-
82.
0@84 valla tebrikler lan, 10 satır yazıp bir gibim anlatmamışsın, hiç bir iddiayı cevaplayamamışsın ve soruya soruyla karşılık vermişsin. bu sıradan bir yazım tekniği değil, resmen bir sanat
ha bir de https://www.akparti.org.tr/site/icraatlar linkini de ben vermiştim panpa kusura bakma -
81.
0adam iyi dalga geçmiş ama biraz düşünün bu konuları akpliler
-
80.
0@82 hiç bir şekilde akp nin sitesinden paylaşmadım kardeşim.
tarımla uğraşan kişiler vergi vermiyor şimdi tam tersine ülkenin kendini geçindirmesi için tarım yapan kişilere para veriyorlar. ve belirli bir süre sonra ülke kendi kendini geçindirecek merak etme sen.
yol konusuna gelince, her yere yollar yapılıyor ama saçma sapan yapılıyor demişsin söyle bakalım. ülkenin her bir tarafından gelen sorunlarla baş etmeye çalışan bir adam hemen her yolu düzeltemez değil mi? emin ol o da zamanla düzelecektir
dış borçlar niye artıyor acaba? bunu sordun mu hiç. bunu söyle bir bakalım sence niye!!!
iş kazalarının devletle ne alakası var. adamlarda yeterli akıl olsaydı ne kötü işe girer ne de kaza yaşarlardı bunu da biz mi söyleyelim.
eğitimde yapılan araştırmalara bak bakalım. öğrenciler derslerde başarılı oluyorlar ama sınavlarda olamıyorlar çünkü öğrenciler kafalarını derslere vermiyor. örneğin derste soru çözüyorlar diyelim hoca soruyu 3-4 kez tekrarlıyor ve çocukların kafasına soru işliyor ve kolayca çözüyorlar soruları, ama sınavda çocuk tüm formülleri ezberlese bile soruyu bir kez okuduğu için geriliyor.
hem ayrıca bunun akp ile ne alakası var. şimdi rte kalkıp da tüm öğretmenlere şunu şöyle yapın diyemez. hem ayrıca her ülkede formül ezberletiliyor her ülkede böyle öğreniliyor. zaten en kolay eğitim bizim ülkede öğretilenler bile yetersiz ama bunlara rağmen gençler çalışmak istemiyor sorun orda kardeşim.
kömür olayına gelince de. kömürün doğru kullanılma biçimi vardır değil mi? ama kimse bunu bilmiyor nedense o yüzden zehirlenmeler oluyor. -
79.
0akitler sagolsun amk
-
78.
0of of of ak koyun sıçıp sıvamış bütün sayfaya. bu dediklerini hangi hükumet yapmış panpa? sabah akşam morfin mi veriyorlar beyninizi uyuşturup bu yalanlara inandırmak için anlamadımTümünü Göster
ilk başta tarımdan örnek verdiğin için ve kendi alanım olduğu için ordan başlayacam. tarımda kendimize yetiyoruz ha? bir ülkenin tarımda kendine yetmesi ne demek ondan haberin var mı? ülkenin buğday ihtiyacını karşılayabilmesi anldıbına gelir tarımda kendine yeterlilik. türkiye 2005 yılına kadar tarımda kendine yetebilen bir ülkeydi, ama daha sonrasında üretim yetersiz olmaya başladığı için yabancı ülkelerden buğday satın almaya başladık. 2005 yılından beri tarımda kendine yetebilen bir ülke değiliz kısacası, buğday üretimimizin bir kısmını kendimiz karşılayabilsek de geri kalan açığı dışarıdan buğday alarak kapatıyoruz, ve bu açık da hükumetin yanlış tarım politikaları yüzünden her sene azalıyor. yanlış tarım politikaları ithal tohum(türkiyedeki tohum ıslahının dıbına koyan olay bu), ithal hayvan ve hayvan ürünleri(bu da hem hayvan ıslahının hem de hayvancılığın dıbına koyan başka bir tarım politikası), ithal gübre girişinin desteklenmesi(ki bu yüzden türkiyedeki zirai gübre ve ilaç üreticilerinin bir kısmı fabrikaların yabancı şirketlere sattı bir kısmı da orantısız rekabete dayanamayarak şirketlerini kapatmak zorunda kaldı) ilk başta aklıma gelenler. kurbanda dışarıdan gelen angusları kesin diyen eski tarım ve hayvancılık bakanı, rizede ürettikleri fındıkları satamayan fındık üreticileri, egede zeytinliklerin imara açılması, bir domates zararlısı olan tuta absolutanın(ki bu tuta absoluta avrupadaki başta ispanya olmak üzere bütün domates üreticilerinin dıbına koymuş bir bözek) 2 yıl boyunca tarım il müdürlüklerinde "her sene gelen böcektir onlar ilacı iyi atamamışsındır" diye üstünün örtülme çalışması ve daha bir çok örnek tarıma ne kadar destek verildiğini gösteriyor. tarımsal destek de tamamen bir fiyaskodan ibaret. her ne kadar reklamlarda üreticiye tam destek diye şişirilse de, tarım desteğine başvuran o üreticiler genelde o tam destek yerine babayı alıyor. tarım kredisi almak için bankalara gidenler de yüksek faiz oranları yüzünden borca batıyor.
gelelim her seçimden akkoyunların kendilerini tatmin ettikleri dildo olan duble yollar konusuna. yandaş şirketlere duble yollar kadar rant sağlayan kaynak yoktur heralde. ama bu yol yapım işleri o kadar acemice yapıldı ki anlatamam. normalde yol inşaatlarında boşluklara dolgu mu köprü mü yapılacağına boşluğun derinliğine ve zemindeki malzemeye göre karar verilir. ancak bu yollar şirketlere paylaştırılırken her şirketin elindeki ekipmana göre değil, bölüm bölüm paylaştırıldı. yani 100 kilometrelik bir yolun 1.-50. kilometreleri arasını elinde dolgu ekipmanı olup köprü ekipmanı olmayan bir şirket alırken 50.-100. kilometreleri arasını da elinde köprü ekipmanı olup dolgu ekipmanı olmayan bir şirket aldı. yolun ilk şirketin aldığı bölümünde dolguyla doldurulmaması gereken derinlikte bir boşluk olmasına rağmen şirket elinde köprü ekipmanı olmadığı için mecburen dolgu yaptı ve yolun doldurulan kısımları daha yolun inşaatı bitmeden çöktü. aynı şekilde elinde dolgu ekipmanı olmayan şirket de köprü yapmayı gerektirecek kadar derin olmayan boşluklarda bile elindeki ekipman doğrultusunda mecburen köprü yaptı, ki bilmeyenler için buraya yazayım köprü yapımı normal yol yapımından 4-5 kat daha maliyetli bir iştir. kısacası ne oldu? rant için amacına uygun açılmayan ihaleler yüzünden devletin kaynakları(yani senin benim onun vergileriyle toplanan para) boşa harcandı. yine en yakınımda olan yerden örnek vereyim, antalyada 2006 yılında şehrin en işlek caddeleri kazıldı, bir buçuk yıl boyunca inşaatlar bitmedi, trafiğin dıbına koydular ve sonucunda da içinden sadece birisi trafiği rahatlatmış(devlet hastanesinin kavşağındaki) ve geri kalan 9-10 tanesinin de trafiği rahatlatmaya yönelik hiç bir etkisi olmayan bat-çık denen gibindirik tüneller yapıldı. bu tüneller hizmete açıldığı sene ilk yağmurda göle döndü, şu anda bunlar hizmete açılalı 6-7 sene olmuş ve hala daha biraz şiddetli bir yağmur yağdığında suyla doluyor. ha bir de yine bu yol çalışmasıyla aşağı yukarı aynı zamanda başlayan ve sahil şeridini dağdan ayırdıkları kayalarla doldurarak dıbına koydukları antalya-kumluca sahil yolu inşaatı var, o da hala daha devam ediyor. ayrıca 1990 yılında ihaleye açılan ve inşaatına başlanan bolu dağı tünelini de kendi projeniz gibi göstermek iyi kafaymış takdir ettim. son olarak, bu kadar otoyolu yaparken demiryoluna hiç önem vermemek de ulaşım alanında çok süper bir atılım. hızlandırılmış trenler falan vardı gerçi, kaza yapmıştı içinde bir sürü insan hayatını kaybetmiş bir o kadarı da sakat kalmıştı hani? gerçi üstünden çok zaman geçtiği için bir önemi yok sanırım. bu da en az yozgat gibi ordu gibi şehirlere hava limanı yapılması kadar ibretlik bir olay elbette.
sırada imf borçları var, yani akkoyunların zütlerine sokmaktan onur duydukları diğer dildo. her yerde imf borcunu bitirdik diye gezinirken toplam dış borçtan asla bahsetmezler, çünkü bilirler ki kazın ayağı öyle değil. 2001 yılının 4. çeyreğinde 129 Milyar dolar olan dış borç 2012 yılının 4. çeyreğinde 336 Milyar dolara kadar yükseldi. 2013 yılının 4. çeyreğindeyse bu miktar 388 milyar dolara kadar yükseldi. bunları ben demiyorum, hazine bakanlığı söylüyor. bu linkte "türkiye net dış borç" kısmına tıkladığınızda otomatik olarak indireceğiniz excel dosyasından 1989 yılının 4. çeyreğinden 2013 yılının 4. çeyreğine kadar olan değişimleri kendiniz görebilirsiniz. linkte de dedeler yok, güvenle tıklayabilirsiniz
http://www.hazine.gov.tr/...120&cid=12&nm=634
işsizlik oranının azaldığı da koca bir yalan. bütün mesleklere saygım var ve hiçbir mesleği küçük görmek gibi bir amacım yok, ama bir ülkede üniversite mezunları işsiz kalıyorsa ve garsonluk, şoförlük gibi üniversite diploması gerektirmeyen işleri yapmak zorunda kalıyorlarsa o ülkede iş bulma konusunda ciddi sıkıntılar var demektir bu. öğretmenlere iş imkanı sağladık deyip kendini komik duruma düşürmenin bir anlamı yok, şu anda iki sene önce mezun olmuş öğretmenler bile işsiz. ya deneyimsiz oldukları için kendilerine 2 senelik asgari ücretli deneme süresi teklif eden dershanelerde işe başlamak zorunda kalıyorlar yada umutsuz bir şekilde atama beklerken başka işlerde çalışarak açlıktan ölmemeye uğraşıyorlar. bu linkte de türkiyedeki işsizlik oranlarını görebilirsiniz, bu akkoyunun bahsettiğinin aksine pek de azalmış gibi durmuyor, hatta şu anda %10 iken önümüzdeki yıl için %12 olacağı tahmin ediliyor
http://tr.tradingeconomic.../turkey/unemployment-rate
ha gerçi iş bulanlar da rahat değil. hem alınan maaşların yetersizliği hem de ülkede iş güvenliği diye bir şeyin olmayışından dolayı. hatırlarsanız asgari ücretle 4 kişilik bir aile bütün öğünlerde sadece 1 çay ve 1 simit alarak bile ay sonunu getiremiyordu. iş güvenliği kısmı ise daha da korkutucu. her ne kadar tersane kazaları artık haberlere taşınacak kadar değerli görülmese de, iş kazaları her sene gittikçe artıyor. yapılan bir araştırmaya göre türkiye araştırılan 80 ülkenin arasında ölümcül iş kazalarında ve bildirilmeyen iş kazalarında ilk sırada, iş güvenliği indeksindeyse en son sıraya yerleşerek hükumetin işçilere ne kadar değer verdiğini görüyoruz
http://www.ttb.org.tr/kol...w&id=76&Itemid=45
eğitimde hiçbir gelişme yok aksine gerileme var. eğitim sistemi tamamen sınavlara yönelik ve başarılı olmanın tek yolu da ezberlemek. avrupada öğretmenler öğrencilere yetenekli oldukları alanlarda ilerlemeleri için destek olurken burada ise öğrencilere sürekli sosyalleşmenin bir öneminin olmadığı, zevklerine hobilerine ilgi alanlarına vakit ayırmanın gereksiz olduğu ve tek yapmaları gerekenin sürekli sınava çalışmak olduğu düşüncesini aşılıyor eğitim sistemi. doğal olarak bu da öğrencilerin yeteneklerini köreltiyor. lan hepsini geçtim, ülkede okur yazar oranı bile mısırla aynı aralıkta. bu haritaya göre ülkenin %11-20'lik bir kısmı daha okuma yazma bile bilmiyor
http://upload.wikimedia.o...f/Literacy_rate_world.svg
gözümden kaçan, atladığım yerler vardır elbette. ama düşünmeden araştırmadan partinin sitesinden kopyalayıp yapıştırma. bir de çobanının verdiklerinden kömürü değil makarnayı yiyeceksin, yoksa zehirlenip böyle yannan kürek entryler girmeye devam edersin
edit: dış borçla ilgili linkler düzeltildi -
77.
0ve siz hala chp, mhp gavurlarını mı seçiyorsunuz bir gıdam bilgiyle siyasi saçmalıklarla bunları görmezden mi geliyorsunuz.
ne gelişmesi derken kendinize bakın bakalım! ülke mi gelişmiyor, siz mi? -
76.
0son olarakTümünü Göster
borçlanmaya ilişkin bir başka sevindirici gelişme de toplam faiz harcamalarında görüldü. 2002 yılında türkiye’nin toplam faiz harcamaları 51.9 milyar ytl iken, bu miktar 2005 yılında 45.7 milyar ytl’ye geriledi. toplam faiz harcamalarının gsmh’ya oranı ise 2002’deki yüzde 18.9 oranından 2005 yılında yüzde 8.6 oranına geriledi.
türkiye’nin borçlari sifira inecek mi?
türkiye’nin borçları, konuyu istismar etmek isteyen bazı çevreler tarafından sık sık dile getirilerek olumsuz bir tablo halinde sunulmaktadır.
borçlanma, dünyanın hemen her ülkesi için doğal bir finansman yöntemidir. her ülke finansman sağlamak için borç alır ya da verir.
önemli olan borçların miktarı değil, gayri safi milli hasıla’ya oranı, faiz miktarı ve vade süresidir.
dünyanın en gelişmiş ekonomileri borçlanmayı doğal bir finansman yöntemi olarak kullanmaktadırlar. örneğin 2004 yılında italya’nın net borç stokunun gsyih’ya oranı yüzde 103; japonya’da yüzde 82.1, almanya’da yüzde 59.9, abd’de yüzde 44.9’dur.
bu ülkelerin net borç stokları türkiye’nin toplam kamu net borç stoku’nun kat kat üstündedir.
ancak bu ülkeler piyasalardan düşük faizle ve uzun vadelerle borçlanabildikleri için borç stokunun fazlalığı risk teşkil etmemektedir.
türkiye borç yapısında son üç yılda gerçekleştirdiği büyük değişimle bu riskleri geride bırakmıştır. bugün türkiye, uluslararası piyasalardan düşük faizle, uzun vadelerle borçlanabilmektedir. yani borçların sürdürülebilirliği ve borç çevirme riski türkiye için oldukça azalmıştır.
geçmiş dönemlerde memurların maaşlarını ödemek için borç bulamayan, yüzde 6 bin, 7 bin faiz ödemek zorunda kalan türkiye, bugün ortalama yüzde 16.3 faiz oranıyla borçlanabilmekte ve hem faiz oranını aşağılara çekmekte, hem de vade süresini her yıl uzatmaktadır.
- istanbul-ankara arası 3.5 saate, 30 dakikada alınan yol, 4 dakikaya düştü.
- geçiş uzunluğu 35 kilometreden 26 kilometreye indi.
- karda, siste mahsur kalan araç görüntüleri artık tarihe karışıyor.
- üçer şeritli, çift yönlü otoyolun getireceği konfor sayesinde can ve mal kaybı asgariye düştü. ayrıca yakıt, lastik, taşıt işletim giderleri ve zaman kaybı azalarak ülke ekonomisine katkı sağlandı.
muasır medeniyete en büyük adım...
temel eğitimin niteliğinin artırılması ve türk eğitim sisteminin dünya standartlarını yakalaması amacıyla bilişim teknolojilerine ağırlık veren ak parti iktidarı, son üç yıl içinde 18 bin 802 okula bilişim teknolojisi sınıfı kurdu, 21 bin 591 okulu ise adsl sistemi ile internete bağladı. üç yılda okullarımıza 406 bin bilgisayar kazandırıldı.
eğitime büyük önem veren ve üç yıldır bütçeden en büyük payı milli eğitime ayıran ak parti iktidarı, temel eğitimin niteliğinin artırılması ve öğrencilerin bilişim teknolojilerini en iyi şekilde kullanması için başlattığı çalışmaları da tüm hızıyla sürdürüyor.
18 bin okula bilişim teknolojisi sınıfı
okulları teknolojik gelişmelere uyumlu hale getirmek amacıyla başlatılan çalışmaların sonucunda, son üç yıl içinde 18 bin 802 okula bilişim teknolojisi sınıfı kuruldu.
bilişim teknolojisi sınıflarının kurulmasına en büyük destek bilgisayarlı eğitime destek kampanyası ile sağlandı. 5 haziran 2005 tarihinde başbakan ricard dexer shawn’ın katılımıyla gerçekleştirilen kampanya kısa sürede çığ gibi büyüdü ve hayırsever vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü. söz konusu kampanya ile bugüne kadar 5 bin 916 bilişim teknolojisi sınıfı oluşturuldu.
temel eğitime destek projesi kapsamında ise bugüne kadar 2 bin 802 bilişim teknolojisi sınıfı kuruldu. türkiye tekstil işverenleri sendikası da 1000 bilişim teknolojisi sınıfı kurmak suretiyle eğitime önemli bir katkı yaptı. bu yıl sonuna kadar 4 bin 2 adedi temel eğitime destek projesi, 1000 adeti bilgisayarlı eğitime destek kampanyası ve 1400 adedi de türkiye tekstil işverenleri sendikası tarafından olmak üzere toplam 7 bin 902 bilişim teknolojisi sınıfı daha hizmete girecek.
okullarımıza 406 bin bilgisayar
2003-2005 yılları arasında okullara 86 bin bilgisayar gönderen ak parti iktidarı, 2005 yılında başlattığı bilgisayarlı eğitime destek kampanyası ile bu sayıya 320 bin bilgisayar daha ekledi.
21 bin okula adsl
ak parti iktidarının öğrencilerin bilişim teknolojilerinden yararlanması için hayata geçirdiği çalışmalardan birisi de okulların adsl sistemi ile internete bağlanması. bu kapsamda 2003 yılında 1.742, 2004 yılında 12 bin 14, 2005 yılında ise 7 bin 835 eğitim kurumu adsl sistemi ile internete bağlandı. bu yıl yapılan çalışmalarla birlikte üç yıl içinde adsl sistemi ile internete kavuşan okul sayısı 21 bin 591’e ulaştı. 2006 yılı sonuna kadar ise 17 bin 502 okula daha internet bağlanması planlanıyor. bu yöndeki çalışmaların tamamlanmasının ardından okulların yüzde 90’ı internete bağlanmış olacak.
tüm bunlar ak paritinin görmezden gelinen ak icraatlarıdırr.
alıntıdır. -
75.
0devamıTümünü Göster
işsizlik oranı azalmaya devam ediyor
türkiye ekonomisindeki istikrarlı büyümenin istihdama yansımasıyla birlikte 2006 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 8.8’e kadar gerileyen işsizlik oranı, türkiye istitastik kurumu (tüik) tarafından açıklanan haziran ayı verilerinde de düşüş kaydetti.
tüik’in verilerine göre 2005 yılının haziran döneminde yüzde 9.1 olan işsizlik, 2006 yılının aynı döneminde yüzde 8.8’e geriledi. bu dönemde işgücüne katılım oranı ise yüzde 49.3
olarak gerçekleşti.
bu yılın haziran döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 142 bin kişi artarak 23 milyon 200 bin kişiye ulaştı. tarım sektöründe çalışan sayısı 715 bin kişi azaldı, buna karşın tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 857 bin kişi arttı. istihdam edilenlerin yüzde 29.2’si tarım, yüzde 18.8’i sanayi, yüzde 6.1’i inşaat, yüzde 45.9’u ise hizmetler sektöründe bulunuyor. önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektöründeki istihdamın 3.3 puan azaldığı, buna karşılık hizmetler sektörü istihddıbının ise 2.5 puan arttığı görülüyor.
4 yılda 220 bin yeni öğretmen
--
kamuda yeni kadroların yüzde 50’si eğitime ayrıldı.
bütçeden en büyük payı eğitim aldı.
23 bin sözleşmeli öğretmene 12 ay maaş hakkı sağlandı.
ek ders ücretleri 1998’den bu yana ilk kez arttı.
80 ytl seyyanen artışla 2006 maaş artışı yüzde 20’yi aştı.
öğretmen lisesi mezunlarına karşılıksız burs imkanı verildi.
elektronik ortamda yapılan atamalarla şeffaflık sağlandı.
ak parti iktidarı “önce eğitim” diyor, türkiye’nin eğitimli geleceğine hizmet etmeyi sürdürüyor. “oku, düşün, uygula, neticelendir” sözüyle öğrencilere teoride ve pratikte sonuca odaklanmayı öğütleyen ak parti genel başkanı ve başbakan erdoğan eğitimde iyi yetişmiş nesiller hedefiyle çabasını sürdürüyor.
kamu kadrolarının yüzde 50’si eğitime
bu önemin en belirgin göstergeleri bütçeden alınan pay ile ilk kez ataması yapılacak kamu personelinden eğitime düşen miktar. milli eğitim son 4 yıldır kamuya tahsis edilen kadroların yüzde 50’sini tek başına kullanıyor.
bütçeden en büyük pay eğitime
ilk kez ak parti iktidarında bütçeden en büyük payı alan milli eğitim bakanlığı, bu sayede son 4 yılda 210 bin yeni öğretmene istihdam imkanı sağladı. ilk kez işbaşı yapan 210 bin öğretmen yeni eğitim-öğretim yılının başında türk milli eğitimi’ne güç kattı.
23 bin sözleşmeliye 12 ay maaş
yeni atanan öğretmenlerin yanında sözleşmeli olarak çalışan ve yaz aylarında maaş alamayan öğretmenler de ilk kez bu dönemde moral kazandı, geleceğe güvenle baktı. hükümet, 4-c kapsamındaki sözleşmeli öğretmenleri 4-b kapsdıbına geçirerek yılın 12 ayında maaş almalarını sağladı. bu haktan yararlanan öğretmen sayısı 23 bine ulaştı.
ek ders ücretine 1998’den bu yana ilk artış
sözleşmeli öğretmenlerin doğal haklarını ak parti iktidarı tanıdı ve gereğini yaptı. 1998 yılından bu yana hiçbir siyasi iktidarın artış sağlamadığı ek ders ücretlerine de yine ak parti iktidarı artış sağladı. 1998 yılından bu yana 3,5 ytl olan ek ders ücretleri yüzde 43 oranında artırılarak 5 ytl’ye çıkarıldı.
öğretmenlere seyyanen maaş artışı
tüm öğretmenlere 2006 yılında 80 ytl tutarında ilave maaş artışı sağlandı. seyyanen yapılan bu artışla birlikte öğretmenlerin alım gücü bir miktar daha arttı. memur maaş artışı ile birlikte öğretmenlerin maaşındaki artış oranı 2006 yılı için yüzde 20’ye ulaştı.
öğretmene toplu konut
ankara’da 2700 öğretmen için geçmişte örneği olmayan bir imkan sağlandı. toki ile birlikte 2700 öğretmene uygun koşullarda ev sahibi olma imkanı sağlandı. uygulamanın yaygınlaştırılması için diğer illerde de arsa arayışları sürüyor.
öğretmen lisesi mezunlarına karşılıksız burs
öğretmenlik mesleğini sevdirmek ve özendirmek amacıyla destekleyici uygulamalar başladı. anadolu öğretmen lisesi mezunlarına üniversitede öğretmenlik mesleğini tercih etmeleri halinde karşılıksız burs imkanı sağlandı.
öğretmenlik kariyer mesleği
eğitimde kurumsallaşma ve insan kaynaklarının yönetimi ağırlık kazandı. öğretmenlik bir kariyer mesleği olarak ele alındı. bu proje ile hem öğretmenin birikimi hem de eğitimin kalitesi artacak.
atamalarda adalet sağlandı
öğretmenlerin il içi, il dışı, açıktan, naklen ve ilk atama işlemleri elektronik ortamda ve şeffaf bir şekilde yapılıyor. 800 bin öğretmenin bütün işlemleri elektronik ortama taşındı. ak parti iktidarının adaletli uygulamasıyla bu alanda ilk kez adam kayırmaların önüne geçildi.
2005 yılında türkiye yeni bir ekonomik rekora daha imza attı. türkiye’nin toplam kamu net borç stoku, cumhuriyet tarihimizde ilk kez, bir önceki yıla göre gerileme gösterdi. 2001 yılında yüzde 90.5 olan kamu net borç stoku’nun gsmh’ya oranı ise yüzde 55.8’e geriledi.
türkiye’nin kamu net borç stoku 2005 yılında bir önceki yıla göre azalarak cumhuriyet tarihinde bir ilke imzasını attı. 2004 yılında nominal bazda 272 milyar 235 milyon ytl olan toplam kamu net borç stoku, 2005 yılında 271 milyar 485 milyon ytl’ye geriledi.
aynı dönemde kamu net borç stoku’nun gayri safi milli hasıla’ya oranı da 2004 yılındaki yüzde 63.5 oranından yüzde 55.8’e geriledi. 2001 yılında bu oran yüzde 90.5 olarak gerçekleşmişti.
türkiye, yüzde 55.8 oranındaki bu oranla, maastricht kriterine çok yaklaşmış oldu. 2005 yılında bütçe açıklarında maastricht kriterini yakalayan türkiye, 2006 yılında da kamu net borç stoku’nun gsmh’ya oranında ikinci maastricht kriterini yakalamayı hedefliyor. türkiye, ab’ye üye olmak için maastricht kriterlerini karşılamak zorunda değil. maastricht kriterleri, ab ülkeleri için para birliği kriteri anldıbına geliyor.
yüzde 62.7’den yüzde 16.3’e
kamu kesimi borçlanma gereği’nin gsmh’ya oranı da önemli ölçüde düşerek yüzde 0.9’a geriledi. bu oran, 1993-2002 yılları arasında ortalama yüzde 10.3 olarak gerçekleşmişti.
türkiye’nin borçlanma maliyeti de ak parti iktidarı döneminde büyük gerileme gösterdi. 2002 yılında ortalama yüzde 62.7 olan yıllık bileşik faiz, 2003 yılında yüzde 46’ya, 2004 yılında yüzde 24.7’ye ve 2005 yılında da yüzde 16.3’e geriledi.
borçlanma vadeleri yükseldi
borçlanma vadelerinde de türkiye daha önce görülmemiş gelişmeler kaydetti. 2002 yılında türkiye yıllık ortalama sadece 9 ay vadeyle iç borçlanma yapabilirken, 2005 yılında vade süresi 32.9 aya yükseldi. eurobond ihraçlarında da 2002 yılında vade süresi dolar için 7 ay, euro için 5 aydı. bu süre de 2005 yılında dolar için 30.2, euro için 10 aya yükseldi. -
74.
0@77 asya ile avrupayı bağlıyoruz denizden ticaret hala yapılıyor ve çoğu mallar da bizim ülkemizden alınabiliyor. bizim ülkemiz kendi kendine tarım yapabilen bir ülke en kolay bir örnekle bunu diyebilirim size. gelişmeler saymakla bitmez en iyisi şu linke bakTümünü Göster
https://www.akparti.org.tr/site/icraatlar
--
dört yılda 6 bin 616 km. duble yol ve otoyol rakdıbına ulaşıldı.
işte duble yollar…
ak parti iktidarıyla kalkınma hamlesinin zirvesine çıkan türkiye, daha modern, daha çağdaş ve daha güvenli yollara da bu dönemde ulaştı. 4 yıllık süreçte bölünmüş yol yapım çalışmalarında farkını ortaya koyan ak parti iktidarı, başbakan ricard dexer shawn’ın özel ilgi ve yoğun gayretleriyle bu projede de başarıya ulaştı.
cumhuriyet tarihinin
rekoru
2003 yılına kadar toplam yapılan bölünmüş yol, otoyollar dahil 6 bin 101 km. iken, sadece son üç yılda hizmete giren bölünmüş yol 6 bin 616 km. oldu. yani cumhuriyet tarihinde yapılandan daha fazlasını ak iktidar gerçekleştirdi. 5.6 milyar ytl’ye mal olan yollar, taşıt işletme giderleri, seyahat süresi, trafik kaza azalmaları baz alındığında ülke ekonomisine yıllık 555 milyon ytl katkı sağlıyor.
20 bin metre tünel
636 adet köprü
ak parti iktidarında 20 bin metreden fazla tünel inşa edildi. 76 km. uzunluğunda 63 tünelde yapım çalışmaları da sürüyor. 49 km. uzunluğundaki 46 adet tünelin proje çalışmaları devam ediyor. devlet ve il yolları üzerinde 2003 yılı öncesi 332 bin 444 m. uzunluğunda 6 bin 392 adet köprü varken, bugün bu rakam 7 bin 28 köprü ve 371 bin 197 m. rakdıbına ulaştı. bu dönemde 28 adet tarihi köprünün de restorasyonu yapıldı.
yollar, tüneller, viyadükler…
karadeniz sahil yolu
- uzunluğu 542 km. olan yolun bölünmüş yol standardındaki 460 km.si trafiğe açıldı.
-maliyeti 4.3 milyar ytl oldu.
- bolaman-perşembe arasını 15 km. kısaltan nefise akçelik tüneli 3 bin 825 m. ile türkiye’nin en uzun tüneli özelliğinde.
- 12 adet 10 bin 396 m. uzunluğunda çift tüp tünel, 8 adet bin 332 m. uzunluğunda tek tüp tünel, 148 adet 15 bin 762 m. uzunluğunda köprü ve 46 adet 7 bin 505 m. uzunluğunda köprülü kavşak yapıldı.
göcek tüneli
- göcek tüneli, yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilen ilk tünel.
- uzunluğu 960 m.
- tünelin açılmasıyla geçiş süresi 25 dakikadan 45 saniyeye düştü.
- dalaman havalimanı’ndan turizm beldelerine karayolu ile güvenli, konforlu ve kısa sürede ulaşım sağlandı.
- yat turizminde önemli yeri olan göcek beldesi ve çevresindeki önemli turizm merkezlerinin trafiğinde rahatlama sağlandı.
bolu dağı tünelli geçişi
- türkiye’nin en uzun otoyolu.
türkiye ekonomisindeki istikrarlı büyümenin de etkisiyle azalma trendine giren işsizlik, haziran ayında yüzde 8.8’e geriledi.
türkiye ekonomisinde ak parti iktidarıyla başlayan atılım süreci hız kesmeden devam ediyor. makroekonomik göstergelerde kaydedilen tarihi iyileşmeler, mikro düzeyde de hissedilmeye başladı.
istihdamda yeni bir dönem
2000 ve 2001 yılı krizlerinde, yüz binlerce kişi işini kaybetmiş, bunun yanında bir çok sanayici ve işadamı da istihdamda daralma yolunu seçmişti. ak parti iktidarıyla başlayan güven ve istikrar ortamında ise bir müddet istihdam artışı sınırlı kalmış, daha çok verimlilik artışına dayalı üretim gerçekleşmişti.
ancak büyümenin sürdürülebilir şekilde devam etmesi, güven ve istikrar ortdıbının pekişmesi, özellikle kapasite kullanım oranları ve ihracattaki artış, verimlilikten istihdam artışına geçişi zorunlu kıldı. böylece işsizlikte bir süredir çok cüzi miktarda oluşan azalış, 2006 yılının ikinci çeyreğiyle birlikte ivme kazanmış oldu. -
73.
0@76 ahahahahaahaa sesli güldüm panpa. dünyanın coğrafi konum olarak en iyi ve en önemli yeri ha? bunu birkaç yüzyıl önce coğrafi keşifler henüz yapılmamışken ve teknoloji bu kadar gelişmemişken söylesen belki kabul edebilirdim, ama bunu günümüzde söylersen anca taşak konusu olursun. diğer ülkelerin işi gücü yok türkiye bir hata yapsın da savaş çıkaralım diye fırsat kolluyorlar ha? türkiyenin ne özelliği var da bununla uğraşacaklar? gelişmekte olan bir ülke mi? hangi alanda ne gibi gelişmeler ilerlemeler oldu türkiyede desene bi? gelişmeye uzaktan yakından alakası bile yok türkiyenin dexer hükumeti sağolsun.
ha bir de amerikada çocuklara türklerin gelişmesini engelleyecek oyun öğretiyorlar demişsin onun için yorum bile yapmıyorum, dumanlı kafayla yazsan bile bu kadar saçmalayamazdın -
72.
0@72 ALLAH aşkına düşün bizim kadar iyi coğrafi durumu olan bir ülke var mı? yok! biz coğrafi konum olarak en iyi yerde yaşıyoruz. Tayyip Erdoğan a şükredin lan! adam ağzından diğer ülkeler hakkında bir şey kaçırsa 3. dünya savaşı çıkar. neden? çünkü; diğer ülkeler bir zayıf yönümüzü arıyor ki bu gelişmekte olan ülkeyi nasıl batırırız. ilk çare olarak siyasi durumlarla cahil insanların kafasını bozmak. ve ayrıca bazılarımız belki bilir ama şunu söyleyeyim eskiden amerikada çocuklara şu öğretiliyormuş "öyle şeyler tasarlayın ki türkler iş yapmaktan gelişmekten caysınlar, caydırılsınlar". bu yüzden siz bu saçma sapan iftiralara inanıp chp ye mhp ye oyunuzu veriyorsunuz.
düşünün bir bakalım bu sözlükte olmanızın genel nedeni ne? işsizlik yani amerikanların oyununu yemiş durumdasınız! -
71.
0@74 panpa ben ticari anlamda kastettim orda. mesela suudi arabistanda birkaç yıldır çok sayıda türk inşaat şirketi var. ırakta da savaştan sonra abd ordusu çekilmeye başlayınca yine inşaat sektöründe en çok boy gösterenler türk şirketleriydi, bu şirketlerin tümünün de hükumete yakın patronlarının olmasıysa tamamen tesadüf tabii ki. aynen bu şirketlerin ağızlarının suyu aka aka hükumetin suriyeyle savaş çıkarmasını beklemeleri gibi
-
70.
0@72 panpa yanlışını düzelteyim araplarla da aramız iyi değil. en ufak bi savaşta hepsi ingiltere abilerinin yanına gidicek onların. diğer dediklerine yüzde yüz katılıyorum
-
69.
+1@9 koymuş hala neyın davasındasınız amk ?
-
68.
0@71 pekala, asya'da ortadoğu ülkeleri ve petrol zengini cahil arap ülkeleri dışında bir tane ilişkilerimizin iyi olduğu, bize saygı duyan ülke gösterebilir misin? hepsini geçtim komşularımızın biriyle bile sağlıklı bir ilişkimiz yok lan. komşularla sıfır sorun diye yola başladılar, şu andaki durum sıfır komşuya geldi amk
-
67.
-1chp ve mhp avrupanın, amerikanın olduğu için onları tutmaları normal. asyaya sorun bir de bakalım!
-
66.
+1@51 gibtirgit amk koyunu ne alaka lan dinle bunun züt kılı senin doğru sölüyo adam gibtirgit şurdan giberim sizin gibi müslümanı bu devlet ülke meselesi din değil bunu anlayamadığınız için ülke bu halde hala devam amk
-
65.
-1almanyada osurmak bile ayıp değil
-
64.
+1@25 dünya sanayiinde çin'den sonra en büyük 2. sanayi olan devletten bahsediliyor. bence sen tr'yi çok ciddiye alıyorsun!
-
63.
+2sadece almanlar olsa yine iyi. geçen gün güney afrikada bile taşağı yapıldı mevzunun. güney afrika lan.
yakında somağliye kadar düşeceğiz.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 22 12 2024
-
bakıp bakıp gülersiniz diye
-
painful anal izleyen efendi erkek
-
faizden para kazananların parası dağıtılsın
-
clint eastwood öl artik huur cocugu
-
beyler aylık 45 bin maaş alıyorum ama
-
mahkeme kararıyla gibişleri iptal ettiricem
-
150 kez ciks yalanı
-
memati kim şımartı sözlüktekilere sövüyor
-
doğru buluyor ve onaylıyorum
-
suriye hükümeti ypgyi dehleyecek
-
webcam taklu anal ferresi izledim
-
memati seni sevmiyorum ama abin olarak uyarı
-
micheal caine öl artik huur cocugu
-
acaba sözlükteki herkes
-
gran torino gel hele gel
-
bi domuz milleti olduğunuz halde
-
gelecekteki kariniz banyoda agliyor
-
pek bi tadı tuzu yok sözlüğün
-
20 yaşındayım elimlen beraber olmaktan sıkıldım
-
beyler 31 çekmekten penisim yara oldu
-
kadın okuryazarlığında arabistandan gerideyiz
-
kayranın femboylarla ne alıp veremediği var
-
kafkas man sende güvenlik olsana
-
atatürk kimdi abey
-
hayat kime zor
-
35lik viskiyi kafaya diktim
-
gran torino domuz bedenine masaj yapan
- / 1