-
26.
+2Severim harry binini anlat
-
-
1.
0heri yok panpa ben eski nesildenim snape james lily falan var
-
1.
-
27.
+221. Bölüm: Burunsuz Adam
—————————————
MFGHEH, yüzümü uzun süre inceledi. Tıpkı burunsuz adam gibi şekilsiz bir burnu vardı. Sonra tekrar kafasını çevirdi ve burunsuz adamı geri geldi.
"Burayı hak eden safkan bir çocuğun büyücü davetiyesini çaldın ve okula kendi başına geldin. Hırız!" diye bağırdı burunsuz adam. Bir süre daha yüzüme tiksintiyle bakıp -sanki kendisi Brad Pitt amk- arkasına döndü ve,"Nagini, gel buraya!" diye seslendi.
Önceden de görmüş olduğum kocaman yılan, bir anda karşımda belirdi. Tüm vücudumu sarmalayıp iğrenç diliyle her yerimi elledi.
"Sana kendini affettirme şansı veriyorum, Nagini. Çocuğu öldür." Demek ki dıbına koduğumun burunsuz ucubesi, kendisinde beni öldürebilecek yüreği bulamamıştı. "Karşılığında, sana kendimden bir can vericem, Nagini. Ölümsüzlüğümü taşıyacaksın. Hortkuluğum olma şerefine erişeceksin."
Burunsuz adam bana döndü. "Adım Lord Voldemort, çocuk. Aslında gerçek adım Tom Marvoldo Riddle'dır. Ama Voldemort daha cix… Hem, iki isim arasında bir bağ var, görebiliyor musun?" Hayır anlamında başımı salladım. "Aptal! Nasıl göremezsin, anagram var iki isim arasında. Kelime oyunu var!" Tom, bunu söyledikten sonra masanın çekmecesinden bir kağıt ve kalem çıkartıp uzun bir süre boyunca iki isim arasındaki anagramı ispat etmeye çalıştı. "Anladın mı? Ne kadar da zekice değil mi? Ha-ha-ha!"
Çaresizce Tom'u onayladım.
"Ben safkan inancı taşırım, çocuk. Senin gibi bulanıklara bu okulda yer yok!" dedi Tom, ve Nagini'ye hücum emri verdi. Derken dışarıda bir gürültü koptu, içeriye Dumbledore ve Mac Gonagall girdi. -
28.
+1Sihirbaz okulunda bir Türk senden mi çaldı aga hayal gücü efso
-
29.
+1panpa emek var tüm entrylere benden şukular şelale
-
-
1.
0teşekkürler süpermen *
-
1.
-
30.
+1rezerve
-
31.
+1Rez güzel gibi sonra okurum pnp
-
32.
+1Beğendim pnp hatta mükemmel nick6yı hakettin
-
33.
+1Okunursun panpa 3
-
34.
+1Rez panpa
-
35.
+19. Bölüm: Bir Değişik Ayna
—————————————
Dostum Snape ile geceleyin kız muhabbeti yapmak iyice zevkli hale gelmişti. Bir gün Macmillan kızından, ertesi gün de Lovegood kızından konuşuyorduk. Hele ki Lovegood kızı muhteşemdi. Altın sarı saçları, güzel yüzüyle beni benden alıyordu. Bana verse gibmeye kıyamazdım herhal.
Ama Lily'den pek bahsedemiyorduk, ne zaman ki lafı Lily'e getirsem Snape rahatsızlaşıyordu. Ben de pek uzatmıyordum zaten.
"Biraz okulu turlayalım mı Snape, ne dersin? Okula mal geldik mal gitmeyelim. Ha?"
"Süper fikir abi, dur şu gaz lambasını alayım."
Snape ile beraber pelerinlerimizi giyip yatakhaneden çıktık. Yer değiştiren merdivenler yüzünden sürekli yolumuzu kaybediyorduk. Ama zaten nereye gittiğimizi bilmediğimizden, çok da önemli değildi.
Yürüyüşümüz boyunca uzun uzun sohbet ettik, ara sıra hayaletimiz Kanlı Baron'la birlikte Gryffindor hayaleti Neredeyse Kafasız Nick'e biz saçma sapan şiirler uydurup laf atıyorduk:
'Kafasız Nick,
Ama Neredeyse.
Tam bir ezik,
Gel şunu gib.'
Tam uykumuz gelmiş, geri dönmeye karar vermiş iken Snape yanlışlıkla duvara çarptı. Hayır hayır, bir kapıya çarpmıştı. Kapı yavaşça açıldı, biz de içeri girdik. Kocaman bir odaydı, içerisi genel olarak boştu, sadece oturmak için bir minder ve onun önünde de uzunca bir ayna vardı. Snape ile ayna başına geçtik.
Bir an çığlık attım. Aynada Lily'nin küçük memelerini avuçlayıp öpüşürken Lovegood kızını doggy olarak hoplata hoplata gibiyordum! Hemen Snape'e baktım, tekrar aynaya baktım ama sahne aynıydı. Snape'e tekrar baktım, şaşkından çok huzurlu görünüyordu. -
36.
+1————————
1. Sene: Am Avı
———————— -
37.
+16. Bölüm: Garip Sesler
———————————
iksir dersine okul müdürü olan genç ve sakallı Albus Dumblodore giriyordu. Yüzündeki nur tüm sınıfı aydınlattığından perdeleri açmaya ihtiyaç duymuyorduk. Derse Gryffindorlularla beraber girdik. Tüm sene boyunca iksir, K.S.K.S. ve birkaç derse daha birlikte bu zütverenlerle beraber girecektik zaten.
"iksir... Evet, iksirlerle başka insanlara, hatta başka canlılara dönüşebilirsiniz. insanları kendinize hayran bıraktırabilir, aşık ettirebilirsiniz. Hatta öldürebilirsiniz de." Dumbledore boğazını temizleyip devam etti. "Ama sizin öğrenecekleriniz çok daha masum ve yararlı şeyler olacak... "
'... Lütfen yapmay... ' Bir anda sırtımı dikleştirdim, bir yerden garip sesler geliyordu. 'Ah... hayır!'
Kadın ya da erkek sesi olup olmadığını anlayamamıştım, fısıltı gibi gelmişti sesler. Bir an Lily ile James'in gibişitiğini sanıp onlara baktım. Ama başka bir şeydi bu.
"Duydun mu?" diye sordum Snape'e.
"Neyi duydum mu?"
"Yok... yok bir şey... "
'... Bana ihanet ettin... '
'... Hayır yapma... '
O an Dumbledore, bana derin derin bakıyordu. -
38.
+111. Bölüm: Yasak Orman
————————————
O cumartesi saat 12'ye kadar uyuduk. ilk defa bu kadar uzun uyku çekmiştik, zira M.F.G.H.E.H. önceki gün hacca gitmişti. Gitmeden evvel tüm öğrencilerle yüz yüze sohbet etmişti mübarek hoca. Bana "Sen Türk müsün?" diye sormuştu. "Evet" demiştim ben de. "Nereden anladınız hocam?" Hocaefendi mübarek ağzıyla genişçe gülümsemiş, beni gibtir etmişti. Tespihini çeke çeke diğer öğrencilerle de vedalaşmıştı sonra.
Dışarıdaki kasvetli havaya aldırmadan montumu aldım, Snape'i de yanıma alıp bahçeye çıktım. Hayvan gibi esen rüzgâra aldırmadan quiddicht oynayan delinin gibtikleri hariç dışarıda kimsecikler gözükmüyordu.
"Nereye gidiyoruz abi?" diye sordu Snape aval aval.
"Gezeceğiz biraz Snape, ama seni tutan yok. istemiyorsan yaylan."
Snape kırılmış görünüyordu, "Özür dilerim abi, yanlış konuştum…" dedi.
Ağaç yapraklarını saran çiğlerle gusül abdest aldık, zira yasak ormana girmeyi kararlaştırmıştım. Cünüp cünüp ormana girersem bir daha çıkamam diye tırsıyordum.
giberdikenlere dikkat ederek iyice ormanın içerisine daldık. Uzun mu uzun ağaçların arasındaki patikadan yolumuza devam ettik. Nereye gideceğimizi bilmeden ilerliyorduk. Belki bir Hogwarts Devlet Kerhanesi çıkardı önümüze.
GÜM!
Aniden kafama bir sopa yiyip yere düşmüştüm. Snape de üç metre ileriye savrulmuştu. Başımı kaldırıp yukarı baktığımda korkunç suratlı bir ağaç gördüm, ağacın simsiyah gözleri bize hışımla bakıyordu. Sonra ağaç ikimizi de damarlı dallarıyla çekip kovuğundan içeri attı. -
39.
+112. Bölüm: Şamarcı bin ve Canavarları
——————————————————
Şiddetle gıdıklanan ayaklarım sayesinde uyandım. Gözlerim yanlış mı görüyordu yoksa ayaklarımı örümcekler mi yalıyordu? Peki etrafımızda gerçekten de binlerce devasa örümcek mi vardı? Gözlerimi ovup tekrar baktım; evet taku yemiştik.
"Kim, hangi lanet insanlar bizim ormanımızda dolaşmaya cüret ediyormuş!?" diye kalın mı kalın bir ses geldi uzaklardan. "Bu insanlarla anlaşmamızda yoktu!" diye bağırdı aynı ses, bu kez iyice yakılardan gelmişti ses.
Benim devasa dediğim örümceklerin cüce kalacağı, neredeyse 5 metre uzunluğundaki aşırı kıllı bir örümceğindi bu ses. Bize iyice yaklaşıp ayaklarımızı yalamaya başladı. Ben gülme krizine tutulmuştum, Snape ise ifadesiz yüzlerle örümceğe bakıyordu. Demek ki binin tikisi yoktu.
"Ben ki Arahoh oğlu, Arakok oğlu Aragog," diye bağırdı koca örümcek, "Bölgemize izinsiz giren siz insanoğullarını ölüme mahkum ediyorum!" Örümcek birkaç saniye boyunca Snape'e baktı. "Ancak… sen, testimizden başarıyla geçtin. Tiki olmayan insana örümcek, gibi vermez." dedi Snape'e
"Ama... bu haksızlık!" diye bağırdım. "Bu züt kılı suratsız yaşayıp ne olacak sanki, beni bırakın onu öldürün!" dedim yakararak örümceğe.
Örümcek kıllı ağzıyla sırıtıp, Snape'i ellerine aldı. Rahatlamıştım, yaşayacaktım.
Ama yanılmışım. Bir baktım ki örümcek, Snape'i yukarı, ağacın kapısından fırlatıp ormana geri döndürmeye çalışıyordu. Tam fırlatıyordu ki, Snape örümcekten iki tane kıl kopardı. Örümcek bir feryat etti ki sormayın, kıyamet kopmuştu sanki. O sırada Snape, kılları pelerinin cebinden çıkardığı bir iksir şişesine boşaltıp şişeyi kafasına dikti. Biraz içtikten sonra bana fırlattı. Ben de başka şansım olmadığından içtim.
Sonra bir baktım ki benle Snape örümceğe dönüşmüşüz. Neler olduğunu anlayamayan örümcekler arasından at gibi koşarak ağaçtan dışarı kaçtık. Nefes nefese yatakhaneye vardığımızda herkes uyuyordu.
"Çok özlü iksir," diye açıkladı Snape.
O günden sonra, o ağaca 'Şamarcı bin' adını taktım. Gerçi daha sonraları M.F.G.H.E.H. ağacın ismini 'Şamarcı Söğüt' olarak değiştirecekti… -
40.
+113. Bölüm: Çapulcu Grubu
—————————————
Snape çok garip biriydi. Akşamlara kadar inek gibi ders çalışır, o test benim şu test senin der tüm testlerin altını üstüne getirirdi. Uykusunda bile ara sıra iksir formüllerini sayıklardı. Doğal olarak okul birincisi olan Snape, bana da kopya vermiyor değildi tabii. Tüm ödevlerimi o yapıyor, yazılılarda hem benim kağıdımı hem de kendininkini çözüyordu. Hafta sonu geldiğinde bile çalışıyordu.
Tabi Snape de insandı, ara sıra ufak kaçamaklar yapardı. Pazar günü geldiğinde okulu yavaş yavaş Noel heyecanı sarmaya başlamasından istifade Snape'i dışarı çıkarmaya ikna ettim. Gerçi Noel'e daha iki hafta vardı ama gavurlar şimdiden heyecanlanmıştı. Ben -elhamdülillah Müslümanım evelallah- Noel'i kutlamayacak, sadece tatilinden yararlanacaktım.
Aslında Kelid aynasını ziyaret edip de fantezi yapma niyetim vardı başta, ama James Potter-Sirius Black-Remus Lupin üçlüsünü okulun tenhalarında görünce vazgeçtim bundan. Snape ile gizlice bunların peşine takıldık. Snape'e göre okulda test madeni bulmuşlardı, bence ise Lily'e toplu gibiş yapacaklardı.
'…Hayırr… yapmayın…' '…Durun ne olur…'
O lanet sesler yine gelmişti. '…Efendimiz, affedin beni…!'
"Duyuyor musun?" diye fısıldadım Snape'e. Snape yine bön bön baktı bana, test çözmekten kulakları gibilmişti besbelli.
O sırada üç çapulcu bir dolabı çekip arkasındaki duvara üç defa tıklattılar. Bir anda dolabın arkasında bir kapı belirmişti. Üçü de kapıdan içeri girdi.
Allah'ın çapulcuları yine ne tak yiyorlardı acaba? Biz de arkalarından gidip aynı şeyleri yaptık, ve içeri girdik. -
41.
+1korktum
-
-
1.
0siz korkmayın zeynep hanım ben sizi fas felak ile korurum *
-
2.
0eyvallah
-
1.
-
42.
0Harry Potter izleyince ben
-
-
1.
0pnp tüm kitapları okuyup filmleri izledim
-
2.
0Helal panpa
-
1.
-
43.
0Rezervetullahuekber
-
44.
0Rezzzzzz
-
45.
0Reserved