1. 651.
    0
    caps ver dayı
    ···
  2. 652.
    0
    kameralar vardı etrafta ve zaten alışkındım onlara. mimliydim, adım okçuydu. güvenlik geldi, abi napıyosun dedi. iyiyim sen napıyosun dedim; gibtir oldu gitti. fenaa şükulara devam ikamet neresi reiz
    ···
  3. 653.
    0
    cüneyt arkın amk yarıldım.
    ···
  4. 654.
    0
    @1 benim adım cemil

    bütün entrylerine şuku veriyorum okçu panpa
    ···
  5. 655.
    0
    reiz hepsini baştan sonra 2 saate yakın okudum devam et takip halindeyiz
    ···
  6. 656.
    0
    abi.. bak abi diyorummmmm... oka bilmemneye koyim..bu haftada kar yağcak.. adresi ver 1 100 lük alim gelim sucuklarla beraber. Muhabbeetine kurban. cevabını pmden bekliyorum.
    ···
  7. 657.
    0
    reserved
    ···
  8. 658.
    +44
    toplumun ya da çoğunluğun diyelim, bireylere dayattığı hiçbir şeyi sevmiyorum. buna vakt-i zamanında birkaç zütverenin insanlara bir şeyler satabilmek ve para kazanmak maksadıyla uydurduğu sevgililer günü de dahil. sonra yok efendim, bir aziz varmış da, ismi valentine'mış da, çiftleri evlendiriyormuş falan da diye söylenegelmiş hikayeleri de sevmiyorum. zerre umrumda değil bu tarz şeyler. sen sevgililer günü kutlayacaksın ama restonrancı kazanacak, kuyumcu kazanacak, çiçekçi kazanacak, mango kazanacak, zara kazanacak. senin gibinin derdi onlara düşmedi ya mesela? hiçbiri giblemiyor seni ya da sevgilini, hatta mevzu bahis olan sevgiyi bile. herkesin derdi daha çok kazanabilmek.

    ben de ne yapıyorum şimdi sevgililer günü için? önce terastan iki pare ok atışı yaptım aşağı rastgele. sonra baktım bizim kapıcı sadık aşağıda dolanıyor, okların yerini tarif ederek çıkarken getirmesini istedim. sonuçta yabana atılacak okum yok benim, bir nevi mermi onlar da. mangalı da yaktım amk, attım ızgaraya üç dilim sucuk, doldurdum mis gibi rakıyı. hava soğuk olduğu zaman rakı bence daha leziz oluyor çünkü içine buz koymak zorunda kalmıyorsun. bu da kıvdıbını dengeliyor, aklınızda bulunsun. neyse, bi de sigara yaktım, uzun marlboro. derin bir nefes çektim ve gibeyim dedim kucağında kalp taşıyan ne kadar oyuncak ayı varsa. sonra site asansörlerinde, blok koridorları gibi ortak kullanım alanlarında üç gündür durmadan kafamızı kapalı devre whitney houston yayınıyla giben yönetime sokayım dedim. dün aradım zaten, ne bu yaa dedim, tanır mıydınız rahmetliyi? sanki akrabaları ölmüş amk. rakıyı fondip yapıp bi duble daha doldurdum. sucuklar olmuştu. iki parça da kallavi lahana turşusu çıkardım terastaki şeffaf bidondan. günün anlam ve önemine gidecek en iyi şey lahana turşusuydu belki de, kimseler bilmiyordu
    ···
    1. 1.
      +17
      Adam 5 yıldır günde 2 dilim sucuk 1 şişe rakıyla duruyor, aç lan adam aç
      ···
    2. 2.
      0
      Jdkflskflrfkı
      ···
  9. 659.
    0
    reserv
    ···
  10. 660.
    +35
    sitedeki gençler için küçük bir oda tahsis edilmişti hobi odası şeklinde, ben de destek olmuştum. geçen akşam uğradım ne yapıyorlar kontrol edeyim diye. baktım müzikli muhabbet, oohh. iki kişi gitar çalıyor, biri darbuka, diğeri ise şarkı söylüyor. emolar da orada, iki erkek bir kız, bunların şarkılarının bitmesini bekliyorlar ki sıra onlara gelsin. aferin gençler dedim, böyle olun canımı yiyin. grubunuzun adı ne diye sordum, sormaz olaydım amk; tarlabaşı quartet dedi. tarlabaşı'nı anladım, hani otantik olur, hergele işi olur fakat quartet ne yarraam? neyin özentisi bu? emolara döndüm, sizin grubunuzun ismi ne lan diye sordum. basri yıldırım trio dedi, allah belanızı versin basricim dedim. ben de grup kurucam şimdi, ismini okçu band koyucam (beend diye okunuyor). nasıl iştir bu anlamadım amk. emonun ensesine patlattım bi tane hışımla, çıktım yukarı. bi duble rakı doldurdum, biraz da tulum peyniri çıkardım dolaptan. sonra düşündüm. bizim ersen ve dadaşlarımız vardı, moğollarımız, beyaz kelebeklerimiz, istanbul gelişim orkestramız. şimdikilere bak amk; tarlabaşı quartet, basri yıldırım trio, okçu band. rakıyı fondipledim, bi duble daha doldurdum. televizyonu açtım, baktım cem adrian şarkısı bitti, can bonomo başladı. sırada da zeynep casalini vardı ve dolapdere big gang. anladım sonra, içinde türkçe'ye ait olmayan kavramlar geçmeli bu işi yapıyorsan demek ki. bi duble daha doldurdum ve dede efendi'ye kaldırdım. bitirdiler müziği be dedecim dedim, bitirdi bu muallakler
    ···
  11. 661.
    +39
    bugün dikkatimi çekti, aslında daha önce de çekmişti de yazmak şimdiye kısmetmiş. siteye gelirken yola bakıyorum, her taraf büfe dolmuş. etiler marmaris büfe, yok etiler mix büfe, etiler max büfe, ne bileyim etiler etiler büfe, anasını gibtiğimin yerinde her yer etiler büfe dolmuş. demek ki etiler'de millet parayı büfecilikten bulmuş. madem bu kadar rağbet var, ben de açıcam yakında etiler yannan büfe diye, okçu'nun meşhur sucuğu hesabı; kısa zamanda köşeyi dönerim diye düşünüyorum
    ···
  12. 662.
    +35 -1
    istanbul'a şubat ayı içinde güzel kar yağdı. şu an için hava mevsim normallerinden biraz daha sıcak, kar mevzusunu kapattık gibi yani. buna bir yandan üzülürken, ki kar yağarken mangal yakıp sucuk ızgara yapmayı ve rakı içmeyi gerçekten çok seviyorum, diğer yandan da seviniyorum. sevinmemin nedeni ise kar fotoğrafçılarından kurtulmuş olmamız. ulan hadi kar yağdı, istanbul daha bohem bir hale büründü; eyvallah da be zütveren, git bari boğaz'ı çek, beyoğlu'nu, emirgan'ı fotoğrafla. sitenin içinde ne yarak var da boş havuzu, kamelyayı, d bloğu ya da güvenlik kulübesini çekiyorsun? bu nasıl kemirgen bir zihniyettir anlayamıyorum. onu da geçtim, yine aynı günlerde terasta sucuk kızartıyordum. tam ikinci dubleyi bitirdim, bi aşağı bakayım dedim. üçlü ergen kız grubu ellerinde fotoğraf makinası, tıpkı geçenlerde olduğu gibi hoplayıp zıplayıp fotoğraf çekiyorlar. bahsetmiştim zaten bundan. bu sefer, daha farklı olarak saç perçemleriyle kendilerine bıyık yapıyorlar ve boyunlarını felçli gibi bükerek değişik hareketlerle birbirlerini fotoğraflıyorlardı. bağırdım yukarıdan, kızım dedim, boşa uğraşmayın öyle. tükenmezi alıp iniyorum aşağı, bıyık çizicem üçünüze de. kaçtılar amk, topukladılar anında. o arada üçüncü dubleyi doldurdum, bi de sigara yaktım üzerine. kendi kendime gülümsedim, gerizekalılar yaa dedim. halbuki sabretseler biraz, mühendislik bölümlerinden birini kazansalar, zaten otomatikman çıkıcak bıyıkları. neyse, kar serpintisi vardı inceden. bi dilim sucuk attım ağzıma, içeri girdim sonra. üzerime battaniye aldım, rakı başucumdaydı, sigaranın dumanı ise bir ip gibi yükseliyordu tavana doğru. zeki demirkubuz'dan kader'i izlemek iyi bir fikirdi galiba
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon
      ···
  13. 663.
    0
    apartman
    ···
  14. 664.
    0
    Reservuarr
    ···
  15. 665.
    +46 -1
    Sitede köpek gezdirenler var. ifrit oluyorum arkadaş. Hayvanları severim aslında, benim için hiçbir sıkıntı teşkil etmiyorlar fakat bunları ellerinde tasmalarıyla dolaştıran tiplere genelde uyuz oluyorum. Amk sanki Beverly Hills’ de köpek gezdiriyorlar, bi havalar falan. Her akşam aynı senfoni, birkaç tane köpek sahibi köpekleri sıçsın diye onlara ibrikçilik yapıyor ama sorsan köpek gezdiriyorlar işte. Neyse, geçenlerde bi arkadaşım geldi ziyarete. Yüzlük rakı vardı elindeki poşette, biraz da tulum peyniri almış. Diğer koluyla da sana yağ kutusunu kavramış. Rakıdan önce kutu dikkatimi çekti nedense. Hayırdır dedim amk, nedir bu böyle? Al okçu dedi, sana kartal getirdim. Kutuyu açtım, bi baktım kuş var içinde. Yok akbaba dedim amk. Kutuda enteresan bir kuş vardı ama kartal değildi, emindim bundan. Az buz belgesel izlemişliğimiz, vahşi dünyaya ilgimiz var tabi. Yırtıcı bir kuş türüydü, henüz yavruydu. Eleman başladı anlatmaya. Meğersem geçenlerde yazlıklarına gitmişler kontrol amaçlı. Bu hayvan da yazlıklarının balkonuna sığınmış. Görünce kıyamamış tabi, almış bakayım diye, dönüşte getirmiş istanbul’ a. Birkaç gün evde bakayım falan derken, bu muallaknin anneannesi de bunlarla kalıyor. Aman oğlum demiş gözlerimizi oyar bu musibet, al zütür bunu bi yere ver. Nene, zaten o yaşta oyulmamış yerin kalmamıştır ya, neyse. Bizimki de düşünmüş, okçu’ da teras var nasıl olsa, hem sever o hayvanları, bakar bi müddet. Tabi okçu WWF Türkiye şubesi nasıl olsa, o hesap.

    Birer duble rakı doldurduk, kuşu inceledim o esnada. Sonra google’ da biraz araştırma yaptım. Meğersem kerkenezmiş bizim sığırın kartal dediği. Böyle atmacaya benzeyen, narin yapılı yırtıcı bir kuş türü. O akşam yüzlüğü devirdik ve düşündüm amk ne yapıcam ben bu kuşla diye. Terasta küçük bir yuva yaptım. içine pamuk falan tıkadım ısınsın muallak diye. Arada mangal yaptığımda et veriyordum, elimden yemeye alışmıştı. işin en güzel tarafı da, akşamları Beverly Hills ahalisi köpek gezdirirken, ben bunun ayağına ip bağlayıp, kolumu acıtmasın diye giydiğim kalın ve kapüşonlu sweatshirtümle kerkenezi gezdiriyordum sırtımda okla beraber. Alın size görgüsüz muallakler, hayvan dediğin böyle gezdirilir amk. Bu mevzu yaklaşık bir on gün kadar böyle devam etti. Sonra bir akşam eve geldim. Bi duble rakı doldurup terasa çıktım. bizimki ortalarda yoktu. Yuvasını kontrol ettim, orada da yok. Muhtemelen yeterince güçlenmiş ve ait olduğu yere doğru kanatlanmıştı. Bi sigara yaktım ve sonra dedim ki okçu, belki sen de buralara ait değilsin ama kanatların yok. Neyse, gibtir et. Dubleyi diktim kafaya, sonra bir tane daha doldurdum. Kuş uçup gitmişti ama okum duruyordu hala yerinde.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 666.
    0
    devam reyiz.
    ···
  17. 667.
    0
    vay amk ben bunu nasıl kaçırmışım kafama sıçayım reyiz devam et
    ···
  18. 668.
    0
    reserved s16 maçtan sonra döncem
    ···
  19. 669.
    0
    reservinho seni bulacaam okçu ulan almanyadan gelicem yine bulucam
    ···
  20. 670.
    0
    takipteyiz
    ···