Onunla cinsel bir temas, temiz bir defter yaprağına mürekkeb dökmek ya da bir meleği görevinden azad etmek gibi bir şey olurdu...

Tam olarak nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Fakat bu kez farklı olacaktı daha önceki ilişkilerimden ders çıkartmıştım, asla onu bunaltmayacak ya da fazla özgür bırakmayacaktım.

Ayrı şehirlerde yaşıyor, ayrı meslekleri icra ediyorduk, fazla ortak yanlarımız yoktu. Fakat söylemeden geçemeyeceğim bu sevgi imparatorluğunda en parlak dönemim olacaktı, dahası imparatorluğun en güzel kızıyla geçireceğim uzun seneler.

Zamanın imkanları çok fazla iletişim kurmamıza olanak vermiyordu, yine de yeni çıkmaya başlamış bir çift yeterli düzeyde iletişim kurabiliyorduk.

Ayrı şehirlerde olmak bir ilişki için her zaman dez avantajdır. Onunla ilk yanyana gelmemiz ilişki başlamasından 17 gün sonrayı bulmuştu, sanki cinayetten yargılanan iki katil gibi konuşamamıştık uzun süre 9 saatlik yol gelmiş ve iki akrabanın sen nasılsınlarıyla bezeli bir buluşma olmuştu, nitekim son dakikalar cesaretimi toplayıp ona sarılabilmiş kokusunu soluyabilmiştim, ikimizde o an titriyorduk.

Size biraz onu anlatmak isterim kapalı bir kızdı 19 lu yaşlarda eğitimini yarıda bırakmış bir konfeksiyon işçisi, orta boylarda renkli şallar tercih eden biriydi giyimide renkliydi fakat yüzünde ki
marilyn monroe tebesümü bence en güzel hali oydu ki beni etkileyen en mühim etmendi.

Zaman içerisinde buluşma aralıklarımız daha da sıklaşmış dahası o yabacılık çekme aşamasını atlatmıştık el ele tuttuğumuz ilk an, bir sinema salonu karanlık perdeleri önünde ilk kez dudaklarımızın bir birine teması o an kendimi en iyi hissteğim andı, daha sonra o heyecanı çok az yaşayabildiğimi anımsıyorum. Dahası öpüşürken bir birimizin heyecan duyacağı noktalara temas ederdi ellerimiz ben korka korka elimi onun göğsüne koyardım, oda buna karşılık, elini pantolonumun kabarık noktasına koyardı, bu bizi oldukça heyecznlandırırdı.

Bir birimizi çok seviyorduk en azından ben öyleydim. Ne vakit buluşsak, şehrin tenha noktalarında sarılır uzun uzun öpüşürdük. O günler nasıl bir büyüye kapıldımsa hiç gitmeyeceğinden emindim.

Nisan ayının ortalarında bir telefonu açtığımda heyecanlı bir ses tonuyla "aşkım kaldığın pansiyon dışında bir evde kalma imkanın var mı" gibi saçma bir cümle kurmuştu, konuşmanın devamında kurs arkadaşlarıyla birlikte benim bulunduğum ila bir gezi düzenleneceğini ve bir kaç saat bir akraba ziyareti bahanesiyle gruptan ayrılmasının dikkat çekmeyeceğini anlattı.

O an çok heyecanlandım. Gözlerimin gördüğü en güzel şeyle bir evde olacaktık, o dakika asla bir ard niyet düşüncesi kafamdan geçmedi.

Bu gezi olayı konuşmadan yaklaşık bir ay sonra gerçekleşti. Önceden planlanan nokta da buluşup, gene önceden belirlenen bir kira evine birlikte geldik. Onu çok seviyordum asla endişe duymamalıydı, kapıdan girer girmez buna aç iki insan gibi öpüşüyor salonun bir o yanı bir bu yanı öpüşerek geziyorduk bu oldukça sert bir öpüşmeydi fransız öpücüğünün Türkçe yaması gibi.
Dudaklarımız bir birinden ayrılmadan bir kanepeye kadar öpüştük, üzerine kapanıp ben onun boynunu öperken o ise ellerini sırtımda gezdiriyordu. içeriye geçelim mi diye sordum.

Yatak odasında bir süre sonra yanı başımızda duran bir fransız şarabıyla birlikte belirdik, iki kadehi de yarı yarıya doldurdum, masum bir şekilde bir şey olur mu diye kadehi tuttu, ben burdayken hayır dedim, kadehler dibi görünce yatağa boyunca uzandık kalbim şu entry girerken dahi heyecanlanır, o gün ki his hala benimle.

Yeşil gözlü kız bir müddet sonra t-shortümü sıyırdı, vucudumda dilini gezdirmeye başladı, o kızın bunu bir ferre grafi filminden başka bir yerde görebileceğini hiç sanmıyorum, bir beni daha çok heyecanlandırdı bir müddet dudaklarımız bir birini emdi.

Daha sonra sarılı bir vaziyette iken ona "seni daha yakın istiyorum" dedim "nasıl?" Dedi gömleğinden bir düğme çözdüm. Yüzü kızardı, "korkuyor musun?" Dedim "senden korkmam" dedi ve gömleğinden bir düğme çözdü, sonrasında gömleğinin düğmelerini çözdüm altında ki penyenin saçlarının arasından nasıl kurtulduğu işte o an hala gözlerimin önünde, bir süre sonra iç çamaşırı ile yüzüme tebessüm etti, "marilyn monroe" sanki iç çamaşırıyla karşımdaydı.

Yastığa başını koyduğunda göbeğinin üzerinde kendimi biraz daha geri çekip vucudunu öperek gezdim, ellerim sütyeninin mandalına getirip sütyeni ondan ayırdım, harike bir andı, meme uçlarını öpmeye ufaktan ısırmaya başladım, o sıra yüzü bana dönük değil tavanı izliyordu, memesinin tüm hatlarını dudaklarımla gezdim.

Bir birimize kumaşlardan arınmış şekilde sarılı haldeydik bana "kocam ol" dedi bende ona "oda olacak bir gün" dedim bana "şimdi" dedi. Şaşkın ve endişeli olduğumu ona belli etmedim.

Bacaklarını iki yana ayırdım kollarımı göğüs hizasından iki yana koydum, içine hafiften girdiğimde yüzünde garip bir ifade belirdi, acı duyarsan beni uyar, bitirmek istediğinde de dedim, tek kelimelerle konuşuyordu hayır dedi, bende git gel yapmaya başladım kollarımı kavrayıp sıktığında tırnaklarının izi kollarımda belirmişti, beni kendine çekti ben hala onun içindeyken dudaklarıma dudağna aldı bir süre o vaziyette öpüştük onun içine girmek mi yoksa öpüşmek mi daha zevkliydi bunu hiç ayırt edemedim.

Gün sonunda ikimiz de temiz değildik. ilişkimizin bir kaç ayı o günü konuşmakla geçti.

Sonrası 4 seneye sığan o büyülü aşk hikayesi, nefret söylemleriyle bitti, ona son kelimemin nefret değilde hep onu seveceğim olmasını çok isterdim...

Ayrıldıktan sonra da onu merak edip bir şekilde hep ondan haberdar oldum, ne vakit sözlendiğini öğrendimse o zaman bu meraka son verdim.

Belki de tenime değen son ten o olsun istedim bilmiyorum benim için sonrası olmadı...