/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 23.
    +1
    Korkudan titriyordum, Kaarle'nin dün bana verdiği el yapımı keskin aleti çıkarmış her an açılabilecek olan bagaj kapağına kilitlenmiştim. Konuşmaları duyuyordum. Evet beni arıyorlardı. Kaçtığım anlaşılmıştı, şimdiyse kapi gardiyanı şöföre beni görüp görmediğini soruyordu. Adamsa korkak bir şekilde gardiyana beni görmediğini söylemiş ancak gardiyanın bagaja bakma isteğine de engel olamamıştı. Bense arabanın yanındaki bana yaklaşan ayak seslerini duyuyordum. Vücudumda tavan yapan adrenalin bana cesaret katmıştı. Özgürlüğüm için simdiye kadar yaptığım adam öldürmelerden yine yapabilirdim. Bu düşünceyle bagajın önüne yaklaştım ve kasaları çektim.

    Edit: Yarın devam edeceğim panpalarım. Takibi bırakmayın zira çok şaşıracaksınız
    ···
  2. 22.
    0
    Rezervasyon pnp
    ···
  3. 21.
    0
    hadi la
    ···
  4. 20.
    +2
    Korkudan beynim fırlayacak gibiydi. Yakalanma ihtimalimi düşünemiyor hatta hiçbir şey düşünemiyordum. Olay yeri sakinlemişti. Biraz sonra gelen şöför bagajin önune geldi. Elindeki birkaç erzağı hiç bagaja bakmadan koydu. Baksa bile görmesi zordu. Bense Kaarle ın yaptığı haraketi düşünüyordum. Eğer kuleyi oyalamasaydı beni görebilirlerdi. Ona gerçekten borçlu olduğumu hatırladım. Bu sırada bağaj kapağı örtüldü ve içerisi karanlığa boğuldu. Kamyonetin arasından çok az dışarısı gözüküyordu. Adam araca bindi. Haraket etmeye başladı. Bense kalp krizi geçiriyordum. Fransa yı iyi bilirdim. Hızlı kosar ve yüzerdim ancak, bu kismı hiç planlamamıştım. Pickup ın arkasında ne yapabileceğimi düşünmeye başladım. Hala hapishanedeydik. Ağır ağır haraket ediyorduk ve tam kapıya geldiğimizde araç durdu. Kapı açıktı ancak durmuştu! Beynim zonkladı adeta
    ···
  5. 19.
    +1
    Avluya çıkarıldık. Kaarle ile yan yana dikkat çekmeyecek bir şekilde bekliyorduk. Arka depoya göz attığımda sevkiyat yapan gardiyanları gördüm. Kamyonetin şöförü bi ara içeri girdi. Başgardiyanla bi şeyler konustu ve tekrar dışarı çıktı. Anlaştığımız gurup gardiyanlara kafa tutmaya başladı. Bu 6 kişilik grup gadiyanları korkutmuş olmalı ki yardım istenildi. Bense şöförü gözetliyordum köşede. Olanları ve sesi merak eden şöför bakmak için o yöne baktı. Kamyonetten uzaklaştı. Gizlice ilerledik kenardan. Kalbim hiç olmadığı kadat hızlı atıyordu. Kaarle önceden yaptığı keskin aletlerden bazılarını mahkumlara vermiş olacak ki baş gardiyan olay yerine gelmiş ve yerde yatan yaralı gardiyanları görünce çilgina dönmüştü. Sevkiyat yapan gardiyanlardan şöföre kadar herkes olay yerine akıyordü. Ben gizlice pickupa yaklasırken Kaarle durdu ve, kuleye baktı. Bana döndü ve eğer bende gelirsem anlaşılır. Tek sen kaçarsan anlamaları süre alır dedi. Kuleye doğru koşmaya başladı. Mahkumlara ateş etmeye hazır kule gardiyanları ne olduğunu şaşırdı. Ben bile atletikliğime rağmen o kuleye tırmanamazdım. Ilk olarak deponun üstune çıkan Kaarle sivri aletlerle çatıdaydı. Yavaş yavaş mahkumlarda yakalanılıyordu. Ben gizlice pickup ın arkasına yerleşmiştim. Içerde konserve kasaları vardı. Onları bagajın önüne kendim de dibe geçtim. Haraktesiz beklemeye başladım. Mahkum bağırısları duyuyordum. Gardiyanlar sinirliydi. Bagaj açıktı ben geldiğimde anlaşılmasın diye kapatmamıstım. Önüme dizdiğim kasalar görülmemi engelliyordu. Gardiyanlar buldukları bütün mahkumları içeri sokuyorlardı. Yaralı gardiyanlar taşınıyordu. Olaya gardiyan mahkum kavgası süsü verilmisti. Kuleye baktım, Kaarle yoktu hatta gardiyanda yoktu. Beklemeye başladım ancak kalbim kuş gibi atıyordu. Özgür olabilirdim ancak bunu zaman gösterecekti
    ···
  6. 18.
    0
    Dinleyenler hala var devam ediyorum 15 dk ya, yerlerinizi alın beyler bomba gibi olucak
    ···
  7. 17.
    0
    prison break izleyip gaza gelmis mk liselisi
    ···
  8. 16.
    0
    anlat lan dinliyoruz
    ···
  9. 15.
    0
    millette ne hayal gücü var amk
    ···
  10. 14.
    0
    anlatma
    ···
    1. 1.
      0
      Ok tsk ,
      ···
  11. 13.
    +1
    Bugün 1 mayıs 1990. Öğlen 5 suları 5-10 dk lık mola var. Molamıza 5 dk kala konserve kamyoneti gelecek. Anlastığım gruptan bir kişi gardiyana saldıracak. Diğer 6 kiside ona destek verince gardiyan yardımı istenilecek. Arkadaki deponun önüne gelecek olan kamyonet sevkiyat yaparken ben ve arkadaşım Kaarle oraya gizlice yönelecektik. Sonra ne olacağı ile ilgili fikrimiz yoktu.
    Beyler kimse dinlemiyor mu? Kendi kendime mi anlatıyorum... ses verinde devdıbını anlatayım
    ···
  12. 12.
    +2
    Buraya geleli 2 seneyi geçmiş, hergun buradan kaçma hayaliyle yanmıştım. 2 aya bir bezelye taşıyan küçük bir kamyonet hapishaneye girer arka tarafa geçer ve dagıtımı yapar giderdi. Bunu kullanabilir miydim acaba? Kullanmalıydım başka çarem yoktu. Evet o gün gelmisti. Her ayın başında gelen kamyonete 1 hafta kalmıstı. Eğer kamyonet girdiğinde binersem muhtemelen olay çıkaran ve o gardiyanların dikkatini dakıtacak arkadaşlarımı yakalayıp kapıları kapatacaklardı. Ve her yeri arayacaklar sonrada beni kamyonetin arkasında yakalayacaklardı. Ben kamyonete kapıdan çıkmak üzereyken binmeliydim. 1 hafta olayı kurguladım. Yakın arkadaşımla binecek ( ismi Kaarle ) ardından uzaklaşacaktık. Gerekirse yüzecektim ve karsı kıyiya çıkacaktım. Buraya 5 10 km uzakta bir ada vardı. Orası güvende olabilirdi. iste 1 hafta böyle düşüncelerle geçti zaman. Yakalanmayı hiç düşünmedim
    ···
  13. 11.
    0
    Evet beyler devam ediyorum, asıl olaylar başlıyor yerlerinizi alın
    ···
  14. 10.
    0
    Tmm sizin hatrınıza devam beyler,
    5 dk lık molalar bize yetmiyordu ve bizde sifreli bir sekilde gardiyan yokken hücredede konusuyorduk. Ikimizin hucresi de yanyanaydı. Uzaklaşmamıza fırsat verilmiyordu. Eğer duvarlara yaklaşırsak ya gardiyanlar bağırıyor, onlar görmezlerse kuledeki askerler uyarıyordu. Yani bizim gardiyanları mesgul etmemiz ilk hedef olmalıydı. Ardındanda kuledekileri halletmeliydik. Kulelere dikkatli bakıyordum. Tırmanmama imkan yoktu. Eğer tanıştığım mahkum yardım etse bile zordu. Bizimle birlikte dışarı çıkan adamların çoğu sınırsız hapistiler. Dısardaki hayatları onlar için asıl hapishaneydi. Burda yatacak yerleri var ve az da olaa yemekleri vardı. Buraya alışmışlardı ancak ben genç oldugum için bana acıyolardı. Gerçekten onlardan yardım istesem belki iyilikleri dokunabilirdi. Ceza süreleri sınırsız olan 5-6 tane iri mahkumlarla iletisime geçmeye karar verdim. Bunlar yıllardır burada kalan ve ölene kadar kalmaya devam edecek olan yaşları 30 ile 45 arasında değisen güçlü ve kaslı adamlardı. Aralarında devlet teröristinden azilı tecavüzcüye kadar vardı. Ancak hepsinin ortak yönüde zamanın olusturduğu alın çizgileri ve gozlerdeki umutsuzluktu.

    Devam edeceğim beyler dinleyip ses vermeyenler ses versin aq, emek veriyorum kaç panpama anlattığımı bileyim
    ···
  15. 9.
    0
    Reserved. Hızlı yaz amk.
    ···
  16. 8.
    0
    sokdıbına yalayım
    ···
  17. 7.
    +2
    Hapishanede sorun çıkarmayanlara avluya çıkma izni veriliyor ve bir 5 dk lik süre sonrasında bol sayıda gardiyanlarla içeri alınıyordu. Duvarlar yüksekti. Gözetleme kulesinde 2 şer askerler vardı. Silahlıydılar. Gelmemin ardından ordaki suçlulara bakarak yaptıklarımın hafif olması ve 4 ay boyunca yaptığım gözetlemeler sırasında sakin olmam bana 2 günde bir 5 dk lık hak kazandırmıştı. Bense plan yapıyordum. O mola sırasında baska bir mahkumla yakınlastık. Benden 10 sene önce geldiğini söyledi yaşı belli olmuyordu ancak benden daha yaşlıydı. Sorma gereği duymadım. Yine bir gün molaya çıktığımızda daha önceden yaptığı kesici aleti bana gösterdi. Şimdiye kadar bize verdikleri konservelerin en sivri kısımlarıni bükmüş ve bir odun parçasınsa geçirmişti. Bunuda elbisesindeki gizli bir kisıma yerlestirmişti. Daha önce ona burdan kaçmak istediğii söylemiştim. O da benle hapishane hakkında konuşmuş gardiyanların yemek yedikleri zaman savunmanın zayıfladığını ancak kuledeki askerlerin hiç aşşağı inmediklerini söylemişti.
    Biraz dinlendikten sonra ilgi olursa devam edeceğim beyler, kendi kendime anlatmayayım tepki verin rez istemiyorum
    ···
  18. 6.
    +2
    Evet beyler devam ediyorum dediğim gibi,
    ilk olarak elimde bulunduğum yerle ilgili ayrıntılı bilgi vardı. Denizci olan babam benimde kendisi gibi olmamı istediğimden 5 yaşımdan 10 yaşıma kadar beni seyahatlerinin bazılarına zütürmüş ve bana bilgi vermişti. Yüzmeyi ögretmişti. Bulunduğum yer tahminimce kıyı kesimlerine yakın bir ormandaydı. Ceza süresi yüksek ve sınırsız olan suçlular buraya getiriliyordu. Hepsi benim kadar tehlikeli insanlardı. Hapishane kapısinda derin bir nefes aldım. Deniz kokusu uzak değildi, bol oksijen vardı. Ancak hapishane yüksek korumalıydı. Bol sayıda gardiyanın vardı ancak hapishane biraz eskiydi. Tahminimce 1900 başlarından kalmaydı. Hücreme atıldım, hesaplamalarıma göre 2 kapıdan kilitler açılarak girdim. Bol sayıda hücre ve mahkum vardı. Hücrelerin içerisinde ise dıs kısımlarda bir ufak pencere ve yatmamız icinde yığılmış samanlık vardı. Gardiyan kilitlemiş ve gitmiş bense etrafımdaki ekgiblikleri gözlemlemeye koyulmuştum. Hiçbir hapishane kusursuz değildir, bunu biliyordum. Ufak pencereden baktığımda yüksek bir yerde olduğumuzu anladım. Ufuktaysa deniz dalgalarını görebiliyordum. Orada özgürlük vardı
    ···
  19. 5.
    0
    "'Hikaye Altincisi Kuralları:

    • Hikaye formatındaki başlıklarınız burada yer alır.

    • Israrla yanlış altinci seçenler sonrasında çok üzülürler.'

    • Başınızdan geçen her olay hikaye altincisine ait değildir. Bu tür başlıklarınızı Başıma Geldi Altincisine açınız.

    • Beyler siz ünlü yazarlar değilsiniz. Açtığınız her başlıkta '10 rezerv olsun başlıyorum' demenizin bi anlamı yok. Siz anlatın iyiyse zaten dolar altı . Diğer türlü başlık kirliliği oluyo sadece. Kimse boş başlığa rezerv almaz"
    ···
  20. 4.
    0
    yalanına sokayım
    ···