+4
-2
pantolonumun cebine bi on lira para bırakmıştım. Cebren ve hile ile aziz ceplerin, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün cepler delinmiş ve her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilirdi. Şimdi tam vaktidir dedim bu gücü kullanmanın. kendimi spiderman gibi hissediyordum. Kapı girişlerine tırmanıyor, apış aramı açarak yere atlıyordum (tek el yerde (spiderman duruşu)). Bunu en az on sefer tekrarlayarak Tam halay çekme kıvdıbına geldim. Mendilimi hazırlamış; arkada mahmut tuncer sesi yankılanıyor kulaklarım bayram ediyordu. iktidara sahip olan babam gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde idi. Bir gram para göstermiyor;
-"yeter artık kalk git bu evden incisözlüğün batsın"
diye bağırıyordu.
Ben ise geçen yazdan kalma pantolonuma bakıyordum. Gurur duyuyordum. Bütün mirasım varlığım o pantolonda idi. Gözlerim yaşarıyordu. Her yaz pantolonumdaki unutulmuş para ile elimdeki çocuklara mendil ve cigara alıyordum. Hemen hastalanıp ölüyorlar, bunun üzüntüsü ile tüttürüyordum...
Artık o günler geride kaldı. Pantolonuma elimi sürdüm uzunca bir süre çekemedim elimi üzerinde çocuklarım vardı beyaz leke yeri hala duruyordu.. Ben bunları yaşar iken her yer hissetmediğim bir şekilde kararmıştı. Bu hiç hayra alamet değildi. Aklıma lambayı yakmak gelmişti daha iyi görürdüm belki olanları. Kapının hemen yanındaki lambanın anahtarına doğru sürüklendim bi anda içim nedeni belirsiz bir şekilde buruktu.. Işığı açtım. Pantolonumun yanına tekrar geri döndüm.
Döndüğümde yoktu. "Ne olmuş olabilirdi? Daha demin buradaydı." gibi cümleler aklımı; tarayıcıdan geçmişi siler gibi temizliyordu... Hemen bi euzu besmele çektim içimden... Annemin yanına koştum.
-Anneeeaaaahhhğğğ pantolonumu gördün mü?
-Odandadır.
-Anne yok yok!! gel bak bi
-Tamam dur geliyorum.
-Aha işte burada.
-(hımm)
ilginçti. Daha demin bir anda kaybolmuştu. Yoksa aklımı mı kaybediyordum. Neyseki herşeyi unuttum bir anda. Üzüntüm yerini sevince bırakmış. Unutulmuş pantolonu giyme hissi oluştu içimde nedensiz.. Bir çırpıda giyiverdim. Elim unutulmuş pantolonun cebine doğru gidiyordu. Herşey o on lira içindi. (damlaya damlaya göl olur, söz itten üstündür, unuttuğun cebe dön bir bak istedim). Yavaşça ve bir o kadar narin ilerliyordum cebin içerisine... Sonraları bir şey hissettim uzunca zamandır unuttuğum ama beni sevindiren şey yumuşaktı hoşlanmıştım bundan bir anda sertleşti.. Bunu anladığımda iş işten geçmişti. kendime geldim elim kendi cebimde idi. Neler olduğunu anlayamadan hunharca ve tazzikli bir şekilde işemeye benzer ama kaygan bir şey vücudumdan ilerlemeye başladı sağ cebime doğru. Hemen o anda aklıma gelmişti 'para' dedim içimden çıkardığımda yapış yapıştı. Yeni doğmuştu çocuklarım dört ayak üzerine düştüler keretalar. Hemen caminin karşısındaki bakkala koştum. Bir ıslak mendil bir kuru selpak ve wınston alıp çıktım. Çocukları yetimhaneye vermiş gibi hissededurayım;
- "Bu cigara bi harika dostuuuummm" diye bağıra bağıra evimin yolunu tuttum.
"MUTLU SON"
Tümünü Göster