götüme nasıl dildo girdi anlatıyorum

istersen geleyim, dedim. up in smoke diye bir film var, onu çok izlemek istiyordu. "onu da getir misin beraber izleriz" dedi. tamam dedim, telefonu bende vardı; ama kızın haberi yoktu. legal olarak numarasını aldım, çağrı attık bilmemne... neyse dvd'i de alıp evden çıktım. içki mevzusunda konuşmadığımızı fark ettim. tekele girmeden mesaj attım ne içersin, diye. "fark etmez, köpek öldüren bile olur" dedi. bende düşündüm şimdi bu kızın değeri nedir diye, normalde tekila alacaktım, daha rahat sevişiriz diye; ama vazgeçtim. bi 70'lik smirnoff'la dört tane bira aldım. evi bir türlü bulamadım, neyse. en sonunda kızın evine geldim.

ev biraz pisti, önce kendimi pek rahat hissetmedim. sohbet etmeye başladık, biraz rahatladım. içki koydu, çilek aromalı vodkaya kola döktü, kızdan insani açıdan iyice nefret etmiştim. ama vücuduna yapışan badisi ve eşofmanı tüm salaklığını unutturuyordu. sonra laptop'u salona taşıdı. filmi izlemeye başladık, bir türlü susmuyordu. benim de film umrumda değildi. sohbet etmeye başladık, film arka fonda çalan bir müziğe dönüşmüştü. sonra sana eşofman vereyim çok rahatsızsın, muhabbetinden geyikle karşılık mevzu başladı. öpüştük, soyunduk, üstüme çıktı. sonra ben üstüne çıktım. gayet normal bir şekilde sevişiyorduk.

reserved

ciks bitti. sonra filmi izlemeye başladık. tuvalete kalktım, geri geldim oturduğu yerden beni durdurdu, eşofmanı indirdi. son derece normal bir oral cikse başladı, "istersen boşal" dedi. kızın yüzün boşalmak üzere ayakta asılıyordum. kızın gözleri kapalıydı, ben de rahat hissediyordum, kendimi kaptırmıştım iyice. kız gözlerini açtı, sol elime doğru baktı, biraz şaşkınlıkla tekrar bana döndü. bir anda boşalma modundan çıkıp neye bakıyor diye döndüm. sol elimle kalçamı sıkıyordum. hiçbir kızın zütünü sıkmamışçasına hem de. kız hiçbir şey olmamış gibi tekrar gözlerini kapattı. ben de sol elimi kalçamdan çektim, "bak artık tutmuyorum" demek için kızın elini tuttum. beni muallakmsi falan sanmasını istemiyordum. kız ellerimizi kalçama zütürdü, kalçamı okşamaya başladı. daha arzulu bekliyordu artık, sesler çıkarıyor, taşaklarımı yalıyordu. sonra ağzına alıp kalçasındaki eliyle beni kendine doğru çekmeye başladı. kalçama bir tokat patlatıp "hımmhımmmhooohhhvımmahha" gibi sesler çıkardı. kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. sanki kız benim ağzıma veriyor gibiydi. ellerimi saçlarına zütürdü, ben de iyice kavradım. bir eliyle kendini okşadığını görebiliyordum. kızın içindeki brutal hoşuma gitmişti. kız bir anda kalça çatalımdan büzüğüme inip bastırdı. şoka girip istemsiz gerildim ve hafif zıpladım. "öyle yapma" dedim. kız rahatsız bir gülümsemeyle ağzından çıkardı, "seni çok kötü gibicem" dedi, tekrar ağzına aldı. büyük bir ikilem yaşıyordum. kızın içindeki bu hasta ruh bir taraftan hoşuma gidiyordu. hardcorelardaki gibi manyakça yalıyordu, gözlerinden yaş gelmişti, makyajı akmıştı, dudaklarından tükürükleri akıyordu. ama diğer taraftan zütümü parmaklatmak hiç de cazip gelmiyordu.

yaz amk

yazsana amk elim gibimde kaldı

boşalmak üzereydim, parmağı anüsümde geziyordu. bir anlık onu unutmaya çalıştım, saçlarını daha sert kavradım. parmağı yavaşça içeri girdi, çok garip hissediyordum kendimi. ama bir taraftan da bedenimi yakıyor, aldığım zevki doruklara çıkarıyordu. gözlerimi kapadım, garip bir ses çıkararak boşaldım, alkolün etkisi mi bilmiyorum, gözlerimi açtığımda gerçekliği kaybetmiştim. kız o hasta gülümsemesiyle bana sarılıyordu. kendimi koltuğa zor attım. kız tuvalete gitti, bir an önce uyuyup daha dinç bir kafayla yaşadıklarımı ele almak istiyordum. geri döndüğünde uyuyomuş numarası yaptım, gel yatağa gidelim, dedi. birlikte uyuduk.

adam daha nasıl özet geçsin zütüne dildo girmiş işte amk geçmiş olsun panpa

sabah beni uyandırdı. her şeyi hatırlıyordum ve suçluluk duygusu hissediyordum. kızsa son derece mutluydu, "dışarda kahvaltı yapalım mı?" dedi. benim işe gitmem lazım, dedim. "ordan işe gidersin işte" dedi. kızın gözlerinin içi gülüyordu, sanki dün geceki hastalıklı manyak gitmiş, yerine gibiş sonrası kezbanı gelmişti. kızla bir daha böylesine bir görüşme yapmak istemiyordum; ama emin de olmalıydım. yaşadığımız şey aramızda kalmalıydı. o yüzden kahvaltıya gitmeyi kabul ettim, böylece oturup konuşabilcektik. hazırlanmaya başladık. odadan çıkıp banyoya gitti, ben de üstümü değiştirdim. geri geldi "çok hızlısın" diyip gülümsedi, soyunmaya başladı. şaka maka taş gibiydi. gece laptop ve kolidor ışığında bu ayrıntıları görmemiştim. hayranlıkla bakıyordum, sütyenini giyerken baktığımı fark ederek kucağıma oturdu. "işten çıkınca belki gene gelirsin" dedi. kahvaltı konuşmasını o an gibtir etmiştim, bu kızla nereye gidiyorsam gitmek istiyordum. hazırlandık, evden çıktık.

bana böylesi denk gelsin isterse zütüme ütü masası soksun gıkımı çıkarırsam şerefsizim.

el ele tutuşmuyorduk, sevgili sohbeti de yapmıyorduk. o bana okulundan bahsediyordu, ben de işimden yapmak istediklerimden falan bahsediyordum. bir pastaneye oturduk. kız çok rahattı, garson kız geldi, poğaça çeşitleri hakkında bir anlaşmazlık oldu, ben de salakça bir şaka yaptım, gülümsedim falan, sipariş verdik. kızın yüzü düştü. "dün gece" ile başlayacak bir cümle kuracağını sandım. ne oldu, dedim. "uyuz oldum salağa" dedi. bi şey yapmadı ki kız, dedim. "ya of tamam" dedi. beni garson kızdan mı kıskanmıştı? yoksa harbiden bana mı sinir olmuştu? ne oldu, anlamadım. kahvaltı bitti, kasaya indik, hesabı ödedim, çıktık. sen nereye gideceksin, dedim. "metroya inicem ben yukardan sen git burdan" dedi, dudaklarımdan öptü, gülümsedi. "akşama geliyor musun?" dedi. gelicem, dedim. "tamam o zaman konuşuruz" dedi. ayrıldık. işe gittim.

devam et bin merak ettim

mesajlaşıyorduk, saçma sapan şeylerden bahsediyordu. kızın yazınsal iletişimi çok acayipti. yüz yüze konuştuğumuz gibi değildi. bazen o kadar aptal cümleler kuruyordu ki cevap veresim gelmiyordu. neyse "kaçta geliyosun?" diye sordu. eve gidip kıyafet almam lazım, dedim. "ihtiyacın olmicak (:" dedi. gülümsedim, zaten duş almam lazım dedim. "birlikte alırız (:" dedi. gerçekten eve bir uğramak istiyordum, ama duş fantazisi ağır basmıştı. işten çıktım, arkadaşımı aradım, sigaralık lazım, dedim. nerdesin, şuraya gel falan derken buluştuk. iki fşek aldım, kızın evine gittim. kapıyı açtı, öptü, sarıldı. "ya evde yiyecek bir şey yok, alışverişe gidelim, alkol de alalım" dedi. cebimden sigaralığı çıkardım, deli gibi sevindi, üstüme atladı, öpmeye başladı. neyse ben giderim markete dedim, makarna, domates falan aldım, ordan çıktım tekelden tekila aldım. eve döndüm.

ben süper makarna yaparım, dedim. "hadi bakalım" dedi. aldıklarım ve evdeki malzemelerle bolonez sos yapmaya başladım. sürekli bana arkamdan sarılıyor, sırtımı omuzlarımı okşuyordu. arada yemeyi yapmayı bırakıp öpüşmeye başlıyorduk, en sonunda duvara dayandı, tam sevişmeye başlayacakken tavadaki yağ patlamaya başladı. gülerek yemeği yapmaya devam ettik. salonda yemeği yedik, sonra bana yaptığı bir resmi gösterdi, dövmesini yaptırmak istiyormuş falan, iki tane küçük kız, üzerlerinde dikenli teller falan var. bu ne mk, diyemedim tabii, nerene yaptıracaksın, dedim. "kalçama" dedi. bence orası pürüzsüz kalmalı, dedim. anal cikse gönderme yapıyordum, öylesine oral yapan bir kızın, neler yapabileceğini merak ediyordum. tekilayı içmeye başladık, sigaralıkları sardık. bir taraftan konuşuyor, bir taraftan içiyor, bir taraftan öpüşüyorduk.

beyler :(

nereye gidecek çok merak ettim bin

altındaki eşofmanı çıkardı. ben de kemerimi açmak yöneldim. elimi tuttu, "dur" dedi. t-shirtünü elbise gibi aşağı uzattı, laptopun başına gitti,

http://www.youtube.com/watch?v=JGb5IweiYG8

şu şarkıyı açtı, "dans et benimle" dedi. ayağa kalktık, sırtını bana döndü. kalçasını bana dayadı. elleriyle kollarımda, saçlarımda, omuzlarımda geziniyordu. müziğin temposuyla ellerimi bedeninde gezdirmeye başladı. elimi külodundan içeri soktu, okşamaya başladım. diğer elimle göğüslerini sıkıyordum, o da hastalıklı gülüşüyle dans ediyordu. sonra yüzünü bana döndü. ellerimi kalçasına zütürdü. o da kalçamı tuttu, sıkmaya başladı. bedenlerimizi birbirine çarptırıyordu.

muallak mi amlı mı ona göre okuyalım

dudaklarımı ısırıyordu, şarkı bitmişti, laptopa doğru gitti. ben de arkasına geçtim. o laptopa eğilmişken t-shirtünü sıyırdım, ellerimle göğüslerini sıkarken, sırtını öpmeye başladım. şarkıyı bir daha açtı. sonra doğruldu, koltuğa doğru yöneldik. beni oturttu, üzerime çıktı. boynumu yalıyordu, kulağımı ısırıyordu. ben de t-shirtünü çıkarmaya çalışıyordum. o da gömleğimi çıkarmaya başladı. sonra sütyenini çıkardım. göğüslerini öpüyordum. saçlarımı kavramıştı. göğüs uçlarını öpmeye başladığımda saçlarımdan çekerek, o hasta gülümsemesiyle "ısır" dedi. acıtmaktan korkuyordum, pek fazla ısıramadım.