Yaşımın orta okula gitmeye yettiği zamanlar. Bütün hayatım ev ve okul arasına sıkışmış durumda. Kendi seçimim değil bu durum hayatımın el verdiği şekilde yaşıyorum. Bu aralar babamı bana bilgisayar alması için sıkıştırıyorum çünkü yaşıtlarımdan farkım olmalı. Babam karneni getir hazır bilgisayarın dedi. Zaten güzel bir karne almam için ekstra bir şey yapmama gerek yok. Yaz tatiline çıktık karnem çok sağlam. Onur belgesi, takdir ve üstün başarı belgesi. Babam helal olsun dedi gitti 2 gün sonra getirdi bilgisayarı. Bilgisayar geldi ama internetsiz bir işe yaramıyor. Babamın koca yüreği sağolsun onu da bağlattı. Bu yaz internet kafe de değilde evimde olacaktım. Yaz tatili boyunca facebook da ergen ergen takılıyorum atarlı sözler paylaşıyorum kendimce piyasa yapmaya çalışıyorum. Sınıf arkadaşlarımı ekliyorum dersaneden arkadaşlarımı ekledim. Bazen yazıyorum iki muhabbet ediyoruz vs. Bir gün yine takılıyorum internette dersaneden arkadaşım olan merve diye bir kız var onun kuzeni varmış. Adı burcu. Bana istek yolladı. Kabul ettim. Biraz heyecanlandım ilk defa bir kız bana istek attı. Bir gün geçti ben yine takılıyorum dedim şuna bir yazayım. Biraz konuştuk çokca konuştuk daha çok konuştuk derken 2 ay olmuştu. Her gün yazıyordum. Sevmeye başladım onunla konuşmayı. O bursa da oturuyordu bende kütahya. Mesafeler vardı aramızda ama olsun onunla konuşmak bana çok iyi geliyordu. Zaman ilerledikçe ikimizde birbirimize iyice ısınmış olmalıyız ki ben gaza gelip kıza benimle sevgili olur musun dedim. Kız 1 gün cevap vermedi. Ah ulan dedim neden böyle gaza gelip böyle bir şey söyledin gitti kız işte. Meğerse kız beni merve ye sormuş nasıl biri iyi mi vs. Oda sağolsun vermiş onayı. Kız bir gün aradan sonra döndü bana. 'olabilir aslında' diye.

Çok heyecanladım. Elim ayağıma dolaştı sonra bir silkelenip kendime geldim. Telefon numarasını istedim. Kız verdi. Artık konuşmak için bilgisayarı açmaya gerek yoktu. Telefondan 10 bin sms yaptım ve başladık oradan da konuşmaya. Bir gün sevgilim olan kızın sesini duymak istedim. Aramaya karar verdim. Mesaj yazdım ben senin sesini duymak istiyorum diye. Tamam 10 dakika sonra ara dedi. 10 dakika bana 10 yıl gibi geldi neyse aradım kızı ama öyle utanıyorum ki konulacak bir kelimem yok kızın bir alo deyişi var ömre bedel. Ben hayatımda öyle güzel bir ses duymadım. Napıyorsun dedim iyiyim sen dedi klagib ilk sevgili konuşması gibi işte devam etti biraz. Annesi gelmiş olacak ki benim kapamam gerek artık dedi ve kapattı. Öyle mutluyum öyle huzurluyum ki tarifi yok. Ben hemen yazdım buna; ' Sesin hayatımda duyduğum en güzel ses.' diye gerçekten mi falan diyor öyle devam ediyor işte. Kızla buluşmak istiyorum o da benle ama buluşmamızın imkanı yok bu aralar. Mesafeler var aramızda. Bir gün kütahya da bir tanıdığının düğünü Burcu'nun. Ben düğüne geleceğim dedi. Nereye dedim senin olduğun yere dedi. Buluşabilir miyiz peki dedim. Fırsat olursa belki dedi. Sabırsızlıkla o günün gelemsini bekliyorum. Gün geldi çattı. Çok klas giyindim . Saçları yaptım boşalttım parfümü üzerine. Bana düğün salonunu söyledi. Gittim oraya.

Ben gittim dışarıda bekliyorum. Mesaj attım dışarıdayım diye. Burcu Merve ile gelicem dedi. Tamam dedim. Birlikte indiler aşağıya Utangaç bir merhabalaşma. Merve ben sizi biraz yalnız bırakayım dedi. Bizde arabaların olduğu otopark gibi bir yerdeyiz. Merve gitti. Burcu ile kaldık baş başa. Elini tutabilir miyim dedim verdi elini. Biraz bakıştık. Kız çok tatlıydı kalbim güm güm atıyor. Mideme kramplar girdi. Kuscak gibiyim heyecandan kız bana sarıldı. Ben o an kendimi kaybettim. Kokusu çok güzeldi. Hayatım boyunca unutmayacağım bir koku.

işte böyle başladı bir aşk. Liseye geçtim. Kızla beraber olmak için bursa yazdım. Bursa erkek lisesini kazandım. Bazen ara ara buluşuyoruz. Çok güzel vakit geçiriyoruz. Teleferikle uludağa çıkıyoruz. Kusursuz bir sevgililik. Mükemmel bir aşk. Kız benden 1 yaş küçük. Hayallerimiz var çok güzel. Gerçekleştirmek için yaşlanmayı bekliyoruz. Böyle devam ederken Burcu bana bir zaman sonra soğuk davranmaya başladı. Buluşmalarımız tatsızlaştı. Ayrılığa doğru son hızla ilerliyoruz. 1 hafta ayrılıyoruz ben her gece ağlıyorum sonra yalvar yakar tekrar sevgili oluyoruz. Böyle devam ede ede ben en sonunda yıldım. Olmaz böyle bitireceğim artık dedim ve 5 yıl süren ilişkim kültürparktaki son buluşmamızla bitti. Ne aradım ne sordum. Lise son sınıfı bitirip Anadolu üniversitesinde özel eğitim bölümü kazandım.

Üniversite yıllarım acısıyla tatlısıyla devam ediyordu. Zihin engelliler öğretmenliği okuduğum için rehabilitasyon merkezlerinde çalışabiliyordum. iyi de para kazanıyordum. Tek başıma kaldığım evimi geçindiriyordum. Burcu'yu hala unutamamıştım aradan 3 sene geçmişti. Bir gün profiline bakmak istedim aradım facebook ta baktım evlenmiş yakın zamanda. Evlendiği adama baktım ulan dedim bunun içinmiydi bu ayrılış diye iç geçirdim. O aralar kendime içkiye verdim. Damarlarımda alkol dolaşıyordu sadece. Öyle böyle başka kızlar orda burda derken Burcuyu unuttum. Yeni bir kızla tanıştım. Sınıf öğretmenliği son sınıf okuyor.

Adı seda. Bayağı kaynaştık beraber KPPS falan çalışırken. Bana geliyor bende kalıyor geceleri takılıyoruz falan. Bir kaç arkadaşını daha çağırıyor evde küçük eğlenceler yaşıyoruz falan derken okul bitti. KPSS ye girdim atanamadım. Sonra özelde çalışmaya başladım. 3-4 yıl boyunca eskişehirde çalıştım mesleğe dair bayağı tecrübe sahibi oldum. Elimde engelli çocukların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sertifikalar mevcut. Özelde iyi para kazandığım için devlete yanaşmıyorum. Bir gün kaldığım kurumda kazandığım para az gelmeye başladı. Zam istedim kurum sahibi daha fazla veremeyeceğini söyledi. Bende tamam ayrılıyorum o zaman dedim ve annemlerin yanına 1 ay kafa dinlemek için gittim.

Ailemi bayağı özlemiştim. Onlarla biraz vakit geçirdikten sonra iş aramaya başladım net üzerinden. Bursa'da bir kurum zihin engelliler öğretmeni arıyor. Aradım tecrübemden bahsettim elimdeki sertifikalardan bahsettim. Müdürün ağzı açık kaldı. Tamam gelin görüşelim dedi. Atladım arabaya gittim bursaya. Bursayı lise yıllarımdan tanıdığım için yabancılık çekmem diye düşündüm. Gitiim kuruma oturduk konuştuk ben istediğim fiyatı söyledim. Kurum sahibi tamam size öderim bu fiyatı ama çok yoğun olabilirsiniz dedi tamam sorun değil ben alışkınım yüksek tempoya dedim. Altıparmaktan bir daire kiraladım. Eskişehirdeki evi buraya taşıdım başladım yaşamaya. 2 yıl boyunca kurumda çalıştım.

Kurumda çalıştığım süre içerisinde otizm, down sendromu, duyusal davranışsal bozuluğu olan çocuklara çalışıyorum. Bir gün kuruma yeni bir kayıt geldi. Çocuğun adı Kaan. Çocuk ağır otizm belirtisi gösteriyor. Erken müdahale gerekiyor en iyi seviyeye gelebilmesi için. Babası mert bey ile oturduk konuşmaya başladık. Kaan 4 yaşına gelmiş. Otizm in belirtileri çocuğun size karşı tepki vermemesi tek kelime etmemesi insanlardan çok nesnelerle bağ kurmasıdır. Babası bunlardan bahsetti. Çocuğun annesi bunu öğrenince bunalıma girmiş. Engelli çocuğa sahip ailerin sıkça başına gelen şeyler. Anne babayı baba anneyi suçluyor hatayı birbirlerinde arıyorlar tabii. Bu sorumluluktan kaçmak istiyorlar. Baba çok kuvvetli durmuş ve çocuğu kabullenip eğitimi için çaba göstermiş. 2 yaşında bir kuruma göndermişler orada devam ediyormuş ama bize gelen bir öğrencinin ailesi bizim kurumun kaliteli eğitim verdiğinden bahsettiği için çocuğunu bize getirmiş. Genel olarak bunları konuştuk.

Kaan başladı bizim kuruma. Kaan servisle sabah 9 da geliyor ben bire bir derse alıyorum 2 saat boyunca. sonra 1 saat grup eğitimine giriyor. Böyle devam ediyor. Genelde çocukların anneleri onlara sahip çıkar ve hep kuruma gelirler. Ben hep anneler ile muhatap olurum ama Kaan'ın annesi hiç kuruma uğramıyor. Babası işinden fırsat buldukça geliyor onunla konuşuyoruz ne yapılacak vs. Kaan ile yaklaşık 3 aylık çalışmanın sonucu olarak ağzından ilk harfleri ve kelimeleri çıkarmaya başardım. Bu süreç gerçekten çok zordur. Bayağı tecrübe bilgi isteyen bir olay hiç konulmayan otizm li bir çocuğu konuşturmak. Babası geliyor bana minettarlığını dile getiriyor bana hiç konuşamayacağını sandığını falan söylüyor. Böyle böyle devam etti. 1 yılın sonunda kaan konuşabilir duruma gelmişti. Anne baba gibi kelimeleri ağzından almayı başardım. Bunun yanında el becerileri ve sosyal becerileride ilerleme göstermişti.

Babası bir gün yine kuruma geldi ve size ço k minnetarım çocuğum artık konuşabiliyor su içebiliyor yemek yemeğe çalışıyor bana babalığı gerçekten tattırdınız eşim de artık çok mutlu o da size çok minnettar sizinle tanışmak istiyor yarın beraber geleceğiz müsitseniz dedi. Bende tabi ki yarın öğlen Kaan'ın ders çıkışına gelirseniz hem öğle tatili olmuş olur size ayıracak zamanım olur dedim. Mert bey tamam deyip kaanı aldı ve gitti.

Ertesi gün oldu. Klagib iş temposu. Kaan geldi. 2 saatlik derse aldım sonra grup eğitimine verdim. Öğretmenler odasına geçtim Mert bey aradı buyrun gelin dedim. Yaklaşık 15 dakika sonra kapıyı Mert bey çaldı ve içeri girdi. Ben ayağa kalktım hoş geldiniz Mert bey dedim elimi uzattım. Sonra arkadan bir kadın girdi. Hayatım bak Kaan'ın öğretmeni Murat bey dedi. Kaan'ın annesiyle tanışmak için yüzüne baktım ve hayatımın şokunu yaşadım. Kaan'nın annesi benim ilk aşkım Burcu'ymuş. Oda beni tanımış olacak ki hemen gözlerini gözlerimden kaçırdı. Ben bozutuya vermemek için elimi uzattım. Hoş geldiniz efendim dedim. Donuk bir sesle hoşbulduk diyebildi. Mert bey eşinin soğuk tavrından dolayı biraz işkillendi. Hayatım bir sorun mu var dedi. Burcu Hayır dedi ve Murat bey size ben teşekkür etmeye geldim . Çocuğum bu kuruma başladığından beri yeniden doğmuş gibi oldu bana anne olduğumu hatırlattı. Çok sağolun dedi. Bende rica ederim buyrun oturun dedim.

Bu durum karşısında biraz afallamıştım. Derin bir nefes aldım ve mert bey ile Kaan dersten çıkana kadar muhabbet ettik. Burcu'dan ses yok. Bende sesinin çıkmasını istemiyorum zaten. Hayatımda duyduğum en güzel ses onunkiydi çünkü ve şu an sesini duysam canımı çok acıtacak ettiğii her kelime. Kaan dersten çıktı ve ailesi çocuğu alıp gittiler. Ben ise öğleden sonra ders yapacak durumda değildim. Kurum müdürünü aradım öğleden sonra çok acil bir işim olduğunu o yüzden öğleden sonrası için benm yerime bir öğretmen vermesini rica ettim. Sağolsun benim iyi niyetime güvendiği için hiç bir şey demeden tamam Murat bey yardımcı olabileceğim bir şey varsa çekinmeden söyleyebilirsin dedi. Teşekkür ettim ve arabama binip eve gittim.

Bu gün yaşadığım o şoku hala üzerimden atabilmiş değildim. Dolabımdan bir bira aldım ve oturdum koltuğa. Nasıl olabilirdi ki offf offf tesadüfün böylesi. Oysa ben onu unutmak için bayağı zaman harcamıştım. Napacaktım şimdi. Bir yanım onunla konuşmak için can atıyor bir yanım ondan uzak durmam gerektiğini söylüyor. Hani eskiden çok sevip defalarca dinlediğin bir şarkıdan vazgeçip uzun zaman sonra duyduğunda hoşuna giderde mırıldanırsınya işte aynen o şekilde hissediyordum. Gittim uzandım yatağa başladım yaşadğımız eski günleri düşünmeye. O sesi o kokusu o güzel yüzü hala aynıydı. içim içimi yiyordu. Arkadaşım engini aradım. Engin bursa da ki en iyi dostum. Aradım akşam buluşalım seninle mudanya sahile gidelim. Ne oldu lan dedi akşam buluşunca anlatırım dedim.

Biraz uyudum. Uyandığımda saat 6 gibiydi. Kalkıp bir şeyler atıştırdım. Duş aldım Engini aradım hadi gel bana çıkalım arabayla dedim. Engin geldi. Oğlum bu gün hayatımın şokunu yaşadım şu an sadece bunu bil hadi gidiyoruz içmeye dedim. Normal yaşantımda pek içen biri değilim günde canım çekerse 2 bira içerim o kadar. Çoğu zaman içmem bile. Engin tamam dedi gittik bir tekele aldık birşeyler. Ben aldıkça engin durum çok vahim diye düşünüyor. Yolda gidiyoruz oğlum ne oldu yakınına bir şey olsa yanına gidersin aşık mı oldun lan sen yoksa falan diye sayıklıyor. Neyse gitti oturduk sahile. Başladım anlatmaya. Benim ilk aşkım olan burcuyu. 5 sene aşk yaşadım sonra saçma sapan bir şekilde ayrıldık. Sonra bunun evlendiğini gördüm ve ümidimi iyice kestim ou unuttum. Bizim kurumda bi çocuk var sürekli babası gelip ilgileniyor bu gün annesi bana teşekkür etmek için geldi çocuğun durumu iyiye gidiyor diye. O kadın benim o 5 yıllık sevdiğim kızdı lan dedim. Engin de bayağı şaşırdı yalan söylüyorsun amk dedi. Öylemi duruyor lan dedim neyse bakalım dedi. içtik bayağı. Aslında ben içmişim bayağı engin beni almış zütürmüş eve yatırmış yatağa sabaha kadar beklemiş başımda.

Devam ederim ilgi olursa şimdilik iyi geceler...

Bir kaç adam gibi adam yeterli benim sağolun. Devam ediyorum.

Sabah 7 gibi uyandım ama başım nasıl ağrıyor. Engin yanımda uyuya kalmış. Ben hemen kalktım ve duş almak iyi gelir diye düşünüp duşa girdim. Duştan çıkınca engini uyandırdım. Hadi kalk kahvaltıya çıkalım dedim. Evin çok yakınında bir mekan var çıktık oraya aldık kahvaltımızı içtik kahvemizi biraz ayıldık. Benim işe gitmem gerekiyordu. Engin'e hadi kalkalım artık işe geçmeliyim dedim. Kahvemizden son yudumlarımızı alıp kalktık mekandan. Başımda hala inceden ama şiddetli bir ağrı var. işe giderken Engini evine bıraktım hazırlanması için bende kuruma geçtim saat 8 gibi. Girdim içeri kurum müdürü ile karşılaştım. Hoşgeldiniz umarım işinizi halledebilmişsinizdir dedi. Hallettim sağolun dedim ve bireysel öğrenci odasına girip oturdum. Saat 9 da Kaan gelecekti. Düşünmeye başladım. Meğerse ben 1 yıldır 5 yıllık aşkımın bir parçasına ders veriyormuşum. Kadere bak sen dedim. O güzel günlerimizi mahveden kızın ileride bu şekilde karşıma çıkması çok garipti. Belkide hayatlarımızın bir şekilde kesişmesi gerekiyordu kim bilir. Ben ondan ayrıldıktan sonra kimseyi onun gibi sevememiştim o yüzden de kimseyle ciddi bir ilşki düşünmeye cesaret edemedim. Saat 9 oldu ve Kaan servisle okula geldi. Montunu çıkarttım ve masasına oturttum. Bu gün daha önceden hiç bakmadığım gibi baktım ona. Benziyor mu ona diye. Burnu ve gözleri sanki aynı onun gibiydi. Bir iç geçirdim ahh ahh keşke benim kalsaydın be kızım diye...

Kaan ile o gün ders işleyemedim. 2 saat öyle akıp gitti. Sonra Kaan'ı grup eğitimine verdim ve kahve alıp oturdum öğretmenler odasına. Bu gün kurumun servisçisi geldi. Selamlaştık 5 dakika muhabbet ettik kendine çay aldı ve aşağıya sigara içmek indi. Ben sigara kullanan biri değilim servisçiyle aşağıya hava almak için indim. Çocukların grup eğitiminden çıkmasını bekliyoruz. Normalde bu gün Mert bey gelmez çocuğu almaya çocuk servisle eve gider. Bazen aileler müsait olursa hem bilgi almak hemde çocuğu zütürmek için gelir. Çocukların çıkmasına 20 dakika var. Caddden geçen insanlara bakıyorum kahvemi yudumluyorum derken kurumun önüne bir araba yanaştı. Kuruma çocuklarını gönderen aileler genelde paralı insanlardır. Kurumun önünde bmw x5 parrk etti. Dedim herhalde bizim çocukların velilerinden biridir. Arabadan inen kişiye baktığımda Burcu olduğunu gördüm. Hasgibtir dedim. Nasıl yani daha önce hiç gelemeyen kadın dünki tanışmamızdan sonra hemen bu gün buraya damladı. Neyse murat sakin ol oğlum dedim kendime. Yanıma doğru yaklaştı. Murat Bey biraz konuşabilir miyiz Kaan hakkında dedi. Yanımızda serviş şöförü olduğu için beni ayrı bir yere çekmek istiyordu belli ki. Servis şöförüne kaan'ı bı gün ben alıcam onu beklemeyin dedi. Servis şöförü tamam Burcu hanım dedi. içeri geçelim mi hava soğuk biraz deyince tamam geçelim dedim. Bireysel oda boş olduğu için oraya geçtik. Grup eğitimi öğretmenine uğrayıp Kaan'ı servise vermeyin velisi almaya geldi burada beklesin biraz dedim ve Burcunun yanına girdim. Kapıdan girerken içim içime sığmıyor ne yapacağım ne diyeceğim ne konuşacağız hiç bilmiyorum. Neyse girdim içeri kapıyı kapattım. Çok uzun yıllar sonra ilk defa baş başa kalmıştık unutmak istediğim bir insanla.

Ufak bir işim çıktı. Yazmaya devam edeceğim akşam üzeri.

Masanın yanında dikiliyordu. Yanına doğru ağır adımlarla yürüdüm yüzüne bakamıyordum hala. O beni benden alan cümleyi iki dudağının arasından salıverdi 'GERÇEKTEN SEN MiSiN MURAT?' Ne denilebilir ki... Boğazım düğümlendi. Kafamı kaldırdım baktım gözlerinin içine sadece başımı sallayabildim onaylarcasına. Sonra ne tesadüf ama değil mi değil mi diye devam ettim. Gerçekten öyle dedi. Dünden beri seni düşünüyorum hiç aklımdan çıkmadın. Aslında hayatıma girdiğin günden beri hiç aklımdan çıkmadın ama neyse ne önemi var ki dedim. Senin evlendiğini görünce unutur gibi olmuştum o günden beri seni aklıma getirmemek için neredeyse kendimle savaaşıyorum ama bak bir gün geldi karşıma çıktın ve ben savaşımı kaybettim bu gün dedim. Gözleri dolmuştu. Sadece özür dilerim diyebilmişti. Neden ayrıldık ha neden bitirdik o 5 seneyi öylece çöpe attık senin yüzünden dedim. Keşke atmasaydık diyebildi. Ardından sen evlenmedin mi diye ekledi. Bende senden sonra kimseyi senin kadar sevemeyeceğimi düşündüğüm için kimseye yaklaşmadım dedim. Bende çok pişmanım dedi. Sana her şeyi anlatmak istiyorum müsait bir zaman da ama bu gün değil dedi. Hızlıca kapıya doğru gitti Kaan henüz dersten çıkmıştı ki hemen elinden tuttu ve dışarı çıktılar. Ben ise odanın camından dışarı bakabildim sadece arabaya bindiler ve gittiler.

içim içimi yiyordu. Bana hangi yüzle ne anlatacaktı ki zaten ilişkimizi bitiren tek suçlu o'ydu. Mantıklı düşününce parası olduğu için o adamla evlendiği kanısına vardım. Çünkü kuruma akıttıları paralar bindikleri arabalar anca bununla açıklanabilirdi. O gün öğleden sonra kalan derslerimi de yapıp evime gittim. Duş aldım biraz tv izledim ardından bilgisayarı açıp facebook tan burcuyu arattım. Öncesinde kızlık soyadı ile arattığım için bulamadım. Sonrasında Kaan'nın soyadını bildiğim için o soyadını yazdım ve karşıma çıktı. Profil fotoğrafına ailesini koymuştu. Bulmak zor olmadı. Hemen mesaj isteği bölümüne girip sitemimi dile getirmek istedim. Aslında anlatacaklarını duymak onunla olmak istiyordum. Ne kadar kızsam da bana huzur veren bir insandı. Onca sene sonra bile bu gün ki karşılaşmamızda bile huzurlu hissettirdi bana. Yazmalı mıydım bilmiyordum. O evliydi ve bir de çocuğu vardı. Ne kadar doğru olacak ki yazmam deyip. Bilgisayarı kapattım ve dışarı çıktım. Biraz gezip kafa dağııttıktan sonra eve geri döndüm.