giyinmekten anlayan piçler gelsin

panpa ben hiç anlamam bu mevzulardan ama başlığa girmişlen bişeyler karalayayım dedim. bişey yazmadan gitmessem ayıp olur. hakkında uzman olduğum bi konu var. yararlanın bence;

gibişmekle sevişmek arasındaki fark, gibte sivilce çıkınca arkadaşa gidip "gibimde sivilce çıktı" demek, arkadaş doktora git deyince de doktora gidip "penisimde sivilce çiktı" demek gibi bir farktır. arkadaş karşısında ve doktor karşısında takınmamız beklenen tavır farkı ayrı bir entiri konusu. bu entirimizin konusu ise erkeklerin kadınlar karşısında ve diğer erkekler karşısında takınmaları beklenen tavır farkı. zira arkadaşımıza hoş bir anımızı "ulan bi keresinde gibişirken kafayı duvara bi vurdum.." diye anlatırken, sevgilimizle aynı mevzuyu "hatırlıyo musun hayatım, bi kere sevişirken kafayı duvara nası vurmuştum.." şeklinde konuşmaktayız. (sevgilimize de gibişti sokuştu çeşitli şeyler diyebilmekte olabilmekteyiz tabi ama o daha da başka bir entirinin konusu)

bu minval üzre (amlı gibli konuşmakta genelde sakınca gören kişileri konumuz dışında bırakmak ve onların görüşlerini ihmal etmek kaydıyla) diyebiliriz ki, gibişmekle sevişmek arasındaki fark, kendisinin özel olduğunu hissetmek isteyen ve sevgilisinin de onun özel olduğunu hissettiğini görmek isteyen kadınların içinde bulundukları bir yanılsamadır, inandıkları bir mittir. ve onlara hitab eden erkeğin inceden bir kıvırtmasıdır. kadınlar istemektelerdir ki ilişkinin her alanında olduğu gibi gibiş alanında da sevgilisi kendisine diğer kadınlara hissetmediği duygular besliyor olsun, onlara davranmadığı gibi davranıyor olsun. onların hepsini -aşağılık bir biçimde- "gibmiş" olsun, kendisiyle ise -yüce bir tavırla- "sevişiyor" olsun. ancak burada şunu ifade etmeliyim ki, kadınların, veyahut erkeklerin, hiç kimsenin özel olma isteğiyle ilgili bir derdim yok. sevgiliyle cinsel birlikteliğin özel olması arzusuyla ilgili de bir derdim yok. herkes özel olmak ister ve sevgili tarafından özel bulunduğunu bilmek herkes için büyük bir mutluluktur. sadece ve sadece bu arzuların literatürde ve terminolojide karmaşa yaratmasıyla ilgili bir sorunum var.

şimdi gibişmek ile sevişmek arasında hakikaten bir fark varmış gibi mevzuyu irdeliyelim:

efendim, sevişmekten kasıt nedir? çok daha romantik bir cinsel birleşme mi? uzun bir ön sevişme mi? kadının duygularını önemseyerek sevişmek mi? bu tür davranışların kadına hissedilen duygularla alakası olmayıp erkeğin kişiliğinden kaynaklandığını, bu tür sevişen bir erkeğin tek gecelik ilişkilerde bile bu tür seviştiğini arzedeyim.

peki, gibişmekten kasıt nedir? kadını domaltıp bodoslama gibi sokmak mıdır? bunun da aynı şekilde erkeğin bodoslama kişiliğinden kaynaklandığını, sevgilisini domaltıp zütünden giben, suratına attıran, böğürmekte olan sevdiceğinin ağzındakileri yutmasını bekleyen fevkalade aşık erkekler bulunmasının gayet normal olduğunu yine arzedeyim.

şu halde gibişmekle sevişmek arasındaki fark cinsel birleşmenin biçiminden, tarzından, yapılan hareketlerden, pozisyonlardan vb. kaynaklanmamaktadır. gizli kameraya alınmış bir gibiş seansı ile bir seviş seansı, partnerleri tanımayan kişilere izlettirildiğinde, bu kişilerin aradaki farkı görebilmeleri pek mümkün değildir.

şu halde gibişmek ile sevişmek arasında olabilecek, sevgililiğin doğasına ilişkin tek bir fark olasılığı kalmaktadır, o da sevişmenin gibişmeye nazaran çok daha duygu yüklü olacağıdır. evet bu doğru, insan sevgilisinin yahut sevgilisi olmasını istediği bir kişinin dıbına gib sokup boynundan öperken, sevgilisi olmayan ve olmasını da arzu etmediği bir kişinin dıbına gib sokup boynundan öperkenki durumundan çok daha yoğun, çok daha farklı duygulanımlar içerisinde olacaktır, ve üstelik bu durumun jest ve mimiklerine yansıması da kaçınılmazdır. ancak dikkatinizi çekerim ki buradaki fark, yapılan işte değil yaşanan duygudadır. şimdi şu aşağıda vereceğim zütümden uydurduğum örnekleri birlikte inceleyelim:

--kankayla yolda yürümek ile sevgiliyle yolda yürümek arasındaki fark
--eve girip babayla karşılaşmak ile eve girip sevgiliyle karşılaşmak arasındaki fark
--lokantada tek başına yemek yemekle evde sevgiliyle yemek yemek arasındaki fark
--saçlar arasında berberin parmaklarını gezdirmesiyle saçlar arasında sevgilinin parmaklarını gezdirmesi arasındaki fark
--koltuğa oturmakla sevgilinin kucağına oturmak arasındaki fark.
--arkadaki klozette sevgili işerken aynada saç taramakla yandaki pisuvarda adamın biri işerken aynada saçları taramak arasındaki fark

evet, gördüğümüz gibi yukarıda saydığım bütün farklar geçerlidir, yani yalan değil, yanlış değildir. neden geçerlidir? çünkü sevgiliyle yapılan her şey başkasıyla yahut tek başına yapılmasından farklıdır. sevgililik zaten budur. insan sevgilisiyle ne yapıyor olursa olsun, yaptığı şey ne kadar önemli yahut ne kadar önemsiz olursa olsun, ne kadar özel yahut ne kadar sıradan olursa olsun, o şeyin sırf sevgiliyle yapılıyor olması o işe özel bir duygu yükü katar. sevgiliyle yolda yürümek özeldir, ama yine de yürümektir. sevgiliyle yemek yemek çok özeldir, ama yine de yemek yemektir. sırf sevgiliyle yapılıyor ve daha duygulu yapılıyor diye bu işe yeni bir ad veriyor muyuz? vermiyoruz. mesela "sev-yeyişmek" demiyoruz. şöyle bir diyalog yaşamıyoruz mesela:

- muallacığım hani geçen gün senle yemek yerken...
- murtazaa, nasıl bu kadar kaba olabiliyorsun!.. sevyeyişmelerimizle ilgili bu kadar aşağılayıcı konuşabilmene inanmıyorum!..

gibişmek de işte bu işlerden farkı olmayan bir diğer iştir. adı gibişmektir. insan sevdigiyle de gibişebilir sevmediğiyle de gibişebilir. sevdiğiyle gibişirken daha farklı hisseder, hadi gönlünüz olsun, çok farklı hisseder, çook cok farklı, çook çok acayip hisseder, amma, can yücel'in de dediği gibi "bizim orda züte züt denir". ayrıca am'a am denir, gibe gib denir. am ile gibin içi içe girdiği duruma da "gibiş" denir.

züte züt diyenlerin mahkemeye verilmedikleri, "kulak-burun-boğaz doktoru" tabelasının yanına "gib-taşak-büzük doktoru" tabelasının asılabildiği, sevgiliye sarılınıp "gibim amcığında gidip gelirken yüreğim pıt pıt atıyor bitanem" denilebildiği günler geldiğinde, evet işte o vakit, dünyamız çok daha mesud bir dünya olacak, ahenk, uyum ve armoniyle dolu, barış içinde bir yeryüzü cennetine dönüşecektir.

herkese iyi gibişler diliyorum. gireniniz çıkanınız bol olsun efendim.