hamam böcekleri tiksinç, yeri gelince korkunç, iğrenç hayvanlardır. her ne kadar bazı afrikalılar ve çinliler gibi enteresan insanlar bunları çerez niyetine tüketse de dünyanın %85'i (hayvanseverler de dahil) bu hayvandan nefret eder. zira çok çabuk üreyen, en dar yerlere bile girebilen, tuvalet deliğinden çıkabilen, suyun altında 1 saate yakın nefesini tutabilen ve yüzebilen, ölü taklidi yapabilen, hızlı kaçabilen bir hayvandır. bir apartmanın 10. katında bile bu hayvana geceleri rastlayabilirsiniz. tamam, allah yaratmıştır, bu doğada bir görevi vardır ama bizim evde ne işi var lan? gitsin ormana, çayıra bağıra falan... bakın geçenlerde yaşadığım bir olayı anlatıyorum hemen:
gece su içmek için öfleye pöfleye uyku sersemi yavaşça, ağır ağır yatağımdan çıkıp mutfağa doğru yürümeye başladım. salına salına yürürken bir şeyin üstüne bastığımı fark ettim. gerçekten enteresan bir şeydi. tam da banyonun önündeydim. bi ışığı açtım bir şey yuvarlak çizim hızlıca kaçışıyor. anasını satiyim hamam böceği.. direkt küfrü bastım. ayağım çıplak hayatta öldüremem.
hemen anneme seslendim gel dedim hamam böceği var. kadıncağız geldi o da öldüremiyor. babam da sabah işe gidecek onu da uyandıramıyoruz korkuyoruz.
hamam böceği de duvarın dibinde öyle durdu, kaçmıyor bile. aklınca kamufle oluyor yavşak, bu nasıl kamufleyse artık...
tam o sırada annemin aklına bir fikir geldi. "artık baban uyanırsa uyansın oğlum başka çare yok" dedi.
getirdiği elektrik süpürgesi ile hamam böceğini makinenin içine çekti. geri çıkar diye de makinenin borusunun ağız kısmını, yani deliği bantladı. o değil de babam uyanmadı hayret ettik.
her neyse bir de bunların uçan versiyonları var... en çok küfrü de onlar yiyor.
bir gün oda da bilgisayarda makale yazıyorum. "off allah'ım bu ne sıcak" dedim. saat gece 02:30 civarıydı. kafamı pencereye çevirdim hani rüzgar neden esmiyorsun gibisinden... lan bir baktım pencerede bir şey var. hemen gittim ışığı açtım. bir baktım hamam böceği ama siyah değil. kahverengi. hemen kara sinekleri öldürmek için kullandığım sinekliği aldım, mecbur onunla öldüreceğim başka çarem yok. yaklaştım yavaşça bir baktım uçtu şerefsiz. nasıl da hızlı; hemen yere kondu. yavaşça yanına gittim. plastik ve esnek olan sinekliği gerdirip bunun üstüne yapıştırdım ezildi bin kurusu. ben yetmez dedim, bir de sinekliğin üstüne bastırdım iyice ölsün, ne de olsa hayvan can çekişmesin diye. sonra bir baktım perti çıktı. fotoğraf gibi yapışmış yere. dedim öyle bırakayım sabah kalkınca annemler de görsün ilaç falan alsın. sabah bir kalktım yerinde yok vallahi billahi... annemlere anlattım onlar da şaşırdı. kim bilir nereye kaçtı.
Bu hayvanların taşıdıkları hastalıklardan, ilginç bilgiler gibi facebook sayfalarının sürekli hakkında paylaşım yaptıkları bilgilerden falan bahsetsem, açsam konuyu karaktere izin vermez sözlük o derece...
lan allah bu hayvanları helak etsin vallahi billahi ya...