Osmanlı'da halk müslim ve gayrimüslüm olmak üzere ikiye ayrılırdı ve bir imparatorluk olduğu için 600 sene boyunca uyguladığı politikalar neticesinde ırkı ne olursa olsun müslüman olan bir topluluk dışarıdan "Türkler" diye adlandırılırdı. (halâ da öyledir (bkz: bosna) ) ki bundan dolayı osmanlının son döneminde gayrimüslim-müslim halk arasındaki ayrışmadan faydalanılmıştır. (şerif hüseyin isyanını saymıyorum o ayrı bir mevzu (bkz: selefilik), ha bir de şerif hüsey isyanını bastırmaya gönderilen ordunun ekseriyeti araptır). aslında o bahsettiğin hak iddia eden kesim bir azınlıktan öteye geçememiştir çünkü müslümanlar arasında o dönemde ırk kavramı yokturi bu yüzden de tutmamış ve ellerinde patlamıştır.
Gelelim günümüze
Türkiye'deki kürt siyasi hareketleri marksist ve leninist olup siyasi hayata bu düşüncenin yumuşatılmış hali olan solculuk ve sol partiler aracılığıyla atılmıştırlar. Peki neden dindar olan bir kürt halkını marksist leninist kürtler temsil etme ihtiyacı güdmüşler?
Amaç temsil etme değil. Müslüman iki topluluk arasına nifak sokamazsın, anca toplulukları islamdan uzaklaştırman gerekir, eğer tam tersi sağcı bir politiki ve siyaset izleselerdi ne demokratik özerlik zırvası, ne peyedeye dayadık sırtımızı zırvaları edebilirlerdi yani iki halkı bölme değil birleştirme yanlısı olurlardı.
özetle güzel kardeşim:
kürt diye tabir edilen topluma baktığın zaman 30 yaş üstünün senin benim annemiz babamız dedemiz ninemizden farkı yoktur, dindardır, kendi yağında kavrulur. Ancak sekülerleştirilen 30 yaş altı gençliğinde sıkıntı çoktur ve bundan mütevellit iş bu raddeye gelmiştir.

not: detaylı bir açıklama değildir. şuanki durumun oluşması birçok etmenle girift bir yapıdadır. durumun bir cephesinde olansa budur.