yarın başlıcam hikayeye vazgeçtim aq 10 part yazdım giblenmedi bu saatte en azından 2-3 kisi olur yarına

başlıyorum beyler okuyanlar burda olduğunu belirtsin

Sıradan bi yağış diye ciddiye almadım. doğduğumdan beri aynı semtte otururum henüz sel görmedim. çocukluğumdan beri yağmurlu ve kasvetli havaları severdim zaten soğuk havalarda da üstüme kapşonlu alır dısarı cıkardım. yağmurlu hava benim için bi nimetti sanki. zaman gün içinde geçmiyo gibiydi ama her gece bugünde hızlı geçti derdim kendime.

pazar gününe cama vuran yağmur damlalarının sesi ve kasvetli havayla uyandım. herşey istediğim gibiydi. tek yaşadığım icin kalktığımda kahvaltı hazırlayan biri olmazdı bende kahvaltı etmeyi sevmezdim zaten. en sevdiğim havada sigara kahve ile kahvaltı yapayım dedim. kahvemi ve kül tablası ile cakmağımı aldım salona gittim. salonda hani cam kolunu üste doğru cevirince sadece üst kısmı acılan camlar var hani işte onlardan vardı. camın üstünü açtım arkadan da Scorpion - in trance yi hafif kısık sesle açtım kahvemden bi yudum aldım sigaramı yaktım. dumanı içime cekmemle toprak kokusunun ve dumanın ciğerlerime dolması bir olmuştu. böyle bi zevk yoktu hiçbişeyde.

yağmur iyice sağnak yağışa dönmüştü. kahve sigara bitince camı kapadım televizyona geçtim. trt de halk korosu, flash tv de halay derken kanalları seri seri geçiyodum. 1-2 kanalda yağmurla ilgili son dakika haberleri vardı ama dikkatimi cekmedi. 2-3 kanalda daha gördükten sonra birinde durdum. ani hava değişimi olduğu yağışın 2-3 gün süreceğini söylüyolardı. benim gibi işsiz gücsüz ve yağmuru seven bi insansanız içinizde kelebekler uçuran bi haberdir bu.

aldım kapsonlumu ve kulaklığımı dışarı cıktım. oturduğum semt deniz kenarıydı sahile vurdum kendimi. yürürken dalmışım. belime kadar çarpan dalga ile kendime geldim. reflex olarak küfür etmiştim. denize baktığımda normalden birazdaha farklıydı sanki. fazla dalgalıydı.

üşümüştüm. soğuk havayı severiz dedikte bu kadar değil tabi. eve döndüm üstümü değiştirdim televizyonun karşısına geçtim. soğukta eve girdiğinizde parmaklarınız kasılır ya hani ısınınca sanki cözlümüş gibi olur aynısı olmuştu onun verdiği etkiyle hafif uykum geldi ama şimdide televizyonda 1-2 hafta sonra kar haberi veriyolardı. hava cok ani değişiyodu ya da ben gündemi takip etmiyodum

gün içinde başka bişey olmadı gece oldu uyudum. gece saat 4 gibi cama vurulan taşın cıkardığı gibi seslerle uyandım. ama 1 kere değil arka arkaya gelen sesler. perdeyi araladım baktım dolu yağıyodu camı acsam vücuduma dediği anda morartıcakmıscasına deli bi şekilde yağıyodu. ama bundan zevk alan biriydim ben söylemiştim. kapadım gözlerimi dinleyerek uyudum böyle biriydim ben.

sabah akan su sesiyle uyandım. ilk çeşmeyi tamamen kapatmamışımdır diye düşündüm. uyku sersemliğiyle banyoya gittim ama cesme acıl değildi. camdan baktım gördüğüm karsısında sasırdım. doğduğumdan beri yaşadığım ve daha önce sel görmemiş semtte sel vardı. hemde az değil yağmur daha sert bi şekilde yağmaya devam ediyodu. televizyonu açtım sinyal yok yazıyodu hangi kanala baktıysam aynı şey sinyal yok..

1 tane arkadasım vardı 13 yıllık arkadasım. onu aradım telefonla ama ulaşamadım. whatsapp tan yazmak aklıma gelmişti ama tam o sırada elektrikler kesilmişti. en büyük zevkim kabus gibi olmaya başlamıştı. dışarı cıkıp arkadaşıma gidebilirdim evi yürüme mesafesinde 10 dakikaydı ama dışarıda yoğun bir sel vardı.

can sıkıntısının verdiği ani bir kararla montumu ve 1 adet şemsiye alıp evden cıktım. mont sevmezdim demiştim ama bu havada giymesem donardım heralde. yokuş evden 5 dakika uzaklıktaydı. yürümek şuan için cok zor değildi asıl sorun olan yokuşu cıkmasıydı. yokuşun önüne geldim ve korktuğum manzarayla karşılaştım yokuştan aşağı süzülen sel ve ona karşı koymak zor olucaktı.

yokuş boyunca sitelerin demirlikleri ve sokak lambaları vardı onlara tutuna tutuna cıkarım dedim ve tırmanmaya başladım. elimde tutmak zor oluyodu bi işede yaramıyodu zaten şemsiyeyi kapadım. yokuşun daha yarısına gelmeden o sele karşı tutunarak cıkmak o yokuşu normal zamanında bile nefes nefese cıkan ve sigara içen biri olarak çıkmak gercekten zordu

yokuşun yarısını geçtim az bi yolum kalmıştı derken selden sürüklenen demir parçasının ayağıma carpmasıyla selin içinde sürüklenmem bir olana kadar herşey iyidi. cok sürüklenmedim kapadığım şemsiyenin ucunu demire gecirmeyi akıl etmiştim. film sahnesi gibiydi ama bacağımdaki o acı bana ölme isteği getirdi.

güç bela arkadaşımın evine ulaştım. adı mertti. kapıyı çaldı. açtı içeri girdiğimde apartmanın bodrum katını su basmış gibi gözüküyodu aldırmadım merdivenleri. mert karşıma saç baş incin gözler kaymış şekilde cıktı. adamın evinin önünden şelale akıyo umrunda değildi sanki. bacağımı gördü kesilmişti kanama vardı ama sıcağı sıcağına hissetmemiştim görünce acısını farkettim.

içeri girdim klagib naber vs gibi konuşmaları kısa kestikten sonra bunun evinde sağlık cantası vardı biliyorum arabası 7 emin e gitmeden önce alıp eve koymuştu. onu aldım bandajladım kanayan yeri içeri geçtim. internet yokluğu ve televizyonsuzluk başına vurmuş olucakki bütün gün uyumuş gibi bi hali vardı.

hayırdır kanka bu havada delimi gibti ne işin var burda dedi. evde sıkıldım aradım telefonlar calısmıyo sanırım sana geleyim dedim yanlısmı yaptım ' dedim. ' yok kanka iyi yapmıssın bende sıkılıyodum havanın hali ne gibi şeyler konuştuk geceyi orda geçirmeye karar verdim. tek yaşardı zaten sıkıntı olmazdı bacağımda da acı vardı zaten.

aksam nasıl uyuduysam sabah mertin dürtmesiyle uyandım. camdan bakıyodu şaşırmış gibi kalktım baktım bende şaşırdım dün akşamki o deli yağmur kar olmuş yağıyodu. imkansız gibi bişeydi belki o kadar dolu dan sonra birden kar bastırması. en azından bana göre öyleydi.

evde yicek bişey yoktu açı açına yaşıyodu bu cocuk galiba amk. bunun bi arabası vardı kanka alısverise gidelim evde yicek yok yağmurda yok kar lastiklerinide taktırmış onları deneriz diye de bi espiri yaptı komik değildi ama ayıp olmasın diye sırıttım

arabaya bindik gidiyoruz markete geldik inanılmaz bi kalabalık vardı. buz çağına hazırlık yapıyo millet sanki. torbaları bagaja koyduk eve dönüyoruz mert cıkmışken dışarda kahvaltı edelim evde uğraşmayalım dedi tamam dedim sevdiğimiz güzel bi yer var oraya gidiyoruz. e5 e cıktık e5 te giderken en son hatırladığım karşı şeritten bi araba bize doğru takla atarak yaklasması ve fren sesleri ne olduysa o andan sonra oldu.

gözlerimi tekrar actığımda bir hastanedeydim. gözlerimi açmamla çığlık seslerini duymam aynı anda oldu. kac gün uyudum bilmiyorum ama camdan dısarı baktığımda gördüğüm manzarada donup kalmıştım. dışarıda fırtınalar kopuyodu. şaka değil gerçek fırtına, hortum. hortumlar.