güzel fıkra anlatanın son5 entrysini

dünyanın en eski fıkrası : pinokyo 31 çekiyomuş... gerisi malum

why was the nigger with diarrea freaking out?
he thought he was melting

rezerved

nasrettin hoca bir ramazan günü gölün kenarına oturmuş yoğurt yiyormuş. ordan geçen köylü demiş ki ayıp hoca sen ramazan günü oruç tutmaz mısın?
hoca da demiş ki; ya tutarsam!

çok güldüm lan.

A psychiatrist was conducting a group therapy session with four young mothers and their small children. "You all have obsessions," he observed.

To the first mother he said, "You are obsessed with eating. You even named your daughter Candy."

He turned to the second mom. "Your obsession is money. Again, it manifests itself in your child's name, Penny."

He turned to the third mom. "Your obsession is alcohol and your child's name is Brandy."

At this point, the fourth mother got up, took her little boy by the hand and whispered, "Come on, Dick, let's go home"

kesin kıza yollıcak oc

reserved

up up up up

up up up up up up up up up up up up

up up up up

up up up up

reserved bi ara yazıcam iyi bi fıkra

reserved

reserved

Köyün birinde evlilik yapıldığı zaman erkek tarafı sülalecek kız tarafını gibermiş.E normal olarak köyün ağası ve bu ağanında 2 erkek çocuğu 1 de kız çocuğu varmış. Mehmet Ağa erkek çocuğunu yaşı gelince evlendirmiş ve ertesi gün köyde kasıla kasıla geziyormuş. Köylüden birisi Mehmet Ağa düğün nasıldı?demiş. Mehmet Ağa:Eee ben gibtim, bizim birader var o gibti, küçük oğlan gibti, bizim küçük bilo varya küçük bilo o bile gibti demiş.
Neyse Mehmet Ağa diğer oğlunu evlendirmiş ve yine düğün hakkındaki sorulara ben gibtim bizim birader gibti, büyük oğlans gibti, küçük bilo varya küçük bilo o bile gibti demiş.
EE artık kızı evlendirme zamanı gelmiş ve Mehmet Ağa`yı almış bir hüzün,ama elden ne gelir? kızınıda evlendirmiş. Ertesi gün Mehmet Ağa üzgün üzgün köyde gezerken köylünün biri, bıyık altından gülerek ee Mehmet Ağa düğün nasıldıdemiş. Mehmet Ağa'da utana sıkıla ''beni gibtiler, bizim birader var onu gibtiler, büyük oğlanık gibtiler, küçük oğlanı gibtiler... durmuş ve bir iç çekmiş ,ardından ; küçük bilo varya küçük bilo, O ÖLDÜ!!!

Fazlası ile zampara olan bir adam tövbekar olmak istemiş.
Ne yapayım ne edeyim derken '40 gün 40 gece bir mağaraya kapanıp dua etmesi' söylenmiş.
Adam mağaraya kapanmış.
1 gün 2 gün 3, 4, 5 derken 39 gün olmuş.
39'uncu gün dışarıda bir yağmur bir yağmur, ortalığı sel zütürüyor.
Bir bakmış ki mağaranın kapısında yağmur iliklerine kadar islemiş bir bayan...
Güzel mi güzel.
Bayan hemen içeriye girmiş.
Adam, bayanın üstünü kurutmak için ateş yakmış.
Fakat bayana hiç yaklaşmamış.
Bayan üzerindekileri kurutmak için çıkartınca, kendisinin korkuttuğunu söylemiş ve adamın kendisine sarılmasını istemiş.
Adam sarılırken tövbesini bozmak istemiyormuş, fakat bayan cilvelenince 'tövbe' diye şey kalmamış ve iş bitmiş!..
Sevişmenin ardından kadın kahkahalar ile gülmeye başlayınca merakla sormuş:
- Neden gülüyorsun yahu?
Kadın:
- Ben şeytanım... Senin tövbeni bozmak için geldim ve başardım!
Bu sefer adam kahkahalarla gülmeye başlamış ve bu sefer de kadın-şeytan sormuş:
- Niye guluyosun?!
Adam:
- Bu dünyada becermediğim bir şeytan kalmıştı.
Onu da becerdim ya; boşver gerisini!

temelle dursun kazı yapıyomuş kaz ölmüş

nasreddin hoca bir gün... anlatmış mıydım lan?

bana da bi laz arkadaşım anlattı. bizim temel herkese ben ölücem ben ölücem hastayım diyomuş kimse buna inanmıyomuş. buda mezar taşına ben hastayım dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi he ? noldu şimdi ? yazmışlar. ıhıh.mezar taşına öyle yazmışlar.

ali bir gün teyzesini banyo yaparken görür ve ablasına sorar abla teyzemin iki bacağının arasında bi yarık var neden oldu orası der ablasıda küçükken balta düşmüş aliciğim ve öyle bi iz kalmış der bizim ali peşine cevabı yapıştırır vay amk tamda amın üzerine düşmüş ha!