/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 1.
    0
    Sefil aranıp duruyordu geçmişte yaşadığı aşkların hayal kırıklıkları yarım kalmis sevdaların acıları gönlünü yaralıyordu burgun sabah erkenden uyandı güneş bu Nisan sabahını yavaş yavaş ısıtıyordu günün ilk ışıkları onda derin duygular yaratıyordu sefil elini yüzünü yıkadı sigarasını aldı ve dışarıya çıkıp bir sigara yakti… gözleri doğmakta olan güneşe doğru baktı birde kumru seslerine kulak kesildi hafif bir meltem yüzünü okşayıp saçlarını dalgalandırdı sigarasından derin bir nefes alıp gökyüzüne savurdu aklından “ey tabiat ana sen ne bonkörsündür bazı kullarına çaba gösterenin rızkını verirsin” o esnada mahallenin kedisinden bir tanesi fare kovalamaktaydı göz ucuyla onu süzdü sigarasını söndürdü içeriye girdi… dolaptan peynir zeytin ve ekmek çıkardı karnını doyurdu üzerine av kıyafetlerini giyip babadan kalma tek kırmasini omuzlayıp dışarıya doğru çıktı ….
    ···
  1. 2.
    0
    Kopegine seslendi “oglum gel hadi av a gidiyoruz” kopek havladı ve sefili takip etmeye koyuldu sefil kopegiyle birlikte dağlara doğru yürümeye başladı dağın temiz ve berrak havası ciğerlerine doluyor burnundan içeriye buz gibi giren hava ciğerinden buhar olup çıkıyordu, derken sefil yoruldu ve dinlenmeye başladı karşıda eski ve platonik olan aşkının köyünü gözleriyle süzdü derin bir iç çekti sigarasını çıkarıp yaktı ve daldi uzaklara kopegi tasi etrafı kolaçan edip bir tavşan kokusu bulmakla meşguldü sefil sigarasını içti ve tasi’yi çağırdı ve yürümeye başladılar
    ···
  2. 3.
    0
    Aklında eski sevdaları yaşanmışlıkları yaşanmamışlıkları dolanıp duruyordu ve bunların içinde yarattığı derin duygularla cebelleşiyordu sevdiği kızın cemali gözlerinin önüne geliyor derin derin iç çekiyor hayata sitemli bakışlar yapıp kendi kendine kahrediyordu tam o esnada kopegi Tasi delicesine havlamaya başladı çalılıkların arasından bir tavşan çıkarmış onu kovalıyordu derken sefil bir an heyecana kapıldı dalıp gitmişti uzaklara neyseki toparladı, tüfeği omzuna aldı ve tetiğe basıp tavşanı vurdu tavşanı poşete koyup yürümeye başladılar vurduğu avın da verdiği heyecanla melankolik ruh halinden sıyrılmıştı gözleriyle sağı solu yokluyor kopegin hareketlerini süzüyor ve ormanda ilerliyordu…
    ···
  3. 4.
    0
    Derken güneş tepeye ulaşmıştı sefil bir çeşmeye varmış susuzluğunu gideriyordu o esnada keçi gütmekte olan bir çobanın sesini işitti “Cas! Cas! Cas! Cas! Hooheyyy!, citcaaaa!” Çobanın sesi vadiyi inletiyordu belliki keçileri sulamaya getirecekti bu çoban, sefil çeşmeden avucuyla birkaç avuç su içtikten sonra yüzünü yaylanın soğuk suyuyla güzelce yıkadı sakallarını sildi ve çeşmenin başına oturup beklemeye başladı…
    ···
  4. 5.
    0
    Tutturdu bir türkü söylemeye başladı “

    uzanıp giden serviler,
    yarime selam mı eder
    sen evlendin ben bekar,
    Gönül buna kahreder

    Çıktım vardım dağlara
    Bastım beyaz karlara
    Yarime selam ettim
    Dalıp gittim efkara

    Diyemedim sevdiğimi
    Yıllar aldı gençliğimi
    Duydum Çocuğu olmuş
    Sefil koysun ismini

    Ah dağlar dağlar
    Yüreğim kanlar ağlar
    Bu garip halime bir
    Yalnız gözlerim ağlar

    Derken çoban karşısında belirdi sefil irkildi ve kendine geldi
    ···
  5. 6.
    0
    Kardeş çok yanık türkü söylüyorsun ne vardı bu kadar kahredecek… sefil bir iç çekip “öyle işte kafamıza öyle esti” biraz sert bir tavır takınan sefili gören coban kendini geri çekti sefile dediki “oradan cekil kecilerim sulanacak” sefil çobanı haklı buldu tüfeğini alıp biraz kenara çekildi çobanla arasında soguk rüzgarlar esiyordu sefil “ ee coban kardeş hangi koydensin nerelisin “ coban “ elini gündoğumuna uzatıp “taaa su tepenin arkasındaki yukarı koydenim” sefil başını salladı
    ···
  6. 7.
    0
    “Buralara çok sık gelmem bazen kafam atar kendimi dağlara vururum dağ havası orman havası insanı dinç tutuyor yaşadığımi hissediyorum gelirken bir tanede tavşan vurdum masallah kopegim çok iyi koku alıyor” çoban “iyi Allah bereket versin “dedi. Sefille çoban birbirine hiç ısınamamıştı çobanın kaba saba halleri ve sefilin soğuk sözleri mubabbeti daha fazla ilerletmedi sefil kopegini çağırdı ve çobana dönerek “Hadi eyvallah!” Coban başını salladı. Sefil ve kopegi tekrar ormanın içlerinde yürümeye başladılar sefil içinden ne kadar cins insanlar var dıbına caktığımın dağında bile rahat yok insanlardan nefret ediyorum diyerek mırıldandı kendi kendine, neyse ki az sonra köpegi çalıların içinden bir tavşan daha çıkardı hemen tüfeğine davranan sefil tavşana Nişan aldi ve tetiği çekti ama karavana bu defa tavşanı vuramamıştı “ hay aksi!! Bu defa olmadı” tüfekten çıkan barut kokusu ortama farklı bir ahenk katıyordu tüfeğini kırdı mermiyi çıkardı barut kokusunu içine çekti ve tüfeği doldurup sıkıladı güneş tepeyi biraz geçmiş ve yakıcılığını azaltmıştı
    ···
  7. 8.
    0
    Sefil yavaş yavaş dağların içinde yol alıyordu bir çeşme başına daha yaklaşınca sulanmakta olan bir geyik gördü hemen pozisyon aldı tüfeğini omzuna zütürdü Nisan aldı ve pat!! Geyiği tek kurşunla vurdu geyik bir inleme sesi çıkardı ve olduğu yere yığıldı sefil “ iyi hafta sonu bizim ağaları çağırır güzel bir alem yaparız “ geyiği omzuna aldı ve geldiği patika yollardan eve doğru yol almaya başladı hava kararmaya yakın eve vardı av gayet verimli geçmişti bir tavşan ve bir geyik, her zaman böyle olmazdı
    ···
  8. 9.
    0
    Eve geldiğinde geyiği ve tavşanı merdivene birakti tüfeğini duvara astı ve tavşanın ve geyiğin derisini yuzdu temizledi kopegine bir parça et attı kopek büyük bir iştahla etini yemeye koyuldu sefilde temizliğini tamamladı etleri parçaladı ve buz dolabına koydu şimdiden hafta sonu arkadaşlarıyla yapacağı alemi düşünmeye başlamıştı bile
    ···
  9. 10.
    0
    Sefil issizdi köyde birkac dönüm kiraz agaci ve 100 kadar ördekten elde ettiği yumurta gelirinden başka bir şey yoktu sefil evin kenarından geçen dereyi değerlendirmiş ve buranın sayesinde yaklaşık 100 ördeğinden elde ettiği yumurtalarla geçimini sağlamaya çalışıyordu arkadaşları da ipsiz sapsız kimselerdi ayyas kerim ve keş Kenan en yakın arkadaşlarıydı onlarda köyde hayvancılıkla uğraşan sıradan köylülerdi sefil Ayyas kerimi ve keş kenani aradi “ağalar geçen gün ava gittim bir tavşan bir geyik vurdum rakılar sizden olsun bugün bir ziyafet yapalım “
    ···