1. 81.
    0
    reserved okuyacam
    ···
  2. 80.
    0
    verdim kardeşim şukunu.
    ···
  3. 79.
    0
    adamın kaynak sunduğu rıza nur homociksüel ve şizofrendir , bilginize.
    ···
  4. 78.
    0
    adam ağır yalancı beyler haberiniz olsun , kaynak olarak sunduğu bütün herşey çürütüldü.

    YALAN VE ÇARPITMA!

    'Sinan MEYDAN '

    SEN BiR TARiH YALANCISISIN: “Hilafetin kaldırılmasını ingilizler Şart Koşmuştu” diye bir yazı kaleme alan Mustafa Armağan, sözüm ona bir de belge sunmuş: Belgeye bakın da hizaya gelin: “Üzerinde Kral V. George’un 10 Ocak 1924 günü Avam Kamarası’na yaptığı belirtilen konuşmanın Türkiye’yi ilgilendiren paragrafında ‘Lozan onaylanır onaylanmaz yeni bir çağ açılacağı’ söyleniyor.” Yani burada geçen YENi BiR ÇAĞ AÇILMASI ifadesini Mustafa Armağan, “ingilizlerin Türkiye’ye Halifeğilin kaldırılmasını şart koştukları” şeklinde yorumlamış. Yani gözlerimizin içine bakarak ÇARPITMIŞ ve YALAN YAZMIŞ…”Lozan onaylanır onaylanmaz yeni bir çağ açılacağı” ifadesinden “Türkiye’de halifeliğin kaldırılmasının” kastedildiğini çıkardığına göre Mustafa Armağan bir medyum olsa gerek!…

    iNGiLiZLER HALiFELiKTEN KORKUYOR YALANI

    En büyük Cumhuriyet tarihi yalanlarından biri ingilizlerin halifelikten korktukları ve ne yapıp edip halifelikten kurtulmak istedikleri şeklinindedir. Hiçbir bilimsel temeli olmayan, tamamen düz siyasal islamcı mantığı önermesi olan bu tez, Atatürk’ün genç Cumhuriyeti’ni “dinsiz” ve “ingiliz işbirlikçisi” göstermek için kurgulanmış yalan ve aslında komik bir tezdir. Çünkü 1920′lerde ingilizlerin Hilafetten korkmalarını gerektirecek hiçbir durum yoktur. Birincisi ingilizler, 1914-1918 arasındaki I. Dünya Savaşı’nda HALiFELiĞiN Osmanlı adına hiçbir işe yaramadığını çok iyi görmüştür. ikincisi 1918-1922 arasında HALiFE zaten ingilizlerin kontrolündedir. Üçüncüsü Halifelik var olduğu ve ingilizler Halifeyi kontrol ettikleri sürece HALiFELiK Müslümanlardan çok, milyonlarca Müslümanın yaşadığı sömürgelere sahip olan ingilizlere yarayacaktır.

    iNGiLiZLER, HALiFELiĞiN KALDIRILMASINI iSTEMiYORDU

    Cumhuriyet tarihi yalancılarının iddialarının aksine, o günlerde aklı başına ingilizler “Hilafetin kaldırılmasını” hiç istemiyorlardı. Bu nedenle Hilafetin kaldırılması gündeme gelince Hint Müslümanı görünümünde, ama gerçekte ingiliz ajanı iki kişiye (Emir Ali ve Ağa Han) Başbakan ismet Paşa’ya gönderilmek üzere HiLAFETiN KALDIRILMAMASINI iSTEYEN bir mektup yazdırmışlardı.

    ingilizlerin planı: Kurtuluş Savaşı’nın ardından firari padişah VAHDETTiN’e sahip çıkarak, onun HALiFELiK YETKiLERiNi kullanıp, ingiltere’ye karşı ayaklanmış olan MISIR ve HiNT MÜSLÜMANLARINININ isyanlarını önlemekti. ingilizler, “HALiFE ve HALiFELiK ARTIK BiZDE” propagandası yaparak kendilerine başkaldıran HiNT MÜSLÜMANLARININ başkaldırılarını engellemeyi amaçlıyordu. ANCAK iNGiLiZLERiN BU OYUNLARINI ATATÜRK BOZMUŞTUR. Atatürk, VAHDETTiN ingilizlere sığınıp yurt dışına kaçar kaçmaz, ingilizlerin, Vahdettin’in HALiFELiK YETKiLERiNi KULLANACAKLARINI anlayarak hemen yeni bir halife seçtirip (ABDÜLMECiT EFENDi) Vahdettin’in halifelik yetkilerini o yeni halifeye verdirmiştir. Böylece ingilizlerin Vahdettin’in halifelik yetkilerini kullanarak HiNT MÜSLÜMANLARININ BAĞIMSIZLIK ATEŞiNi SÖNDÜRMELERiNi engellemiştir. Vahdettin’in halifelik yetkilerini kaybetmesi üzerine ingilizler de VAHDETTiN’e tekmeyi yapıştırmışlardır. Böylece firari padişahın sefaleti de başlamıştır.

    ATATÜRK, hem ingilizlerce HALiFELiĞiN istismarını önlemek, hem de Cumhuriyet karşıtlarının HALiFELiK etrafında toplanıp rejim düşmanlığı yapmalarının önüne geçmek için 3 Mart 1924′te HALiFELiĞi kaldırmıştır.

    Üstelik TBMM Halifeliği kaldırırken Atatürk, “Halifelik TBMM’nin manevi şahsında saklıdır” diye bir madde ekletmiştir. Böylece ingilizler başta olmak üzere emperyalist ülkelerin “kaldırılmış halifeliği” yeniden canlandırıp istismar etmelerini de önlemek istemiştir.

    Halifeliğin kaldırılması iSLAM DÜNYASINDA HiÇBiR OLUMSUZLUĞA YOL AÇMADIĞI GiBi, HiÇ BiR iSLAM ÜLKESi DE HALiFELiĞE SAHiP ÇIKMAMIŞTIR. DAHASI iSLAM ÜLKELERiNDEKi BAZI MÜSLÜMAN KANAAT ÖNDERLERi ATATÜRK’ÜN HALiFE OLMASINI iSTEMiŞTiR.

    Atatürk bu teklifi, “Türkiye gibi bütün islam ülkeleri bağımsız olmadıkça Halifeliğin islam dünyasının hiçbir işine yaramayacağını” belirterek geri çevirmiştir. Aslında 20. yüzyılda Halifelik Müslümanlardan çok Müslümanları sömürenlerin işine yaramıştır. Bilindiği gibi Osmanlı, I. Dünya Savaşı’nda HALiFELiĞi kullanıp cihat ilan etmiş, ancak dünya Müslümanları bu cihat çağrısına olumlu cevap vermedikleri gibi ARAP ve HiNT MÜSLÜMANLAR iNGiLiZLERiN YANINDA OSMANLI’YA KARŞI SAVAŞMIŞTIR.

    Ayrıca zannedildiği gibi “Halifelik” islami bir gereklilik de değildir. Dört halifenin sonuncusundan itibaren halifelik bir oyuncağa dönüşmüştür. islam dünyasında aynı anda birkaç halife hüküm sürmüştür. Osmanlı Devleti de Halifeliğin gücünü neredeyse hiç bir dönemde kullanmış değildir. Bu konuda yazılanların tamamı hamasetten başka bir anlam ifade etmez.

    EMPERYALiZM HER ZAMAN PADiŞAHLAR, HALiFELER, DiKTATÖRLER iSTER

    ŞURASI UNUTULMASIN Ki: Emperyalizm “bir milleti” kontrol etmektense, adı sultan, padişah, kral, diktatör veya halife olan “bir adamı” kontrol etmenin çok daha kolay olduğunu bilir. Bu nedenle “ulusal egemenliğe”, “milli iradeye”, “cumhuriyete” karşıdır. Emperyalizim her zaman kendi kuklası durumunda padişahlar/ halifeler ister. Nitekim bugün bile emperyalizmin güdümündeki islam dünyasında kukla diktatörler vardır. Emperyalizm Kurtuluş Savaşı sırasında padişaha/halifeye sahip çıkmış, onu kullanarak Atatürk’ün etrafında gelişen milli iradeyi yok etmek için çok uğraşmıştır. Dahası emperyalizm Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Lozan Antlaşması görüşmelerine bile Osmanlı Padişahının temsilcilerini çağırarak onlarla muhattap olmak istemiştir.

    Ancak ATATÜRK, KURTULUŞ SAVAŞI ile ANADOLU YAYLASINA GÖMDÜĞÜ EMPERYALiZMiN BiR DAHA TÜRKiYE ÜZERiNDE ETKiLi OLAMAMASI iÇiN, EMPERYALiZMiN KUKLASI DURUMUNDAKi PADiŞAHLIK/HALiFELiK GiBi “TEK ADAM” iDARELERiNE SON VERMiŞ, CUMHURiYETi iLAN EDEREK YÖNETiMi MiLLETE VERMiŞTiR.

    Özellikle ingilizler bu duruma çok üzülmüştür. irlanda’da M. Kolins’e ve iran da Rıza Şah’a Cumhuriyeti ilan ettirmeyen ingilizler, Türkiye’de Atatürk’ün cumhuriyeti ilan etmesini engelleyememişlerdir. Üstelik Atatürk, adeta emperyalzimden intikam alırcasına Cumhuriyeti özellikle 29 Ekim’de ilan etmiştir. Böylece 30 Ekim’de ingilizlerle imzalanmış olan Mondros Ateşkes Antlşaması’nın intikdıbını almıştır.

    EMPERYALiZMiN EN BÜYÜK HAYALi

    Emperyalizmin hayali Türkiye’nin eskiden olduğu gibi yine padişahlar/halifeler tarafından yönetilmesiydi. Çünkü onlar -daha önce de ifade ettiğim gibi- bir milleti kontrol etmektense bir adamı kontrol etmenin çok daha kolay olduğunu biliyorlardı…Nietkim Osmanlı’nın son yüzeli yılında bu durumdan çok ustaca yararlanıp Osmanlı’yı bir sömürge haline getirmişlerdi.

    Türkiye dışında bütün Arap-islam ülkelerinin bugün bile emperyalizmin güdümündeki “diktatörlerce” yönetilmesinin alameti farikası işte buradadır…

    @1 al oku
    Tümünü Göster
    ···
  5. 77.
    0
    basligi da ucurun kodumu modlari olan bitene kopekspor yazana kadar sozluge bak oc mal adam

    siyaset aldi basini gidiyor sozlukte siz hala gotunuzu kasiyin
    ···
  6. 76.
    0
    ulan huur evladı kamal ne he silin şunları
    ···
  7. 75.
    0
    reserved

    okurum bi ara
    ···
  8. 74.
    0
    bu başlık hala uçurulmadımı bu yazar hala uçurulmadımı amk
    ···
  9. 73.
    0
    bu nasıl bir masonlukmuş ki adam hayatı boyunca kelle koltukta yaşamış. Nasıl bir masonlukmuş ki sana medeniyeti getirmeye çalışmış, insan olduğunu "padişahın kulu" olmadığını göstermiş. Nasıl bir dinsizlikmiş ki Kuran'ı Kerim'i Türkçe'ye çevirerek yalan yanlış tarikatlardan, putlardan arınman için sana fırsat vermiş. Ve nasıl bir diktatör katilmiş ki ölümünün üzerinden 74 yıl geçmesine karşın milyonlarca kişi tarafından minnetle anılan bir kahraman olmuş.
    Dini Kur'an dışında bir çok yalan yanlış kaynak yaratarak kendilerine fayda sağlayacak hale getirenler ve bunların yandaşları kendilerini ne kadar "iyi müslüman" olarak adlandırsalar da Allah hakettikleri cezayı onlara verecektir. Mason arıyorsan eğer müslümanım diyip, Amerika'da zevki sefa sürenlere bakın! (Bakara suresi: 8,9,10,11,12. ayetler): insanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler. Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır. Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler. iyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.
    ···
  10. 72.
    0
    işte 'dinsiz', 'deccal' dediginiz Mustafa Kemal:

    Cenab-ı Peygamber, peygamberlerin en sonuncusu olmuştur ve kitabı en ekgibsiz kitaptır. (Nutuk III, 1920, s.1241)

    Bizim dinimiz, akla en uygun ve en doğal dindir. Ve ancak bu nedenledir ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, bilime uygun olması gereklidir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal yaşamında, hiç kimsenin özel bir sınıf halinde varlığını korumaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler, dini emirlere uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmek zorundayız. (Söylev ve Demeçler II, 1923, s.128)

    Görüldüğü üzere ingiliz uşaklığı döneminden beri Mustafa Kemal'i dinsizlikle itham edenler en basit tanımı ile yalan söylüyor. Onların rahatsız olduğu şey Atatürk'ün yukarıda verdiğim örneklerde de görülen halkın saf inançlarını sömüren 'ruhban sınıfa' ve islam'ı küçülten din dışı hurafelere verdiği savaş. Devam edelim;

    Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kafir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, islamların kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir. (Söylev ve Demeçler, 1923, s.128)

    Tabii niyet ve üslup konusunda da Mustafa Kemal'den dersler alabilir 'Büyük Usta'. Ülkeye her iyiliği, güzelliği kendilerinin getirdiğini iddia eden AKP iktidarı ve uzantıları Atatürk'ün de daha dindar (fakat kindar olmayan) bir millet arzusunu acaba kürsülerde, meydanlarda, kapı arkalarında dile getirir mi, bilemiyorum.

    Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Bilince aykırı, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor. (Söylev ve Demeçler III, 1923, s. 70)

    Daha önemlisi 'Atatürk'ün telgrafı ile demokrasi dersi verenler' ve bunu manşetlerine taşıyanlar Atatürk'ün hazırlattığı içerisinde Namazın Hikmeti, Peygamberimiz Efendimizin Ahlakı, Allah'ı Sevmek ve Peygamber'e itaat Etmek, Ramazan-ı Şerif ve Oruç, Oruç ve Önemi, içkinin Fenalığı (iki adet) , Kumarın Fenalığı, Allah'tan Korkmak gibi hutbeler ve mübarek günler için hazırlattığı 51 adet hutbeyi anlatacak mı halka? Hiç sanmıyorum...

    K. Murat YILDIZ

    alintidir
    Tümünü Göster
    ···
  11. 71.
    +1
    atatürk'ü tartışmak kim siz kim amk bu topraklarda bu şekilde yaşıyorsan önce allah'a sonra ona borçlusun. tartışılmayacak üzerine laf söylenmeyecek tek adamdır atatürk. hataları olmamış mıdır elbette olmuş olabilir insan sonuçta ama yaptıkları bu hataları bi an bile düşündürmez.
    ···
  12. 70.
    +1
    23 nisanda bir güneş doğdu,
    karanlığı birden yok etti, kovdu.
    ···
  13. 69.
    +1
    senin kaynağın zaman gazetesiyse sen yannanı yemişin lan
    ···
  14. 68.
    0
    reserved
    ···
  15. 67.
    +1 -1
    kadını bir et parçası gibi görüp kadının saçının telinden bile gibi kalkan zihniyete karşı duran atatürk'ün her daim arkasındayım bakmayın sevmem pek atatürk'ü ama bu konuda her daim arkasındayım.
    ···
  16. 66.
    0
    @7 haklısın @1 ananı giberim dexercı oc
    ···
  17. 65.
    0
    giblemeyin şu amklarımı mod uyuma
    ···
  18. 64.
    +2
    Din bir vicdan meselesidir. Herkes
    vicdanının emrine uymakta serbesttir.
    Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve
    düşünceye karşı değiliz. Biz sadece
    din işlerini, millet ve devlet işleriyle
    karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile
    dayanan tutucu hareketlerden
    sakınıyoruz. (1926)
    ···
  19. 63.
    -1
    kopyladigin yazilari okuduysan eger gotumu gibsinler
    ···
  20. 62.
    0
    1926 da suudi arabistan da isgal mi vardi ,tarih ogren gel seni gidi copy pastci
    ···