1. 2.
    0
    Yeni haftanın ilk gününde ilk defa gidiyormuşçasına heyecanla okuluma gittim. yaşananlardan sonra hayatıma yepyeni bir başlangıç yapacaktım. okul bahçesinden girdiğim de güvenlik kulübesinin yanında duran tuğcan ve beş arkadaşı yanıma doğru geldi. tuğcan öne doğru çıktı ve ‘geçmiş olsun kardeş’ diyip boynuma sarıldı. sonrasında ise çok acı kalmamıştır inşallah diyip zütüme doğru pışpışlama hareketi yapmasıyla birlikte başımdan aşağı kaynar sular döküldü. tuğcanın ve arkadaşlarının kötü filmlerde ki gibi yüksek sesle gelen kahkahaları gerçeklik duygusunu tamamiyle yitirmeme neden oldu.
    tuğcan denen huur çocuğu bana hayatımın kazığını atmış ve tüm yaşananları okula yaymıştı. üstümde ki gözlerden bunu anlamak oldukça kolaydı.o an içimden arkama bakmadan oradan kaçmak geldi ama tek yapabildiğim boynumu yere eğip yoluma devam etmekti. bazı yakın arkadaşlarım yanıma gelip hiç bir şey demeden eşlik ettiler bana. söyliyecekleri her bir teselli sözcüğünün beni daha da fazla yaralayacağını gayet iyi biliyorlardı. işte bunlar gerçek dostlarımdı ama bir de karaktersiz huur çocukları vardı ki maalesef bunların sayısı hayli fazlaydı.
    Yaşananlar beni o kadar ruhsuzlaştırmıştı ki kantin sırasında arkamda ki elemanların kahkahaları, yaptıkları itişmeler dahi bırakın beni sinirlendirmeyi irdelemez olmuştu. belki de beni o gün heyecanlandıran tek şey hoşlandığım alt dönemdeki kızı, fatmanur’u görmem oldu. melekler kadar tatlı bir kızdı .bu olayların öncesinde uzun zaman bakışıyorduk onunla. hatta çıkma teklifi etme niyetimdeydim ama sonrasında bu kötü olaylar yaşanmıştı. şimdi ise o kız beni görünce kafasını başka tarafa çevirmişti.
    Akşam eve geldiğimde direk odama geçtim. yatağıma uzanıp tavanı seyrettim ve başıma gelenleri düşündüm. zütümün gibilmesi, hastanede kalmam, tuğcanın yaptıkları ve hoşlandığım kız…sabah ki ruhsuzluk yerini büyük bir öfke krizine bıraktı. beni okula rezil eden dıbına koyduğumun tuğcanı…evet evet ondan intikam almalıydım.ama sonrasında bir süre düşündüm ve şuna karar verdim. tuğcan beni okula rezil etmiş olabilirdi ama olayların asıl sorumlusu zütümü gibenlerdi. evet zütümü gibenlerdi diyorum çünkü hastaneden çıkan raporda zütümde birden çok döl örneğine rastlanmıştı. asıl onları bulup hesabını sormam gerekiyordu ama bunu nasıl yapacaktım? intikam soğuk yenen bir yemek ama eğer ki bunu yapanları bulursam alacakları soğuk yemek değil benim sıcacık yannanım olacaktı.
    O andan itibaren kendimi bu konuda ki araştırmama verdim.Öncelikle başıma gelenleri ayrıntısıyla ele almalıydım.
    O akşam evime dönmek üzere durakta otobüs beklemiştim. gelen otobüste oturan 6-7 kişiden başka kimse yoktu.o duraktan da bir tek ben binmiştim.ama tanıdık bir yüz ifadesi, herhangi bir şey gelmiyordu aklıma. normal de bile dikkatsiz birisiyken otobüste ki insanları ne diye inceleyecektim? ancak güzel bir hatun oldu mu onu keserdim ama insanlar oturuyordu ve benim dikkatimi çekecek bir durum olmamıştı.
    Maalesef bir görgü şahidi de yoktu ve olay tamamen çıkmaza girmişti.bu şekilde zütünden gibilen bir ben miydim? polisler benzer bir vaka daha önce olmadığını söylemişti ama ben yine de bu durumu araştırmaya karar verdim.o günümü bilgisayar başında araştırma yaparak geçirdim. bulduğum tek elle tutulur vaka bundan bir sene öncesinde ormanda terk edilen takside bulunan y.a adlı gençti. herhangi bir tecavüzden bahsedilmemişti ama benim durumumda açık edilmemişti.her ne olursa olsun benim bu elemana ulaşmam lazımdı.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 1.
    -1
    -Ah başım,ne oldu bana? Allahım nerdeyim böyle?
    O an ayağa kalkmaya çalışmamla birlikte vücuduma saplanan o büyük acı…tüm vücudum sızlıyordu ama bir yerim daha vardı ki diğerlerine göre daha fazla sızlayan, zütüm…
    Kendimi bulunduğum otobüsten dışarı attım ve ormanda şuursuzca koştum, koştum,koştum. daha fazla koşmaya mecalim yoktu ama koşmaya devam ettim. taaki ıssız orman yoluna varana kadar. karşıdan gelen aracın parlak far ışıkları gözüme gözüme girdi ve bu ışıklar gördüğüm son şeydi.
    Uyandığımda kendimi yoğun bakım odasında buldum. başımda ki hemşire, koluma takılı olan seruma bir şeyler enjekte ediyordu. bana ne olduğunu sorduğumda ise sadece bayıldığımı ve iyi olduğumu söyledi.Bu sırada odanın koridora bakan penceresinin dışında doktorla konuşan annemi ve babamı gördüm. annem ağlıyor, babam ise besbelli ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
    sonrasında hemşire odadan çıkıp onların yanına gitti, sanırım kendime geldiğim haberini vermişti. annemin yüzüne o an bir gülümseme geldi ama babamın suratı hala asıktı. tamam ama kendime gelmiştim, babam neden suratını asmaya devam ediyordu? O an yaşananları hatırladım;otobüsü, ormanı,gelen arabayı ve zütümde ki sancıyı…durumu anlamak için alim olmaya gerek yoktu. Besbelli zütümden gibilmiştim ve babamın artık zütügibli oğluydum.
    Sonrasında sinir krizi geçirmiş, kendime geldiğim zaman polise ifade vermiş,en sonunda hasteneden taburcu olup evime getirilmiştim.şu son yazdıklarım o kadar çabuk yaşanmıştı ki sanki bu yaşananlar benim başımdan geçmemişti.
    taburcu olmamın ardından hastane bana bir süre rapor verdi,bu süre boyunca pgibolojik destek aldım, onun dışında hemen hemen hiç evden çıkmadım. aldığım pgibolojik destek de pek işime yaramadı aslında.bir seansta doktora sorduğum sizi zütünüzden gibseler ne yaparsınız sorusundan sonra aldığım ‘-muallak değilim çok şükür, başıma da böyle bir şey gelmez’ cevabı beni daha da fazla karamsarlığa sürükledi.
    Polis ise olaydan sonra araştırmalara devam etmiş, otobüsün gerçek bir halk otobüsü olmadığını bulmuş ama olaya neden olan kimselere dair bir ipucu bulamamıştı. işin kötü yanı bir tane bile görgü şahidi yoktu.bu tarz bir olayı kimin neden yapcağına dair kimsenin bir fikri de yoktu. hiçbir şeyim çalınmamış, zütüm dışında vücuduma zarar verilmemişti. üstelik koca bir otobüs bu iş için feda edilmişti.
    Tüm bu sıkıntılardan sonra normal hayatıma dönme vaktim gelmişti. yaşananları unutmak mümkün değildi ama en azından ailem ve bazı yakınlar dışında kimse bilmiyordu olanları.bu durumu bilenlerden birinin de karşı komşu Nurten teyzenin yavşak çocuğu tuğcan olması canımı sıkıyordu. tuğcan benim okulumda, aynı dönemden bir elemandı ama birkaç arkadaşı dışında sevilmeyen, benim de gıcık olduğum karaktersizin tekiydi.ama bu durum hassas bir durumdu ve tuğcan’ın yanlış bir harekette bulunacağını hiç sanmıyordum.
    Tümünü Göster
    ···