu bir köşeye. sonraları "seni çok seviyorum" gibilerinden bir mesaj attığını görüyorum. bir yandan ağlıyorum, bir yandan sövüyorum kendime. hayatımın en taktan vakitleri, şu ömrümün en uzun günüdür 8 mart. ertesi sabah görüşmeye ikna ediyorum "prensiplerim gereği ayrıldığım kişilerle öpüşmem" falan diyor böyle, benimle taşak geçer gibi. nasıl bir halde olduğumdan bihaber, ben ise "ne oluyo şimdi dıbına koyayım?" diyorum. ağlamaktan hatırlayamadığım üç beş gevelemeden sonra yatıyorum, tutmuyor uyku, iflahım gibilmiş. neyse dalıyorum uykuya.
gözlerimi açıyorum ertesi sabaha, başarılı bir şekilde. -
285.
0beyler ben biraz mola vereyim çok kötü oldum
anamı gibtin bastet anamı -
286.
0panpa tamam sakin ol aksama devam et.
-
287.
0reserved
-
288.
0panpa tamam sakin ol
-
289.
0hatırlayamadığım kısımları hatırladım binler.
bildiğin kıza ben de insanım falan demişim böyle, canıma o denli tak etiş. o da bana "bana sevgilim deme hakkını yarına kadar kullanabilirsin" demiş. ben ise hala yalova'dan gelip zemine kalp çizen halimden farksız olduğumu, tutkumun hala aynı, hissettiğimin ise mutluluktan hüzne evrildiğini söylemişim. "ben de seni seviyorum" demişti bana.
sabah uyandım. hızla fırladım işte çıktım falan. üzerimde hala bir ağırlık. ayrılma meselesi falan koymuyor, asıl koyan "ulan seviyorsa niye böyle? biliyorum seviyor ama neden böyle?" diyorum. durağa doğru yine gözlerim doluyor. mesaj atıyorum nerdesin diye bir yandan elimi yüzümü yıkadım falan bi çeşmede. "lanet olsun uçuyorum hemen" diyerek indi aşağıya. onu gördüm. suratında olağanüstü güleç bir ifade, sanki dün hiçbir şey olmamış gibi. ama olumsuz anlamda. sarıldım ona. "bugün okula geç kaldım bence bir gün daha sevgilim diyebilirsin" dedi bana. durağa doğru yürürken buruk bir şekilde "kararın kesin yani." dedim, başını salladı evet anlamında, karşıya geçtik. -
290.
0ben hala bir şeyleri izah etme peşindeyim. dünden bahsettim bir an, bana döndü gülümseyerek "ne var ki ben de uyuyakalırım arada * " şeklinde bir şeyler dedi böyle. o sırada otobüse bindik. kafamda birikmiş bir dünya soru işareti. ulan şimdi ne oldu? dün nasıldı şimdi nasıl? e ayrılık kararı sabit? e seviyor dıbına koyim? seviyorsa neden böyle? sevmese yanımda ne işi var? ama böyle davranabilmesi için ancak tamamen sevgisiz olması gerekmez miydi?... " otobüste karşımda ayakta. ben baktım olacak gibi değil, döndüm arkamı. ellerimi iki avcum arasına alırsam belli olur diye ağzımda gözümde bir şey varmış gibi kolumun iç kısmını yüzüne zütürüyorum. yenini falan. tutamıyorum kendimi öküz gibi ağlıyorum otobüste onları düşünürken dıbına koyayım nasıl ama. zerre elimde olsa ağlamam, düşünüyorum "ulan ben bunu hak edecek ne yaptım? neden bitmiyor, daha fazlası yetmez mi dıbına koyayım?" sular seller gibi boşalıyor gözlerimden yaşlar, benim elimde değil.
-
291.
0Neden oruç tutmuyorsun?
edit: tutuyormuş o yüzden kaldırdım. -
292.
0kafamı ondan yana çevirmeye çalıştı, izin vermedim. karşıma geçti, bir peçete çıkardı. gözyaşlarımı ve burnumu sildi, sonra burnuma bir öpücük kondurdu. o böyle yapınca ben daha çok ağlamaya başladım dıbına koyayım. o da beni gülümsetmeye, güldürmeye çalışmasa da söylediği bazı şeylere gülüyorum. gözümden yaşları sildikçe daha da çok boşalıyor yaşlar, okulun durağına kadar böyle gidiyor bu. durakta iniyoruz. bilenbilir, acemlerdeki liselerin orda bir üst geçit vardır, üst geçidin yanında da caddeden hafif gizli bir bölme. geçtik oraya. gözyaşlarımı iyice kurulayıp "senin gibi duygusuz birinin böyle olabileceğini tahmin etmezdim" diyor tatlı bir ses tonuyla. "ama bilmen gerekirdi ki ben bir gün sonra unuturum, sonra eskisi gibi devam ederiz, şu söylediklerimi de unutacağım falan dedi gülerek. ben yine ağlamaya başladım. durduramıyorum abi cidden elimde değil. "şşşşş şşş" falan yapıyor böyle. sarılıyor bana. dudaklarından küçük bir öpücük alıyorum, onu okula bırakıyorum kan çanağı gözlerimle. geri dönüyorum.
-
293.
0olum varya kusura bakma ama ben öyle kızın anasını avradını ızdırabını gibiyim ya
-
294.
-1burası ayraç olsun beyler. bol bol yazdık bugün kafamı toparlayayım azcık. huur çocuğu gözpınarları da hemen yer arıyo boş durmuyo binler.
- 295.
-
gençliğe hitabede bugüne işaret eden cümleler
-
cumhur başkanı olupta bu güne kadar
-
bu bakış ne anlama geliyor
-
onur ve gurur arasındaki fark
-
icardinin ifşasını isteyecek kadar düşmedim
-
satanistlere neden satanist demişler
-
aniden gelen ucan kedi adlı yazarıı
-
canım izmirim yanıyor
-
1 buçuk milyona hangi araba iyi kız
-
salak ak 1 aydır 200 lirayi 400 lira
-
bu dunyada niye her sey para
-
haluk gercek hayatta şükrüden öyle dayak yerki
-
elimi komodo ejderi ısırdı
-
biri dürüstçe şu icardinin
-
chp yüzünden ülke batıyor
-
chatgpt sayesinde kızla flörtleşmek
-
ülkedeki yangınların tek sebebi
- / 1