+130
-6
ben otostopcu, 30 una merdiven dayamış, elizabete muhtaç gururlu ve mağrur aranan ortamların saf adamı... bu hikayemde kardeşim hamdinin düğününde yaşanan rezilliğe deyineceğim. ailem tarafından dışlanmışlığın hikayesidir bu...
hamdi, yedek parçası zor bulunan, kız olduğunu iddia eden bir hanımla evlenmeye karar vermişti ve şubatın ortalarında istemeye gitmiştik. kayınbabanınsuratını gibtiklerim utanmadan kız istemeye gelmişler bakışına aldırmamış, direne direne kızı almıştık. bunun sonucunda, yüzükleri takıp prensipte anlaşmış ve yazın düğünü yapmak için sözleşmiştik, bonservis bedeli olarak beşi bir yerde önerdiler. ailemiz, traş makinesi artı iki küçük altın takasıyla mukaveleyi imzalatmıştı. karlı bir transfer olmasına rağmen topçunun patates olduğunu hepimiz biliyorduk. fakat hamdi mutluydu, bizde mutluluğuna gölge düşürmeyip bu duruma katlandık.
günler, ayları kovaladı ve en nihayetinde düğün vakti geldi. ben salona erken saatte gitmiş, ortamı kolaçan ediyordum. tuvaletin yerini adım adım ezberleyip, kestirme yolları belirledim. eve dönüp, alimunyum folyo ceketimi giydim hacı yağını bol sürüp akşam için gerekli hazırlıkları yaptım. kim bilir, belki hayatımın kadınını bu düğünde bulacaktım, belki harman dalı oynarken esmer tatlı bir kızın zütünü elleyecek, kız tahrik olup kucak dansı teklif edecekti. bu hayallerle birlikte, salonun yolunu tuttum.
tüm bunlara ek olarak, tabiki kardeşimin düğününde içecektim. 2 absoult votka ve tuborg biraları olay mahaline sokup ağır ağır demlenmeye başladım.
yavaş yavaş salon doluyor, ortam çocukları pistten alalım sesleriyle inliyordu ve ben düğün ortalarına doğru çoktan zurna olmuştum bile... selülütleri azmış hanım teyzelere kaş göz yapıyor şştt pşşt diyordum. neden sonra etrafımdaki herkes gitmişti.
içtiğim biralardan mütevellit bir süre sonra çişimin geldiğini farkettim. ama mükerrem teyzenin kızı beni kesiyordu ve kalkamazdım. biraz bekledim, bu bekleyiş durumun daha kötüleşmesine ve takumun gelmesine sebep oldu.
dakikalar geçtikce karnımın ağrısı daha belirginleşti. karın ağrısı taşşağa vurunca böğüre böğüre tuvalete koştum. sorun şu ki, tuvalet hınca hınç doluydu ve daha fazla dayanacak durumum yoktu. bende gözümü kestirdiğim pisuara işemeye başladım. gibimin yönünü tayin edemiyor bazen aynaya çöğdürüyordum..
20 dakika süren taşşak masajından sonra bacak omuza pozisyonuna geçip gümbür gümbür sıçmaya başladım. bir yandan biramı yudumluyor bir yandan pisuara tokat atıyordum hadi bebeğim ohhh efektleri eşliğinde patır patır sıçıyordum beyler.
tuvalletten çıkan iki üç eleman pisuara sıçtığımı görünce büyük tepki gösterdi ve tam nirvanaya ulaşacağım sırada güvenliğin olay yerini basmasıyla sarsıldım. elimdeki şişeyi can havliyle kolumdan tutan güvenliğin kafasına indirdim ve dal daşşak koşmaya başladım.
salonda müttiş bir gürültü vardı herkes deli gibi damat halayı çekiyordu. arkamdan koşan öfkeli kalabalık beni farketmemeliydi ve bende kamufle olmak için halaya dahil oldum. halay giderek hızlanıyordu ve ben taşşaklarım sallana sallana yardırıyordum. bi süre sonra müziğin hızına dayanamayan zütüm takları teker teker bırakmaya başladı. etrafımda döne döne sıçıyordum beyler ve misafirlerin başı dönmüş herkes olaydan bi haberdi. herşey mükemmel gidiyordu, tam zevkimin doruklarındayım uçuyorum pat diye müzik kesildi ve bütün gözlerin bana döndüğünü hissettim. kiminin çığlık attığını, kiminin kustuğunu bazı misafirlerin züte paspas çektiğini gördüm.
arkadan gelen işte bu huur çocuğu yakalayın diyen zeki amcanın sesini duyup, gelinin bulunduğu bölüme dal daşşak koştum. ceketimin cebinden çıkardığım küçük altını taktım ve can havliyle kendimi dışarı attım.
kız tarafı yarım saat boyunca peşimi bırakmadı, dal daşşak sokaklarda koştum gücüm tükenince kendimi bir apartmana atıp geceyi orda geçirdim.
bir süre sonra duydum ki bizim hamdiye gibtir çekmişler, ailem evlatlıktan reddetmiş. babam onun gibi evladın dıbına koyim diyormuş.
yazıklar olsun...