/i/Oyunlar

Hayat bir oyundan ibaret değil midir ?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 18.
    +1
    iyimiş
    ···
  2. 17.
    0
    amk salağı bunların hepsini half life wikiadan okdumu ctrl c ctrl v yapmış direk
    ···
  3. 16.
    0
    Amina kodumun oynunun bi 3 çıkmadı tüm seriyi oynadım.
    ···
  4. 15.
    0
    Copy paste var şuku
    ···
  5. 14.
    0
    Half life ise şuku, bu arada o 237 drğil 247, o sayı portal kulesinde girmeniz gereken portalların sırasıyla yazılmış halidir, muhtemelen o doktor ölmeden önce yazmıştır yere, half life a'dan z'ye mükemmel bir şekilde düşünülmüş ve kusursuz bir hikayeye sahip oyundur...
    ···
  6. 13.
    0
    Emek var suku
    ···
  7. 12.
    0
    Dost Kayaoğlu gibi konuştu şuku
    ···
  8. 11.
    0
    Panpa map c3a2f de 247 yaziyor yukarida da dalyan gibi bir şey var amk
    ···
  9. 10.
    0
    Ne zamandır beklediğim başlık eline sağlık
    ···
  10. 9.
    +3
    Buradan okuyun beyler : http://www.merlininkazani...i-oyun_haber-77955p1.html
    ···
  11. 8.
    0
    Unlost abi varken sendenmi ogrenicez cugu
    ···
  12. 7.
    0
    Half life var emek var okumaya üşenmeyenler şukularlar rez tutar
    ···
  13. 6.
    0
    tek ben okudum galiba
    ···
  14. 5.
    0
    Kim okuycak bunu bu saatde amk
    ···
  15. 4.
    0
    Rez aldım
    ···
  16. 3.
    0
    Half life var şuku
    ···
  17. 2.
    +8
    Hayallerimdeki imla
    ···
    1. 1.
      0
      Ctrl v.
      ···
  18. 1.
    +32 -7
    Beyler aranızda bildikleriniz veya bilmedikleriniz olabilir.uzatmadan geçeyim..

    10 - Half-Life'ın asıl ismi "Quiver"dı

    Sadece iyi bir oyun olmakla kalmayıp isim olarak da her zaman merak uyandırmıştır Half-Life. Üniversiyete giderken, kendi aramızda cahilce "Yarım hayat da ne ola ki?" deyip dururken aslında yarılanma ömrü anldıbına geldiğinden ve oyunun tüm ek paketlerinin fizik ile kimya konusunda göndermeler yaptığından da bihaberdik.

    Half-Life'ın ilk hali, Stephen King'in "Sis" romanından esinlenilmiş, korku temalı bir FPS'ydi aslında. Hikaye de farklı bir boyuttan dünyamıza gelen yaratıkların dehşet saçması üzerine kurulmuştu.

    Yapımcılar tarafından hikaye değiştirilip, bildiğimiz şekle sokulduktan sonra Stephen King'e gönderme yapmak da ihmal edilmedi. Orijinal Half-Life'ta konsola "map c3a2f" yazıp gizli bölüme girmeniz halinde, ölü bilim addıbının kanı ile "237" yazıldığını göreceksiniz. "237" sayısı, Stephen King'in "Shining (Cinnet)" romanındaki lanetli otel odasının numarası...








    9 - Tüm Half-Life 2 karakterleri gerçek insanlardan modellendi

    Half-Life 2 piyasaya sürüldüğünde grafikleri ve fizik motoru çok dikkat çekmişti. Özellikle karakterlerin suratlarındaki detaylar da dikkatlerden kaçmamıştı. Detaylı surat modellerinin ardındaki sır, gerçek insanlardan meydana getirilmiş olmasında yatıyordu.








    8 - Dünyaca ünlü hayranları var

    Zannetmeyin ki sadece bizler oyunların müptelasıyız. Pek çok ünlü isim de -ki bunların arasında Hollywood yıldızları da var- oyunların sevdalısı. Yakın zamanlarda hayatını kaybeden Robin Williams da sıkı bir Valve hayranı olduğunu belirtmişti. Hatta hayatı boyunca oynadığını en iyi oyunun da Half-Life 2 olduğunu söylemişti.

    Öte yandan sinema dünyasının haylaz yönetmeni Quentin Tarantino da tam bir Half-Life fanatiği. Hiç durmadan senaryo yazarken hangi arada oynamaya vakit bulabilmiş anlamak mümkün değil ama favori oyunu olarak Half-Life'ı belirtmiş.








    7 - ilk oyun bile vadedilenden daha geç çıktı

    Valve, dünyanın en uyuşuk yapımcı firması olarak boşuna nam salmamış. Oyun dünyasında kıyamet alameti olarak gösterilen Half-Life 3'ün duyurulması bir kenara dursun, yayınlanan tüm Half-Life oyunlarının beklenen tarihten daha geç çıktığını biliriz. Bilmediğimiz ise ilk oyunun bile ertelenmiş olması.

    ilk Half-Life oyunu, Quake motoru ile hazırlanmış ve bizim bildiğimizden çok daha farklı silah seçenekleri ve karakterleri ile tasarlanmış bir oyundu. Sonuç yapımcıların içine sinmeyince bazı değişikilikler yapılmak durumunda kalındı. Aslında 1997 yılında çıkması gereken ilk Half-Life, 1 sene gecikmenin arından 1998'de piyasaya sürüldü.








    6 - Yapımcılar bazı hataları bilerek oyundan çıkarmadılar

    Her oyun yapımcısı gibi Valve da Half-Life'ı kodlarken bazı hatalar yaptı ve beta aşamasında bunları bir bir temizledi. Ancak bazı hatalar var ki yapımcıların da hoşuna gidince oyundan çıkarmaktan vazgeçtiler.

    Söz gelimi Episode 1'de Alyx'in bizi Citadel'e fırlatma konusunda yaptığı şakanın ardından D0g kafasını sallıyordu. Bu aslında kodda yapılan bir hatadan kaynaklandı ama yapımcıların hoşuna gidince oyundan çıkarmadılar. Half-Life 2'de el bombasını bize geri atan zombinin de düzeltilmesi gerekiyordu ama öylece bıraktılar.

    Combine Gunship'lerin aslında attığımız roketlerden etkilenmemesi gerekiyordu ama bu hatayı düzeltmediler. En güzel hata ise, yere mayın bırakan Hunter-Chopper'ın aslında olması gerekenden 2-3 kat daha fazla mayın fırlatması olarak gösterilebilir. Oyuncuların kendilerini iyice sınaması amacı ile bu hata aynen korundu.








    5 - Half-Life'ın Almanya'daki sürümünde insan düşmanlar robottu!

    Oyun dünyasında sansür hep tartışılan bir konu. En sık karşılaşılan sansür gerekçesi de şiddet oluyor. Half-Life ilk çıktığı zaman şiddet düzeyinin çok yüksek olduğunu düşünen Almanya Hükümeti, oyunun sansürlenmesini istedi. Bu denli mühim bir oyunun görmezden gelinmesi mümkün olmayınca da tüm insan karakterler robotlara dönüştürüldü. Peki kan efekti ne mi oldu? Tabii ki makine yağı...








    4 - Japonya'da Half-Life'ın arcade sürümü çıkmıştı

    Japonların oyun anlayışları bizim gibi değil. Onlar hareketli, ışıklı ve bol efektli oyunlardan hoşlanıyor. Biz Street Fighter II: Tournament Edition ile idare ederken, onlar Ultra Mega Supersonic Hyper Street Figter II'ye bile sıradan gözle bakıyorlar.

    Atari salonunda Mortal Kombat makinesinin yanında Half-Life görmek biraz abes kaçsa da bir dönem Japonya'da bu sıradan bir durumdu. Half-Life: Survivor ismindeki arcade oyununda kontroler ise iki adet analog kol ve yerde duran ayak pedalı ile sağlanıyordu.








    3 - Headcrab Zombie'lerin sesleri aslında daha dehşet vericiydi

    Hemen herkes Half-Life 2'deki Headcrab Zombie düşmanlarının çığlıklarını duymuştur ve bu çığlığın tersten dinlenilmesi halinde “Oh God… God help me!” şekline dönüştüğünü de biliyordur.

    Eğer bu durumdan bihaberseniz aşağıdaki video ile ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.

    https://youtu.be/9CP30zgAw2o








    2 - Gordon Freeman'ın orijinal karakter ismi Ivan the Space Biker'dı

    Kemik gözlüğü ve Hulki Cevizoğlu tarzı top sakalı ile hafızalarımıza kazınan Half-Life'ın başkahramanı Gordon Freeman, oyun henüz yapım aşamasındayken aslında Ivan the Space Biker ismi ile anılıyordu.

    Uzun kızıl sakallı, patlak gözlü, kuzeyli bir bilim addıbını andıran Ivan the Space Biker isimli karakter daha sonra devşirilerek bildiğimiz Gordon Freeman ismini ve şeklini aldı.








    1 - Cinsel istismar gerekçesi ile Mr. Friendly oyundan
    çıkarıldı

    Half-Life dünyasında hiç karşılaşmadığımız ve Gabe Newell tarafından reddedilen bir düşman modeli var, Mr. Friendly...

    Bu yaratık modeli oyunda kullanılmış olsaydı gerçekten de yer yerinden oynardı. Neden mi? Çünkü bu yaratığın bize uygulayacağı saldırılar şu şekilde belirlenmişti de ondan:

    Düşmanına kusmuğunu püskürtür, üzerine atlayıp yere yatırır ve tecavüz eder. Evet, yanlış okumadınız, tecavüz eder!

    ismi kadar dost canlısı olmayan Mr. Friendly oyuna eklenmiş olsaydı Gordon'ı yere yatırdığı zaman karakterimizin gözlüğü suratından fırlayacak ve etrafı bulanık görecektik.

    işin aslı, bu yaratık oyunda olsaydı sırtımızı duvara vermeden ilerleyemez hale gelebilirdik. Yaklaşık midilli boyutlarında olan bu yaratığın uzuvlarının yapısına bakarak ne gibi becerilere sahip olduğunu sizin hayal gücünüze bırakıyor, site kapatılmadan evvel ben bu konuyu kapatıyorum.






    Tümünü Göster
    ···