1. 1.
    +197 -13
    illuminati denildiğinde, gizli örgütler denildiğinde, az çok hepinizin aklında bir şeyler canlanıyor.

    Zira yıllardan beri çeşitli efsaneler konuşulur internet ortamında.

    Müzik kanallarında, televizyon programlarında, hatta çizgifilmlerde bile, her yerde;

    Bu adamların ustalıkla işlenmiş simgelerini görürüz.

    Bazen çok iyi saklamışlardır, göremeyiz.

    Farketmemiz için birileri deşifre eder (:

    Ya da aslında birilerine kasten deşifre ettirilir , ama insanlar bilmez.

    Para karşılığı internette yazanlar vardır beyler, güya gizli örgütlerin açıklarını keşfetmiş gibi, onlara karşıymış gibi, eleştiriyormuş gibi yazarken, aslında onlar adına para için çalışanlar vardır.

    Fakat konumuz bu insanlar değil, asıl konumuza dönelim;

    Sonuç olarak birileri, gizli örgütler, kendilerini belli etmek isterler.

    Biz buradayız diye bağırırlar esasında.

    Her yerde olduklarına inandırmaya çalışırlar.

    Hayranı olduğun sanatçının video klibinde, ailenle beraber izlediğin yarışma programında, hatta kardeşinin izlediği çizgi filmde bile vardır simgeleri.

    Bu başlıkta sizlere herhangi örgüt, oluşum veya tarikatı deşifre etmeyeceğim beyler.

    Yalnızca farklı bir bakış açısı kazandırabilmek amacıyla bu adamlar hakkında düşüncelerimi paylaşacağım.

    Yeri geldiğinde bu adamlarla empati kuracağız, onların gözünden bakmaya çalışacağız.

    Her şeyi gören gözün gözünden yani (:

    Takip ederseniz faydalı olacağını umuyorum.

    ilk olarak;

    Bu adamlar kimlerdir ve iddia ettikleri gibi, mağlup edilemeyecek kadar güçlüler midir?

    Rezerveleri alın, birlikte ilerleyelim.
    ···
  2. 2.
    +52 -1
    ilk sorumuz şuydu;

    Bu adamlar kimdir, bahsedilen bu gizemli örgütler kimlerden oluşur?

    Ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, emirleri altında ne kadar çok adamları olursa olsun;

    Sonuç olarak bahsettiğimiz kesim, hiç şüphesiz;

    insanlardan oluşuyor beyler.

    Herhangi insan gibi, savunmasız ve bilgisiz şekilde, aciz bir şekilde;

    Doğmuş, büyümüş ve muhakkak vakti gelince ölecek olan insanlardan oluşuyor.

    ilk olarak bunu aklınızdan çıkarmayın.

    Kısa kısa ilerleyeceğim, zira sayfalar sürmeyecek olsa da, çok kısa bir başlık da beklemeyin,

    Dinlene dinlene okuyun.

    Çay doldurmanın tam vaktidir sizin için.
    ···
  3. 3.
    +28
    Şu an 6 ay evvel yazmış olduğum yazıyı parçalara bölüyorum, siz de o ara rezerveleri almaya devam edin.

    Çok bekletmeyeceğim.
    ···
    1. 1.
      +1
      Ooo reis nerdeydin ya özlettin kendini rezzz
      ···
  4. 4.
    +35 -2
    Tüm bu gizli örgütler, yenilmez denilen yapılanmalar, hepimiz gibi insanlardan oluşur.

    Ve herkes gibi onlar da mükemmel değildir.

    Her insan gibi yardıma ve yönlendirilmeye muhtaçtırlar.

    Bu tek göz, her şeyi gören göz, kimin gözüdür?

    Her tarafa resmettikleri "her şeyi gören göz" ;

    Kimisine göre Horos'un gözüdür,

    Kimisine göre "evrenin büyük mimarını" temsil eder,

    Kimisine göre ise Deccal'dir bahsedilen.

    Esasında bunların farklı şahıslar olup olmadığı da belli değildir,

    Farklı topluluklar farklı isimler de vermiş olabilirler.

    Fakat bana sorarsanız size şunu yazarım;

    Bahsedilen tek göz sembolü, Deccal'in sembolüdür. Peygamber efendimiz (sav) bir hadiste şöyle buyurmaktadır:

    "Deccal'in tek gözü vardır."

    ibn-i Abbas radıyallahu anhuma der ki; "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem namazının sonunda dört şeyden sığınırdı. Derdi ki;

    "Kabir azabından Allah'a sığınırım. Cehennem azabından Allah'a sığınırım. Açık ve gizli fitnelerden Allah'a sığınırım. Ve tek gözlü yalancı Deccal'den Allah'a sığınırım."

    Bir bağlantı kurulamaz mı?
    ···
    1. 1.
      +14
      Ooo lider seni tekrar incide görmek güzel * hoşgeldin
      ···
      1. 1.
        +9
        eyvallah, hoşbulduk
        ···
    2. 2.
      -21
      Horos mu ? Yok horoz amk
      ···
      1. 1.
        +18
        Yemin ediyorum yaptığı espiriye ben utandım.
        ···
      2. 2.
        -1
        Yuh ulan neyin intikamı bu ne yaptım ben size sadece yazım hatasına vurgy yapmak istemiştim
        ···
    3. 3.
      0
      Tek goz derken tek gozu gorur diger gozu sönük ve disari pörtlek
      ···
    4. 4.
      0
      Tek goz derken tek gozu gorur diger gozu sönük ve disari pörtlek
      ···
    5. diğerleri 2
  5. 5.
    +36 -1
    Her şeyi gören göz sembolü konusunda bilinen en eski masonik referansa William Preston'un “Üstat Mason Derecesi Konferansları” adlı kitabında rastlanıyor beyler.

    "Her şeyi gören gözden" şöyle bahsediyor:

    "Çıplak kalbe doğrultulmuş kılıç, adaletin er geç bizi yakalayacağını göstermektedir;

    Düşüncelerimiz, sözlerimiz ve davranışlarımız insanların gözünden saklı kalabilse de,

    Güneşin, ayın ve dahi yıldızların itaat ettiği,

    Kuyrukluyıldızların o müthiş dönüşlerini gözetiminde yaptığı,

    insan kalbinin derinliklerine hakim olan ve liyakati ödüllendiren o her şeyi gören göz'den saklı kalmaz."

    ilginç gerçekten.

    Yayınlanma tarihi 1772.

    Bahsedilen Lucifer olarak da bilinen, şeytandır.

    Hadislerde belirtildiğine göre, bir önceki entryde paylaşmıştım, Deccal'in yalnızca tek gözü vardır.

    Bu Deccal'in en belirgin özelliğidir.

    Masonluk da doğrudan şeytana taptığından, Deccal'in en belirgin özelliklerinden birini kendisine sembol edinmiştir.

    Bu sembol hemen her masonik yapılanmada da karşımıza çıkar.

    Hatta her şeyi gören göz;

    Mason "üstadı muhteremlerinin" önlüklerinde de bulunur.
    ···
    1. 1.
      0
      masonlukta Allah a inanmak zorunlu değil mi
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        Atatürk ve Kayıp Kıta Mu kitabından edindiğim bilgilere göre. Masonik işaretlerin kaynağı yuzyıllar önce batmış mu kıtasıdır. Atatürk'te orta asyaya nereden geldiğimizi merak etmiş ve mu kıtasını bir açıklama olabilir düşüncesiyle bizzat arastırıp inceletmiştir. Ayrıca yapılan çalışmalara göre orta asyaya geliş yermizin mu olduğu ve Türkçe nin bütün dillerin atası olduğunu iddaa eden güneş dil teorisinede bu sekilde kanıtlar bulunmuştur. Mu kıtasında dönemine göre oldukça yüksek bir uygarlık yaşıyordu. Maya, uygur türkleri gibi kolonileri vardı. Aslında mason üçgeninin çıkış merkezide burası kabul ediliyor. Mısır ve Hindistanda bulunan naacal tabletlerinde görülen semboller ve hiyeroglıf yazılarıda bunu kanıtlıyor. Hatta onların inancına göre mason üçgeninin yukarı bakan üç köşesi iyilik alta bakanlarda kötülüğü simgeliyordu. Bunun dısında nazi hacıda mu kıtasına ait bir semboldür. Ayrıntılı bilgi için Albay James Churcward(kendini naacal tabletlerini çözmeye adayan adam), naacal tabletleri(mu ile ilgili yazıtları taşiyan naacal rahipleri tarafından mu kıtasından getirilen yazıtlar. Naacal rahiplerinin görevide mu nun dini ve kültürünü yaymaktı) Atatürk ve Kayıp Kıta Mu adlı kıtaplara bakabilirsiniz.
        ···
    2. 2.
      0
      panpa çok soru sordum ama hangi kaynakları tarayıp bu çıkarımları elde ediyorsun bir iki kaynak tavsiye etsen bizde okuyup nasiplensek bir yerden başlamak gerekiyor vesile sen olursun inşallah
      ···
    3. 3.
      0
      Dostum herşeyi gören göz hermesin gozudur. Bu arkadaşlar Hz idris / yunan Hermes ve mısırlı toth un aynı kişi olduğunu ve kadim mu dinini mısıra getirip dünyaya yayan peyg. Olduğuna inanır.. Bu yüzden bir yaratıcının varlığına inanmak ön şarttır. Bu konu derin, benim ilk elden bilgim var biraz istersen daha anlatırım
      ···
    4. 4.
      0
      Kanka yanlışın var masonların belli bir şeye tapması dini yoktur amaçları dünyayı daha iyi yer haline getirmek(!) diyolar ama üst derece taşşaklı elemanları bilmem
      ···
    5. diğerleri 2
  6. 6.
    +38 -3
    Kısacası bunlar;

    Şeytana tapan, onu önderleri olarak gören, hastalıklı insanlardır.

    Şeytandan lider mi olur? diyenleriniz olabilir.

    Görülmeyen, hissedilmeyen bir valık nasıl liderlik edebilir?

    Onları nasıl yönlendirebilir?

    Değil mi?

    Bunu düşünmeniz çok doğal.

    Fakat doğrudur beyler,

    Şeytan liderlik yapabilir,

    Takipçilerini yönlendirebilir,

    Hatta onlara vahiy dâhi gönderebilir.

    Evet, doğrudan, direkt olarak etkileşimden bahsediyorum.
    ···
    1. 1.
      +7 -2
      Yalan doğrudan konuşma yok mesaj atıyorum. Bir de faceden dürtüyorum bazen.
      ···
      1. 1.
        +5
        senin amk
        ···
    2. 2.
      -1
      Ne şeytanı oğlum ? Yok öyle bi şey
      ···
  7. 7.
    +50 -2
    beyler bir süre daha entry giriliyor mu, girilmiyor mu, takip ediliyor mu, edilmiyor mu; giblemeden devam ederim.

    fakat arada baktığımda entry girmediğinizi farkedersem bir anda uçar başlık.

    okunmayacak yazıyı paylaşmaya niyetim yok 6 aydır bekliyor, bir süre daha bekleyebilir sıkıntı değil.

    okuduğunuzu belli edin yeterli, 2-3 kelime ile.
    ···
  8. 8.
    +45 -2
    Sizlerle, birçokları için ilk defa okunduğunda tüyleri diken diken eden, bir ayeti paylaşmak istiyorum.

    Nedense televizyondaki hocalarımız pek bundan bahsetmez.

    En'am suresi 121. ayet;

    "..Ve gerçekten şeytanlar, mutlaka sizinle mücâdele etmeleri için dostlarına vahyederler. Ve şâyet onlara itaat ederseniz (uyarsanız), mutlaka siz müşrikler olursunuz."

    Anlayacağınız ortada kıyasıya bir mücadele var.

    Sanıyor musunuz ki;

    Bunlar dinsiz, inançsız, bir yaratıcıya inanmayan, ateist insanlardır?

    Şeytanın varlığını kabul eden Allah'ın varlığını otomatik olarak kabul eder beyler.

    Bu adamlar taraflarını şeytandan yana seçmiştir.

    Bu adamlar Allah'a savaş açmış haldeler.

    Şüphesiz; sonunu tahmin etmenin hiç de zor olmadığı bir savaş bu.

    Fakat bir veya birkaç etken olmalı, zira bu adamlar savaşta, işin sonunda kaybedeceğini bildikleri tarafta, şeytanın tarafında savaşmayı seçmişler.
    ···
  9. 9.
    +38
    Bu insanların esasında sıkıntısı şudur;

    Anlık zevklerin, sonsuz zevklerin yanında değersiz olduğunu kavrayamazlar.

    Kısa süreli olsa da en erken olanı daha makbul görürler.

    Bu ölümcül bir hatadır.

    Ve şeytan bir kere avladı mı, kolay kolay da bırakmaz.

    “Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve çirkin işlere teşvik eder.” (Bakara suresi 268. ayet)

    işin temelinde her zaman için fakirlik vardır beyler.

    Şeytan, ayette de bahsedildiği gibi, fakirlik ile korkutur ve onlara parayı vaat eder.

    Tabii karşılıksız değil (:

    Buna ruhunu şeytana satmak mı dersiniz ya da kesin bir şekilde, pişmanlık duymayarak, Allah'ın emirlerine sırt dönüp şeytanın takipçisi olmak mı dersiniz, hiç farketmez.

    Bir çeşit kontrat imzalanır beyler.

    Şeytan ilk önce korkutur, kalplerine fakirliğin ne kadar korkutucu olduğu korkusunu düşürür, ardından onlara zenginlik vaat eder.

    Daha fazla para, daha güzel kadınlar ve rahat bir hayat.

    “iblis şöyle dedi: ‘Rabbim! Beni azdırmana karşılık, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak içlerinden ihlâslı kulların müstesnadır.’” (Hicr suresi 39. ve 40. ayet)
    ···
    1. 1.
      +1 -6
      Panpa seni takip ediyorum ama sacmalamissin bence, bu adamlar bizden çok daha zeki biz bile anlarken zevklerin gelip geçici olduğunu bunların anlamadığını söylemek aptallık olur. Lakin ben de bilmiyorum işin aslını çok daha karışık başka işlerin döndüğü bariz.
      ···
      1. 1.
        +7
        olm bunların en zenginleri senede bir toplanıp ölü giben garip zevklere bağımlı insanlar.

        iyi düşün, hasta bunlar bildiğin hasta.
        ···
      2. 2.
        -1
        Seninde dedigin gibi hacı birşey ilk yapıldığında güzeldir bunlar çoğu zevki tatmış insanlar artık kesmiyor normal şeyler değişik hastalıklı şeylere başvuruyorlar.

        Ama ortada çok daha büyük bir vaat var bence bunlara ama bilmiyoruz sadece teori atarız ortaya.
        ···
  10. 10.
    +41 -1
    Bir önceki entryi biraz daha detaylı şekilde, mantıksal temellere oturtarak açıklamak istiyorum.

    Ne demiştik;

    "Bu insanların esasında sıkıntısı şudur;

    Anlık zevklerin, sonsuz zevklerin yanında değersiz olduğunu kavrayamazlar."

    Sevdiğim bir söz vardır beyler;

    "Nefsin gözü miyoptur."

    Uzağı göremez.

    Veya görmemezlikten gelir.

    Örnekle açıklamak istiyorum, size bir teklifte bulunsam ve desem ki;

    "Şimdi 50 tl mi almak istersin, yoksa 1 sene sonra 200 tl mi?"

    Büyük ihtimal ile çoğunuz hemen 50 tlyi alır gider.

    Mantıklı gelen budur.

    Fakat değildir.

    Hiçbir şekilde; hiçbir emek verilmeden 1 sene bekleyip 200 lira almak varken, hiçbir yine emek verilmemişken 50 lira alınmaz.

    Bu mantıksal olarak da bu şekildedir, ekonomik olarak da.

    Direkt olarak 50 lirayı alıp gitme hissiniz tamamı ile nefsinizden dolayıdır.
    ···
    1. 1.
      +10 -1
      Sen vercen mi 200 lirayı ben bi sene beklerim
      Bu arada rez iyi gidiyor

      Edit: 1 yıl 8 ay oldu, 200 yi vermedi. Beklenenler gelmiyor...
      ···
    2. 2.
      +14 -1
      50 tl yi alıp iddia oynar 200 tl ye çeviririm. Büyük ihtimalle tutmaz amk
      ···
    3. 3.
      +1
      Panpa 50 lirayı alma sebebi 1 sene sonra seni nerden bulcam aq 200 isterken 50 de yalan olur ... onun için yani
      ···
    4. 4.
      0
      Panpa 50 lirayı alma sebebi 1 sene sonra seni nerden bulcam aq 200 isterken 50 de yalan olur ... onun için yani
      ···
    5. diğerleri 2
  11. 11.
    +33
    Şeytan da buna benzer şekilde anlık zevkler ile kandırır.

    ileriyi, ahireti veya daha evvel de benzettiğimiz gibi, savaşın sonunu düşündürmez beyler.

    (bkz: ferre endüstrisi deşifre oldu) başlığını birçoğunuz okumuştur.

    okumayanınız varsa da okusun tavsiye ederim.

    o başlıkta da basettiğim gibi, anlık bir vesvesenin sonuçları çok ağır olabilir.

    “…Ve onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntularla oyalayacağım…” (Nisa Suresi, 119)

    Şeytan çok fena şekilde demogoji yapar beyler.

    inanılmaz bir laf cambazıdır.

    Ne yapar, eder;

    Sizleri bu ömrüm çok uzun olduğuna, fazlasıyla vaktiniz olduğuna ve tatmanız gereken birçok zevk olduğuna inandırır.

    ilk seferde sağlam durmazsanız gerisi gelir.

    Şeytan bu insanları kandırmıştır.

    Sonunda yenilecekleri bir savaşa sokmuştur onları.

    Bu dünyada ne kadar güce sahip olurlarsa olsunlar.

    Eski zamanlardan bir örnek, Bedir savaşından;

    "O zaman şeytan, onların (Mekke müşriklerinin) yaptıklarını allayıp, pullayıp şöyle demişti: "Bugün, insanlardan size galip gelecek kimse yoktur. Ben de size muhakkak yardımcıyım." Fakat iki ordu karşı karşıya görününce, arkasını dönüp kaçarak dedi: "Ben kesinlikle sizden uzağım. Çünkü ben, sizin göremeyeceğiniz şeyleri (melekleri) görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah’ın azabı çok şiddetlidir."" (Enfal suresi, 48. ayet)
    ···
    1. 1.
      +4
      panpa haddim olmayarak sorcam ama alkol falan kullanır mısın birde daha önce zina yaptın mı büyük günah vs. +allaha ne kadar bağlısın merak ediyorum ?
      ···
      1. 1.
        +8 -2
        ikisine de bulaşmadım allaha şükür.

        fakat hiçbirimizin garantisi yok, bir anlık vesveseye bakar içkiyi içip birine çakmak (:

        dikkat etmek lazım, çok dikkat lazım.

        tedbiri elden hiçbir zaman bırakmamak gerek.

        bunun içindir namazın 1 vakit değil de, 5 vakit olmasının sebebi.

        gün içerisinde düzenli olarak ibadet etmek, allahı anmak gerekir ki unutup da günahlara dalmayalım diye.
        ···
      2. 2.
        +10
        abartmıyorum senin gibi insanları görünce dine olan bağlılığım daha da artıyor panpa benim yaş 20 daha bulaşmadım hiç birine arada bir alkol hariç namaza da en kısa zamanda başlamayı düşünüyorum bu arada yaş kaçtı senin
        ···
  12. 12.
    +34
    Şeytan onlara sonsuza dek yaşayacaklarmış hissini tattırıyor.

    Ölüm yokmuş gibi yaşıyorlar.

    Ölüm yokmuş gibi dünyaya kötülük ve şerri yayıyorlar.

    Ölüm yokmuş gibi hiçbir zaman sonsuz tatmini sağlayamayacak olan zevklere düşüyorlar.

    Oysa diğer başlıkta bahsetmiştik değil mi?

    Bilimsel olarak da, sınırsız kaynağa sahip olunsa dâhi sonsuz hazza ulaşmak imkânsızdı.

    Ne demiştik?

    Dopamin ve dopamin reseptörlerinden oluşan bir sistemimiz vardı, ilk kez tadılan zevkler nispeten ilgi çekici gelse de giderek hissedilen hazda bir düşüş oluyordu, hem de zevkin dozajı artırılsa bile.

    Ve işin sonu bağımlılıklara doğru uzuyordu.

    Neyse.

    Sonuç olarak bu dünyada; sonsuz, ebedi ve sınırsız bir zevk YOK beyler.

    Fakat şeytanın tuzağına düşerseniz, ölmeyecekmişsiniz gibi, o zevk sizin için en cazip seçenekmiş gibi davranırsanız;

    işler sarpa sarar.

    Zira dünyanın hali ortada.

    Ölmeyecekmiş gibi yaşayanların eseridir bugün yaşanan trajediler.
    ···
    1. 1.
      +1 -5
      lan ne angut adamsın tabii ki sonunda kaybedeceğini bile bile bu işleri yapmıyo adamlar bir şekilde yeniden dirilmenin tıp sayesinde mümkün olacağı ve sonsuz dünya hayatını tüm hanedan üyeleriyle birlikte yaşayacağını yatırımını yaparak bu işe girişiyolar.
      ···
      1. 1.
        -2
        Yarram kiyamet kopunca evren uok olcak neyin kafadini yasion
        ···
      2. 2.
        0
        mk herkes inanıyo kıyamete güya, marduk gelince oley evrim geçircez üst insan olucaz diye hopluyodunuz. madem bu kadar saflar şeytana inanıyolar sonsuz yaşam varsa kıyameti alt edeceklerine de inanırlar. kazanın doğurduğuna inanıyon da öldüğüne mi inanmıyon yarram.
        ···
    2. 2.
      +1
      Mantıklı pampa
      ···
  13. 13.
    +37
    Şeytan gerçekten kandırmıştır.

    Fakat onları kullandıktan sonra, görevini yerine getirdikten sonra, onları yarı yolda bırakacaktır.

    Şeytanın insanı yüz üstü bırakmasına verilebilecek örneklerden biridir şu ayet;

    “Tıpkı şeytanın meseli gibi ki, hani insana ‘küfret’ dedi de, o insan küfredince ‘Ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbı olan Allah’tan korkarım’ dedi.” (Haşr suresi, 16)

    insanların doğuştan gelen birçok özelliği vardır beyler.

    Bir tanesi de unutmaktır.

    Esasında bazen unutmak bir nimettir.

    Mesela; başınızdan geçen kötü olayları unutmanız gerçekten bir nimettir.

    Fakat konumuz bununla alakalı değil.

    Unutmak çoğu zaman insana zarar verir.

    Şeytan ise unutmaya teşvik eder.

    Unutmanın en zararlısı nedir?

    Yaratıcı ve onun emirlerini unutmaktır beyler.

    Dünyaya gönderiliş amacının unutulması, insana birçok kötülüğü yapabilmenin kapısını aralar.

    Zira şeytan da her an tetiktetir, boş bulunduğunuz anı çok iyi değerlendirir.

    “O kimseler gibi olmayın ki, onlar Allah’ı unuttular, Allah da ceza olarak nefislerini onlara unutturdu.” (Haşr suresi, 19. ayet)

    Şeytan, daha evvel de yazdığım gibi, bu insanlara ahireti unutturmuştur.

    Demiştik ya,

    Bu savaşın sonunda kazanacak olan bellidir.

    Şeytan ve onun ordusu kaybedecektir.

    Bu insanlar bunu bilir, fakat belki de unuturlar.

    Unutturan belki de dünyalık zevklerdir.

    Para, güç, kadın, şöhret vs.
    ···
    1. 1.
      +3
      Panpa ağzına sağlık seçtiğin ayetler çok anlamlı.
      ···
  14. 14.
    +32
    Şeytan doğrudan yoldan çıkarabileceği gibi, nispeten çetin cevizlerle karşılatığında bazı doğrulardan yola çıkarak yanlış sonuçlara vardırır.

    Bunun birçok örnekleri mevcuttur beyler.

    Hatta ilk insandan beri mevcuttur.

    Hz. Adem ilk yaratıldığında, şeytan ona secde etmedi.

    Allah'ın emretmesine rağmen yapmadı bunu.

    "Allah buyurdu: "Sana emrettiğimde seni secde etmekten alıkoyan nedir?"

    iblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."" (A’raf Suresi, 12)

    Doğrudur, şeytan gerçekten ateşten yaratılmıştır ve Adem de çamurdan.

    Fakat bir yanlış vardır ki, kimin hayırlı olduğuna Allah karar verir.

    Şeytan, Adem'den hayırlı değildi.

    Bunu çok çok basite indirgeyerek, günümüze de taşıyabiliriz beyler.

    Mesela günah işleyen bir insana gelebilecek bir vesveseyi diyalog halinde inceleyelim, adam tam da pişman olmak üzere iken şeytan gelir ve vesveseyi vermeye başlar;

    +Her şey kader ile belirlenmiştir değil mi?

    -Doğrudur.

    +Kaderinde bu günahları işlemek de yazıyor ve bunu zamanında sen seçmedin. Sen kaderine mahkumsun ve elinden bunu yaşamak dışında başka bir şey de gelmez.

    Tabii bu hususda verilmesi gereken cevap bellidir, gibtirgit dememiz yeterli olacaktır (:

    Beyler, tövbe şansınız her zaman vardır.

    Birçok ayet vardır;

    "Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti. O da) tevbesini kabul etti. Muhakkak O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir."

    "Hani bir zamanlar Musa kavmine dedi ki; Ey kavmim cidden siz o buzağıyı put edinmekle kendi kendinize zulmettiniz, bari gelin Rabbinize tevbe ile dönün de nefislerinizi öldürün. Böyle yapmanız Bârî Teâlânız katında sizin için hayırlıdır, böylece tevbenizi kabul buyurdu. Gerçekten de o Tevvab ve Rahîm'dir."

    "Ancak tevbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka. işte onları ben bağışlarım. Ben çok merhamet ediciyim, tevbeleri çokça kabul ederim."

    Onlarca ayet vardır, ölmeden edilen samimi bir tövbe her türlü günahı paklar beyler.

    Neyse.

    Asıl konuya dönelim.

    Şeytan bu adamları kandırdı demiştik.

    Ve yarı yolda bırakacaktı.

    Oyunun sonundan bir sahne yazayım mı size?
    ···
  15. 15.
    +29
    En sonunda yaşanacak trajik sahneyi ve çok daha fazlasını yazmaya yarın devam edeceğim beyler, sizden istediğim yalnızca ilk entrye şuku vermeniz, geri kalanı önemli değil.

    ileride çok çok güzel bir kıssayı da sizlerle paylaşacağım.

    ilk entrye şukunuzu verin, reserve'ünüzü alın, gerisini bana bırakın.
    ···
    1. 1.
      0
      Kullandığın kaynakları verebilirmisin bende araştırmak istiyorum
      ···
  16. 16.
    +19
    Ayrıca şunu da açıklama ihtiyacı hissediyorum beyler;

    Henüz başlığın başlangıç kısmındayız.

    Sürekli bu şekilde devam etmeyecek.

    Doğrudan bizleri ilgilendiren hususlarda, güncel konularda, neler yapılabilir bunlara da değineceğiz.
    ···
  17. 17.
    +17
    Oyunun en sonunda ne olacak?

    Bununla ilgili Kur'anda birçok ayetler vardır.

    Fakat biz bu başlıkta, şeytan ve onun ordusunun gözünden meselelere bakmaya, empati kurma çalıştığımız için, şimdi yazacağım ayet daha bir güzel anlaşılıyor.

    ibrahim suresi 22. ayetten bahsediyorum beyler;

    "iş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki:

    "Doğrusu, Allah, size gerçek olan vaadi vaadetti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır.""

    Öyle sanıyorum ki bu dünyada şeytana aldanıp da vaadettiklerine kananların hali, ahirette çok fena olacak beyler.

    Bu konunun üzerinde biraz duralım,

    Kuranda başka ne gibi ayetler var acaba "oyunun sonundan" bahseden?
    ···
  18. 18.
    +15
    Öncelikle şunu anlamak lazım,

    Ölmeyecekmiş gibi yaşadıkları bir dünyada gebermiş olmanın ardından, diriliş ve hesaba çekilme ile birlikte gerçekten de sonsuz olanın dünya değil ahiret olduğunu anlayacaklar.

    Belki de defalarca uyarılmış olmalarına rağmen, isyan edip şeytanın tarafını seçenler için zor günler başlayacak.

    Bu dünyada istedikleri kadar paraya, güce, herhangi imkana sahip olsalar da,

    Ahirette hiçbirinin herhangi faydası yok.

    Aksine, hepsinden ayrı ayrı sorguya çekilecekler," nasıl elde ettin bunu?" şeklinde.

    Bu pişmanlık pgibolojisi şüphesiz çok ağırdır.

    Zira geri dönüş ve 2. bir şans olmayacak.

    Rica etseler bile;

    "Ne olurdu bir kere (dünyaya) dönmek imkanımız olsaydı da müminlerden olsaydık?" (Şuara suresi, 102. ayet)
    ···
  19. 19.
    +13
    Ahirette hakiki azabı görünce,

    Dünyada günah işlerken, zulmederken, insanlara acı çektirirken duymadıkları pişmanlığın misli ile fazlasını yaşayacaklar.

    Bu dünyada yapılanları gördükçe, şahit oldukça ve onları durdurmaya gücümüz de yetmiyorsa; "iyi ki cehennem var." demek ile yetiniyorsak, gerçekten de birileri cehenneme girmeyi hakediyordur ve iyi ki de cehennem vardır beyler.

    Bazıları beyinsizce bir düşünce ile;

    "Neden cehennem var ki? Allah bizim iyiliğimizi istemiyor mu?"

    Şeklinde, sanki bu dünyada yaşamıyorlarmış gibi, gerçekten embesilce sorular sorsa da, cehennem bal gibi de olmalı.

    Tekrardan yazmak istiyorum, iyi ki de olacak.

    insanlar inim inim inlerken, gününü gün edip, tanımadığı insanların kuyusunu kazanların, dünyaya pisliği ve şerri yaymak amacıyla yaşayanların muhakkak yaptıklarının hesabını vermeleri gerekiyor.

    “Horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle cevap verirler: "Bilakis! işiniz gece gündüz dolap çevirmekti; bize Allah'ı inkar etmemizi ve ona ortaklar koşmamızı telkin ediyordunuz." Sonunda azabı görünce için için yanarlar. Biz de inkarcıların boyunlarına halkalar geçiririz. Onlar ancak yapıp ettiklerinin karşılığını görürler.” (Sebe suresi, 34. ve 35. ayet)

    Ne kadar rahattı oysa ki, 3 bin kilometre öteden planlar yaparak Ortadoğuyu birbirine kırdırmak değil mi?
    ···
  20. 20.
    +13
    Pişman olmak için çok geç, zira artık hesap vakti.

    "Günahlara batıp gidenlerin, hesap günü başlarını eğerek Rablerinin huzurunda, şimdi gerçekleri gördük ve duyduk, öyleyse bizi yeryüzündeki hayatımıza geri döndür ki, doğru ve yararlı işler yapalım, doğrusu şimdi adamakıllı inandık, dedikleri zamanki hallerini bir görsen!" (Secde suresi, 12. ayet)

    Fakat bunların elinden pişmanlık hissetmekten başka bir şey de gelmeyecek;

    “O gün, (dünyada iken) haktan sapmış kişi ellerini ısırarak şöyle diyecek: "Keşke Peygamberle birlikte aynı yolda olsaydım! Eyvah! Keşke falancayı kendime dost edinmeseydim! Meğer bana uyarıcı mesaj geldikten sonra o dost bildiğim kişi bu mesajdan beni saptırmış!" işte şeytan insanı (böyle) çaresizlik içinde yapayalnız bırakır.” (Furkan suresi, 27. 28. ve 29. ayet)

    Beyler buraya bir not düşmek istiyorum, belki ileride değinirim; bu adamların bazılarının, bu ayetleri müslümanların birçoğundan daha iyi bildiğine de eminim aslında.

    Fakat olay bilmek ile yetmiyor, uygulamaya geçmek lazım, vakit geçmeden de tövbe etmek şart.
    ···