gezide siktiğim kızı anlatıyorum beyler

@43 "+bende de tl yok arama yapamıyorum noldu kime ulaşmanız lazım (telefon faturalı * )"

AH APTAL KARDEŞiM AH APTAL KARDEŞiM TELEFONUM FATURALI SENiN UFACIK BEYNiNi gibiYiM.

Neyse genşler gibiş bölümünü yarına bırakıyım lan. yoruldum. rizörvleri kapın siz

beyler burdaysanız yazmaya başlıyorum.

kafanıza takılan sorular falan varsa sorularınızı alabilirim.

yada bi up çakıp devam edelim.

BEYLER ?

neyse genjjler ben başlıyorum.

@73 hikayenin sonunda ufak sürprizlerim olcak kardeşim.

bende ayağa kalktım. içimde sonuca ulaşacağımı bilmenin verdiği harika bi duygu.
yüzümde tek bi tebessüm olmasa bile muhteşem mutluydum. neyse ayağa kalktım. utkuyu aradım
ben yoruldum celoların eve geçiyorum dedim utkuda da ufak bi isyan "zaten belliydi yapacağın işin amk"
dedi ama tabi ki hiç gibimde olmadı. telefonu kapattım celoyu aradım. evinde de ev arkadaşı vardı: alpaslan.
ev arkadaşını uzaktan da olsa tanıyordum. hatta bir iki kere oturup batak oynamışlığımız var. kız konularında
gördüğüm en esnek insanlardan biri. celoya yanımda bi bayan arkadaşta var kalıcak yere ihtiyacı var.
sen apoya da haber ver dedim.

Bi yandan yağmurla eve doğru ilerliyoruz. yağmurla da konustuğumuz tek konu bu gezi olayları.
hükümete dexere küfredip duruyo. böyle yönetim anlayışı olamaz resmen diktatör ne yaptıklarını anlamıyorum
gibi gibi laflar edip duruyo. ugraşsam inatlaşmaya başlasam züt ederim iki dakikada. etraftan duydukları
twitterdan okuduklarıyla konusup duruyo. Biraz uyuz olmaya başlamıştım ama kız kıvamdayken kızla inatlaşıp
aramı bozmak istemediğimden "kesinlikle ya bende içki kullanmıyorum ama milletin içkisine karışmaları falan ne demek ya nereye gidiyoruz?"
şeklinde kıza destek çıkıyodum. kızda aynen ya aynen diye destekleyerek konusmasına devam ediyodu.

bu arada yağmur yanımda ciddi ciddi kısa kalıyodu. heralde yanımda gezen en kısa kız diyebilirdim.
kıza ister istemez yukardan baktığım içinde siyah badisinin üstünden göğüsleri çok ciksi bi şekilde gözüküyodu.
yağmurun göğüsleri ise abartmıyorum hayatımda gördüğüm en en en ciksi göğüsler (hikayenin sonunda ki sürprizim)
yağmurla yürümeye devam ederken o adım attıkça göğüsleri titreyip sallanıyodu. ben bunu farkettikten sonra
iyice bi kendimden geçtim. konusurken de bana bakmamasından olsa gerek gözlerimi göğüslerinden alamıyodum.

konusa konusa yağmurun göğüslerine baka baka yolu tamamlamış celolarınn eve gelmiştik ikinci katta bi evdi.
eve daha önceden onlarca defa geldiğim için iyi biliyordum. Zile bastım. kapıyı açtı.
alpaslanla haddinden fazla samimiyete sahip bi selamlaşma yaşandı. yanımda kıza göz mü koydu naptı anlamadım
bi ayrı samimi davranıyodu. yağmurla da el sıkıştı. alpaslan 50 yaşında yalnızlıktan sıkılmış bekar amca izlenimi veriyodu.
ama benimde işime geliyo tabi. kasıntı davransa hayatta işimi göremem. hala herşey tıkırında gidiyodu.
öğrenci evi olmasına rağmen orta derece lükslüğe sahipti. banyosu lavabosu en azından benim evimden daha güzel bi evdi.
evin salon dışında iki odası vardı. birinde celo birinde alpaslan kalıyo. biz ise salona geçtik hep beraber.
alpaslanla da olaylar hakkında 5-6 dk konustuktan sonra alpaslanın telefonu çaldı odasına geçti. yağmur yine bi içine kapanmıştı o yoldaki
yakın sıcak kızı kaybetmiştim.

yağmur ikili koltukta ben ise ona çaprazında tekli koltuktan oturuyodum.
kafamda ki tek amaç tekrar o yakın kızı yakalamaktı. arayış içindeydim.
sonra aklıma yemek fikri geldi. aç mısın diye sordum nezaketen yok aç değilim teşekkürler dedi

ben+ açsan bişi hazırlayabilirim. ciddiyim
yağ- yok cidden aç olsam söylerim
ben+ iyi bakalım...

alpaslan içerde telefon konusuyodu. bize ise yine o nefret ettiğim sessizlik hakimdi

ben+ bak celonun odası boş sen orda kalırsın. erkek odası falan ama idare et artık
yağ- sen nerde kalıcaksın
ben+ ben burda yatarım bişi olmaz.
yağ- hayır ya saçmalama hem misafir ediyosun hem salonda mı yatıcaksın
ben+ bende misafirim zaten. bişi olmazz.. sen yat rahat rahat
yağ- teşekkür ederim. (dedi ardından içimi eriten ciksi gülümsemesini yaptı)

yine istediğim kıvama gelmişti , gelicekti.

bende ayağa kalkıp alpaslan yanına doğru gittim. alpaslan telefonu kapatmış o da salona doğru geliyodu.
koridorda karşılaştık bende mutfağa doğru ilerledim su içmeye alpaslan arkamdan geldi.
manita mı kanka falan yaptı. bende olduğu gibi durumu anlattım. celonun odasında kalıcak bende salonda kalırım
problem olmaz demi dedim. o da ev sizin kanka takılın dedi. sağolsun yardımsever çocuktur.
ben salona geçtim yağmur salonda masanın üstündeki level dergisini kurcalıyo.
yine yukardan gördüğüm harika göğüsleri beni azdırıyodu. göğüslerini gördükçe istemsiz bi odaklanma oluşuyodu.

ben odaya girdiğimde dergisini indirip yine bana gülümseme attı. bu sefer tam karşısına oturmuştum.
göğüsleri gözükmese gözüde gözükmüyodu. yani anlıcağınız o güzel bacakları gözümün önündeydi.
aralıksız 1-2 dk bacaklarına baktım ve ne hayaller kurdum ne hayaller kurdum.
bi yandanda bu hayallerin hepsini gerçekleştiricem oglum deyip iyice tatmin oluyodum.
gittikçe hem ben hem malafat zirveye ulaşıyodu.

dinliyonuz dimi lan?

yanımda oyalanabileceğim hiç bişi yoktu ne telefon ne televizyon ne de başka bişi.
sadece karşısında oturuyodum. yağmurun bacak arasına dalıyodum. yağmur dergiyi kapatır bi şekilde yerine koyarken
gözlerimin bacaklarında olduğunu farketti. ve yine yine yine o klagib gülüşünü yaptı. ben yatiyim o zaman dedi.
mutfaktan gelirken celalettinin odasını kontrol etmiş ve celonun odasından iki tane tişört getirmiştim.
tamam sen geç hazır zaten odan yatağının üstüne de tişört koydum dedim
"tekrar her şey için çok teşekkür ederim. gerçekten sağol" dedi ve odasına geçti.

aklımda sadece gibişe nasıl geçiceğim vardı. bi yandan içerde alpaslan var
bi yandan da içsel bi hesaplaşma yaşıyorum. "Elin kızını evine getirdin aklından neler
geçiyosun pekekent" diyorum kendime ama nafile azmıştım bi kere. O bacakları omzuma alıcak
göğüslerini ısıracak yağmurun inlemesini duyucaktım.. yağmur odaya geçmişti. bense koltuğa uzanmış
napacağımı düşünüyodum. napacağımı düşünürken kafama tak dedi. önce odaya gidiyim
tepkisine göre ne yapacağıma karar veririm. böyle bekle bekle bi tak olmayacak dedim.
kalktım hızlı net adımlarla odasına doğru yürümeye başladım.

celonun odasının kapısında pencere yoktu. ama yağmurun odasının ışığı açıktı. kapının altından belli oluyodu.
kapıyı çalmadan direk içeri girdim. odaya girdim ve işte o an. yağmur üstünde siyah sütyen vardı.
odada ki eşyalarla ilgileniyodu. ben odaya girer girmez beni gördü irkildi. elleriyle göğüsünü kapattı.
bana noluyo dıbına koyum dercesine bakıyodu. benim normalde panikleyip kapıyı kapatmam gerekiyodu.
ama kendimden beklemediğim bi soğukkanlılıkla içerde kaldım içeri girip kapıyı kapattım. Yağmur ise hiç konusmadan aynı şekilde bekliyodu

yağmur adeta beni bekliyodu... gözlerimin içine bakıyo hiç ses çıkarmıyodu... o açık tenli pürüzsüz vücudu gözümün önündeydi.
yağmura bi adım attıktan sonra dibimde omuz hizamda kalıyodu ellerini göğüslerinden çekti. ellerini göğüslerinden çekmesiyle birlikte
yağmurun dudaklarına yapıştım. ben onun alt dudağını yalıyorum. o ise beni ısırmaya calısıyo. dişleriyle dudaklarımı ısırıp ısırıp çekiyodu.
sağ elimle yağmurun başından tutup kendime yavaşça bastırıyodum. sol elimle ise belini kıçını sıvazlıyodum. Üstünde sadece sütyen ve mini etek vardı
ben yağmuru öpmeye okşamaya devam ederken bi yandan da gözlerimi yağmurun göğüslerinden alamıyodum.