yine her zamanki tolga tavrı zank diye konuya girdi "o kız sana göre değil" dedi. hangi kız kanka falan salağa yattım ama hiç istifini bozmadan "ipek sana göre bi kız değil biliyorum" dedi. çekinmene gerek yok ben kimsenin namus bekçiliğini yapacak değilim akrabam diye ona teklif etmenin bana yamuk yapmış gibi olacağını düşünme dedi. ulan daha geçen gece ağzıma sıçacakmış gibi konuşan adamın dediklerine bak. dayanamadım tolga dalga mı geçiyorsun yoksa test mi yapıyorsun açık konuş dedim. test falan yok ciddiyim akrabam diye ona teklif eden adamları hizaya dizmem banane o huurdan dedi. ( beyler bu arada bu yaşadığım şehir de epey muhafazakar bi şehirdir, tolga da bu şehirli ipek de ama ipek izmirde büyümüş öyle gittin bi kıza teklif ettin diye çok kavga çıktığını gördüm başıma da geldi, normal yani bunlar. )

Biraz daha iyi yapabilirmişsin.

huur mu kanka neden öyle dedin dedim. tolga ben biliyorum kardeşim o kız sana göre değil halini tavrını görmüyor musun sakın gönlünü kaptırma çok üzülürsün dedi. beyler o an çok üzüldüm lan. tamam ipek i tanıyalı 2 ay falan oluyordu o kadar tanıma fırsatım da olmadı çok yanaşmadım ama ne bileyim kötü oldum amk. çok güzel çok ciksi çok şeker ve çok çoktu. çoktu işte. nelerden hoşlanır ne yapmayı sever karakteri hakkında çok az şey biliyordum aşık da değildim sanki ama nedense kötü oldum yüzüm düştü. tolga sen zaten çok kapılmışsın dedi. yok kanka falan dedimse de bana yalan söyleme biliyorum dedi.

1-2 dakika sus pus oturduk. tolga aniden ciddileşti " bak sen benim yakın arkadaşım ne sana zarar veririm ne de sana zarar gelsin isterim. ama sözümü dinle bu kıza gönlünü bağlama üzülürsün." dedi. yok kanka ne bağlancam ya falan ergen triplerine girdim ama öyle değildi işte. neyse ben de "neden huur dediğini hala anlamadım" dedim. inanmıyor musun dedi tolga. yok kanka niye inanmayayım sen bana hiç yalan söylemedin ben de sana söylemedim ( ki zaten zütüm yemez ) ne alaka falan dedim. tolga "ver telefonunu" dedi.

ARKADAŞLAR HAZIR PARTLAR VAR iLK ENTRY i ŞUKULAYIP REZ ALIRSANIZ HIZLA DEVAM EDiCEM

napıcan falan diyemeden verdim telefonu. kendi telefonunu da çıkarttı telefonumda bişeyler yaptı ve "al" dedi. ne diye bi baktım ipek ve telefon numarası. telefonuma kaydetmiş. "bana inanmıyorsun kendin anlayıp göreceksin" dedi. ulan ben bacım ayağında bu kızla nasıl iletişim kurarım nasıl bağ yaparım derken, tolgaya bunu söylemeyi bırak düşünmezken bile tolga şak diye her azmanki tavrıyla ipek in telefonunu verdi. önce şaşırdım sonra "yok kanka sen öyle diyorsan öyledir" telefonu attım cebime. tolga bi sigara daha yaktı.

Numarayı yazarken rat mı yükledi

Trend kokusu alıyorum yerimi kaptim

Rez al buraya Koç

akşam eve gittim aynı gün o kadar çok duygu yaşadım ki asosyal biri için. o güne kadar hiçbir kıza açılmamıştım, hiçbir kızla aramda samimiyet geçmemişti, böyle sosyal ataklar benden beklenemyecek şeylerdi ama zaten bunu tolga yapıyordu. önce korkuttu sonra telefon numarasını verdi. ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordum ama ölesiye korkuyordum tolgadan, kesin tuzak kuruyor diye. dediğim gibi bu muhafazakar ilde birinin akrabasına huur demesi, benim de öyle olduğunu düşünmemi istemesi gerçekten olağandışıydı. sonra bi an ipek in telefonunu silmemiş olduğumu fark ettim. çok kolay bi numaraydı 5004030 gibi basit ezberlenecek bi numaraydı. kendi kendime kesinlikle mesaj atmamalıyım bu numaraya dedim.

pazartesi gün okula gittiğimde tolga istiklal marşına geç kalmıştı. sabahları istiklal marşı okuyorduk sıraya dizilip. tolga hemen bizim sıra olduğumuz yerin yan tarafında müdür bunu çekmiş geç kaldın diye azarlııyordu. neyse marş okundu sınıfa geçtik tolga da geldi ders başladı bitti. tenefüste nasılsın naptın falan muhabbeti yaptık. tolga derste sürekli uyuyordu tenefüste uyanıyordu tuvalette sigara içiyordu ama tabi benim zütüm yemiyordu sigara koka koka derse girmeye. neyse ders bitti okul çıkışı gittik bi dönerciye yemek yedik. hesabı tolga ödedi, ödememe izin vermedi. yine bi parka gittik kola + parlement ve yine tolga ani çıkışını yaptı.

"ee mesaj attın mı" dedi tolga. yok kanka benim sana güvenim tam atmadım dedim. ver telefonunu dedi. hasgibtir dedim o anda aklımı gibeyim tuzaktı işte ipek in numarası hala duruyordu telefonumda anladığımda çok geç oldu telefonu verdim eline buldu numarayı. "iyi bu akşam at o zaman aklında bişey kalmasın " dedi. oha. ne yani tolga hakkaten onunla konuşmamı, huur olduğunu anlamamı mı istiyordu, bi an kendime çok fazla komplo teorisi kuruyorum dedim. tolga yine beni şaşırtmıştı. yok kanka benim sana inancım tam ayrıca ipekle alakam yok benim falan dedim geçiştirdim. konu değişti. babasıyla problemleri varmış, harçlık mevzusunu sıkıntı ediyormuş. canı sıkkındı biraz sigara bitti evlere dağıldık.

bindim dolmuşa eve geldim. yemeği falan yedik geçtim odama. aldım elime telefonumu düşünüyorum. dedim ki kendi kendime çok şüphe ettim tolga samimi arkadaşım bana tuzak falan kurmaz. hem zaten kıza kendi karşımda huur dedi, ısrarla huur olduğunu söylüyor. adam samimi heralde dedim. bi yandan da ipek kafamda uçuşuyordu. onun rimelli yeşil gözleri kıpkırmızı dudakları, ince çoraplı bacakları beni aşırı derecede tahrik ediyordu. bu duygularla ilk mesajı yazdım:
-merhaba ipek ben Halil. ( al ifşa da ettim kendimi. )
-meraba senin mi bu no
-evet benim nasılsın?
-iiiim numaramı nerden buldun?
-tolgadan rica ettim kırmadı kızmazsın değil mi?

ulan son mesaj o kadar çocukça ve ergence olmuştu ki kız şimdi gitse tolgaya saydırsa ne diyecektim? ama tolga vermişti numarayı zaten. yine 3.5 attım ama cevap çabuk geldi:
-haa iyi o zaman, ee napıyorsun? =)

bu olay pazartesi akşam oldu beyler. perşembeye kadar hem mesajda hem okulda biz ipekle baya takıldık. kız o kadar tatlı o kadar şirindi ki, hakikaten tolganın dediği gibi huur ruhlu olabileceğine inanmak istemiyordum. görüntüsü tolgayı haklı çıkarıyordu ama bana karşı tutumu için aynı şeyi söyleyemem. neden tolga bu kız hakkında böyle demişti anlamadım. karşıdan bu kızı gören gerçekten huur der ama içi çok başkaydı. perşembe günü tolga okula gelmedi. aradım açmadı. o gün rahat rahat ipekle takıldım. öğle arasında birlikte yemek yedik. cuma günü sabah tolga okula gözlerinin altı mosmor geldi ve ilk 3 ders uyudu.

öğle arası camiye gittik. abdest alırken tolgaya hayırdır kanka çok yorgun görünüyorsun dedim. bilgisayarın başına sabahladım kanka dedi. hayırdır kanka neden noldu naptın sabaha kadar eheheh falan diye espri yapmaya çalıştım ama yine o ciddiyetle " bu akşam da bizde kalsana" dedi. "annemi arayım söyleyim o zaman kanka" dedim. namaz falan zaten kabul olmamıştır benim. lan ben niye tamam gelirim dedim, it gibi tırsıyorum heriften. camiden çıktık derse girdik, ders bitti. önce yine bize, sonra tolgalara gittik.

önce tolgaların eve yakın bi parka oturduk sigara içtik, sonra akşam yemeği için eve girdik. akşam oldu tolga odasına çekti beni "ipekle muhabbetiniz güzel gidiyormuş maşallah" dedi. iliklerime kadar korktum. lafı çevirdim dedim ki kanka sen bana bu kız huur dediğinde ilk inandım, hala inanıyorum sana. ama konuştukça sanki öyle değil, sanki böyle çok canayakın çok içten dedim. tolga gülümsedi. sen abayı yakmışsın olum bu kıza dedi. "neyse birazdan göstericem sana huurluğunu" dedi.

o zamanlar msn muhabbeti baya popülerdi. bilirsiniz işte smileyler alınır, space ler afilli şekilde donatılır, zamanın facebooku kadar güzeldi. ne kadar çok kişi listenizde adam varsa o kadar popülerdiniz bugünkü beğeni sayısı gibi falan. tolga kendi bilgisayarını çıkardı. açıldı bilgisayar işte windows xp ama o zaman çok janjanlı geliyordu bana xp, çok gördüğüm bişey değildi. msne girdi. ipek açıktı. msn de kullanıyormuş meğer. neyse tolga yazdı buna selam dedi, napıyorsun nasılsın falan dedi. bunlar chatleşmeye başladılar.

tolga: halille aranız nasıl?
ipek: iyi işte telefonumu vermişin??
tolga: hııı evet, istedi verdim, sorun olur mu?
ipek: yo niye olsun. neden istemiş ki sadece konuşmak için mi?
tolga: bilmiyorum artık. *

tolga kanka yapma bak gülücük falan dedimse de bekle iki dakika dedi. adam resmen beni kıza ona aşık olarak göstermişti. ne yapacağımı bilemedim ama tolga durmuyordu:

tolga: ipek iki dk beklesene bi pc reslicem çok kasıyo.

tolga bilgisayarı kapattı, o güne dek hiç görmediğim ve daha çok tırsmama sebep olacak şeyler yapacaktı.

tolga bilgisayarı tekrar açtı. f2 ya da f3 e basarak ( görmedim yalan olmasın ) bi menüye girdi. klavye ile sarı bi yazıya getirdi ve tıkladı. windows xpye benzeyen ama alakası dahi olmayan başta gözüme gibindirik gözüken bir şey açıldı. o yıllarda windowstan başka işletim sistemi de olduğunu bilmiyorum tabi. linux'un eski versiyonlarından biriydi bu. sonradan öğrendim tabi ki bunu da. önce internetle bi süre uğraştı, sonra bi web sitesi üzerinden msnini açtı. yalnız bu web sitesine girmek için de baya uğraştı. daha sonra ipek e yazmaya devam etti:

tolga: geldim
ipek: hoşgeldin.
tolga: ee ne diyorduk, halil de mi. *
ipek: * ne gülüp duruyorsun??
tolga: hiiç öylesine. geçen gün bana senden bahsetti.
ipek: hadi ya neden?
tolga: bilmem senden hoşlanıyor bence.. *
ipek: gerçekten mi??
( burada benim züt nasıl havada ama, tolga da kahkahalarla gülüyor zevk alıyor gibiydi )
tolga: valla bak, her gün senden bahsediyor nerdeyse
ipek: dalga geçme tolga
tolga: yemin ederim bak. ee ne dersin yakışıklı çocuk ama he olmaz mı?
( tolga bana vuruyor gülüyor ben yapma kanka ptesi nasıl yüzüne bakıcam diyorum )
ipek: kendi bana bişey demedi, öyle davranmıyordu sanki..
tolga: beğenmedin mi yoksa? yakışıklı çocuk be beğenmiyon mu?
iipek: * yok ondan değil yani belli etmiyordu.
tolga: bak bak ne kadar yakışıklı çocuk

dedi ve benim space imden aldığı bi resmi ipek e gönderdi. işlem başlıyordu.

esmimi ipeğe gönderdi. ipek hmm güzel çıkmış dedi. tolga ipek benim işim var acil çıkıyorum bb diyerek web sitesini kapattı. ardından arkasına yaslandı. "bu kız huur dedim ama sanırım o da senden hoşlanıyor kanka" dedi. ben zaten uçmuşum ne oluyor ne bitiyor hiçbir şey anlamıyorum. "kanka allah aşkına yapma ya naısl bakcam ben şimdi ipeğin yüzüne" dedim. zaten bakmayacaksın rahat ol " dedi.

bir kaç dakika sonra doğruldu. e postalarını kontrol etti. rusça bi e postaydı bu. oha lan sen rusça mı biliyorsun dedim, hayır dedi. bu ne peki dedim sürpriz dedi. 4 haneli bi sayı vardı postada bu rusça değildi. bi program açtı, simsiyahtı ve sadece yazılar vardı. bişeyler yazdı ve bir program açıldı. ipek in ip si zaten yazılıydı ( sonradan öğrendim, daha önce de girmiş, perşembe gün gelmemesinin nedeni de buymuş. ) 4 haneli sayıyı da girince bilgisayarın monitöründe iki bilgisayar birden oldu. sanki normal bi oyun açarmışsın gibi yeni bir pencerede bi bilgisayar ekranı açıldı. o ekranda msn açıktı ve biri biriyle konuşuyordu.

açılan ekran ipek in bilgisayarından başka bir şey değildi. ipek bi arkadaşıyla msnden konuşuyordu. yazılar ufak kalıyordu, görüntü kalitesizdi ama ne yaptığı belliydi. nasıl oldu da o bilgisayara girdi ben daha anlamadan iş bitmişti. tolga arkasına yaslandı yeniden. kola içer misin dedi. olur dedim mutfağa gitti.