hadi kız tavlıyoruz beyler

şimdi bizim kezbanlara bakalım. gidip saat soruyorsunuz, sanane be salağım diyor, doğru mu?

herşeyden önce, göz teması kurmadınız. sormadan önce gözlerinin tam içine bakacaksınız, kilitleneceksiniz gözlerine. kapıyı zorlayacaksınız. ama kısacık, 1-2 saniye en fazla ve sorunuzu soracaksınız. kız kilitten kurtulacak, bir şey diyecek.

ne diyecek? sana ne be salağım? buyrun işte size erkek bekleyen kız, size bir soru sordu. ne dedik, onlar bu durumda size bir soru sorar. sorunun ne olduğu önemli değil. karşınızdakinin ilk adımını çözdünüz. ne yapacaktık, onu kastetmeyen, çevreye dair sorularla onu yumuşatacaktık. şimdi amk. yerinde saat kaç gibi bir sorunun arkasından, sana ne lafına nasıl bir soru uydurursunuz? 3 adım sonrasını hesap etmeden giderseniz, böyle züt üstü oturursunuz.

neyse, sorumuz saatti. sanan ne salağım dedi. bir avm'desiniz, basit:"şey, sinemaya gidecektikte, vaktimiz varsa marketten bir şeyler alalım diyorduk, sinemaya içecek alıyorlar mı?"

işte böyle, bir soruya bağlayacaksınız olayı, size cevap vermek durumunda hissedecek. merak etmeyin, siz mesafeyi koruyup bir kaç sorusuna böyle kesme atınca o kalkanı kaldıracak.

işte bizim o kezbanların bilmediği ama bizim bildiğimiz şey şu beyler. bunlar ideal gibi görünen bir erkeği bulacak. ama bu detay. asıl önemlisi şu. bunlar o erkeğin kendilerine bağlı olmasını, o dediğimiz kölesi, köpeği olmasını isteyecek. bu da detay. bunu yapmak için, erkeğe bir şeyler verip onu kendine muhtaç etmek zorunda hissedecek kendini. içinden bu dürtecek. sana yardım edecek, destek olacak. sana bir iyilik, bir şeyler yapması lazım.

o yüzden soruyla gidiyoruz. ondan bir şeyler istiyoruz. bir ki çevirip, ver kızım bir şeyler derseniz, açılır, cevap vermeye başlar.

ama erkek arayan kıza, hemen listesine girmek için yazılmalısınız. dedik ya, hemen yakınlaşın, ona dair konuşun. şimdi bizim kezban böyle bir tip olsun, o zaman size, saatin yok mu filan der, ya da saati söyler. gibinize takmayın. direk komplimana girin. nerdeydik, avm'de mi. hemen girişin. kızkardeşim için bir kolye almak istiyordum, takılarınız çok hoş duruyor, zevk sahibi olduğunuz tartışılmaz. ona nasıl bir şey alsam diyordum da. sizin kolyeniz, onun gibi bir şeyi nerde bulabilirim acaba?

verdiniz kızın kanına iltifatı çaktırmadan. tamam, tavlamadınız ama artık arkası gelir.

ama kızın erkek arayan mı bekleyen mi olduğunu anlayamadıysanız, bu iş bu noktaya gelmez, kafanıza topuklu ayakkabı yada çanta inmiş olur. işte o yüzden böyle böyle olun diyoruz. siz taş gibi erkek olunca, onun içindeki kız çıkar ortaya.

rezöevegfd

hepsini bi başlıkta yaz panpa yoksa okunmuyo

amk günde 1000 konu acılıyor am görse bayılcak pekekentler kız tavlamayi ögretiyorlar.

peki yolda giderken denk geldiyse içinizin yağını eriten hatun. işte o an, okkayla taşşak sahibi olduğunuzu serme anıdır. hiç bir kız taşşaklı erkeğe karşı koyamaz. tek zayıflıklarıdır.

kıza yaklaşırken gözlerinin içine bakın, kilitlenmeye çalışın. hop dediğimiz gibi, bir an bakıp kaçırıyorsa, erkek arıyor. ama o da size bakıyorsa, bekliyor. yukarda yazdık.

şimdi şunu kabul edin. sokak ortasında hiç tanımadığınız kızın karşısına dikilip budur demek, sıradışı, hiç alışkın olunmayan ve harbiden cesaret gerektiren bir şeydir. yaparım diyen? ben çok yaptım, her defasında işe yaradı, inanın ki. işte erkekliğinizin sınanacağı an bu andır.

şu göz teması. o iki halden biri olmadıysa, hiç uğraşmayın, kanınız akmasın yola. ama olduysa..

eğer kız erkek arıyorsa, derhal önünde durun, merhaba deyin, ne tarafa gittiğini sorun. 30 sn. filan oyalayın. birlikte gitmenin maceralı olacağını ima edin.

erkek bekleyen kızsa, kafadan bağlamayı çekin, zira başka şansınız yok. bırakın sizi geçsin. bir - iki adım filan geçince, dönün, fırlayın, önüne geçin amk şeyinin. gözlerine bakın. ürkecek, biliyorum bu çılgınca, ama sizin gibi harika biriyle tanışmadan olmaz diye düşünüyorum. bu bağlamda bir laf edin. korkmayın. başak yapacak bir şeyiniz de yok zaten pek.

.

up up up up up

haklı olduğun noktalar var panpa

şimdi beyler. 42 yaşındayken 20 yaşındaki bir ahu dilberle olan maceramı anlatmıştım buralarda bir yerde. oradaki olay işte aynen bu yatırımcı kıza davranma olayıydı. kıza kafadan 600 TL'lik kolyeyi boca etmiştim amk. adını bile sormadan. işte bu taşşak göstermedir. kolyenin değeri önemli değil. önemli olan bunu yapabilecek, onun için bu cesareti gösterebilecek olmanız. ve kız 3 hafta filan sürdü, bakireliğinden kurtulup mutlu mesut ve daha ciksi bir kıza terfi etti.

bu şekilde cesaret gösteren taktikler, hep işe yarar. fakat, şu önemli. bu gibi hareketleri yapmak ciddi cesaret, yanında acayip hazır cevaplık ve planlı olmayı gerektirir. anında planı kurup kızın tüm kaçış hatlarını tıkamalısınız. bu da okuyarak, kızlara kapılıp aklını gibtirmeyerek olur. yeterince tecrübeli değilseniz, zütünüze güvnemiyorsanız, çuvallarsınız. o halde tecrübe kazanın, süratle.

şimdi bakalım, okuldaki, işteki kıza nasıl açılacağız.

grubuna girme imkanımız varsa, en iyisi girmektir. ama kanka olursak? olmazsınız. hem kanka gibmek daha zevklidir amk. hele ertesi gün gene kanka kalabiliyorsanız, tadından yenmez.

gurp içinde cinsel eğilimlerinizi belli etmeyin. şöyle kızdan hoşlanırım, böylesi filan demeyin. kızı okumaya çalışın. erkek mi bekliyor, yoksa arıyor mu? hayatını vs. nasıl planlıyor? kızlarla mı takılıyor, erkeklerle mi? maddi kaygıları neler? havalı bir tip mi? çocukları, bebekleri sever mi? bu şekilde onu çözmeye çalışın.

ama arkadaş grubuna giremiyorsanız, sokaktaki kıza davrandığınız gibi davranmak gerekebilir. ama başta dedik, yılışık, güven vermeyen vs. bir tip olmayacaksınız.

reserved

reserved

reserved

şimdi önce zor olana bakalım. alakasız bir kız, arkadaşlarını vs. tanımıyor bilmiyorsunuz. ne yapalımda sokulalım?

kıza bir bakın. kızlarla mı, erkeklerle mi daha çok takılıyor. erkeklerin arasında kikirdeyip duruyor, dikkat çekmek istiyor mu?

kızlarla takılan, erkek bekler, diğeri ise erkek arıyordur. sokulmaya çıkanı ise züt üstüne oturtmak onun orgazmı olabilir. o yüzden kaşar duruyor filan diye gidip hemen yazılmayın. havalı ve relax olun.

eğer kız erkek bekliyorsa, gidin, yaptığı işi merak edin, hangi sınıfta olduğunu merak edin, nereli olduğunu merak edin. bu şekilde yaklaşın. kız ona odaklandığınızı anlasın. basit bir hoş beş, ama kıza asla güzelsin filan yok. hele okul dışındaysanız, lapotopla filan uğraşıyorsa nerde okuyor, nerde çalışıyor vs. konuları tadından yenmez.

erkek arıyorsa kızın kendine yüklenmeyin, kendi binliğinizi serin. okuldasınız, baktınız kız notebook'ta face'den chat yapıyor. dalın balıklama. şöyle bir bakın. ne bakıyorsun der gibi bakacaktır. "bitmedi ki şu okul nanesi, zaten en döküntü öğrencide benim ya. bitse hiç yoktan böyle face'den takılacak birini bulurduk." gibi bir laf edin. kız ders çalışıyorsa, gözünün içine bakın, "bizde mi ders çalışsak artık, bitmeyecek yoksa bu okul böyle... " gibi bir laf edin. taşı gediğine koyun.

çalışıyorsanız, bu taktikler uygun olmaz. o zaman dozu yavaş yavaş artırıp bu noktalara getirmeniz gerekir. selam vererek, afiyet olsun diyerek filan başlayın olaya. ağır ağır dozu bu istikamette artırın.

pembe panjur ne amk ya ?

sanırım genel taktik anlaşılmıştır beyler. bu tanışma, yani kızla konuşmaya başlama noktasıydı. ne deneceği hususunu anlattık sanıyorum, hangi tipe hangi şekilde yaklaşacaksınız. biraz antreman yapın. açılırsınız. kafanız çalışmaya başlar, devdıbını getirebilir olursunuz. ve hemen yarın deneyin, bakın görün, faydası var mı yok mu?

ama dikkat edin, en başta bir kaç temel hususu saydık. önce onları düzeltin.

ilk laflardan anlamışsınızdır, olay binin teki olmakta bitiyor beyler. olursa olur, olmzasa gibmideydi, amcık mı yok havasında olacaksınız. kız size düşecek. olay burada başlar.

@77

http://www.pembepanjur.com/

700 kusur profile bakmışım amk. karı milleti di mi, hepsi aynı yalan amk. larımın. 20 tanesine mesaj yolladım, cevap veren delinin biri oldu. profili düşük tuttum amk. maaş filan. hepsi 3 şey aramış, dürüst, yalan olmayan, sadık vs. ama umurlarında değil. umarım biri hafızamda kalıp yoluma çıkmaz, yalanı, dürüstlüğü filan öğrenir, ben kanırtıp paspas olarak kapı önüne koyunca..

londra yakınlarındaki camii’ye bir imam gönderilmiş. yeni imam şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman da aynı şoföre rastlıyormuş.

bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 kuruş fazla vermiş.

imam yanlışlığı oturup da parasını sayınca fark etmiş. kendi kendine “20 kuruşu geri versem mi ” diye düşünüyormuş.

ama içinden bir ses diyormuş ki “çok gülünç bir para ve şoförün umurunda değil. otobüs şirketi çok para kazanıyor zaten…

sadece 20 kuruş onlara bir şey yapmaz.” bu parayı saklayabilirim diye düşünmüş, allahtan gelen bir hediye gibi…

inecegi durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş ve demiş ki: “paranın üstünü fazla verdiniz.”

şöför gülümsemiş ve demiş ki : “siz caminin yeni imamısınız değil mi? aslında uzun zamandır sizi caminizde ziyaret etmek istiyordum, islamı öğrenmek için. bu yüzden bilerek size fazla para verdim. nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim.”
inerken imam artık bacaklarını hissetmiyormuş, yere yığılacakmış neredeyse, bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış.

gözlerinden yaşlar dökülerek demiş ki:
“allah'ım az daha islamı 20 kuruşa satıyordum!”

unutmayın ki siz belki de müslüman olmayan insanlar için dinimizi tanıtan kişilerdensiniz,

maalesef insanlar sizinle birlikte dinimizi de yargılayacaklardır.

ve o otobüs şoförü, olaydan bir kac ay sonra, kelime-i şahadet getirerek müslüman oldu. gözlerinde yaş, özlem, aşk vardı.. allah aşkı!

@80 allahınızı da yolla bir de onun işini görüvereyim, olur mu sevgili şakirtim benim. ananada selam söyle, zütünün takunu yıkamayı öğrenirse bir daha uğrarım belki yanına...

reserved 64