-
9.
0Göz bebeklerinin olması gerektiği yerde, retina tabakası devam ederek gözlerini tamamen kaplıyordu. Retinasının rengi bütün renkleri içeriyordu. Adeta bütün göz rengi genlerini eş baskınlık da yansıtıyordu. Yaşlı adamın kişisel sınırlarına girdiğim zaman içgüdüsel bir hareketle dizlerimin üzerine çöküp saygımı sundum. Kalktıktan sonra bunu neden yaptığıma anlam verememiştim. Yaşlı adamın sağlık kontrollerini yaptıktan sonra kalacağı bölüme geçmesine yardımcı olması için birilerini görevlendirdim. Yaşlı adam kapıdan çıkarken ağır hareketlerle kafasını çevirip bana doğru baktı. Bakışlarıyla adeta bir manyetik alan yaratarak beni kendisine çekiyordu. Geldiğinden bu yana ilk kez dudaklarını araladı ve kısık sesle birkaç kelime söyledi.
-Sizi kurtaracak olan sır yakında açığa çıkacak, dedikten sonra ağır adımlarla kalacağı bölüme doğru ilerledi.
Aradan geçen birkaç gün boyunca yaşlı adamın ne demek istediğini anlamaya çalıştım. Ancak hiçbir sonuca varamıyordum. ‘Sır’ demişti ama ne sırrı? Bir sır, bütün bu olup biteni nasıl tersine çevirebilirdi? Anlam veremiyordum. Takip eden günlerde bunun üzerinde daha yoğun bir şekilde çalışmaya başladım. Veri tabanına yüklü, içinde sır kelimesi geçen konuları araştırmak epey bir zamanımı aldı ancak anlamlı bir şey bulmak imkansızdı. Belki de adam delinin tekiydi. Onca felakete maruz kalıp aylarca yaşamayı başarabilmek aklından bir şeyler zütürmüş olmalıydı. Ve bende bütün işimi bırakıp bir delinin söylediklerine zaman harcıyordum. Yapmam gereken daha önemli işlerim vardı. ve şimdi bunlara odaklanmam gerekiyordu.
Haftalık rutin toplantı için toplantı salonuna doğru yola koyuldum. Toplantı salonunda bilim adamları, üst düzey askerler, merkez başkanı bulunuyordu. Bir haftalık süreç değerlendiriliyor, elde olan veriler tartışılıyordu.
Merkez başkanı herkesten durum raporlarını teker teker yüksek sesle okumalarını istedi. ilk olarak General Burkoff okumaya başladı.
PART 3 -
8.
+1Oluşturulan ekipler her gün helikopterlerle kalkış yapıp canlı izi sürüyordu. Sağlıklı olduğu anlaşılan insanlar alınıp merkeze zütürülüyordu. Hasta olanlarsa, aslında hasta insanlar yoktu. Şimdilerde insanlar ikiye ayrılıyordu; sağ olanlar ve ölü olanlar. Çünkü virüsün bulaştığı bir canlı, birkaç saat içinde ölü olanlar sınıfına katılıyordu.
Tarama ekibinin piste indiğini telsizden öğrenir öğrenmez laboratuvardan çıkıp tıbbi destek bölümüne geçtim. Merkeze getirilen insanların sağlık taramasını yapıyor ve uygun bölümlere yerleştirilmesini sağlıyordum. Tıbbi destek bölümüne girdiğim zaman beni yüzündeki tedirgin ifadeyle Marcus karşıladı.
-Bir problem mi var Marcus?
-Bilmiyorum.. Yani Emin değilim..Şu yeni adam yolculuk boyunca acayip şeyler anlatıp durdu. Deli olduğunu düşündüm ama.. Gözelerini aşağı eğerek duraksadı Marcus
-Ama?
-Gözleri..O gözlerde ne olduğunu anlayamadım bir şeyler var Nik, dedikten sonra hızlıca uzaklaştı.
Marcus’un söylediklerinden etkilenmiş olmalıyım ki içimde, korku ve merak iç içe geçmiş bir halka gibi dolanıp durmaya başladı. Kapıdan geçip gizemli adamın yanına geldiğim zaman Marcus’un ne demek istediğini daha iyi anlamıştım. Adam ikiyüz yaşında olmalıydı. Belki de daha fazla. iyice yaklaştığımda gözlerinde ki ayrıntı dikkatimi çekti.
PART 2 -
7.
0Tutar heralde
-
6.
-2yemin ederim ki bu mesajı artılayacğım. şimdi köpek gibi artıla bakalım mecbursun. *
-
5.
0Okumuş gibi yapın gider
-
4.
0Okumayın bebeğim göz oldu
-
3.
0Okuyun ibret aldım
-
2.
0Okumayin goz bebeim yok oldu
-
1.
+4Bu, dünyanın kaderinde yazılı olandı. Varoluşun ilk gününden yok oluş gününe dek.
Yaşanabilir bir dünyaya sahip olmak aslında zor değildi. Ancak insanoğlu doğanın bize armağanı olan yaşanabilir dünyayı elinin tersiyle itip uzaklara fırlattı. insanoğlunun bu nankörlüğüne cevaben ilk önce afetler baş gösterdi.
Depremler, seller, fırtınalar birbirini izledi. Doğa öylesine bir savaş başlatmıştı ki sonunda yer küre içindeki zehri dışarı çıkarttı. Dev yanardağ patlamaları. insanlık, doğaya yaptıkları yüzünden , doğa tarafından ölüme mahkum edilmişti. Açlık , hastalık ve sonunda toplu ölümler yeryüzünün hakimi oldu. insanoğlu yeniliyordu.
Yaşama içgüdüsü, sıfır noktasında yeniden diriliş harekatını başlattı. Öncü güçlerin çabasıyla sıfır noktasında, kuzey kutbunda, inşa edilen merkezde, dünyanın her tarafından toplanan sağlıklı insanlar bir araya getiriliyor ve yeni bir yaşam alanı oluşturulmaya çalışılıyordu.
PART 1
başlık yok! burası bom boş!