-
76.
0upupupupupupu
-
77.
0yazsana pekekent
-
78.
0eceyi ilk gibmemin üstünden 3 gün geçmişti. gündüzleri beraber olmasak da, geceleri gibişiyorduk.
o gün dedemin yanındaydım. yine at binecektim. at bindikten sonra dedemle tarlaları falan gezecektik. boş işler, anasını gibtiğimin boş işleri. halbuki ben eceyi gibmek istiyordum, onunla olan yasak ilişkinin tadına varmak. acaba, diyordum. zütüne izin verir mi, yavaşça içine bıraksam acıdan kıvrandırsam.
bu düşüncelerimi atın yannanı kesti. karşımda sol bacağım kadar bir yannan vardı.
o kadar büyük ata binemezdim, daha bana göre olan birini aldım. atla dolaşmaya başladım. o sırada naz da geldi. o da minik bir ata bindi dolaşmaya başladı. yanıma geldi, bir şeyler öğrenmişin, dedim. biraz hızlandırdım benim atı, onun zütü yemedi tabi. sonra geri doğru sürüp etrafında bir tur döndüm. kızım, dedim ben senin yaşından da erken biniyordum buna. bak kaç senedir binmemiştim ama unutmuo insan biisklete binmek gibi.
neyse bi saat kadar atla oyalandık. sonra züt kemiklerim acıdı. baldırlarım da. at yorucu bir spor. indim attan. naz da benle beraber bıraktı. dedemin yanına gittik. küçük bi arabayla tarlalara gittik. bize orada ziyafet vardı. çeşit çeşit meyveler tentin altında bizi bekliyordu. güneş tarladaki ırgatları kavuruyordu, tentin altındaki bizi sadece ısıtıyordu. ıslak bezleri boynumuzun etrafına doldurduk ve iyice ferahladık. buz gibi karpuz, peynir, şeftali. müthişti.
muhabbet etmeye başladık. -
79.
0dedem gereksiz yaşlı soruları yöneltip duruyor. dersler nasıl onlar nasıl bunlar nasıl.
bana ekstra olarak kızlar nasıl diyor. naza erkekler nasıl demiyor tabi. neticede adam gavat değil.
nasıl geçiyor vaktiniz, oğlum kaç senedir gelmiyorsun özlüyorduk o bu şu.
naz dedi, sıkılıyorum ben ya.
hop, haydeee yaşlılara böyle pas atılır mı?
niye sıkılıyorsun kızım bak o var şu var bu var.
ya dede, yapcak hiçbişey yok. yaşıtım da yok hiç, eceyle bu da hep braber takılıyorlar almıyorlar beni.
seni küçük huur.
dedem klagib moruk ağızlarına başladı tabi. oğlum olur mu hiç, bak sıkılıyormuş kız, alın yanınıza sizinle dursun. bak şöyle bak böyle. yarın al sana o öğrettiğim derenin oraya zütür, eceyle beraber gidin orda piknik yapın ferah ferah, dedi.
sırtımın yeni bir kamburu oldu. harika.
iyi, tamam olur oley. diye atladı naz salağı da. kızım bizi rahat bırak, diyemedim. dedem benim evladımı giber, o yüzden emirlerini yerine getirmek zorundayım. ertesi gün nazı öğlen saati tek başına görürse, beni tarlada çalıştırır.
mecburen ertesi gün nazı çağırdık. benim kulübeye geldi.
biz hazrlıkları yapmıştık. biraları yüklendik, yürüyüşe çıktık. vay işte dere şöyle, vay böyle. vay doğa, vay yaşam 4-5 saat boş muhabbetle geçti. dönmeden önce yukarıdaki kaynaktan bahsettim. ben bunu bahsettiğimde ece şeytanı gözlerle bana baktı, huur gözlerle, tahrik edici gözlerle.
sonra döndük. nazı bir türlü postalayamıyoruz. oturdu bizimle, kulübenin önündeki çimlere attığım minderlerde uyuyor. bi kurtulsam, saniye beklemeden eceyi gibecem. -
80.
0saat 8 gibi uyandı. biz zaten uyanıktık.
aaa kaç oldu saat, vaay uyumuşum, ooo her tarafım tutulmuş.
tek cevap vermedik.
eee, napıyoruz şimdi ya ben çok sıkılıyorum burda durayım sizle, dediği an suratıma yumruk yemiş oldum.
mecburen oturduk beraber film falan izledik. saat 1 civarına gelince, hadi naz, dedim. sen evine git, geç oldu saat.
ece gitmicek mi? dedi.
falso vermiştik amk.
ya işte o da gelicek, gidin siz, dedim. gibim ağlıyordu.
naz önden, ece isteksiz adımlarla arkadan eve doğru yol almaya başladılar. ece arkasını dönüp bi göz kırptı. umutlandım. geri gelecekti.
aradan 30-40 dakika geçtiğinde kapı çalmıştı. içeri ece girdi, gitmicek sandım, dedi. hemen soyundu. hiç beklemeden. sırf kıçında siyah külodu kalmıştı. üstüme çıktı, dudaklarımı ısırdı. ben bunu altıma aldım, bacaklarını açıp külodunu indirdim. ve dıbını dilledim. kıkırdıyordu. sonra ohlamaya başladı, sonra inlemeye, dıbının üstünü tutmaya başlayınca çektim dilimi. çıkardım şortumu ve bu sefer kondomu da taktım. çat çat girmeye başladım. eceyi alelacele gibiyordum. fazla sürmeden boşaldım. kondomu çıkarıp attım ve yanyana uyuduk. -
81.
0sabah bir tıkırtı duyduk, aklım başımdan gitti. ölecek gibi hissettim. üstümde öyle bir tedirginlik vardı ki, kapının arkasından dev bir dağ trollü ordusu çıkacakmış gibi hissediyordum. kalk dedi, ece fısıltıyla. kalk kapıya git. ece kalktı, anadan doğmaydı. ben de öyle. hemen iç çamaşırlarını falan giymeye başladı. ben de kapıya gittim. ben gider gitmez kapı tıklatıldı.
kimsin, kim o dedim. benim naz. hop, kapıyı açtı, ben arkadan tuttum tabi. dur naz, girme müsait değilim. 5 dakika bekle, dedim.
müsait değilim demem, ecenin burada olduğunu söyleyememem anldıbına geliyordu. saklanabileceği de hiçbir yer yoktu. eşyalarını alıp mutfak bankosunun arkasına siper aldı. külot dışında hiçbir şeyi giymemişti. bende külot bile yoktu.
açma kapıyı, dedim. giyinip çıkayım.
tamam, dedi. bekliyorum. hemen giyindim. şortumu tshirtümü. dışarı çıktım. onun içeri girip eceyi yarı çıplak yakalamasına izin veremezdim.
noldu niye geldin, dedim. ya, sende motor varmış annemler de gitti ben arabasız kaldım. senle alışverişe gidelim mi. çok sıkıldı canım, ya da üşeniyorsan senin evde film izleyelim ya da yemek yiyelim ama beraber bişi yapalım. ece ablayı da çağır istiyorsan, dedi.
eceyi karıştırma huur.
tamam, tamam ben alayım motoru gidelim, dedim.
ok sen al gel, ben burada bekliyorum.
falso.
olmaz, git gel yapmayayım gel sen de direkt oradan kaçarız.
atladık motora, eceyle sex yuvamızın alışverişini yaptığımız süpermarketin yanından geçtik gittik, nerdeyse şehre vardığımızda bir avm vardı. oraya girdik. boş boş dolaşıyoruz. eceyle mesajlaşmıştık zaten. o evine, uyumaya gitti. akşam buluşuruz, dedi.
ben de naz salağıyla berbat vakit geçirmekle meşguldüm.
bu giysi giyiyor, bana gösteriyor. nasıl, güzel mi, alaalım mı. şu nasıl, bu nasıl, o nasıl.
bazı giysileri hafif dekolteliydi. eceden fazla göğsü vardı, o yüzden gözlerimi dekoltesinden kaçıramamıştım. boyu ece kadardı.
sürekli eceyle kıyaslıyordum çünkü eceyi akşam gibeceğim için heyecanlyıdım. gençlik dönemi, güç tükenmiyor. - 82.
-
83.
0ailem yaz aylarında dedemlerin evine giderler.
ev dediğime bakmayın amk, şato gibi bir şey. arazisinin ucu bucağı yok, arazisinde 1 tane büyük ev, 2 tane küçük ev var. küçük ev dediğime bakmayın, küçük evler 4'er odalı. atlar, inekler, ördekler her şey var. dibinde de on numara bir orman var, ben gittiğim zamanlar ormana biralarla dalardım, ormanda hafif akan dereye biraları yatırır keyifle içerdim. -
84.
0az biraz oturdum, daha yeni çıkmış olan kargaların ziyafeti birinci cildi açıp okumaya başladım. cersei huursunun huurlukları sinirimi bozmaya başladı. anasını avradını gibtiğimin kahpesi ölse geberse keşke, dedim. sonra keşke karpuz olaydı dedim. sonra keşke am olaydı dedim. gibilecek ıslak bir am. sonra ece aklıma geldi, keşke ağzına alaydı dedim.
azmıştım bile. bilgisayarı fişe taktım, bir ferre açtım. yaklaşık 39 saniyede boşaldım. lavaboda gibimi yıkadım.
acaba dere yaşıyo mudur lan hala diyip bi torbaya 2 bira, 2 armut 2 şeftali doldurup ormana açıldım. ormanın 500-600 metre ilerisinde, ıssız bir yerdeydi dere. çok güzeldi. bu derenin manyak bir kaynağı vardı. böyle şelalemsi. şelalemtrak.
benim kulübenin yanındaki çit kapısından çıktıktan sonra 500-600 metre dümdüz gidin. dereyi göreceksiniz. dereye yüzünüz dönükken, sola doğru yürüyün. bi 15-20 dakika yürüyünce derenin kaynağını görürsünüz. böyle 5-6 metre tepeden uyuz bir su akar. bildiğiniz şelale, ama ben şelale diyince sırf niagara bildiğim için şelale diyesim gelmiyor. ilginç bir şekilde insandan arınmış bir noktadır.
şelalenin döküldüğü yer bir göl oluşturur. hiçbir noktası, benim gibi 187'lik birinin boyunu aşmaz. en fazla burun hizasında kalıverir. göl çok temizdir, içinde ayak yiyen huur çocuğu balıklar vardır, gıdıklar. gölün eni 9-10 metredir. belki daha fazla. oradan göl dereye dönüşür. (ya benim dediğim yre havza deniyor galiba ama ben hep göl derim) dere de, benim şuan biraları yasladığım noktaya kadar akar. sonra daha aşağılara sürünür. -
85.
0biraları tek tek sigarayla indirdikten sonra kafam bir hoş oldu ki sormayın. yaslandım bir ağaca mayışıyorum.
okuldaki yakın bir kız arkadaşımı düşünüyorum. ne güzel giberdim falan diye, memelerini düşünüyorum. o sırada azıyorum. daha 2 saat önce falan 31 çekmiş olmama rağmen bir daha patlatıyorum. daşşaklarımı derenin buz gibi suyuyla yıkıyorum ve eve yürüyüşe geçiyorum. -
86.
0kulübeme çeki düzen verdim. içerideki 2 sandalyeyi de kapının önüne attım, çimler falan güze. çimlerin üstüne masa örtüsü de gönderdim, belki orada otururuz diye. yemekten 1-2 saat sonra lexi belle, pardon eceyi gördüm, kulübenin camından. uzaktan usul usul yürüyordu. oh, dedim ne güzel. elbisesi rüzgarda uçuşsa da onun tatlı külodunu görsem.
uçuşmadı. serinti vardı, ama rüzgar yoktu. keşke üflediğimde rüzgar çıksa diyip üfledim. çıkmadı.
sonra geldi kulübeye. kapıyı tıklattı. gel gel açık, dedim. girdi içeriye. çekingen çekingen baktı.
burası sıcak, dedim. hiç oturma istersen dışarıda sandalye koydum ya da istersen çimlere otururuz. daha iyi olur, dedi. dolabı açtım, bira içiyor musun ya da şarap da var, dedim. rakı da var ama rakı saçma olurdu. tamam dedi, bira alayım. 2 tane birayı aldım, buzdolabının buzluğundan. sandalyeye oturur diyordum ama çimlere serdiğim örtüye uzandı. vücudunun sol tarafına yaslanmış, bacaklarını da arkaya doğru kıvırmıştı. klagib piknik pozu. ben amele gibi bağdaş kurup oturdum. kucağımda koca kase çerez vardı. paylaşımcı olayım diye ikimizin ortasına koydum. -
87.
0reserved
-
88.
0dinliyorum reiz
-
89.
0lan oç yiğenine ayar mı veriyon lan ananada böyle veriyorlardır unutma oç
-
90.
0sonra gece hayatından sevgili muhabbetlerine aktık. soruyu o sordu tabi, böyle soruları karılar sorar. ben de anlattım, şöyle şöyle, 1 sene çıktık ama ayrıldık. bu yaz o yüzden buraya geldim zaten, kafamı dağıtmak için. iyi ki sen varmışsın yoksa burada da sıkıntıdan ölürdüm diye.Tümünü Göster
bunun birası da bitti, sen dur, dedi. kendisi gitti buzluktan aldı birayı geldi. ortamı beğenmiştim. gökyüzünde 1 milyar yıldız olduğunu farkediyordunuz. belki 1 milyar trilyon tane yıldız. şehirde toplam 14 yıldız olduğunu düşünebilirsiniz. o kadar boştur gökyüzü.
ve bu konuşmaya başladı. bir çocuk vardı, şöyle böyle seviyorum. onun için her şeyi yaptım, her şeyimi verdim o gitti beni böyle böyle boynuzladı, diye. her şeyimi vermenin üstünde durmuştum ben, amcığını vermişti galiba. o tatlı beyaz amcığını. sorabilirdim, her şeyimi derken amcığını mı kastediyorsun, diye. ama sormadım.
burada laf ustalığımı konuşturdum. ya saçmalıyorsun daha yaşın kaç ki, her şeyimi verdim diyorsun. neyini vermiş olabilirsin, en fazla 1 seneni verdin ve çocukça şeyler verdin, üniversitede unutup gideceksin, dedim. sinirlenmesini istiyordum böylelikle bir itiraf gelecekti. ya, ne demek çocukça şeyler, bizim yaşadıklarımız büyük şeylerdi ama belli ki o da umursamamış. ben ona her şeyimi verdim, tüm günlerimi ona ayırdım, tüm aklımı ona ayırdım, tüm b... kelimesini yuttu. eee, dedim. nolmuş? bir insana vakit ayırmak mıdır yani olay, bu kadar kafaya takacak bir şey yok dedim. ben bunu söylerken büyük bir yudum bira içti. ya bak, ya bak, dedi. sen de aynı aptalsın, dedi. bir kızın ilki olmak ne demek bilmiyorsun, dedi. ilk olan kişi özeldir, ben ona ilkliğimi verdim dedi.
tam ergen konuşması. ama amcığını verdiğini anlatmış oldu böylelikle.
kızım ne takıyorsun kafana, dedim. bunlar olur, bunlar geçer. daha kimler gelip geçecek.
mesela amcığından keşke bir de ben geçsem, ne müthiş olurdu bu üzüntülü günlerime. bunu dışımdan söylemedim tabi.
hayır, dedi. başkaları da olabilir, belki olmuştur ama onu asla unutamam. bana yaptığını da unutamam, dedi.
muhabbet hoşuma gitmeye başlamıştı. ama 5 dakikadır bitik birayla oturuyordum. gidip bira aldım, ona da getirdim o da dibi görmüştü. dolap da dibi görüyordu. sigaramı istedi, verdim. kendime başka sigara yaktım. bi 5 dakika sadece bira içip gökyüzüne baktık. -
91.
0reserved
-
92.
0sonra bu başladı telefondan mesajlaşmaya. günün büyüsü gidiyordu. kime, dedim. kime mesaj atıyorsun. bişi demedi. ona atıyorsan enayilik yapıyorsun çünkü o köprünün altından ne sular geçmiş. sadece kendini küçük düşürürsün, dedim. ona göre. bu devam etti mesaj atmaya. sonra, tamam, dedi. al kapattım telefonumu.
birayı su gibi içmeye başlamıştı. oturuşu da değişmişti o da bağdaş kurmuş eteği kucağında toplamıştı. bacakları azdırıcılık seviyesine gelmişti ama o an nedense onu gibmeyi düşünmedim. biraz daha içtik, bu tekrar uzandı, biraz daha sohbet ettik, sustuk ve bu uyuya kaldı. ben de uyuyakaldım. gece 2 gibi uyandım, bi baktım bu çimlerde yatıyor. eteği neredeyse kıçına kadar toplanmış. aslında orada külodunu indirip gibmek vardı, ama aklıma bile getirmedim. omzunu dürtüp uyandırdım.
ece, dedim. ece uyan uyuyakalmışsın. bu mayışmış bir şekilde uyandı, ilk yaptığı şey kıçını düzeltmekti. oha, dedi. kaç saattir uyuyoruz. bişi değil, 1 saat falan olmuş. hadi sen odana git, dedim. ya da gel, önce yüzünü yıka. mutfak lavabosunda yüzünü yıkadı. tamam, dedi, iyiyim. hadi o zaman daha fazla gecikme, dedim. yalpalaya yalpalaya eve yürüdü. uzaktaki silueti kaybolduğunda çuval gibi yatağa attım kendimi ve zıbardım. -
93.
0reserved
-
94.
0Rezerved
-
95.
0rizörvd
-
3 şuku verınde intihar edıyım
-
yırtık pantalon videoları sarıyor la
-
her şeyi szymanskiden bekliyoruz
-
cemil 1 hesabın siliğini açarsa
-
baba vanganın kehanetine göre receb tayyib erdogan
-
the vikings co ıtler ve helıx cok sımardılar
-
beyler sanırım yolun sonuna geldik
-
tüysüz bir oğlan girecek
-
indiregeannick elbet seriyat gelecek
-
sözlükte sövecek yazar kalmaması
-
zargana bu karıyı zütürüyor
-
istanbulda ev 2 7 milyona satmis
-
baba vanganınn
-
en iyi gay erkek ferre oyuncuları lıste
-
31sporklubu ve ben çok içiyoruz
-
helix panpamız 5 6 7 8 9 10 11
-
dumbki bu sefer cıddı veda edıyor
-
axento sana yeterınce çobanlık yaptım
-
axento bu ne la
-
16461555
-
ucan kediyle ilgili basliklae artık sıktı
-
31 spor ne haber dost
-
japonyada japonyalı gibi isveçte isveçli gibi
-
sozlugu ne hale getirdiniz z
-
huur oğlu 31 spor
-
ucan kedi ayak fotosu at
-
ey ıncıcı sana bu 4 şeytan yoldasından hayır
-
kayra gelınce borada kopek gıbı geldı
-
axento adam degılmıs hanı kız gelınce
-
nhaxball gel inci
- / 2