1. 1.
    +482 -14
    oturduğum siteden çıkarmak istiyorlar. ulan huurluk yapmadık, muallaklik yapmadık. kafam güzeldi bi akşam, eminönü'nde hediyelik eşyalar satan bir dükkandan yay ve ok almıştım ve deneyeyim dedim; ne var bunda amk?
    ···
  2. 2.
    +242 -2
    geçen akşam eve giriyorum bayram öncesi. asansörden indim, tam kapıyı açıcam, alt kattan konuşmalar geliyor. yöneticinin sesi zaten boru gibi, buradan bağırsa uranüs'e gider tek nefeste. alt komşu da fişfikliyor böyle işte her akşam yükses sesle zeki müren dinliyorlar falan. ben anladım yöneticinin benim daireye çıkacağını. arada balığa gidiyoruz arkadaşlarla, hemen birkaç metre misina kapının koluna bağladım. kapıyı örttüm ama tam kapamadım, kapalı gibi görünüyordu. iki dakika sonra kapı çaldı. ben de uzaktan misinayı ağır ağır çekip kapıyı ciiuuuuvvv diye gacırtıyla açtım ve salondan bağırdım, buyrun ben de sizi bekliyorum diye. adam artık korktu mu ne oldu, iyi akşamlar x bey deyip kapadı kapıyı, uzaklaştı.
    ···
  3. 3.
    +189 -1
    geçen bıyık bıraktım değişiklik olsun diye, gerizekalı güvenliğin biri tanıyamadı siteye girerken. bu sefer yöneticiye ben şikayet ettim tanımıyorlar diye görünümümüzde değişiklik yapamayacak mıyız, illa okla mı gezmemiz lazım dedim. zaten adım da oıkçuya çıktı sitede. içeride on numara hatunlar var ama bu adam pgibopat diye yanaşamıyorlar korkudan.
    ···
  4. 4.
    +190 -3
    sonra bir de şey var, kız arkadaşlarımdan biri eve çıkarken aşağıda asansör girişinde hatuna nereye çıkıyorsun diye sormuş muallaknin biri. bizim hatun da sanane deyince bana söylemek zorundasın demiş artık her kimse huur çocuğu. elimde okla aşağıya indim, bütün siteyi ayağı kaldırdım bana o zütvereni bulacaksınız diye. çıkmadı tabi ortaya huur çocuğu
    ···
  5. 5.
    +169 -1
    dün akşam eve çıkarken bir güvenlik görevlisiyle rastlaştım. böyle yürürken bir değişik yürüyordu sanki zütünün arasında bir şey varmış gibi. hayırdır dedim, ne oluyor? geceleri soğuk olduğu için pantolonun altına mecburen yün tayt giydiğini ve onun kaşındırdığını söyledi. ben de giyeyim madem, hamlet oynayalım bari şurada iki perde dedim. bu güvenlik görevlilerinin mantığını anlamak gerçekten zor. mesela bunların şefi var, sanırsın fbi'da çalışmış 20 sene ve sonra yanlışlıkla ortağını vurduğu için buralara sürgüne gönderilmiş. hepsinde bir havalar falan, telsizle oynuyorlar sürekli. bacısını gibtiğimin yeri zaten memur sitesi, neyin güvenliği amk. hırsız girse onu soyarlar, iki dakika sürmez
    ···
  6. 6.
    +165 -2
    yaz sonu bir de şöyle bir şey yaşadım. şimdi böyle yüksek katlı bloklarda hiç başınıza geldi mi bilmiyorum ama biri öldüğünde aşağı indirmek çok sorun oluyor. asansöre koyamıyorsun meftayı haliyle, mecbur beş-altı kişi toplanıp indiriyor katlardan aşağı. bizim yan dairede iki yaşlı amca ve bir tanesinin kızı yaşıyordu. bu iki adam kardeş, kız da büyük olanın kızı. ölen de küçüğüydü. neyse, fazla kimseleri yok, taziyeye gittik tabi. adamı sarmışlar, gasilhaneye zütürmek için. benden de yardım istediler. amk ben ne bileyim böyle bir şey isteneceğini, ayağımda parmak arası terlikler vardı, mecbur onları değiştiremeden adamı indirmeye başladık. herkes bir yerinden tutuyor, ben ayak bölümündeyim yani alt tarafta, ölen amcanın kardeşi olan diğer amca yanımda. amk ayağım bi takıldı, parmak arası terlik koptu inerken, bi baktım ölüsü bir yanda, dirisi öbür yanda. evladım beni de mi öldürücen dedi adam korkuyla
    ···
  7. 7.
    +149 -2
    dün akşam asansöre bindim, yukarı çıkıyorum. elimde bira şişeleri vardı. zaten kafam da güzeldi az biraz. baktım hafiften asansör sallandı, sallandı ve durdu. ilk başta deprem falan oluyor diye biraz tırsmadım diyemem ama sonra elektriklerin kesildiğini anladım, çünkü ışık böyle yanıp sönüyordu cızır cızır hesabı. jeneratör devreye girdi tabi. 1 dakika geçmeden kata çıktım ama inmeden pislik olsun diye asansördeki acil durum irtibat telefonundan güvenliği aradım ve "alo dedim, ben okçu. sesinden tanıdım abi dedi güvenlik. çok şekil bir ses tonum var, onu da anlatırım bir ara. neyse, bizim asansör yan bloğa geçmiş herhalde sarsıntıda, dairemi bulamıyorum, yardıma gelin deyip kapattım telefonu. sonra geldiler bizim kata hatta dairemin kapısını bile çaldılar ama açmadım kapıyı. baya bi aramışlardır sanırım o akşam beni. e haliyle güldük biraz ve biralamaya devam ettik.
    ···
  8. 8.
    +138 -1
    yazın mesela, bacısını gibtiğimin havuzuna deniz yatağı attım. millet havuza falan giriyor, ben de çıktım deniz yatağının üstüne, bari dedim şöyle biraz keyif yapayım, zengin gösterir dedim. güvenlik geldi, deniz yatağını lütfen çıkaralım beyfendi havuzdan dedi. gidiyormuş gibi yapıp eve çıkarak inadına bir şişe de bira indirdim havuza. yatağa havuza atıp çıktım tekrar üstüne. güneş gözlüklerini de taktım, çıkarmıyorum lan, polis çağırın dedim. tabi gıkı çıkmadı muallaknin. o kadar aidat veriyoruz amk. veridğim aidatın normalde hakkını almaya kalksam hepsini sırayla gibicem birbir ama boşver diyorum kendi kendime.
    ···
  9. 9.
    +138 -2
    oturduğum daire teras kat. içerken falan güzel oluyor öyle. arada güvercinler konuyor demirlere, ben de yeteneğimi geliştirmek için kuşlara sallıyorum okları. geçen attığım okun bitanesi yanlışlıkla aşağı düştü. aşağıdan biri bağrıyor hangi terbiyesiz attı bunu diye. dedim amca vurduk mu? yok dedi. daha ne lan o zaman deyip içeri girdim
    ···
  10. 10.
    +138 -5
    içmeyi seven insanlarız. haliyle teras falan da olunca insanın duyguları depreşiyor ve içmek istiyor. içerken genelde zeki müren, münir nurettin selçuk, zekai tunca falan dinliyoruz ağırlıklı olarak. ses açık oluyor biraz da tabi. komşularla yaşadığım en büyük sıkıntı gürültü yüzünden oluyor bu yüzden. sürekli şikayet ediyor huur çocukları sanki matah bir şeymiş gibi. yönetici geliyor uyarmaya, ben de diyorum ki, sen başka blokta oturuyorsun, sesimi nereden duyup da geliyorsun? ama şikayet var diyor. tuvaletin havalandırma boşluğundan binlerce kez mayasıllı züt sesi duymama rağmen bir kere bile şikayet etmedim diyorum; adamlar zeki müren duyuyorlar, ona rağmen şikayet ediyorlar sana. gibicem anasını bir gün hepsinin, okun ucuna siyanür sürücem amk
    ···
  11. 11.
    +140 -8
    sonra neymiş efendim, çöpü elimle karşıya fırlatıyormuşum. be huur çocukları, o zaman gelip kapımdan alıcaksınız çöpü. bi ton aidat ödüyoruz yok havuzuydu yok saunasıydı diye
    ···
    1. 1.
      +1 -2
      efsanedir
      ···
      1. 1.
        +1
        lan ehehehhe
        ···
    2. 2.
      -1
      11 11 2011e 2016dan selamlar
      ···
  12. 12.
    +121 -3
    bu gibtiğimin yerindeki kediler de bir tuhaf amk. hani öyle cihangir kedisi gibi değiller, zaten hepsi vaşak ebatında. burada normal hiçbir şey yok ki, kediler normal olsun. bir kediyi sıçarken hiç gördünüz mü blmiyorum. normalde kedi sıçarken asla bir insana bakamaz, tuhaftır ama neden bilmiyorum. böyle yani. buradakiler sıçarken insanın gözünün içine bakıyor resmen, sanki ağzımıza sıçıyormuşçasına. inceden tırsmıyor değilim, insan olsa korkmam ama bu muallakler çok farklı
    ···
  13. 13.
    +119 -2
    hayır yani kadın güvenlik görevlilerinden biri şikayet etmiş sonra bana asılıyorlar diye. yönetici öyle söyledi, şikayet etmiş hesapta. sonra gittim buldum bunu, karı da yıldız tilbe gibi amk. neyse, ben sana sarkıntılık mı ettim dedim? hayır, olur mu hiç öyle şey dedi. bu yönetici muallaksi neden öyle diyor o zaman, yüzleştiricem sizi dedim. o akşam yüzleştirdim, bu sefer evet sarkıntılık etti dedi. ulan dedim, sizi sayıyla mı veriyorlar?
    ···
  14. 14.
    +120 -7
    dün akşam saat 20:30 sularında eve geldim. anasını gibtiğimin iki tane asansörü de full çalışıyor ama, biri iniyor diğeri çıkıyor. sanırsın sabancı'nın ikiz kulelerinde böyle bir telaşa, bir yoğunluk var. bir de böyle çok katlı bloklarda asansör bekleme sıkıntısı var sorumsuz huur çocukları yüzünden. neyse, lafı fazla uzatmak istemiyorum. yaklaşık olarak 1.50 cm civarında boyu olan bir komşumuz varmış meğersem, ilk defa gördüm onu asansör beklerken. tam da 5 kişiyiz. asansör geldi, kata çıkıcaz. malumunuz asansör 4 kişilik ve özellikle yazıyor üzerinde "asansör 4 kişiliktir" diye. baktım 1.50'lik bin binmiyor asansöre sonradan geldiği için. gelsene bilader dedim, ne bekliyorsun? asansör 4 kişilik dedi. ulan dedim, senin edin ne budun ne, gel amk. bi anda kıpkırmızı oldu bin, çıkın çıkın deyip kapadı asansörün kapısını. ne adamlar var yaa... sonra çıktım kata, bi duble rakı doldurdum ve 1.50 boyum olmadığı için şükrederek peynirden bi çatal aldım.
    ···
  15. 15.
    +113 -2
    @48 arada çıkarıyorum oku panpa.

    eylül ayının sonlarıydı, böyle akşamın güzel saatleri. kamelyaya indik, biraz mangalda sucuk yapalım dedik. yanında rakı açtık. genelde böyle yeni yetme bin kuruları iniyor kamelyaya, gitar falan çalıyorlar uyuz oluyorum. biz rakıcı adamız, portatiften basıyorum zeki müren'i siteye. yöneticinin yardımcısı geldi, ne yapıyorsunuz dedi? görmüyor musun dedim. hayır yani aylık kaç para aidat veriyoruz, aşağı inip çekirdek mi çitlicez dedim kamelyada. bu kokan nedir böyle dedi? dedim ki geyik eti, kendim vurdum şuradaki korulukta. gerizekalı herif, sanki anlamıyor sucuğun kokusunu, bir de soruyor hani meşgul edicek ya, laf açıcak ya orada. gibtir oldu gitti zaten sonra. biz de pek durmadık, zaten geceleri serin olmaya başlamıştı
    ···
  16. 16.
    +111
    geçen hafta bi gün evde kahvaltı yapmaya üşendim. dedim ki bari ineyim site içindeki kafeye, orada atıştırırım bir şeyler. büfeden gazete aldım ve kafeye geçtim. demli çay söyledim ince belli bardakta, 2 tane de peynirli poğaça. poğaçalar geldi, ulan bir ısırdım, iki ısırdım, alla alla; poğaçada peynir yok amk. garsonu çağırdım, ben peynirli poğaça istemiştim dedim, yanlış getirdin galiba. hayır abi peynirli poğaça bu dedi. poğaçanın içini açtım ve garsona göstererek, ulan dedim bunu yapan hangi muallakyse poğaçanın içine peynir koyacağına poğaçaya doğru hafifçe peyniir diye fısıldamış ve kapatmış herhalde, peynir görebiliyor musun sen? abi bir şeyler var sanki dedi. git dedim içeriden bi dilim beyaz peynir getir. peynir geldiğinde açtım tekrar poğaçanın içini, bastım peyniri içine. bak dedim, peynirli poğaça böyle oluyor. kahvaltımı yaptıktan sonra hesabı istedim. hesap geldi ve adisyona baktım; bir çay 1 tl, iki peynirli poğaça 3 tl, bir dilim peynir 3 tl, toplamda 7 tl yazıyor. cebimden 5 tl çıkardım, garson geldiğinde kulağına doğru yediii diye fısıldadım ve beşliği bırakıp çıktım mekandan. sabah sabah canım sıkılmıştı; eve gidip sağa sola biraz ok atar da rahatlarım belki diye geçirdim içimden
    ···
  17. 17.
    +106 -2
    yine bir gece, ki bu sefer kendi arkadaşımla bir mevzu yaşadık. evde hatunlar var, muhabbet gayet güzel ilerliyor. ben bitanesiyle geçtim oadaya ilerleyen saatlerde. hatun da marjinal tayfadan ama. böyle arthur rimbaud'dan, edvard munch'den, jean luc godard'dan bahsediyoruz falan. işe koyulduk tabi o esnada tarkovski'ye geçmeden. hatun fena bağırıyordu ciyak ciyak. baktım arkadaşım kapıyı tıklatıyor, kafası çok pis olmuş ama, olm neden ağlıyorsuuun diye meraklı bir şekilde soruyor kapının ardından. gülmekten hatunun üzerinden düştüm amk. abi arkadaşını iyi seçeceksin, bunu bilir bunu söylerim.
    ···
  18. 18.
    +104
    içinde bulunduğumuz ortama rağmen sevdiğim bi komşum var ama. aynı blokta oturuyoruz. bi gün sitenin kafesinde tavla turnuvası vardı çeyrek altın ödüllü, orada tavla oynarken tanıştık. öyle turnuvaymış, yok aktiviteymiş falan pek sevmiyorum çünkü etraf sığır dolu yani kimseyle paylaşacağım bir şey yok ama kafam güzeldi belki de, o yüzden katılayım dedim sanırım. yok lan, belki de o ara bi arkadaşın düğünü vardı, kazanırsam çeyreği alıp takarım diye düşünmüş de olabilirim. amk adam zar atıyor ama kafasına göre oynuyor züt. dedim abi sarhoş değilim, kimse kimseyi gibmesin şimdi burada; hisli adamım ben, içinde bu tarz yavşaklık olan mevzulara hiç gelemem. o anda bi muhabbet koptu. samimi geldim herhalde, başladı anlatmaya. ihtilal zamanında içeri almışlar, biraz marizlemişler. siyasi görüşümüz pek uymuyordu ama muhabbeti sarmıştı. yine yanlış oynuyordu, dayı dedim bak sen bunu alışkanlık haline getirmişsin; kapadım tavlayı, eleyin amk beni dedim turnuvadan, giberim çeyrek altınınızı.

    gel zaman git zaman dayıyla ara ara muhabbet eder olduk denk geldiğinde ama tavla oynamadım bi daha hiç. bi akşam, sanırım saat 23:00 sularıydı, kapım çaldı. bi baktım bu dayı, dedi ki okçu sende rakı vardır, dişim ağrıyor bi çay bardağı verir misin?. dedim ki dayı valla rakı kalmadı ama sana daha tesirli bir şey vericem. hava yollarında pilot abilerim var, arada içki getiriyorlar sağolsunlar. absinthe diye bir içki getirmişti biri. böyle yeni yetme özenti bin kurusu muhabbetlerinde çok lafını yaparlar bunun ama tuhaftır ki hiçkimse de içmemiştir. ben birkaç kere denedim ama pek tat alamadım açıkçası. salladı da hani. kafa yapıyor fakat muhabbetle güzel olmadan içmek tarzım değil. neyse, dayı dedim daha tesirli bir şey var. dişimin ağrısı geçer mi diye sordu, kafanı bile hissetmezsin amk dedim. dayıya bi çay bardağı absinthe verip yolladım. ertesi gün adamı süs havuzunda bulmuşlar, olta atıyomuş ucuna ekmek bağlayıp. duydum ve güldüm biraz, sonra iki dilim sucuk attım teflona, bi duble rakı doldurup ulan dedim okçu, iyi ki rakı içiyosun, öbürü bozar bizi cidden
    ···
    1. 1.
      -1
      Hani raki yoktu? Yoksa yeni mi aldin?
      ···
  19. 19.
    +108 -5
    beyler açıkça soruyorum, şimdi siteden atılacak biri miyim amk yaa? geçen toplantıda şikayetlerden bahsettiler. o zaman verin 2bin lira taşınayım dedim. bir de ev bulucam ve taşınma paramı da vereceksiniz dedim. ona da yanaşmadı binler. yarakk giderim amk, gelsinler de çıkarsınlar bakalım.
    ···
  20. 20.
    +109 -6
    aylık aidat raporları geliyor kapıma. iyi insanlar ya bunlar, dürüstler. hani verilen paralar nereye gidiyor hesabı. verdiğim parayı sorguluyorum ister istemez ben de herkes gibi. kim bakmaz ki zaten o raporlara? güvenlik masrafı şu kadar, eyvallah. asansör bakım masrafı şu kadar, eyvallah. fitness salonu masrafı şu kadar. hepsine eyvallah da, süs havuzuna balık alımı 1500 tl ne amk? balina mı aldınız huur çocukları? birkaç tane kırmızı balık işte en nihayetinde. sanırsın fauna kurmuşlar gibim kadar süs havuzunda mercan yetiştiriyorlar.

    balıkçıdan balık alırken normalde temizletip alırdım. 2 kilo hamsi aldım o akşam ve temizletmedim. hatunlar gelmişti ama hepsi gerizekalıydı ve ben temizlemek zorunda kaldım balıkları. bütün iç organları özenle topladım beyaz poşette. balık alanlar bilirler, bira poşedi gibi değil balıkçı poşedi, beyaz olur hep. aşağı indim ve süs havuzunun kenarına eğilip boşalttım poşetteki iç organları. kameralar vardı etrafta ve zaten alışkındım onlara. mimliydim, adım okçuydu. güvenlik geldi, abi napıyosun dedi. iyiyim sen napıyosun dedim; gibtir oldu gitti. yanımda efes pilsen'in 33'lük küçük şişe birası vardı cebime koyduğum aşağı inerken. bulamazsın o birayı, bana da bi arkadaş getirmişti. iki yudumda bitti zaten, sonra hamsi leşlerinin arasında içine su doldurararak dibe doğru bıraktım ellerim soğuktan üşümüş bir halde.
    ···