1. 5.
    0
    Herkeson dibini dövdürmeye hakkı vardır.
    ···
  2. 4.
    0
    up
    ···
  3. 3.
    0
    ananızı gökkuşağı desenli donumu giyip gibtim
    ···
  4. 2.
    0
    özet nerde huur çocuğu
    ···
  5. 1.
    -1
    Dipnot.tv yazarı Yiğit Karaahmet'ten manifesto gibi bir yazı

    Bugün iyi şeylerden söz etme günü.

    Her şey aslında yine bir şuursuzlukla başladı. Ve ben usturamla bilediğim kalemimi, vampirin kalbine saplanan haç gibi kullanmaya hazırlanırken bambaşka gelişmeler oldu.

    Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe girişiminin düzenlediği Nefret Suçları Konferansı programında yer alan ‘Nefretin siyaseti: islamofobi, Antisemitizm, Milliyetçilik’ oturumunda moderatör olarak Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan uygun görülmüştü.

    Yazılarında Allah’ın emri diye homofobiyi meşrulaştıran, eşcinsellikle mücadele etmeyi dini sorumluluk bir tür eşcinsel cihat olarak gören bir kadını Nefret Suçları Konefransı’na moderatör yapmak beni NATO’ya genel başkan atamakla aynı şey. Aynı şuursuzlukta.

    Açıkçası Hilal Kaplan’ı moderatör kürsüsünden indirmenin zor olacağını ama bu fırsatı da es geçmemek gerektiğini düşünürken olaylar bambaşka yönde gelişti. Hemen sosyal platformlarda Hilal Kaplan’a DurDe diye bir grup kuruldu. Twitter ve diğer mecralar kullanılarak hem organizatörler hem de Kaplan mesaj yağmuruna tutuldu.

    Belki bundan yıllar sonra edineceğimiz evlat edinme hakkı sonucu sahip olacağımız çocuklarımıza anlatacağımız bizim Gökkuşağı Devrimimiz işte böyle başladı.

    Kaplan, kendi isteğiyle moderatörlükten çekildi. Ama hala eşcinselliğin günah olduğunu savunduğunu da söylemeye devam etti. Boş ver sen bunları Anadolu Kaplanı. Günah ya da değil. Bu başka bir tartışma konusu. Ama senin gönderdik mi gönderdik o konferanstan. Nefret suçu işlediğini bir konferansa giderek anlamana gerek yok, sen zaten yazılarında bu konuya gayet hakim bir moderatör olduğunu yeteri kadar belli ediyorsun. Seni yorulmaktan kurtardık, bir de öyle bak bu işe.

    Bu konuyu es geçmeyip canla başla didinen tüm arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Türkiye’de uzun zamandır gerçekleşmeyen bir başarıya imza attılar.

    Bizim lobinin tek başarısı sizce bu mu? Gökkuşağı devrimi sadece kaplanı kafese kapatmaktan mı ibaret?

    Dün AKP seçmen listeleri açıklandı. Ve ta daaa. Sürpriz. Kim yok?

    Selma Aliye Kavaf, bundan sonraki dönemde artık dahiyane fikirlerini, kabul günündeki kadın arkadaşlarına elleriyle yaptığı poğaçalar eşliğinde anlatabilecek. Üstü çizilmiş.

    Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olarak sürdürdüğü kariyerinde Aliye Kavaf’ı neyle hatırlıyoruz peki? Acilen değiştirmesi gereken saç modeli, demode tayyörleri ve mükemmel eşcinsellik hastalıktır teorisiyle.

    Saç modeli ve tayyörlerine yapabileceğimiz bir şey yoktu ama teorisiyle mücadelenin de peşi bırakılmadı. Mümkün olan her yerde bu konu dile getirildi, protesto gösterileri düzenlendi, Kavaf daha sonra bu konu hakkında soru sorulduğunda bile ya utançtan ya da tepkilerden tek bir kelime bile edemedi.

    Unuturuz diye düşündü ama unutmadık. Ve sonunda o da hak ettiğini buldu. Eşcinseller hala var, hala hasta olmadıklarnı savunuyorlar, bundan sonra da savunmaya devam edecekler ama Kavaf artık yok. Bye bye cherié.

    O yüzden bu örneklerden yola çıkarak eşcinsel arkadaşlarıma durmak yola devam demeyi bir borç biliyorum. Artık susmamalıyız, pes etmemeliyiz ve sonuna kadar elimizden gelen her yerde savaşa devam etmeliyiz. Şimdi artık daha çok mücadele zamanı. Çünkü gördük ki istersek olabiliyor. Daha fazla modele ihtiyacımız var. Artık daha fazla saklanmayalım ne olur? Dolaptan çıkalım ve elimizden geldiğince bu mücadeleye katılalım.

    Elbette bu savaşta desteğe de ihtiyacımız var.

    Sevgili biyolojik heterociksüel kadın arkadaşlarımız, eğer erkek arkadaşınız hakkında saatlerce doğru analiz yapmaya devam etmek istiyorsanız… Gece giyeceğiniz kıyafet iyi mi kötü mü gerçek bir fikir almaya şiddetle ihtiyaç duyuyorsanız…Tüm dedikoduları ilk elden takip etmek hala sizin için kaçınılmazsa… ciks hakkında bilmediğiniz ve merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek istiyorsanız bu mücadelede bize destek verin. Eşcinsel arkadaşlarınızdan gelecek protesto metinlerinde siz de imza atın, yürüyüşlere mitinglere katlın, sayıca daha fazla görünmemiz için elinizden geleni siz de yapın. Belki böylece bizimle arada bir gay bar’lara gelmenize de müsaade ederiz.

    Eşcinsellerin haklarını elde etmesi sadece onlara değil tüm topluma yarayacak. Bakın üst üste yayınlana iki biyogrofi kitabına göre Malcolm X ve Gandi’ninde eşcinsel eğilimleri varmış. Malcolm X beyaz bir işadamıyla ‘tensel temasa dayanmayan’ bir ilişki yaşarken, Gandi’ de yıllar boyunca bir mimarla birlikteymiş.

    Malcolm X siyahları Gandi’de Hindistan’ı özgürleştirdi.

    Gandi mücadelesi için özgürlük savaşçılarına referans olacak efsanevi yürüyüşünü başlatmıştı.

    Belki şimdi de bizim Türkiye’deki Gandi yürüyüşümüzü başlatmanın zamanıdır.
    Tümünü Göster
    ···