0
Söyledikleri vesvese saçan birisi. Eski dillerde yazılmış metinler ile ilahi dinleri karşılaştırıp örüntüler tespit etmekle Allah'ı yalanlayanları tuzağa düşürmekte.
Söylediklerine şöyle bakmak gerekir.
Bilimlerin, düşüncenin, müziğin, sanatın her şeyin özü matematiktir.
Kavramların, yaşantımızın iç ve dış dinamiklerimizin tamdıbının bildiğimiz ne varsa her şeyin sebebi Allah'ın ta kendisidir. insanın iki eli iki ayağı her birinde beşer parmağı var. insanın neden iki eli vardır diye sorgularsak tabiata baktığımızda örüntüler görürüz. içinde bulunduğumuz mevcut madde aleminin şartları altında bu şekilde icat olunuşumuzun tutarlılığı bunun kendi kendine böyle olduğu anldıbına gelmez. Maddenin neden mevcut nitelikleri ile var olduğunun bir açıklamasını yapamasa da Allah
'ı inkar edenler bile "böyle işte" diyerek mevcuda iman ederler ve kavramları birbirine nisbi şekilde müşahade ederek keşfetmederler. Esasında Allah'ın varlığını müşahade etmekteler. Bambaşka bir fiziksel dünyada veya var oluşta var olunabilirdi o zaman bambaşka varlıklar olabilirdik. insan ya da hayvan ya da canlı dediğimiz şey bir bilincin veya şartlı davranışın ya da yaşam denen şeyin tek formu mudur? Başka fizik kanunlarının olduğu bir evrende başka türlü varlıklar var mıdır? Tahayyülümüzün ötesinde. Henüz mevcudu niteliksel olarak dahi izah edebilmiş değiliz ki neden sorusunun köküne inmek şöyle dursun. Yerçekiminin kaynağını bilmiyoruz. Allah insana bunları bilme kuvveti vermiş ve dilediğine de bildirmiştir. Esasında olan biten var olan her şey Allah'ın varlığından neşet etmiştir.
Örneğin termodinamik kanunlarını öğrenmiş bir insan adetullahı müşahade etmiştir farkında olarak veya olmayarak.
Allah islam ile var olmuş değildir. Varlığı ezeli ve ebedidir. Allah'ın öncesi ve sonrası yoktur.
insanları yaratmış onlara bilme havası vermiş ve onlara kendini bildirmiştir.
Allah'ı bilebilmenin derecesi kişinin nasibi ile alakalıdır. Bilme niteliği verilmiş şeyler Allah'ı Allah'ın bildirdiği kadar bilebilir. Allah her yerdedir, ondan ayrı bir şey yoktur. Allah'ın özel kulları ki bunların başında Hz. muhafazid Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem gelirler, Allah'ın varlığını her yerden müşahade ederler. Bildiğiniz ne varsa özü Allah'tır. Allah oradan tecelli eder ancak görebilene.
Allah alemi yarattı ve kendini bildirdi. iman ile bildirilenler bildiklerinin esasında Allah olduğunu bilerek bildiler. Bilemeyenler ise Allah'ı bilemeden yaşadılar. Yine de müşahade ettiler. Madem ki varlık bir tane ve müşahade edilen şeyler sadece Allah geçmişten günümüze gelen bilginin Allah'ın keldıbını tasdik eden kısımlarının olması şaşılacak şey mi?
Bugün dahi geçin bugünü asr-ı saadette dahi sapmış kavimler, mezhepler vardılar. Bunlar Allah'ın bir takım ilimlerinden de haberdardılar. Gerek madde gerek metafizik ilimleri müşahade ettirildiler. Hazret-i peygambere (sallallahu aleyhi ve sellem) nazar ile zarar vermeye çalışan da vardı ardından gelen seyyidlerine ve şeriflerine büyü ile soytarılık yaparken helak olan da vardı. Şimdi bunların gafil şekilde bir takım şeyler bilebilmesine bakıp şöyle olmuştu böyle olmuştu diye kronolojik olarak bir örüntü görüp hakilati bu zannetmek aklın aczinin neticesidir. Çünkü zaman denen şey de esasında insan için vardır. Allah için yoktur. Çünkü her şeyin yaratıcısı ve ilmin sahibi Allah yarattığı şeylerin ne şekilden ne şekile gireceğini o şeyler vücuda gelmeden önce bilir. Matematikte fonksiyon konusunu bilen ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. Bir ekseni zaman diğer ekseni ya da eksenleri başka değişkenlere bağlı bir fonksiyon üzerinde ne zaman ne halde ne olacağını bilirsini. Oluşların öncesi ve sonrası bugün müspet bilim ile matematiksel olarak mükemmele yakın hatta kaotik olmayan sistemlerde mükemmel şekilde resim edilebilmektedir. Zaman insan için var olan bir kavram. Kur'an-ı azim-üş şan'da çokça kere insan çok sabırsız denilmektedir. insan çok sabırsız çünkü zamana mahkum ve insan zamana mahkum çünkü çok sabırsız. insan böyle. Neden? Allah biliyor ve Allah'ın bildirdikleri yani Allah'ı bilme şerefi bahşolunanlar biliyor. islam kolaylık dini deriz. imanı olana gayet de basittir. Müslümanlara kendi akıllarını sebeb-i hilkat-i Adem olan Hazret-i muhafazid Mustafa'ya kurban edin denmiştir. Böylece sabırsız olmazsınız. Bunu yapmak nasip olana ilahi aşk lezzeti nasip olur.
O nefse zehir gibi gelen keyfiyetten men olma hali şerbete dönüşür.
Nefsinin dikine gidenlerin tattığı şerbet ise zamanla zehre dönüşür. Materyalizminin içinde cinnetler getirip sinir krizleri geçiren, var oluşsal bunalımlarında boğulmuş dünyanın en zengin toplumlarını görüyoruz. Allah'ın işi ki fiziken şerbeti de sonsuza kadar aynı lezzette içemeyiz. Kandaki şeker arttıkça aldığımız şeker tadı düşer. Daha fazla da içersek diyabet oluruz.
Velhasıl-ı kelam Allah'ın ilmi ezelidir ve ebedidir. Adem'den önce var olan Ademlere de bildirilmiştir, Sümerlerden önce gelenlere de bildirilmiştir. Özü tektir işaret ettiği şey yektir ancak şeriatının biçimi değişir çünkü insanın bilgisi arttıkça şartlar değişir ve dolayısı ile hükümler değişir ama aynı yöne doğru gider. iki farklı noktada iki farklı vektör aynı noktayı gösterir.
Aklınızı kullanın ama aklınızın küçüklüğünü de bilin. Kendinizin o kadar da sevilecek bir yanı yok. Her şey size kalsa rezil rüsva olurdu.
Aldanmayın.
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne muhafaziden abduhu ve resuluhu
Tümünü Göster