/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    -1
    selam binler, bu hikayede güzel geçen lise yıllarımı anlatıyorum
    bütün isimler sallamasyondur.
    neyse başlıyorum.

    benim adım ahmet, liseye geçmişiz, pek de iyi bir lise değil. tören oldu bitti falan derken ilkokuldan beri aynı sınıfta olduğum arkadaşım benim sınıfıma gelmedi, aynı liseye düştük lakin aynı sınıf değil, olsun. tören bitince sınıfa gittim, oturdum. sonra listeye baktım ve adımı göremedim. ben de sınıf sınıf gezdim, sınıfımı buldum; 9-F. en son giren ben olduğum için herkes bana baktı tabii. baktım önler full dolu ben de arkaya geçtim. hoca yok daha sınıfta, yanıma bir arkadaş geldi. ilkokuldan beri aynı sınıfta olduğum lakin pek muhabbetimin olmadığı bir çocuk. böyle kısa boylu, renkli gözlü, iki üç kızla muhabbeti olan tipler vardır ya, anladınız siz. geldi kanka falan dedi, ben de düşündüm, liseye geçtim, ilk günden arkadaşımın olması iyidir diye karşılık verdim ve onunla kanka oldum, bana kardeşim demeye başladı.
    ···
  1. 2.
    0
    bin değil de bin yazdığın için liseli olduğuna kanaat getirip okumuyorum pnp
    duvara anlat
    ···
    1. 1.
      0
      zamqi az önce yazdım, hata verdi girmedi o yüzden seri seri bin min ne varsa yazdım.
      ···
      1. 1.
        0
        anladım kamki o zaman rez niyetine yazdım say sonra okuyucam muck
        ···
  2. 3.
    0
    o çocuğun adı mustafa bu arada, benim boyum da uzun, çoğunluk bakıyor. pazartesi ilk iki ders matematik, sınıf hocamız emir hoca. uzun boylu, sarı saçlı ve koyu renk gözlü birisi. geldi işte tanışma faslı falan oldu, yoklama yaptı, herkese nerelisin, kaç kardeşsin, ailen ne iş yapar gibi gibi sorular sordu. dikkatimi ilk çeken arkadaş yusuf'tu. yurtta kalıyormuş, tek kardeşmiş. o da uzun boyluydu, fazla değil. sıra bana geldi anlatmaya başladım, adım ahmet, rizeliyim, bir abim ve kardeşim var vb. sonra herkes anlattı burayı geçeyim. ders bitti, teneffüse çıktık. kaan'ı bulmaya çalıştım da bulamadım. sonra bahçeye çıktım, büyük bir bahçeydi. kantin bahçedeydi, ben de gittim. kahvaltı etmemiştim, tost aldım sınıfa çıkarken kaan'ı gördüm, yanıma geldi, benle sınıfa girdi.
    ···
  3. 4.
    0
    kerem diye bir muallak var, kendini komik sanan bir tip. kaan sınıfa girince yabancılar giremez diye bağırmaya başladı. ben başta adını sordum, bilmiyordum. ünlü müyüm ben ne soruyorsun falan dedi salak salak espriler. kaan da sinirlendi itti çekil dedi benle sıraya oturdu. mustafa yoktu, o yüzden yanım teneffüste boştu, ben tostumu yerken kaan da bu kim falan diyordu. ben de boş ver falan dedim. kaan da kumraldı, koyu renk gözleri vardı ve orta boyluydu. ben dedim sınıftan çıkalım. o da tamam dedi. tostum hızlı bitti, küçüktü. kağıdını çöpe attım ve kaanla birlikte çıktım, koridor fazla dolu değildi, herkes çekiniyor tabii. benim tanıdığım var diye çekinmiyordum. kaan ile onların sınıfına gittik, 9-A. yine biraz dikkat çektim, aslında dikkat çekmeyi sevmiyordum. ben de utangaç birisiydim. kaan en önün arkasını kapmış, oraya konaklamıştı. bu sefer çıkışta top oynayacağımızı konuşuyorduk. lakin nerede oynayacağımıza karar veremedik, bizim mahallede mi onların mahallede mi diye. daha sonra sınıfta ayakta duran bir çocuk vardı, biz de onu çağırdık, selam verdik tanıştık falan adı mehmetti. futbol oynar mısın dedik, o da evet dedi. biz de çocuğa nerede yaşadığını sorduk, söyledi mahallesini. kaana dedim ki bu çocuğun mahallesinde oynayalım. çocuk da onayladı kaan ile birlikte. sonra zil çaldı, ben de sınıfa gittim, oturdum.
    ···
  4. 5.
    0
    sınıfta önümüzde oturan iki kız var, hazal ve ceyda. mustafa bu ceydaya abayı yakmış. ne ara yakmışsa... kendini kandırıyor işte. ceyda'da da tam kaşar tipi var. boyu kısa, okul kıyafeti giymeyen bir tip. yanındaki de aynı şekilde öyle. bir çocuk var, onun da adı yusuf, lakin ona dörtgöz diyorlardı karışmasın diye. bu yusuf bütün kızlara naber sevgilim, nasılsın sevgilim falan diyordu. ben de gülüyordum. hoşuma gitmişti. hoca geldi, herkes ayağa kalktı, hoca da oturun çocuklar dedi. önümüzdeki derslerde ne yapacağımızı, sessiz olmamızı falan söylüyordu, klagib. şu defteri alın, şöyle kalem, şöyle şöyle... kaleme niye karışıyorsa artık. uyuz birine benziyordu. derste pek bir şey olmadı, boş gibi geçti zaten. ders bitince uzun teneffüs oldu, 20 dakika.
    ···
  5. 6.
    0
    ceyda ile hazal kol kola kaşar gibi bahçede yürümeye başladılar. mustafa da uçtu tabii. ben de yanına gittim. mustafa herkese diyor ki ceyda ile konuşmayın, öyle yapmayın, böyle yapmayın. çocuğu görseniz, onları dediği kişiler bunu fiskeyle alır. her neyse, bana da dedi konuşma diye. ben de tamam dedim, sevgiye saygım vardır. iki üç çocuk benim yanımda konuşurum sana ne falan diyordu, ben de racon keser gibi konuştum biraz. giblemediler, ben de eyvallah çektim gittim. tek kaldım, bahçenin ortasındayım. çardak vardı, ona gittim, oturdum. çardak doluydu, üst sınıflardan bir sürü kız vardı. benim oturmamdan rahatsız olmuş gibi bakıyorlardı. ben de kalkmadım, oturmaya devam ettim. 12'lerden birkaç çocuk girdi içeri, görseniz; ayı gibiler. çok uzunlar, kilolular falan. atar yapsan, tek yumrukla yere sererler. benim içime korku indi, çıktım gittim. sınıfa çıktım. en üst kattaydı 9'lar. en üst kata çıkıp hemen sola dönünce bizim sınıf. girdim içeriye, herkes ayakta, bazıları tahtaya bir şey yazıyor, bazıları kağıda çizim yapıyordu. bir kız vardı, şişkoydu ve kısaydı. baktım bu kız mustafa ile iyi anlaşmış. konuşuyorlar sürekli. sandım ki bu ikisi işi ilerletiyor. mustafa geldi diyor ki kanka bu kız senden hoşlanıyor çıksana. kız oturmuş tabii en arkada utanıyor. biz de tahtanın önüdeyiz. kıza baktım, mustafanın kulağına eğildim, kimseyle çıkmak istemiyorum dedim. o da gitti kızın yanına. kızın adı selin'di.
    ···
  6. 7.
    0
    şimdiki iki ders bedendi, teneffüs de bitti. hoca girdi içeri, herkes eşofman ile gelecek, şöyle böyle. ikinci ders spor salonuna gidin dedi. o ders de sessizlik oldu. ders bitti, (hızlı geçtim, pek bir şey olmadı.) teneffüse girdik. 10 dakika teneffüs. kaan'ın yanına gittim ne yapıyor ne ediyor diye, mehmet ile konuşuyordu. baya iyi arkadaş olmuşlar, futbol konuşuyorlar. beşiktaşın kadrosu şöyle fenerin böyle falan. ben de sevmem futbol muhabbetlerini, lakin oynamayı severim. selam verdim kaan'a, sonra da sınıftan çıktım. çıkarken bir kız seslendi "çocuk baksana" diye. döndüm arkamı, uzun boylu, esmer bir kız. adın ne dedi. niye sordun dedim o da merak ettim deyince söyledim. onun da adı sudeymiş. birbirimizi tanıyalım, aynı okuldayız gibi şeyler söyledi. tamam dedim, tanıt kendini. tanıttı, voleybolcuyum, sınıftan arkadaşlarım eylül, sümeyye falan dedi. (tam hatırlayamadım) ben de dedim, sizin sınıftan kaan benim en yakın arkadaşım, mehmet ile de yeni tanıştım dedim. ders ne diye sordu, beden dedim. bizimki de matematik dedi. hangi hoca dedim, emir hoca dedi. tamam dedim, gittim. bizim sınıf boştu, herkes spor salonuna inmişti, teneffüs daha bitmemişti. ben de indim, sıraya geçtik. teneffüs bitince hoca girdi, sırayla ölçümler yapılacak dedi.
    ···