/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 12.
    +1
    Vayyy amkk
    ···
  2. 11.
    +1
    Rez okurum
    ···
  3. 10.
    +6
    Vaziyet alın devam edecek arkadaşlar, yazmayacaktı ısrar ettim dil döktüm kıramadı devak edecek hikaye kesinlikle yarım kalmayacak başlandı bir kere.
    ···
    1. 1.
      0
      Diline boşaldığım çocuğu
      ···
  4. 9.
    +1
    Rezzers okurum
    ···
  5. 8.
    +1
    rizörvıd
    ···
  6. 7.
    +1
    Rez vizeden bi çıkayım okurum
    ···
  7. 6.
    +9
    @5 Kardeşim ben anana güzel birşey derdim de dua et bu sözlük hesabının sahibi hikayeyi yazmam için çok ısrar etti o yüzden, annem şuan da rahmetlik olduğu için birşey demiyorum ananın ellerinden öperim. Ama yaptığın ayıptır, okumuyorsan okuma ha saygı duyuyorum yorumuna ama ırkçılık yapma senin gibi bak hakaret etmiycem neyse Allah ıslah etsin..
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Allah benim canımi alsın da senin ölmüş ananı gibeyim annesi kaşar yetim bin.
      ···
    2. 2.
      +1
      Sırf @5 te yazdiklarim yuzunden nick6 ma gibertme attı huur evladı. Burda da hikaye okunsun diye efendilik yapıyo amın feryadı. Bide annem öldü diyip duygu sömürüsü yapıyo. Senin o ölmü anneni gibicem ben
      ···
    3. 3.
      +1
      Aslan rothmans bu sefer yanmadı
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 5.
    +10
    Neyse bu çayı getirdi beyler doldurdu, ama gözlerinin içi parlıyor adamın ben böyle şevkat ömrüm boyunca sadece anamdan gördüm, zaten başkada kimsem yoktu...

    Çaya şeker attım, birazcık ekmek kopardım koydum içine biraz da peynir.

    Bu güldü ardından vıııy dedi,

    Dedim bu niye gülüyor.

    Dur hele duuur dur seen dedi, baktım bi ekmeğe komple peynirin yarısını boşalttı çiğ köfte kıvırır gibi kıvırdı altınıda katladı verdi bana. Bende mal mal bakıyorum al bıyır afiyet olsun dedi...

    Hele de bağam Kuruderede ne ararsın?

    Doktor olarak görev yapmaya geldim, onun için gidiyorum.

    Suratı asıldı biraz yüzü düştü, dedim lan noluyor amk yanlış bişeymi dedik. Neyse öyle yedik yemeğimizi topladı ardından yola koyulduk beraber.

    Yollarımız ayrılıyor galiba?

    Eee bizim köy bu teraftaa, (dedim misafir edecek heralde lan dağ önümde sabırsızlanıyorum göreve başlıyacam dağı aştımmı tamamdır.)

    Bende bu dağa doğru gidiyorum öyle mi?

    Tedirgin bir şekilde bence gitme dedi, dağa varmadan hava gararır hem geceyide dağda geçirmesi teeğlikelidir. Sen en eysii geceyi bizim göyde geçir. sabbah yola cıkman daha hayırlı olur.

    Tepeye baktım, ulan bu adam niye böyle diyor acaba tedirgin gibi bi hali var terörist falan olmasın keleş de vardı bunda, korkuyorum bir yandan gitsem mii gitmesem mi. Neyse dedim adam buranın yerlisi ben ondan iyimi bilecem lan ne kadar sabırsızlansamda tamam dedim.

    Sen öyle diyorsan öyle olsun hadi bakalım.

    Bi yarım saat yürüyüşden sonra köy kahvehanesine misafir etti beni herkes bana bakıyor, Selam verdim oturdum.

    Sardılar etrafımı 25 kişi lan dedim noluyor amk yiyecek bunlar beni heralde hepsi puşili falan terörist gibiler,

    Aralarından biri çobana eee misafırımız gimdir dedi.

    Doktordur abey Kurudere köyüne gelmiştir dedi.

    Yüzleri gülmeye başladın aralarından bi dede meşallah meşallah demah dohtorsun, dedi. Ben tabi 30 kişinin arasında bi şaşırdım övgü afallama tedirginlik hepsi birbirine girdi başımı eğdim tebessüm ediyorum.

    Biri demah kurudere köyüne gidiyorsun uzahtır orası uzah dedi, birisi çay söyleyin hele dohtorumuza dedi.

    Çoban dedi dohtor abi yorgundur müsade ederseniz biz gidelim.

    Yooo yooo gattiyyen olmaaaz, dohtor bey bu akşam benim misafırım olacağ mahmut goş yengenlere haber ver ahşama gözel bi sofra hazırlasınlar ne duruyyon oglum goşş.

    Ben sessiz sessiz oturuyorum bir yandan diyorum vay amk ne adamlar var beni misafir etmek için paylaşamıyorlar.

    Akşam oldu yemeği yedim o adamın evinde Allah razı olsun. tekrar kaheye indik, adamın da adını öğrendim Zeynelmiş.

    Oturduk yine köyün bütün ahalisi bana bakıyor ama nası sanki yiyecekler, sanki insan görmemişler, hani durakta beklersiniz otobüs geçerken içindeki insanların hepsi üzerinizde olur ya gibecekmiş gibi bakarlar, bi söversiniz. Aynı öyle bakıyorlar hala çekiniyorum.

    Bi sıkıntınmı var oğul hayırdır dedi beni misafir eden adam.

    Yoo iyim sadece çok şaşırdım Zeynel bey, yani size çok zahmet verdim, tüm bunlara gerek yoktu çok teşekkür ederim.

    Yaaauv Allah aşkına doktor bey oğlum, ne yaptık ki ? dedi köylüye bakarak.

    Heee diye ses geldi ahaliden, ardından misafir bele mi ağırlanır dedi.

    Neyse tedirginliğim biraz da olsa geçmişti. Tamam dedim bu adamlar terörist falan değil işleri olmaz baksana lan ben hayatım boyunca öyle ağırlanmadım, gerçi hiç ağırlanmadım.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ananın dıbına çay döküp kaynar kaynar gibecem huur cocuğu
      ···
  9. 4.
    +2 -3
    Izdırabını gibeyim bu okunur mu amk. Hem uzun hem köylü hikayesi hem de kürt
    ···
  10. 3.
    +5 -1
    @3 Kardeşim o zamanlar orda yoğun terör olayları vardı, doktor sayısı da oldukça azdı günümüz gibi değildi ülke doktora mecbur ihtiyaç oluyordu..
    ···
    1. 1.
      -1
      Anneni hastanede doktorlarla birlikte gibeyim orul orul huur evladı
      Benim nick6ma gibertme atarsın he annesiz oç ben de bu hikayeni o köylü anneni gibtigim gibi gibmez miyim?
      ···
  11. 2.
    +1 -5
    köylü bin
    ···
  12. 1.
    +37 -3
    Merhabalar arkadaşlar.
    2007 Hakkari Çukurca Kurudere köyünde doktor olarak vazifeye başlamadan önceki hayatım hakkımda ufak özet geçeyim size.

    Izdırap hayatım oldu defalarca öldüm, dediğim oldu. defalarca öldüm öldüm dirildim.

    Ben Bursa'da yetim büyüdüm, bir garip anam bir ben ne abim olduğunu bilirim ne de kardeşim. Baba sevgisi nedir bilmem bende isterdim sizler gibi babam olsun sarılayım kokusunu içime çekeyim ama olmadı. Ömrümde bir kere bile babamı göremedim, (Babanız hayattaysa değerini bilin gerçekten bu duyguyu hiç tatmamış bir insan olarak söylüyorum gittiğinde anlarsınız değerini.) Anam beni zor şartlar altında okuttu, yeri geldi yırtık ayakkabıyla yırtık önlükle gittim okula.

    Yeri geldi sınıftaki arkadaşlarım ayakkabılarıma bakıp burun kıvırdılar, bana pislik gibi baktılar ama yılmadım.

    Babam olmadığı için belki başka insanların babalarını sevdiklerini kurtarırım umuduyla köpek gibi çalıştım nefessiz koyduğum hedefe doğru koşar adım can çekişe çekişe ulaştım.

    Etrafımda hasret giderecek ne bir dost, ne bir arkadaş, ne bir sevgili, sadece anamın sevgisine tutunarak deliler gibi çalıştım, belki sevgiye hasret olan insanları sevdiklerine tutunsunlar umuduyla.

    Belki birkaç hayat kurtarırım umuduyla o Namus ve şerefim üzerine ettim tayinim nereye çıkarsa çıksın farketmezdi. . .

    Velhasıl, doktor olarak Hakkari Çukurca Kurudere köyüne tayin edildim. Biletler kesildi bavulum hazırlandı, Anamı tek bırakıp gidecektim biliyorsunuz terör olaylarından anamın yüreği el vermiyor oğlum gitme ben sensiz ne yaparım diyor. O zamanlar da kıyamet oralar...

    Ana hele bi dur, bi gideyim Allahın izniyle yemin ettim ben anam orda bi ev alırım senide aldırırım yanıma diyorum teselli etmeye çalışıyorum.

    Ama ana yüreği işte ne yapsın, kem küm etsede ağlasada gidecektim başka yolu yoktu.

    Helalleştik otobüse bindim. Son kez baktım anama, hayattaki tek varlığımı arkamda bırakıyordum.

    Başkaları sevdiklerini yalnız başına, arkalarında bırakmasın diye.

    Babamda bizi bırakmıştı arkasında , hayattaki tek amacım bu oldu bunun için gidiyordum oraya.

    Kısmen uzun bir yolculuğun sonunda vardık Çukurcadaydım. Otobüsten indim, Şimdi nasıl yollar yapmışlar o zamanlar toprak yol bile yok...

    Sordum otobüs şoförüne gitmeden çukurca kurudere köyü nerde diye hemen karşıdaki tepeyi görüyormusun dedi, onu aş arkasındaki ovada tek tük köy evlerini görmeye başlarsın dedi.

    O tarafa yol yok, giden minibüs vs herhangi bir ulaşım aracı yok.

    Başladım yürümeye...

    Yürürken bir yandan tepeyi kesiyorum nerden baksanız 500 metre var.

    Bavulum elimde ceketi sıcaktım biraz yürüdükten sonra terlemeye başladım, bi 15 dakika yürüdükten sonra tepenin yamaçlarında koyun otlatan bir çoban gördüm.

    Ben tepeye doğru ilerliyorum aramızda 50 metre var yok üstüme doğru bir canavar koşmaya başladı ama nasıl koşuyor boynunda çelik tasması.

    Ben başladım geldiğim gibi kaçmaya çobanda onun arkasından koşuyor bağırıyor bijiler dereler bereler ovalar nehirler artık anlamıyorum ne diyorsa.(Şimdi anlıyorum bıssekıne diyormuş dur , yeter demekmiş sonradan öğrendim.)

    Meğerse ben kaçmasam köpek bişey yapmıycak ama kafayı gör köpek değil öküz bildiğin kangal 2 metre boy var ayağa kalksa kaçmamak eldemi.

    Bavulumda o kadar büyük değil ufak tefek malzemeler almışım hani para koyulan çantalar olur ya mafya filmlerinde o tarz biraz daha büyük.

    Kaldırdım suratına doğru salladım kışşt diye bağırdım, bu hayvan sıyrıldı patileriyle bi atladı üstüme arkamda kuytu vardı yağmurdan su birikmiş düştüm üstüm başım çamur oldu hep.

    Çoban geldi o sırada yanıma, kaldırdı beni bijiler mijiler heyeler aladereler falan bişeyler diyor.

    Ne diyosun anlamıyorum dedim.

    De kırmançı nızanım dedi.(Anldıbını sonradan öğrendiklerimi yazacağım.)

    Anlamıyorum sizi dedim.

    Yaaaaav dediiim eyyysiiin bişeyin yoh yaa. Eymisin diyurum nerden geliyon nere gidiyon

    Bursa'dan geliyorum Kurudere köyüne gidiyorum, nerde bu köy?

    O dağı gördüüün?

    Evet.

    iştee o dağın argasındaaa, hele otur bi soluhlan gel geç bagalım(kendi şivelerinde yazıyorum yanlış anlamayın böylesi daha iyi yaşamış kadar olursunuz.)

    Geçirdi beni kenara Allah razı olsun su verdi elini yüzünü yıka iyi gelir dedi.

    Sağol teşekkür ederim dedim.

    Dur sen hele dedi başladı koşmaya,

    Lan diyorum nereye gidiyor bu nefes nefeseyim bir yandan da su içiyorum... Koşa koşa gitti eşşeğin yanına şalvarla penye getirdi,

    Hele giy şunları elbiselerinde o arada gurulansın diyor...

    Teşekkür ettim aldım geçtim arka tarafta çalılık bir yer vardı. giyiyorum bir yandanda ulan ne güzel insanı varmış buranın diyorum, söyledikleri kadar kötü değilmiş... (Nerdee)

    Dur hele abim ben sana bi çay demliyim garnımızı doyurah dedi koydu semavere çayı, adam çoban işi burda herşeyi var tam takır o çayı koyarken silahı takıldı gözüme.

    Yok yani silahtan yana sıkıntı değilde pompalı falan olur, Keleş diye tabir ettiğimiz silah var bunda bildiğiniz.

    Neyse o arada geldi hemen sofra bezi elinde, açtı yere koydu.

    Beyler öyle hani söyledikleri gibi değil cidden bambaşka has kürtler. Direk azığını ekmeğini koydu önüme Allah razı olsun.

    Hele gurban açsındır bıyır. O arada beze sarılı tandır ekmeğini çıkarıyor.

    Sağolasın, kusura bakma, senide yordum.

    Yoh canım ne yorgunlugu daş attımda golum mu yoruldi? Hele di ye yemeğini.
    Tümünü Göster
    ···