+2
-4
evet beyler burada tespitlerimi belirtiyorum gözlerinizin yorulmaması adına satır boşluğu bırakarak maddeler halinde yazacağım.
1) Teorik alt yapı ekgibliği, pratik mücadeleyi de etkilemiş olup çatışma sırasında, barikattan iki km uzaklaşarak sık bakalım sloganları atan insanlar samimiyetsizdir.
2) Dolmabahçe'de toplanan 10 bin kişilik kalabalığın, bölgeyi müdahale olmadan terkedip karaköy'e çekilmesi ve barikatın, karaköy'de kurulması taktiksel bir hatadır. müdahale sırasında kitlenin kaçacağı tek yer köprü üzerinden eminönüdür ve toplu taşıma araçlarının, durakların orada bulunması giden direnişçinin geri dönmemesi demektir.
3) duvar yazılarından anlaşılacağı üzere, bu ideolojik bir hareket değil, son yıllarda internet üzerinden yayılan gerizekalı videoların duvarlara karalanarak yapıldığı gülmece üzerine kurulmuş, zayıf herhangi bir dayanağı olmayan sloganlarla yürütülen ve sonunda kitlenin giderek azalmasına sebep olan bir hareket olmuştur.
4) istemedikleri konusunda hem fikir olan fakat ne istedikleri konusunda herhangi bir fikri olmayan, alternatif üretme konusunda yetersiz, arkadaşlarını öldüren polislere çiçek, börek uzatmaya kadar varacak bir aymazlık içerisinde olan bir kitlenin hareketidir.
5) parti flama ve bayrakları direnişin samimiyetsizliğini ortaya koymuştur.
6) mücadele bir sınıf hareketinden ziyade çoğunluğunu 27 yaş altının oluşturduğu, eylem amacından ziyade orada bulunulmanın beyan edilmesi için barikat ve çatışma sırasında ellerinde android telefonlarıyla görüntü alan insanların sosyal paylaşım sitelerinde anarşist ruhu zedeleyen bir şekilde gösteriş hareketine dönüşmüştür.
not: bunların hiçbiri bu insanların ölmesini gerektirmezdi veya bu yapılanlar o insanları terörist yapmazdı şimdi eylemin haklılık noktasında ve iktidarı eleştiren yanından bakacak olursak.
1) şimdi her şeyden önce şehirlerde ve meydanlarda mobese kamera sayılarının artışı ve insanların sürekli bir göz tarafından izleniyor olması, iktidarın ve diğer devlet aygıtlarının bireyi potansiyel terörist ve suçlu olarak görmesi insanların ayaklanma sebeplerinden kanımca birisidir.
2) iktidarın kitleye çapulcu, marjinal gibi yakıştırmalar yaparak, kitlenin bunu içselleştirmesi ve kendilerini çapulcu olarak adlandırması iktidarın söylemini kuvvetlendirmiştir. bu noktada kararlı ve inançlı bir kitle, ayaklanmanın sebebi olan hiçbir yakıştırmayı içselleştirmemelidir. ayyaş dediğin de ayyaş, çapulcu dediğin de çapulcu marjinal dediğinde marjinal olmak aslında senin kim olduğunu, onların belirlemesine ve kamuoyu oluşturmasına fırsat vermektir.
3) direnişe katılan kimsenin, bu partiye oy veren insanlarla alıp veremediği bir şey yoktur. medya ve iktidar yoluyla halk kutuplaştırılmış ve parti tabanı insanlara karşı kışkırtılmıştır.
4) meclisteki bütün partiler söylemlerinde hak hukuk adalet ve halktan bahsetmelerine rağmen bdp'nin kürt hareketleri dışında başka bir hareketi desteklemeyeceğini bütün sosyalistler görmüştür. aynı şekilde chp ve mhp harekete destek vermeyerek samimiyetsizliklerini ortaya koymuşlardır.
5) eylemlerde türk bayrağını barikatın önünde dalgalandırmam nedeniyle mustafa kemal'in askeri diye seslenilmem aslında o kitlenin içerisinde kafa yapısınında, tortulardan ve önyargılardan oluştuğunu göstermektedir.
6) bütün söylemlerinde kitleyi dinsiz ve din düşmanı olarak gösteren bir iktidar, allah'a şirk koşmuştur. bir müslüman, bir aydın, bir devrimci olarak orada bulunmaktan gurur duymamın yanı sıra, esnafı, halkı, polisi, yargıyı halkına karşı kışkırtan bu adamın ülkeyi bölüp ayrıştırmaktan başka bir amacı olmadığı kanaatindeyim.
bir sürü şeyler işte daha çok şey var da üşendim dıbına koyayım.