B: Gel parka gidelim orada sakin kafayla anlatırım.
E: Hayır burda anlatıcaksın.
Neden bu kadar sinirlenmişti neden böyle trip atıyodu ki bu şimdi.
B: Tamam tamam. Buse benim yakın arkadaşım.
E: Eeee
B: Ona bağıranda Berat yani sevgilisi.
E: Bunlar bakman için bir sebep mi ?
B: Ya bir şey yapsaydı Buseye ?
E: Sevgilisi demiyomuydun neden yapsın sevgilisi bir şey ?
B: Sabahta gördün kavgalılar.
E: (sarıldı) Sana bir şey olacak diye çok korktum.
B: Kıyamam sana ya korkma dersimi aldım ben.
E: Pek almışa benzemiyosun.
B: Yaaa ahaha.
E: Komik değil.
B: Utancımdan gülüyorum zaten.
E: Neyse gel yukarı çıkalım.
B: Tamam sen çık 2 dakikaya geliyorum.
E: Nereye ?
B: Busenin yanına.
E: Tamam (sinirli bi ifadeyle)

Beyler sen bu kızla nasıl bu kadar yakınsın falan diye soru sormayın. Kız benim komşumdu ama üniversiteye geçtiğimde yurtta kaldım.

Busenin yanına gittim.
B: Ne oldu neden bu kadar kavgalısınız ?
Bu: Seni neden ilgilendirir ?
B: Soranda kabahat. BB
Bu: BB
Elif'in yanına döndüm. Kendi başına kaymayı deniyordu. Şimdi düşer bir şey olur falan diye hemen arkasından kaymaya başladım. Düşündüğümde olmuştu.

Düşüyordu yetişmem lazımdı. Kendimi tehlikeye atıp hızlandım. Hemen önüne geçip göğsümü siper ettim. Allahtan bana çarpmasıyla bende yuvarlanmadım. Tek sıkıntı, KAYIYORDUM VE KAYMAYI DURDURAMIYORDUM. Bir yandan Elif'i tutup bir yandan da sopayı tutmak çok zordu. Gördüğüm en yakın kayaya yaklaşıp.

B: Tutun şu kayaya duramıyorum !
E: Tamam bekle tut elimden.
Elini tuttum. O kayaya bende ona tutunuyordum. Ağır gelmiş olacağım ki zorlandı.

B: Tamam bırak bu hızla inerim ben aşağı.
E: Ben nasıl inicem ?
B: Kayağın... yokmuş.
B: Tutun belimden indiricem seni aşağı.
E: Hayır manyak çok tehlikeli.
B: Tutun.

Aşağı güvenlice indirdim. Baya uzun süre geçmişti . Saat 3 tü ve ben çok açtım. Çorba içmek istedim o yüzden otelin yemek hanesine doğru yol aldım.

B: Sende aç mısın ?
E: Evet açım.
B: Çok açsan şurdan dönercide yeriz benim canım çorba çekti.
E: Yok ya dayanırım gidelim.

Gittik. Cem geri dönmüş Selen ile birlikteydi.
B: Kayağa gitsenize.
S: Yok ya biz havuza inicez.
C: Su topu oynicaz.
B: iyi tamam.
Cem bana yaklaştı ve kulağıma:
C: Bu kız kim kanka ?
B: Oda da anlatırım. Sen git topunu oyna.
C: Tamam tamam. ahah

Yemek haneye indik. Bir güzel çorbayı içtik.
E: Bizde su topu oynayalım mı ?
B: Oynarııız (hafif bi tebessümle)

Odaya çıkıp şortumu giydim. Ve havuza inip Elifi bekledim. Çok güzel olduğunu saklayamam şimdi. Ama herhangi bir art niyetim olmadı.
E: Eee top nerde ?
Cem'i gösterip taş taşa vurabilirdim ama topların olduğu kısımdan bir top alıp suya girdik.
Cemler bizi görünce bizde katılalım mı diye sordular.
Elif ve Ben (birlikte): Neden olmasın ?
Aynı anda söylediğimiz için birbirimize bakıp gülüştük.
Oynamaya başladık.

Oynarken aklıma Buse geldi. Neredeydi bu kız ? Saat 5 olmuştu ama ortalıkta yoktu.

B: Buseyi gören var mı ? Ne zamandır ortalıkta yok.
S: Az önce aradım. Ormanda oturuyormuş.
iyi tamam.

Yanına gidip özür dileyecektim. Çok sert çıkışmıştım. Elif ilk önce bir tedirgin olup gitme dercesine baktı. Ama takmayıp gittim.

SAAT 4-5 GiBi YARDIRICAZ ARKADAŞLAR ŞiMDiLiK SINAVA GiDECEĞiM

SAĞLICAKLA KALIN.

Yine dalgalar eşliğinde yurda döndüm. Busenin bana kızgın olduğu suratından belliydi.
B: Ne oldu Buse bana neden kızgınsın ?
Bu: Sözümü dinlemiyosun.
B: Ne yapsaydım ? Sana huur demelerini yanlarına mı koysaydım ?
Bu: Ben sinirlenmedim sen niye sinirlendin ? Bana dediler sana mı dediler ?
B: Hani sen ben yoktu ? Hani biz vardık ? Sana edilen küfür, bana edilmiştir. Yani birimize edilen küfür, ikimize de edilmiştir.
Bu: Ama hiç sözümü dinlemiyosun. Bıraksaydın nolurdu yani ?
B: Daha sonra geçilecek dalgalar, yediğim dayaktan daha çok acıtırdı emin ol.
Bu: Ben seni her halinle seviyorum.
B: Herkes sen değil.
Bu: Neyse, haklısın. Ben odama çıkıyorum.
B: Kızgın değilsin dimi bana ?
Bu: Kızgınım.
B: Tamam.

Alacaktım gönlünü. Ama nasıl ?
Yurda girdim. Ders çalıştım. Uzun zamandır ders çalışmıyordum, ne işlediysek aklımdan çıkmıştı resmen. Vizeler, finaller yaklaşıyordu. Artık kafamı derse vermem lazımdı. Uzun bir süre eski konuları tekrar ettim sonrada yeni konulara göz atıp Buse'yi aradım;
B: Selam aşkım.
Bu: Selam.
B: Aşkım nerde ?
Bu: Yok aşkım maşkım.
B: Yemeğe gitmek ister misin ?
Bu: Sen geliyorsan hayır.
B: iyi tamam. Hazırlan hadi gidiyoruz.
Bu: Nereye ya ?
B: Yemeğeee.
Bu: Gelmiyorum.
B: Geliyosun geliyosuun. Hazırlan bakayım.
Bu: Ya Cash.
B: Vaay şimdi de Cash olduk. Tamam gelme ya ben kendim giderim tek başıma yer çıkarım.
Bu: Ya tamam.
B: Bırak. Gelmek istemiyorsan gelme.
Bu: istiyorum ya.
B: O zaman gel hadi aşağıda bekliyorum.
Bu: Ya pislik. ahah.
B: Bakkalda yağ bırakmadın hadi.
Bu: Üff tamam. Hazırlanıyorum kapat.
B: Hayır önce sen.
Bu: Tamam. Deyip kapattı. Hiç beklemiyordum bunu yapacağını.

Abimden maddi destek alıp yüzük almıştım. Gönlünü böyle alacaktım. Evlenme teklif edecektim. Okul bitince evlenecektik zaten.

Geldi ve yemeğe gittik. Kırmızı şarap içtik, yemek yedik, muhabbet ettik. En sonunda;
B: Artık şu işin adını koyalım.
Bu: Hangi işin ?
Diz çökerek;
B: Benimle evlenir misin ?
Bu: Ayy dur bi dakka düşünmem lazım.
B: Neyini düşünüyon.
Bu: Bilmiyorum heycana kapıldım. Evet diyorum.
B: 1 evet mi ?
Bu: Evet, evet, evet !!!
B: (sarıldım) Okul bitince nişanlanırız, askerden gelince de evleniriz.
Bu: Ne diyebilirim ki ???
B: Bence ilk çocuğumuza isim düşünelim.
Bu: Erkek olursa Deniz, Denis, Ya da Dennis.
B: Kız olursa e, el ya da Ela olsun o zaman.
Bu: Ahaha. Erkek olursa Deniz koyalım kız olursa Ela.
B: Bana uyar. ahah.