haksız değil miyim panpalar siz karar verin

iki satır da okuyuverin lan dıbına kodum okuma özürlüleri, şurda ciddi bir şeyler söylüyoruz. benim insana dair söyleyeceklerim var amk. başlıyorum, susun giberim.

insanlar geliyorlar gidiyorlar, gelip geçiyorlar. kendince bir fikir sahibi işte, aklının yettiğince karar veriyor; onu uyguluyor, uygulamıyor. ama kimse de demiyor ki aga bu nedir? bu kararı niçin verdi, bunu neden yaptı ha neden neden neden? insanoğlu karar verince kendini özgür sanıyor, hasgibtir diyorum hasgibtir! bir kere sen kendine hapsolmuşsun bro. kendin dediysem o 'kendin' de sen falan değilsin lan ibiş, böbürlenme hemen. seni 'kendin' yapan değerlerini hep toplum belirlemiş en nihayetinde. kendi'nin verdiği kararlar dahi toplum için, toplum ne der? korkusuyla şekilleniyor.

bir de 'birey' olma durumu var, neyin bireyiyse artık, bireyinden tutup duvara çarpıcam şimdi ha! bireyinden tutsam elimde kalıyor arkadaş. ben mesela bunca yıldır olmadığını bildiğim halde özgürlükleri savundum. eşyanın tabiatına aykırı lan özgürlük kavramı. 'olay'lar bile öncesine ve sonrasına bağımlı, birbirini tetikliyor. e sen neyin özgürlüğünden bahsediyorsun o zaman? ancak, önce'nin sana getirdikleriyle sonra'sını şekillendirebiliyorsun. e tamam işte ben şekillendiriyorum, özgürüm, diyenin evine tankla dalarım, nah özgürsün. mınısktiğim yerinde özgürlüğün bile önce'nin sana sunduklarıyla sınırlı. 'birey' olmak da böyle bir şey işte, babanın tohumusun lan işte. o tohumdan sana aktarılanları yine 'kendi'nce şekillendiriyorsun. onu bile 'sen' değil, kendi'n yani toplum yapıyor. sen hala ben özgürüm de özgürüm, şimdi kaşını gözünden ayırcam ya. mal adam.

belki zevk için sevişiyorsun ama nihayetinde 'kendi'n için doğuruyorsun. sevişiyorsun dediysem onu da eline yüzüne bulaştırıyorsun amk. lan binlerce yıldır nefes alan, üreyen, sevişmeye çalışan bir varlık olarak en temel hazzını bile bi' yoluna koyamamışsın, dıbına koymuşsun hatta, gibip atmışsın, birkaç dakikalık (benimki saatler sürüyor) keyfin bile içine etmeyi başarmışsın. ne leş bi yaratıksın lan sen? ulan insan isteyince sevişemiyor, bulunca sevişiyor. lan aradığın şeye bak allasen ya, 6 milyar kusurluk tohum, binlerce yıl insanoğlu birbirini düzmüş ama hala gönül rahatlığıyla sevişemiyorsun. tabusunu, dogmasını, geleneğini, göreneğini, ataerkilini, kukusunu altın zanneden feministini, gösterip elletmeyenini, elletip göstermeyenini bir çuvala tıkıp ıslak odunla sopalayasım var. lan sevişebilmek için toplumdan izin alıyorsunuz ya, belediyeler bunun için yetkili bi abi'ye benzeyen birini belirlemiş, o uygun görürse elinize bir belge veriyor, iki tane de şahit yetkili abi izin verdi, biz gördük sevişebilirsiniz diyor, sevişmek artık legal ya sizin için hem onu göstermek nedeniyle hem de artık benim bir seviştiğim var, ondan başkasıyla sevişemem anlamında parmağınıza metal bir halka geçirip iyice mala bağlıyorsunuz. aga siz ne salak insanlarsınız ya! sevişebilmek için bile belediyeden izin alırken hala özgürdüm de özgürüm, te allam.

bi de aşk var mnıskim. aşkla sevişmek var bi de. insanoğluna bak hele, daha birbiriyle sevişemiyorken kavramla sevişiyor. aşkla sevişilir mi lan? canlı mı o, amı zütü memesi çüküsü var mı? çükü olan aşk olur mu lan? çok korkutucu lan bence öyle çükü olan aşk, giber falan benden uzak dursun çükü olan aşk. zaten insanoğlu olarak her şeyle gibişiyoruz, plastikten mankenle gibişiyoruz, yeri geliyor damacanaya halleniyoruz, 8 yaşındaki kıza 30 kişi tecavüz ediyoruz ama mnısktğimin memleketinde çükümüzün kukumuzun hesabını, seceresini başkalarına tutturuyoruz. ahlak işte, çok ahlak insanlarız gerçekten. aha ahlak! bir sonraki paragrafımızın konusu son derece sıkıcı ve gibici olan ahlak. buraya kadar sıkıcıydı ama sonraki paragraf daha sıkıcı, bence okumanın size faydası olmaz gibtir edin, hiç magazinel değil zaten.

ahlak diyince bende akan sular duruyor. o sebeple dünyanın en gibko kavramı olan ahlak üzerine değinmeden yazımı sonlandırıyorum. eyyorlamam bu kadar amk!