+1
arkadaşlar sabırlı olup 2 dakka okumanızı istiyorum okuyun da bari belki bi faydanız dokunur
yazı bana ait değil bu arada
Kafası çalışan, ki meydanlarda gördüklerimin çoğu öyleydi, kardeşlerimizin hepsinde şu kaygının oluşmaya başladığını duyuyorum, duymasam da hissediyorum: "Şimdi ne olacak?" Meydanlarda sürdürdüğümüz eylemleri sonsuza kadar sürdüremeyiz. Bunu aynı şiddetle sürdürmeye devam etmek hem davaya zarar verir, hem provakasyonlara çanak tutar, hem de milletin eylemlere katılmayan bölümünde önce bıkkınlık sonra da nefrete neden olur ki, bu en son istediğimiz şey olmalı. Türkiye demokratik bir ülkedir ve bundan sonraki sürecin de demokrasi içerisinde sürdürülmesi gerekir. Artık karar verilmesi gereken, bu hareketi siyaseti etkileyebilecek bir şekle sokmak için nasıl organize olunması gerektiğidir. Başbakanın "başının belası" sosyal medyanın etkisini hep birlikte gördük. Bundan sonra da örgütlenmenin en önemli unsuru olarak kalmaya devam etmelidir. Çözümün CHP'de, TKP'de, işçi Partisinde birleşmek olduğuna gerçekten hiç mi hiç inanmıyorum. Çünkü kemikleşmiş ideolojileri ve seçmen kitlesi, eski moda yönetim tarzlarıyla bu kalabalığı etrafında toplayacak güçler olduklarına beni ikna edemiyorlar. Politikaya biraz kafa yoranların, okuyup yazanların kaçırmamış olduklarına inandığım bir italya örneği var önümüzde. Kaçırmış olanlar, bu henüz bebek yaştaki partinin yenilikçi yönetim anlayışını, örgütlenmelerini ve çok kısa süre içerisinde başardıklarını Can Dündar'ın güzelce özetlediği yazısından öğrenebilirsiniz. italyan halkının 60 yıllık makus talihinin nasıl değiştiğini ve istenirse nasıl iktidar ortağı olunabileceğinin çok güzel bir örneğidir bu. Bu konuda ben de henüz donanımlı sayılmam ama kafamda izlenmesi gereken yolla ilgili bazı ışıklar yanmakta. Aşağıda Can Dündar'ın yazısını bulabilirsiniz... Detaylara gireriz...
Yılbaşında Torino’daydım. Herkesin dilinde “Beppe“ vardı. Beppe Grillo, Cenovalı bir komedyen...
64 yaşında, sivri dilli bir hiciv ustası...
4 yıl önce, bütün düzene meydan okuyan, cesur bir söylemle siyasete soyundu. Arkasında 60’ına varmamış bir işadamı vardı:
Casaleggio...
Muhalif fikirleriyle tanınan bu “bilişim gurusu“, medyanın görmezden geldiği Grillo’ya internette örgütlenmeyi önerdi. Kurdukları blog, kısa zamanda dünyanın en çok ziyaret edilen adreslerinden biri haline geldi.
•
**
italyan siyaseti, Berlusconi hükümetleri ve kifayetsiz muhalefet partileriyle çıkmaza girmişti.
“5 Yıldızlı Hareket“ adını alan yeni parti, “sağ” ve “sol“ kavramlarını bir kenara koyarak doğrudan sisteme savaş açtı.
Parti hiyerarşisine karşı olduklarından kendilerine “parti“ demiyorlardı.
Hareketin lideri yok, sözcüsü vardı; liderliğe inanmıyorlardı.
“internet ile doğrudan demokrasi”yi şiar edinmişlerdi. Adaylarını, internetteki oylamayla belirlediler.
Grillo, “Ben aday olmayacağım. Seçilen arkadaşlarım da maaşını halkın hizmetine sunacak. Her harcama, internette şeffaf hale gelecek. Her vekil, 6 ayda bir internet üzerin-den seçmenlerinin güven testinden geçecek. Güven tazeleyemeyen çekilecek” dedi.
•
**
Kampanya başlayınca Grillo, kendisine ambargo koyan medyaya meydan okudu:
“Rating için horoz dövüşüne girmeyeceğim” dedi.
Hiç televizyona çıkmadı. Küfürlü, iğneleyici, nüktedan sesini meydanlardan ve sosyal medyadan duyurdu.
Ücretsiz ve sansürsüz bilgi akışı...
Şeffaf siyaset, özgür medya...
Yeniden devlete devredilmiş sağlık ve eğitim hizmeti... Sürdürülebilir toplu taşıma, yenilenebilir enerji yatırımları vaat etti.
Yolsuzluğa karışan işadamlarını, bankaları isimleriyle teşhir etti. Bu mesajlar, twitter’daki 2 milyon takipçiyle seçmene, facebook’tan, YouTube’dan halka ulaştırıldı.
Edebiyatçıların, akademisyenlerin, bağımsız gazetecilerin katılımıyla “5 Yıldızlı Hareket“, siyasetten umudu kesmiş bıkkın kitlelerin umudu haline geldi.
•
**
Sonuç mu?
2 ay önceki genel seçimde “5 Yıldızlı“, yüzde 25 oy alarak birinci parti oldu.
ilk kez meclise giren 162 genç parlamenterle, kirlenmiş italyan siyasetine meydan okudu. Partiler şaşkın. Bugüne dek rüşvetle partileri teslim almış mafya şaşkın... Medya şaşkın...
Grillo seçim sonrası, kendi modellerinin Avrupa’da yeni bir akımı tetikleyebileceğini söyledi. Hareketin, 2011’de Wall Street’te başlayıp dünyaya yayılan işgal eylemlerini andıran, bir sivil başkaldırı havası var.
Fark şu ki, “5 Yıldızlı Hareket”, iktidar olma şansını da yakalamış durumda... Bence “internet Asrı”nın ilk politik denemesi bu...
Casaleggio‘nun deyişiyle “Radikal bir değişimin başlangıcı... ”
Sizce Türkiye’de de giderek otoriterleşen siyasi iktidara meydan okuyan, kıstırılmış medyadan yakınıp durmak yerine sosyal medyayı kullanan, yeni yöntemler ve söylemlerle, yeni politikalar üreten, genç bir muhalefetin vakti gelmedi mi?
Yazıyı okuduysanız izlenecek yolun aşağı yukarı nasıl olması gerektiğini düşündüğümü anlarsınız. Ben de bir iki ekleme yapmak istiyorum.
italya'da, şu anda Türkiye'de yaşananın yüzde biri yaşanmazken sağlanan bu başarı, Türkiye'de çok kısa sürede başarı sağlanabileceğinin bir göstergesidir.
Adımlar çok hızlı atılmalı, ateş sönmeden, ondan ısınmanın bütün yolları hızla kullanılmalıdır.
Hiç bir siyasi partiden yardım alınmamalı, hatta uzak durulmalıdır.
Hiçbir mevcut politik figür işin içine sokulmamalıdır.
ilk etapta önde duran bir "lider-sözcü"'ye gerek yoktur.
Bir Facebook sayfası, ardından bir blog hazırlanmalıdır.
Oluşuma katılmak isteyenlerin gerçek isimleri ile hatta taranmış kimlik belgeleri ile katılmaları istenmelidir. Bu iki açıdan önemli hem hareketin muhalefet tarafından küçük gösterilmesi önlenir, hem de provakatörlerin elenmesi sağlanır.
ikinci etapta, çok iyi hazırlanmış bir internet anketi ile destekçilerimizin profili ve ne istedikleri anlaşılmalı ona göre politika izlenmelidir.
Dünya'nın desteği çok önemlidir. Hiçbir zaman dış dünya ile iletişim aksatılmamalıdır.
Bunların ışığında çok ciddi bir manifesto yazılarak en yakın seçimlere hazırlanılmalıdır...
Sevgilerimle
Halil Murat Şahinoğlu
Tümünü Göster