1. 1.
    +5
    Orta Asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarında yaşayan atalarımızın dini, Gök Tanrı = Kök Tengri inancıdır. Eski Türkçe'de Tanrı sözcüğü Tengri biçiminde söylenirdi (ayrıca Tengri kelimesi, gök anldıbına da gelirdi). Eskiden Kök olarak söylenen gök sözcüğünün ise Eski Türkçe'de üç anlamı vardı: Biri bugünkü kullandığımız anlamı ile gök, gökyüzü; biri, yine bugünkü kullandığımız anlamı ile mavi renk; biri de, bugün kullanmadığımız anlamı ile ulu, yüce, kutsal. işte Kök Tengri/Gök Tanrı deyiminde geçen kök/gök sözünün taşıdığı anlam ulu, yüce, kutsal'dır. Buna bağlı olarak da, Kök Tengri/Gök Tanrı deyimi Ulu Tanrı, Yüce Tanrı anlamlarına gelir. Söz konusu olan tek bir yaratıcı Tanrı ve bu tek Tanrı'ya yapılan saygı dolu bir sesleniştir.

    Zaten Eski Türklerin kendi öz inançları, tek ilahlılığa dayanır. Tarihin hiçbir döneminde Türklerin öz dininde birden çok Tanrı olmamıştır. Bugüne değin yapılan arkeolojik araştırmalar da bunu desteklemektedir. Eski Türklerden kalan arkeolojik buluntularda ilah yontularına ve putlara rastlanmamıştır. Tabii ki, din değiştirip de başka dinlere geçen ve Eski Türklerin milli dini olan Gök Tanrı dininden ayrılanlardan kalan put ve ilah yontuları konu dışıdır. Çünkü bu ürünler, Gök Tanrı dininin kapsamı dışında oluşturulmuş nesnelerdir. Putçulukta putların, temsil ettikleri varlıkların manevi gücü ile dolu olduklarına inanılır; ama, Eski Türklerde manevi gücün biricik kaynağı Tanrı'dır. Eski Türkler, tüm evreni içeren tek ve ulu yaratıcı Gök Tanrı'nın yontusunu hiçbir zaman yapmamışlardır.

    Konuya dilbilim açısından bakarsak da aynı sonuca ulaşırız. Eski Türklerden kalmış yazılı eserlerde, Tengri/Tanrı kelimesinin çoğul ekinin getirilmeden hep tekil biçimde kullanıldığı görülür. Çünkü, Eski Türk düşüncesinde Tanrı tektir ve birden çok Tanrı düşünülemez; buna bağlı olarak da Tanrı'lar/Tengri'ler kelimeleri Türk kültüründe yer almamıştır.

    Konuya tarihi ve yaşanmış bir kanıt olarak ibn-i Fadlan'ın anlattıkları gösterilebilir. ibn-i Fadlan 10. yüzyılda Oğuz Türklerini halifenin elçisi sıfatıyla ziyaret eder. Daha o zaman Türkler Müslüman değildir. ibn-i Fadlan'ın anlattığına göre, o çağlarda Türkler haksızlığa uğradıklarında ya da bir zorlukla karşılaştıklarında başlarını yukarı kaldırıp Bir Tengri demektedirler. ilginçtir ki aynı gelenek bugün de sürmektedir. Bugün de Türkler haksızlığa uğradıklarında benzer biçimde, "Yukarıda Allah Var" derler. Ayrıca Ebu Dülef'de (10. yüzyıl) Oğuzlarda put bulunmadığını kaydetmektedir. 13. yüzyıl Uygur Türkleri de Tanrı'nın, insan ya da başka herhangi bir varlık biçiminde tasvir edilemeyeceğini söylemekte idiler. Bunlardan dolayı, Eski ve milli Türk inancında putçuluk yer almamış, putları korumaya yönelik tapınaklar da yapılmamıştır.

    Gök Tanrı'nın özellikleri
    Gök Tanrı'nın özelliklerinden söz etmek gerekirse şunlar söylenebilir: Öncelikle tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi O yaratmıştır. Savaşlarda Tanrı'nın iradesi ile zafere ulaşılır. Buyurur, iradesine uymayanları cezalandırır. insanlara kut ve ülüg (kısmet) bağışlar ama bunları layık olmayanlardan geri alır. Canlılara yaşam verir. Ölüm onun iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi, dilediğinde de onu geri alır.

    Geç devirlerde Türkler arasında yayılan şamanlık Türklerin Gök Tanrı inancına dokunamamıştır. Şamanizm hakkında araştırmaları bulunan M.Eliade, Ulu Tanrı söz konusu olduğunda şamanlığın adeta sırıttığını söyler. Yakut Türkleri'nde Gök Tanrı kavrdıbının karşılığı olan Tangara Kayra Han ile şaman pek meşgul olmaz. Zaten şamanlık, Eski Türklerin dini değildir. Türkoloji ile ilgili araştırmaların Altay Türkleri arasında başlamasından ve Altay Türkleri'nin de şaman olmasından dolayı şamanlık, Türklerin eski ve esas dini sayılmıştır ama Altay Türkleri'nin yoğun dış etkiler yaşadığı ve Eski Türklerde şamanizmin bir din inancı olarak yer almadığı göz ardı edilmektedir. Gök Tanrı inancının esasları, eski Çin ve başka kayıtlardan, Orhun Yazıtları ile öteki Eski Türkçe belgelerden az çok belirlenebilmektedir. Büyük Hun imparatorluğu Kağanı Oğuz Han (Mete), M.Ö. 176 yılında Çin imparatoruna göndermiş olduğu mektubunda kendisini tahta Gök Tanrı'nın çıkardığını, zaferlerini Gök Tanrı'nın yardımıyla kazandığını belirtmektedir. Yine Büyük Hun imparatorluğu kağanlarından olan Künçin (M.Ö. 160-126), M.Ö. 133'te Çin imparatorunun Ma-i'de kendisine hazırladığı tuzaktan kurtulunca Tanrı takdir buyurduğu için kendini koruyabildiğini söylemiş, bir başka başarısının ardından da Başarısının Tanrı'nın işi olduğunu belirtmiştir. 328 yılında başka bir Türk hükümdarı kazandığı zafer üzerine kollarını göğe kaldırarak Ey Gök Tanrı, Sana şükürler olsun diyerek Tanrı'ya şükretmiştir. Batı Avar Kağanı da, Bizans ile yaptığı bir antlaşmada Gök Tanrı adına and içmiştir. Göktürklerin savaştan önce zafer için Tanrı'ya dua ettiklerini belirten Çin kaynaklarına göre, Tardu Kağan 590 yılında bir savaştan önce atından inerek Tanrı'ya yakarmıştır.

    Göktürklerden kalan Orhun Anıtları'na göre Tanrı, evrenin ilk nedenidir, yani yaratıcısıdır. Göktürklerin bir kağanlık kurması O'nun isteği ile olmuş, Türk milletine kağanını O vermiştir. Yani, yazıtlara göre Tanrı, Türk milletinin yaşamı ile yakından ilgilenmektedir.

    Türklerde Gök Tanrı'nın çok eski çağlardan beri tek bir ulu varlığı temsil ettiğine dair birçok kanıt vardır. Tanrı, Eski Türklerde manevi tek büyük kudret idi. Bizanslı tarihçi Simokattes, Göktürklerin yir-sub'lara (yer-su'lar; ırmak, dağ, orman vb doğa varlıkları) saygı gösterdiklerini ama yalnızca yerin göğün yaratıcısı bildikleri tek bir Tanrı'ya taptıklarını bildirmektedir. 790 yıllarında Tiflis'li St. Abo, Hazar Türkleri'nin tek bir yaratıcı Tanrı tanıdıklarını söylemiştir. Yine Hazar imparatorluğu'nun kağanı, Hıristiyanların teslis'e (Tanrı'yı üçleme) inanmalarına karşın kendilerinin tek bir Tanrı'ya inandıklarını kaydetmiştir.

    Tanrı sözcüğü, bütün Türk şive ve lehçelerinde ortak olarak vardır. Türkçe'nin temel sözcüklerindendir. MÖ'ki Çin yıllığı Shi-ki'de, Büyük Hun imparatorluğu Kağanı Oğuz Han (Mete) nedeni ile anılan Türkçe Tengri/Tanrı sözcüğü Çince'ye T'ien olarak geçmiştir (Çinliler, Orta Asya'daki Tanrı Dağları'na bu yüzden T'ien-Şan derler). En aşağı 2500 yıllık bir geçmişi olan öz Türkçe Tanrı kelimesi, Moğolca ile birlikte kimi Asya dillerine de yerleşmiştir. Ayrıca Eski Sümer dilinde Tanrı kavrdıbının karşılığı olarak kullanılan Dingir/Tingir sözcüğünün de Tengri sözcüğü ile bağlantısı olmalıdır.

    Eski Türklerde Gök Tanrı'ya kurban olarak hayvan kesilirdi. Kurban olarak koç ve aygır geçerliydi. Türklerde insan kurban etme gibi vahşi uygulamalar bulunmadığı gibi, egemen oldukları yerlerde de bu gelenekleri kaldırmağa çalışmışlardır. En makbul kurban olan at kemiklerine Eski Türk mezarlarında sıkça rastlanır.

    Eski Türklerde üç büyük Din Töreni vardı
    1) ilkbaharda kağan ve ülke ileri gelenlerinin de katılımı ile ata mağarasında yapılırdı. Bu mağara, Bozkurt/Ergenekon Destanı'ndaki Bozkurt'un son yaralı Türk'ü kaçırıp saklamış olduğu mağaradır. Bu mağara kesin olmayan tahminlere göre Turfan (Kao-çang) Dağları'nın (Altaylarda) kuzeyindedir. Burada ataların ruhuna kurbanlar kesilirdi.

    2) Haziran ayında Tamır ya da Ongin ırmaklarının kıyısında Gök Tanrı adına yapılırdı. Bu törende tek yaratıcı olarak düşünülen Gök Tanrı'ya aygır kurban edilirdi.

    3) Güzün Tailin'de, kutsal sayılan yir-sub'lar (yer-sular; doğa varlıkları, bir tür ermiş, evliya inancı) için yapılırdı.
    ···
  1. 2.
    +5
    En eski kanıtlar
    Tengri: Gök(-tanrısı). Bu cümlenin en eski kanıtları eski Çin Edebiyatında Hsiung-nu (m.ö. 1766-400) halkını anlatan yazılarda bulunmuştur. Çinlerin tcheng-li şekilinde verdikleri bu cümle hiç şüphesiz, iki heceli Tengri cümlesinin Çinleştirilmesidir. Daha geç yazılmış kaynaklarda Çinler, Tengri olarak teng-ning-li ( ya da teng-yi-li) şekilinde üç heceli bir cümle veriyorlar. Ortaya i'nin eklenmesi Çin çevirilerinde normaldir ve üç heceli cümle, Türk dillerinde kanıtlanmıştır; ama en eski kaynaklarda bulunmaz. Bu konu hakkında farklı fikirler var: Şimdiye kadar karşılaştırılmak amacıyla ortaya konulmuş Sümerce Dingir (Sümerlerin en yüksek Tanrısı) ve Çince T'ien (Gök)'den daha çok memnun bırakan (Eski-)Türkçe Teng- (dön[-mek]) olmuştur.
    Türklerin Ulusal Tanrısı
    Tengri ulusal bir tanrının bütün özelliklerine sahiptir. Türkler Dünyanın Merkezinde oturur, yani kendilerini koruyan Gök'ün altında. Eski Türk yazıtlarının içerikleri çok net bir şekilde Tengri'nin Türklerin Tanrısı (Türük Tengrisi) olduğunu diğer halkların tanrısı olmadığını belirtiyorlar. Tengri bazen kağan unvanını taşıyor, ve özellikle kendi halkını koruyor. Başka tanrısal varlıklarla birlikte, Türk Halkının dağılmamasını, tekrar bir olmasını emir ediyor."
    Kaşgarlı Mahmut'un ünlü eseri Divân-ı Lügati't-Türk'de Tenğri üç anlamlıdır, bunlar:

    Tanrı
    gök, sema (müslüman olmayanlarca)
    büyük bir dağ, büyük bir ağaç gibi göze ulu görünen her şey (müslüman olmayanlarca).
    Tengri'ye ibadet
    Hiçbir kam, ritüel Gök Baba'ya, Toprak Ana'ya ve atalara invokasyon yapmadan başlamaz. Tengri'nin varlığı, günlük faaliyetlerde evrenin dengesiyle kişisel yaşamın ilintili oluşu açışında hep anılır. Yeni bir şişe içki açıldığında, üsten bir kısım alınıp bir kaba konulur, sonra da dışarıya çıkarılarak Gök Baba'ya, Toprak Ana'ya ve atalara sunulur. Tsatsah olarak bilinen bu ritüel, Moğolistan ve Sibirya dininde hâlâ önemli bir yer işgal eder. Ev hanımları ayrıca aynı şekilde süt ve çay sunarlar, ger 'in etrafında yürürler ve sıvıyı üç kez dört yöne serperler.

    Tengri'nin kaderi tayin etmekteki rolü günlük konuşmalarda (mogol.) Tengeriin boşig (Gök'ün taktiri) gibi sözlerle sürekli anılır. Kadınların mutfak ve mutfak eşyalarını temiz tutmaları tembih edilir, çünkü onların kirlenmesine meydan vermek Tengri'ye hakaret addedilir. Bayramlarda ve dağ ruhlarına kurban verildiğinde Tengri'ye adaklar verilir ve dua edilir. Ayrıca kişiye özel bir ritüel olarak acil durumlarda Tengri'ye yapılan özel bir kurban vardır. Yağmur yapma ritüelleri doğrudan Tengri'ye hitap etmektedir ve Tengri ile dağ ruhlarına adanmış Obalarda gerçekleşir. Herkesin Tengri'ye yardım için başvurma hakkı vardır, ancak bir felaket veya güçlü bir ruhun müdahalesiyle denge bozulmuşsa, hastasının Tengri ile bağlantısını veya evrendeki dengeyi tekrar tesis etmek üzere şaman, ruhların gücünü kullanır.

    Bazı Türk Dillerinde Tengri
    Yakut dilinde Tangara; Kuman dilinde Tengre; Karaim dilinde Tangrı; Çuvaş Türkçesinde Tura; Hakas dilinde Tigir; Tuva dilinde Deyri; Kırgız-Kazak Türkçesinde Tengri; Tatar dilinde Tengre; Karaçay-Malkar Türkçesinde Teyri; Azerbaycan Türkçesinde Tarı/Tanrı; Türkiye Türkçesinde Tanrı olarak kullanılması bile bu kelimelerin ifade ettiği kavramın Türk halkları arasındaki ortak kullanımının işaretidir.

    Tengri'nin Allah'ın Adı Olarak Kullanımı
    Ünlü Arap gezgin ibn Fadlan’ın naklettiğine göre o sıralarda islam’a henüz girmiş olan Oğuz Türkleri herhangi bir zorluk ile karşılaştıklarında bakışlarını gökyüzüne yöneltip “Bir Tengri.” derlermiş. Başta Kaşgarlı Mahmud olmak üzere islami dönemin tüm yazarları Allah kasdıyla “Tengri” ismini kullandıkları gibi bütün kaynaklarda her işe; söze kutlu bir nitelik kazandırmak kasdıyla ilk önce “Ulu Tengri’nin adı” anıldıktan sonra başlanması gerektiğini bildirmişlerdir.

    Türk tasavvuf tarihinin öncü ismi Ahmed Yesevi de Divan-ı Hikmet adı ile biraraya getirilen "hikmet" adlı şiirlerinin 12'sinde bu kelimeyi asli şekliyle " Tengri" olarak kullanmaktadır.

    Anadolu tasavvufunun en önemli isimilerinden Yunus Emre ( XIII.yy.) ve Niyazi Mısri de şiirlerinde "Tengri" anlamındaki "Tanrı" ve eşdeğeri olarak "Çalab" kelimesini kullanmışlardır.

    Oğuzların islamiyete daha henüz yeni geçtikleri dönemden kalma Dede Korkut Kitabında, Allah'ın adı hatta sık sık "Allah Tengri" olarak verilmiştir.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 3.
    +1
    amin...
    ···
  3. 4.
    0
    haşa...
    ···
  4. 5.
    0
    hepsini okudum.
    ···
  5. 6.
    0
    şimdi bu başlıkta sadece 5 entrymi var
    ···
  6. 7.
    0
    seni başlıksız başlık'a davet ediyorum. gel.
    ···
  7. 8.
    0
    bildiğimiz şeyi ne anlatıon
    ···
  8. 9.
    0
    (bkz: beyler bu başlıksız başlık)

    (bkz: başlıksız başlık var)

    (bkz: chronicles of film adam)
    ···
  9. 10.
    0
    gören gözüyle ışır
    ···
  10. 11.
    +1 -5
    yaşasın türk islam ülküsü yasasın islamiyet kahrolsun dinsiz şamanlar
    ···
  11. 12.
    +1
    @11 ananı gibeyim cemaatçi huur çocuğu
    ···
  12. 13.
    0
    inşallah panpa hayırlısı
    ···
  13. 14.
    0
    @12 ben senın anaın dıbına goyam samanıst zütveren
    ···
  14. 15.
    0
    alaş ya tanrı !

    aman ya tanrı !

    adı güzel kendi ulu

    gök tanrı güzel tanrı !
    ···
  15. 16.
    0
    gök tengri, koruyacaktır seni...
    ···
  16. 17.
    0
    @11 oruspu çoçuğu şamanizm din amk ne dinsizliği
    ···
  17. 18.
    0
    lan bu şimşek çakınca tanrı cezalandırıyor diye düşünülen din mi? lisede böyle bişeyler anlattılardı
    ···
  18. 19.
    0
    ben de gök tanrıya inanıyorum. gibtimin arapları kardeşim mardeşim değil.
    ···
  19. 20.
    0
    gök tengri ulugdır
    ···