+1
kendini yavaşça hayatın sıcaklığına bırakırsın önce. bütün bedeninde hissedersin ılık ılık vücudunu saran acıları. bütün yüklerinden sıyrılmış, çırılçıplak ruhunla ölümle yaşam arasında gezersin bu tatlı sıcaklıkta. eski günler geçer yavaş yavaş gözlerinin önünden. dudaklarının arasından geçip, boğazından süzülen bir yudum kahve gibi gelirsin aklıma. bir sigara yakarım ve baş başa kalırız yine. gülümseyerek bakarım yüzüne. hani ortada hiçbir şey yokken aptal bir sırıtma kaplar ya suratını, işte öyle. sanki hiç gitmemişsin gibi. hoş sen benim için zaten hiç gitmedin. her gece uykumda, köşe başında içilen ucuz şaraplarda, her duman sigaramda, bir şarkının notlarında, esen her rüzgârda, bir parfümcünün önünden geçerken gelen o parfüm kokusunda ya da; sen vardın her yerde. her papatya da sen gelirdin aklıma. nerede görsem sanki sen yanımdaymış gibi alırdım bir demet. ya da her zaman geçtiğimiz yollardan geçerim mesela. sen yanımdaymışsın gibi. en güzel yemekleri hazırlarım hala bize. her zaman bir çatal fazla olur masada. sen buradasın ne de olsa. bir görsen seni asıl özlediğimi… kısacası sen hiç gitmedin.
not: umarım beğenmişsinizdir.