1. 26.
    0
    Öyle insanlar gördüm ki , Dünyanın yuvarlak olmasının kanıtı gibiydiler.
    ···
  2. 27.
    0
    Aşk adında bir dostum oldu hiç ayrılmayız sandığım ve aşk adında bir düşmanım oldu el bile kaldıramadığım.
    ···
  3. 28.
    0
    Yorgunum ve yürüdüğüm yolda karlar altında kalmış kişiliğim. Buzdayım ve yarınımı düşünecek halde değilim bitabım aranılan satır boşluklarında kaybolurum ve puzzleyım çözmeye çalışıldıkca zor bir bulmacayım.
    ···
  4. 29.
    0
    Bir palyaço gibi hüzünlerimi saklarken , sahte gülümsemeleri maske yaptım kendime , meskenim hüzün iken mutluluk sahillerinde selamladım acı veren aşklarımı , ve bir martıya ekmek atarken buldum yaşamın manasını , yaşamak sadece yaşamakmış...
    ···
  5. 30.
    0
    Kilometreler vardı aramız da , bahar kadar canlı , kış kadar soğuk...

    Ayrılıklar vardı kapımız da , bir kuş kadar sakin , ölüm kadar korkunç..

    Zaman vardı aramız da bitmek bilmeyen dakikalar geçmeyen saniyeler.

    insanlar vardı aramız da , kader vardı kapımız da , ölüm vardı aramız da , kavuşmamızı istemeyen o kadar çok şey vardı ki aslında...

    Ben , ben zor olanı denemeye çalışmıştım aslında..

    Olmadı yapamadım.
    ···
  6. 31.
    0
    Gözlerim hafif flu vaziyetin de nezarete atıldım. Geceyi burada geçirdikten sonra mahkemeye çıkacak ve tutuklanacağımı bildiğim için her şeyin sona ermesini istiyordum. Ellerimi uzattım parmaklıkların arasından geçirdim , en azından ellerim özgürdü. Demir desen buz gibi olayın vahimiyet tablosunu sergilemekte. Düşünmek istiyordum olayları ama tek düşündüğüm düşünmek isteğimdi. polis gözümün önünden geçerek uzaklaştı. arkamı döndüm parmaklıklara , duvara bir baktım da , dile gelip küfür etse bu kadar zoruma gitmezdi. sop soğuk ve dümdüz , oturdum hemen duvarın köşesine , kafamı dayadım duvara sızmışım.

    Mahkeme sonrası nakil işlemleri başlatıldı ve cezaevine sevk edildim. ilk kez gireceğim için nasıl bir yer olduğunu bilmiyor , ve tedirgin vaziyette kelepçeli ellerimle polis nezaretin de avludan içeri alınıyordum.

    Ellerim çözülürken izlerini taşıyordu hala bileklerim. Tasma takılmıştı sanki özgürlüğüme , ve koğuşa girdikten sonra kapı kapandı ve sürgüsü çekildi. Bana bakan meraklı gözler eşliğin de nereye oturacağımı bile bilmeden içeride ki insanlara bakıyordum. Pala bıyıklı bir dayı ; gel yiğenim hele diyerek, bana sandalye gösterdi. Oturdum allah kurtarsın diyen insanlar eşliğin de. Neden buralara düştün söyle bakayım dedi aynı dayı. Sarhoşken karıştığım trafik kazası neticesin de buralara düştüğümü söyledim. Fazla yatmazsın dediler , siz ? diye sordum. Töre cinayeti yanıtını aldım . Biraz şaşkın bir bakış yapmış olmam lazım ki ne o yiğenim ne bekliyordun dedi. Hiç dedim. Çayları getirdi saçı seyrek 1.70 boyların da bir delikanlı. Yudumlarken, çayımı aynı dayı sen şurada yatarsın diye üzerin de çizikler ve yazılar olan bir ranza gösterdi. Altta ben yatacaktım. Ellerim bardağı tutmaktan sımsıcak olmuştu ama ben ranzaya kilitlenmiş bir vaziyette bakıyordum. Televizyondan sesler geliyordu kulağıma ama boğuk boğuk. Sevdiklerimle tam vedalaşmış sayılamazdım buraya gelirken. Onları düşünüyordum he bir de küçük yiğenimi. Şimdi televizyonun karşısına geçmiş , dizi izliyordur fırlama , Bunları düşünürken hafif bir tebessüm attım ve ayağa kalktım. Getirdiğim bavulu ranzanın üstüne koyup içindekileri sırayla çıkartmaya başladım. Kazak , don , atlet derken ayşemle fotoğrafım da çıktı araların da işte o zaman o tebessümün yerini acı çeken bir insanın suratı aldı. Olur böylee alışırsın bak üzülme diye seslendi yan ranzadan kilolu bir arkadaş. Ona doğru dönüp inşallah dedim. Ve Uzandım yatağa gözlerimi kaldırdım yukarıya , üstüm deki ranzanın kavisli demirlerini gördüm her şeyden bir anlam çıkartma iç güdüsü içerisindeydim. Tek özgürlüğümü burada benzettiğim şey eşyalardı çünkü , tutsak olmadan öncede onlar yanımdaydı tutsakken de yanımdalar. bunları düşürken sızmışım. Sabahın tan ışığı gözüme vurarken sürgü sesine gözlerimi araladım , gardiyanın sesi bütün koğuşu doldurmuştu. Sayım Var Kalk !
    Horlayıp ta uyananlar ayağını yere uzatıp terliğini giyenler eşliğin de hala yatak da olduğumu fark ettim. Bıraksalar dı burada cezam bitene dek uyurdum. Ama kalkmak zorun da kaldım ve kalktım. Yanyana dizildik 1-2-4-10-33! Burada. Evet sanki yeni ismim Otuz üç olmuştu. Barkod gibi kodlanmıştık meğer. Sonra gardiyanlar arkalarını dönüp uzaklaştılar. Kahvaltımızı yaptık dan sonra bahçeye dağıldık. istanbullu iki çocuk vardı da onlarla anlaşabildim. Yanıma geldiler , konuştuk , sigara içtik , zamanı içtik...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    Hayat bir inceptiondu aslında , sınav içinde sınav.

    http://www.youtube.com/watch?v=vvE9GKy7yOk
    ···
  8. 33.
    0
    Herkes öldürür sevdiğini dediler , ben kefenimle geldim sana..
    ···
  9. 34.
    0
    Yağsın yağmur , bu sefer pisliklerini değil de şerefsizliklerini alsın tüm kentin.
    ···
  10. 35.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=GdSaXyaR138
    ···
  11. 36.
    0
    Zaman gelecek geçmişim , olacak kahkaha sebebim.
    ···
  12. 37.
    0
    Sebepsizce dertlerim , patlamak üzereyim , uykunun haram olduğu karanlık saatlerdeyim..
    ···
  13. 38.
    0
    Aşık olmayan nereden bilecek ? Bir gülüşün binlerce kelimeye bedel olduğunu..
    ···
  14. 39.
    0
    Bir gitarcının elinde sanki kalbim , her perde geçişinde müzikal davranışlarda büyülenmiş gözlerim , karlar altında kalmış benliğim ha dondu ha donacak işte böyleydi bizim hikayemiz olmaması gereken yerde , olmaması gereken zamanda olmaması gereken kişiyle başlamıştı bilmiyordum ki nasıl bileyim gözlerinde ölüm olduğunu nasıl göreyim , bilmiyordum nasıl bileyim gözlerindeki nefreti nasıl göreyim bir serçe gibi kalbim öylesine ufaldiki ekmek kırıntısı kadar sevgiye muhtaç düşmüş bir dilenci gibi , gönül aşka muhtaç.. yalnızlığa da o kadar doymuş.
    ···
  15. 40.
    0
    Üstüne gelecek hayat ufaklık öylesine sert kayalara toslayacaksın ki ne yürümek isteyeceksin bir daha ne de doğayı görmek , kalk ufaklık yürümeye devam et , sonra insanların yüzünü görmeye başlayacaksın çıkarcı insanların , seni sadece çıkarları için görmek isteyen insanları göreceksin bozma kendini gülümse onlara devam et çocuk , sonra seveceksin birini , o seni senin onu sevdiğin kadar sevmeyecek belki sen sevmeye devam et ufaklık kaybetmezsin ve sonra terk edecek seni gülümse çocuk yine gülümse , hayat üstüne gelmeye başlıyacak sonra ha kırıldı ha kırılacak gibi olacak ama kırılsanda asla eğilmeyeceksin evlat ben bunu öğrendim. insanları sev ufaklık , çıkarcı da olsalar , senin sevgine layık olmasalarda gül senin üstüne taş atan hayata , inadına gül , çünkü ufaklık bir kere ağlarsan kaybedersin..
    ···
  16. 41.
    0
    Zaman hiç bir şeyin ilacı değildir. Sadece bizleri oyalar , zaman geçtikçe hırpalar zaman bittiğinde de , beyazlara sarpalar ve sonra da uğurlar.
    ···
  17. 42.
    0
    Sonrasını düşündüm ölüm ve her gün yeni bir dönüm.
    Kendi içimde çarpışırken ben güldüm ,
    Karanlıktan kaçarken aslında üzüldüm...

    Küçüktüm benliğimde hislerin maviliğinde ;
    Uyku haramı , haram olmuş bedenime..
    Sığınacak liman arıyorum kendime

    Uyku yarı ölüm , günümün yarısı ölmekle meşgul..
    Ve sonrası aydınlığa karışacak bir gün daha..
    Yarı ölümle yaşamda kalacak..

    Ve sonrası kalemim kırılacak ;
    Martılar ekmeğe uzanırken, kanatları kopacak
    Ve sonrası , karanlıktan kaçarken düşüp dizlerim parçalanacak..

    Ve sonrası ve sonrası yok işte , hayat sınavdan ibaret..
    Yarı ölüm , ben bu hayata hep güldüm..
    Ve sonra gülmekten öldüm.
    ···
  18. 43.
    0
    Bir mum ışığının titrek alevi gibiyse bütün hayatın , bir rüzgara bakar tüm maneviyatın.
    ···
  19. 44.
    0
    O kadar çok söylemek istediğim şey varken , neden bu kadar sessizim bilemiyorum. Kendimle kavga ettiğim tonlarca zaman varken neden bunları kimseye söylemiyorum. Kimsenin kalbini kırmayayım diye neden hep kendi kalbimi kırıyorum ey deli gönül yoksa ben bu dünyaya ait değilmiyim ?

    insanları görüyorum bir sürü sıkıntılı , dertleri avluda yem bekleyen kuşlar kadar sefil ve çaresiz ben neden köşeme sinmiş bekliyorum , neden sessizliğimle savaşıyorum.

    Susuyorum suskunluğum kendime , biliyorum bazı zamanlarım olduğunu sesim kısılıncaya dek bağırmak istediğim günlerimi , biliyorum konuşmaya başlarsam , bütün dünyanın susacağını , bardak dan boşalırcasına deli yağmurlar yağıyor günlük güneşlikken havadan üstüme karabasan misali dertlerim , bilmiyorum aslında neye bu kadar dertliyim.

    Karanlıktayım ey deli gönül artık alıştım ona , aydınlığı sunsalarda bakmak istemiyorum o tarafa , yapamıyorum ey gönül karanlıktan çıkmak istemiyorum.
    ···
  20. 45.
    0
    Bu gün ağzımdan her çıkan kelime mazi oldu , o yüzden seni seviyorum demeye korktum , oda mazi olur diye.
    ···