-
1.
0Yatakta birkaç kez gerindikten sonra yavaşça doğruldum ve duvardaki camla doldurulmuş boşluktan dışarı baktım. Çirkin güneş gitmiş yerini sevgili karanlık almıştı. Karanlığı izlerken göğüslerimin altından bir ses geldi. Bu ses yemek yeme vakti olduğuna işaretti. Yataktan kalkıp karşıdaki dolaba yürüdüm. Birkaç ayak hareketi sonrasında ulaştım ve dolabın içinin görünmesini engelleyen tahtayı kendime çektim. Besinciklerimden birini aldım ve paketten çıkartıp içindeki kahverengi kare şeyi ağzıma attım. Bunun tadını seviyorum. Besinciğimi yemeye devam ederken yatağımın yanındaki masaya yöneldim ve üzerine oturulan tahta şeyi çekip oturdum. Masanın üzerindeki çizim aletini elime alıp beyaz şeyin üzerine bir şeyler karalamaya başladım. Ben karalamaya devam ederken birisi arkamdan seslendi:
"Hey Fou!"
-
2.
0Fotoya 3 posta
-
3.
0o foto ne oç
-
4.
+1Rezerved
-
5.
0Karalamaya ara verip arkamı döndüm.
"Hey Terreno!"
Ağır adımlarla yatağıma doğru ilerledi ve oturdu. Mum ışığı yüzünü aydınlatıyordu. Simsiyah gözlerinin içindeki garip adamı incelerken yastığımın yanındaki kutuyu gördü ve onun ne olduğunu sordu. Yerimden kalkıp yanına gittim. Kutuyu elime aldım ve anlatmaya başladım:
"Dün gece gezegeni keşfe çıktığım sırada buldum bunu. Bak, üzerindeki yuvarlağa basınca değişik sesler çıkıyor." Sesleri dinletmek için yuvarlağa bastım. Sihirli kutudan gelen sesleri duyduğunda "Vay canına" dedi. Bu kutu sihirli olmalı. Ben de öyle düşünüyorum diye cevap verdim. Yatağa uzandım ve sihirli kutudan gelen sesler eşliğinde dış dünyanın ne kadar garip olduğunu düşünmeye başladım. -
6.
0Günlük düşünme sürem sona erdiğinde gözlerimi açtım. Terreno gitmişti. Yataktan kalktım ve dolabıma doğru ilerledim. Dolabın içinin görünmesini engelleyen tahtayı kendime doğru çektim ve bir çiviye takılı duran üste giyilen ince şeyi aldım. Bunu giymeden gezegeni keşfe çıktığımda soğuk hissediyordum. Soğuk hissetmeyi sevmediğim için giydim ve duvardaki camla doldurulmuş boşluğu tutup kendime çektim. Dışarıdan gelen soğuk şey bana çarptı. Ona sanctus diyorum. Acaba böyle demem hoşuna gidiyor mu? Umarım gidiyordur. Hoşuma gitmeyen şeyleri hiç sevmem.
-
7.
0Camla doldurulmuş boşluğu çekince açılan yerden gezegene çıktım. Etraf her zamanki gibi karanlıktı. Karanlığı çok severim. Acaba o da beni seviyor mudur? Umarım seviyordur. Sevmediğim şeyleri hiç sevmem.
Gezegenin zemininde yürümeye başladım. Hedefim kahverengi kare şeylerin olduğu yere gitmekti. Biraz yürüdükten sonra oraya ulaştım. Yattığım yer gibiydi. Küçük ve sakin.
Duvardaki tahtayla doldurulmuş boşluğa yaklaştım ve bacağıma giydiğim şeyin eşya bölmesinden sihirli bir alet çıkartıp tahtanın deliğine soktum. Bu aleti uzun zaman önce yerde bulmuştum. Deliğin içinde çevirmemle beraber tahta daha fazla direnemeyeceğini anlayıp geriye kaçtı. Ben de masanın üzerinde duran kahverengi kare şeylerden iki tane alıp gezegene geri döndüm. Tahtayı kendime doğru çekip boşluğu kapattım.
Geri dönüp karalama yapmam gerekiyordu. Karanlık ve tehlikeli gezegende yattığım yere giden yerden yürümeye başladım. -
8.
0Uzun sürmeyen bir yürüyüşten sonra yattığım yere ulaştım. Çıktığım yeri kullanarak içeri girdim. Gezegeni keşif görevimi başarıyla tamamlamıştım. Kendimi ödüllendirmek için kahverengi şeylerden bir tanesini ağzıma attım ve tekrar karalamanın başına döndüm. Karalamama baktım, çirkin değildi. Çirkin olmayan şeyleri hiç sevmem. Beyaz şeye gitmesini söyledim. Cevap vermedi. Bunun üzerine sertçe nefes vererek onu masadan attım. Yeni bir tane alıp karalamaya başladım.
-
9.
0O resim ne amk kusarak güldüm