cris formage
tarikat hakkında gta oyununda wctr radyosundaki röportajında oldukça bahsediyor. söylediklerini anlamak başta bana çok zor geldi, çünkü hepsi birbiriyle bağlantılı ve oldukça tuhaf bilgilerdi. ancak çözdüm beyler, youtube'da 4-5 defa dinledim, ama çözdüm.
anonsçu: en ama en sıkıcı şov, şimdi yeni bilgisayarıyla! amerika'dan lazlow ile zevk alın. (lazlow adındaki dj'e bilgisayar göndermesi yapmışlar. hani bizde de olur ya, "best fm'i keşfedin, yeni transferimiz dj x bize kumandanlık edecek." gibinden bir dolaylama.
lazlow: amerika'dan zevk alın'a, wctr'ye hoşgeldiniz. medya olarak, bizden nefret ediyor olabilirsiniz ama şunu söylemek zorundayım ki biz kendimizden daha çok nefret ediyoruz. bizleri fazla liberal olmakla suçlamayın! ne de büyük bir tak yığını! bu radyo kanalı ammunation'a ait. demek istediğim, bu istasyonda silahlardan şikayet eden birisine hiç rastgeldiniz mi? sunucular onlar (silahlar) tarafından hep saldırıya uğrar ancak bu sürekli geçiştirilir. ama bu aynı zamanda bir işim olduğum anldıbına geliyor. eğer hiç ölmek istemiyorsanız, ölümsüzlüğe ulaşma çabasındaysanız işte size çözüm! bütün amerika'nın ruhsal meselelere olan yaklaşımıyla tanıdığı adam burada! o binlercesine yardım etti, cris formage, epsilon tarikatı kurucusu. selam cris.
cris: kifflom, brother brother
lazlow: ahah.. bu da ne demek? epsilonizm ile alakalı bir şey mi? sadece bir sıçmık yığını mı yoksa geleceğin ta kendisi mi?
cris: sen ne düşünüyorsun, lazlow?
lazlow: bilmiyorum, yani kastettiğim, ben kendi dinimin içinde büyüdüm ve yetiştirildim ancak bu işlere bir ara verdim. demek istediğim, siz çocuklar etrafta koşuşturup lip balm ilahisi söylüyorsunuz!
cris: hayır, kifflom.
lazlow: her neyse ondan işte, her ikisi de kulağa bağımlılaştırıcı geliyor. bilirsin işte, sadece popüler insanlar her ikisine de bağımlıdır. telefon varmış.
arayan: selam cris! epsilon kulağa mükemmel geliyor. ama eğer fosil kayıtlarını okuduysan, avcı-toplayıcı kankiler yaptırmış. demek istediğim, kadınlarını saçlarının etrafında süründürenler. buldukları her şeye burnunu sokanlar! bu, lanet olsun, çok iyi! bir zamanlar bütün erkekler o günler için gözden kaybolurdu, ve sen sadece haykıran, avazı çıktığı kadar bağıranları duyardın.
lazlow: bilirsin, bir zamanlar müzeye giderdim. ve adam bana katılıyor.
cris: bu konu dışı, lazlow! sana bir soru, mutlu olmak ister misin?
lazlow: bu nasıl bir soru böyle? elbette isterim.
cris: öyleyse neden diğerlerinin mutluluğuyla alay ediyorsun?
lazlow: demek istediğim, burası vinewoord, hepimiz biraz pgibopat olmak durumundayız. büyük balık küçük balığı yutar, bilirsin işte, git ve en iyi arkadaşının karısını düz! demek istediğim, ben şu son adamlardanım. hepimizin ilkel yanları vardır cris, demek istediğim, ciksenlerde yaptığım müziği duymalıydın! gerçekten çılgındı!
cris: bir sünger tarafından bastırılmanın ve de bunu bilmiyor olmanın nesi çılgınca?
lazlow: hah?
cris: dünya sadece ve sadece 157 yaşında ve değişmez iken, milyonlarca yıl yaşında olduğunun söylenmesinin neresi eğlenceli?
lazlow: bu eğlenceli falan değil, bu, garip. bilirsin, senin sesin. kahretsin! söylediğin şeylere inanabilirim.
cris: benim zamanım geldi lazlow, ve izin verirsen, seninki de!
lazlow: hmm, bilirsin, kulağa hoş geliyor... hey, bekle.. beni orduya yazdırmayı deneyecek misin? bu bana daha önceleri de olurdu. kastettiğim, insanları öldürmek ve söylemeliyim ki öldürme işlemi bittikten sonra ağlarım.
cris: bak dostum, alay edebilirsin, ama senin hakkındaki gerçeği biliyorum. şakalarının geçmişini ve içindeki korkak çocuğu biliyorm, dostum, birçok insan gibi sen de kandırılıyorsun.
lazlow: sana nihayet büsbütün katıldığım bir nokta. inversiyon (altüst etme, evirme) terapisi! anneme büyük bir özür borçluyum, ahh ah..
cris: dinle, sen yeni yalanlar al. ben böyle gayet iyiyim. bir soru, en son ne zaman seviştin, lazlow?
lazlow: yalan söylediğimde, dur biraz, ben fos değilim!
cris: ben bu sabah seviştim, ikizlerle.
lazlow: whoa!
cris: ikisi de fos çıktı, ve onlara form doldurttum.
lazlow: sen ne diyorsun? ulu ve abazan bir din lideri, hem de bir kahvaltı bağımlısı. buna bayıldım. bilirsin, ben bir kültü taşların tam merkezine koyarım. oh bekle, zaten bir tane var ve buna da "güney" deniyor.
cris: son kez söylüyorum, bu bir kült değil, lazlow. bu özgürlük ve başarı madalyaları için aynı zihne sahip ve gelirinin yüzde onunu yatıran yetişkinlerin bir kardeşlik. her bir gönüllüye yaptığımız şey onları salıncakta sallamak ve her şeyi düzenlemek
lazlow: niçin şu koca şehirde herkesin bir salıncağı var? hadi telefona bakalım.
arayan: selam lezlow. hey, kilisedeki hatunlarla ilişki kurmaya bayılıyorum.
cris: mükemmel, bize katıl. özgürlüğe değer yatırıyoruz, ve emin ol para ödemeye değer. bak, ciks zaferlerini, aileye ihaneti, yer edinme savaşını arzuluyorsan ve kendini bir şeylerin parçası olarak görmekte can atıyorsan, sadece yap! sadece yap ve epsilon'a katıl!
lazlow: aa.. cris, insanları üye yapmaya çalışıyorsun, bırak şunu.
darius: selam, l-lazlow!
lazlow: ah!
darius fontaine! bak sana kaç kere beni yalnız bırakmanı söyledim!
darius: bak bak annene olan gerçekten talihsiz bir hadiseydi ama oldukça açıktım: büyükannen, annen değil. bunun işe yaramaması senin suçundu.
lazlow: neredeyse hapsi boyluyordum lan! yapmamı söylediğin şey birçok eyalette illegaldi.
darius: herneyse. bak, cris formage bir yalancı ve düzenbazdır. bunları kafasından uyduruyor. hiçkimseye yardım ettiği falan yok, buna kendisi de dahil. ve işin aslı, insanlar korkularıyla yüzleşmek zorunda! hatırla, ben hep söylerim: korkularınla yüzleş asla ondan kaçma!
cris: darius fontaine kıçımı öpebilirsin.
darius: oh, bunu istiyor musun? gerçekten mi?
cris: sanmıyorum, ve neden biliyor musun? çünkü sen şeytansın. tanıdığın insanlar gerçekten ürkmüyor. ama sen onlara ailelerini öldürtüyorsun.
darius: korkularla yüzleşilmelidir! her zaman derim! lazlow'a sor!
lazlow: bu arbedeye beni de katma darius. bu, siz iki deli arasında bir şey. yani, benden uzak dur darius. biliyorsun bana bir men emri verildi.
cris: lazlow, atalarınla iletişime geçmenin tek yolu benim gibi birine ödeme yapmak. bir dene, değneğime bir dokun.
lazlow: bu büyük şehir adamım! çok fazla film izliyorsun, dostum.
cris: mutlu olabilirsin. dinle. bize katıl. ünlü ol. doğru olan kendini bul. bir göğüs ya da burun ameliyatı, ne istiyorsan yap. haftada dokuz hatunla cinsel ilişkiye gir. bu her şeyi anlamlandıracaktır. kadının yok mu, artık olsun: kumdan çöpten gökten! zenginler de ağlar, lazlow.
lazlow: hmm. bir zamanlar tıbbi ilaçlarla olduğu görünen enteresan bir teori... ama biliyorsun, kendimi zengin olup da ağlıyor bulmak istiyorum. çünkü şu an fakirim ve ağlıyorum. burası west coast, tamamen lezbiyenlerden hoşlanıyorum adamım.
cris: bu kader. vinewood seni sadece hayal kırıklığına uğratır. ama epsilon tarikatında asla böyle olmaz. gider, gider ve gitmeye devam eder. seni asla yalnız bırakmayız.
lazlow: hmm, fakat bu şovu şimdi yalnız bırakmak zorundayız. mükemmel, ilk şovum ve adamlar beni neredeyse öldürüyordu, ve şu an eski sosyoloji öğretmenim ve kendini ilahlaştıran alkolik bir kültist tarafından bezmiş durumdayım. lütfen, artık east coast'a geri dönmek istiyorum.
anonsçu: kültürel olarak bu ülke ölmüş durumda ve şimdi neden olduğunu biliyorsunuz.
•
**
bilin ne yaptım? oyunda cris formage'i ses aktörlüğünü yapan fred melamed'e daha çok bilgi için mail attım ve şu an onunla konuşuyorum. onunla olan röportajımı da derleyip önünüze sunacağım.
bu arada, darious fontaine kimdir? onu da açıklayacağım.