/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 1.
    -1
    Evet beyler esasında soru çok açık gerçekten kimiz biz? Fakat bir sorunun altında onlarca cevap yatar, kim olduğunuzu tanımlamak için Ahmet'in oğlu Mehmet'im ben diyebilirsiniz. Ben doktor Fuat diyebilirsiniz. Ben Hasan diyebilirsiniz, veya sadece ben benim diyebilirsiniz...

    işte benim hikayem ben benim diyenlerin hikayesi, bu sözlükte herkes kendini farklı birisi olarak birkaç kez tanıtır neredeyse. Bunun sebebi bence ortamın gırgırından dolayı, kimsenin kimseyi ciddiye almaması. Keza aynı şeyi bende birkaç kez yaptım. Kararsız biriyim ben, siyah mı, beyaz mı diyince gri diyebilecek kadar. Velhasıl lafı uzatmadan çok uzun zamandır içimde dolup taşanları yazmak istiyorum size, hayatımı, geçmişimi, bugünümü, yarınımı, sen kimsin dendiğinde beni ben yapan şeyleri.
    ···
  1. 2.
    +2
    Sizi bilmem de ben huur çocuğuyum.
    ···
  2. 3.
    0
    Öncelikle hikaye boyunca kendimden biz diye bahsedicem bunun sebebini hikayenin sonuna gelince öğreneceksiniz.

    Hikaye şöyle başlıyor yıl 1999 ben doğuyorum, daha doğrusu öyle sanıyorum. 6 yaşıma gelene kadar hemen hemen baba tarafı akrabalarla birlikte büyüyorum. Kendileri beni pek sevmiyor, sebebini bilmiyorum. Hatırlıyorum 4 yaşındayım uykuya dalmışım, suratımda bir yastık, boğuluyorum. Sonra bi curcuna kopuyor, annem beni alıp çıkıyor. Anneanneme gidiyoruz, babaannem beni öldürmeye çalışmış ben yeni anlıyorum. O gün bugündür tek gözüm açık uyuyorum... 6 yaşıma gelince evden atılıyorum hemde bir bardak suya sebep. Babam odadan sesleniyor, ben her zamanki gibi sanki dünyayı kurtaracak gibi bilgisayar başında C# kullanımını öğrenmeye çalışıyorum, oysaki tek yapmak istediğim Shrek 2 isimli oyuna mod yapmak. Ben seslendiğini duymuyorum. Tuvalete gidiyorum, çıktıktan sonra su içmek için mutfağa yöneliyorum. O anda babam bağırıyor ne dediğini kafama aldığım darbeden olsa hatırlamıyorum, tek hatırladığım dayaktan sonra gelen ben babayım! Kalk dersem kalkacak! Şunu yap dersem yapacaksın! Yok ama senden adam olmaz! Çık gibtir git evimden, babanın ne demek olduğunu öğren de gel...

    Kapıdan çıkıyorum, dışarısı çok farklı. Ben evde oturan bir çocuktum, annem dışarı gitmememi söylerdi. Akşam babam gelince odamda Legolar ile oynar sabahları bilgisayarla uğraşırdım. Bazen kavga ederdik annemle ben neden dışarı çıkamıyorum diye. Çıktığımda mutlu olmuştum, kovulmuştum ama geri gelmeme gerek yoktu. Neticede baba ne demek hala bilmiyorum!
    ilk gün diğerleri ile oynamak istedim fakat apar topar aldığım oyuncaklarımı da onlara kaptırdım. Dışarıdaki çocuklar benim gibi değildi. Dışlanmış biri olarak herkesin yapacağı şeyi yaptım. ilgi çekmek için kendime ait bir yer ve bir oyun kurmaya karar verdim. Evden uzaklaştım yıkık bir ev buldum orayı elimden geldiğince temizledim, akşam ettim orada. Kafamda kurduğumda orası benim sarayım olacaktı, oysa cezaevi oldu.

    Aynı akşam 4 kişi geldi evin önüne, kafaları kıyak. Biri daha uzun, zayıf ve sarışın çetenin lideri. Bir diyalog geçiyor, ben korkmuş izliyorum.

    -samet siz yukarı çıkıp dumanı getirin, bende içerde ateş yakayım.
    + Tamam dayı.

    Bu küçük keş çetesinin lideri içeri girdi, ben koştura koştura kaçmaya çalıştım. Tabiki olmadı tuttu beni evin bir odasında. Sağ taraf duvarı yok bu yıkık evin, kendi evimi görüyorum.
    +Sen ne halt ediyorsun la burada
    -Babamı çağırırım, bırak beni.
    +Seni de babanı de giberim.
    Çok saf olduğumdan ne demek istedi pek anlamıyorum, küçüğüz daha ama kötü olduğunu biliyorum. içgüdüsel bir hareketle elini ısırdım, elinin yarısı kadar olan suratıma okkalı bir tokat geldi.
    + Sen şu kızlarla oynayan çocuksun, bakalım sana da kızlık geçmiş mi?
    Tümünü Göster
    ···
  3. 4.
    0
    Beni köşeye attı kemerini çıkardı, iki ucundan tuttu ve gözlerime bakarak kemerle "şlaks" sesi çıkardı. Üstüme doğru yürürken fermuarını indiriyordu, tamda o sırada sağ elimin altındaki tahtayı farkettim, kafası güzel olduğundan ki üstüme düşecek şekilde geliyordu. Başı eğik, beli bükük, fermuarı açmak için sol kolu aşağıda, dengesiz bir şekilde. Pozisyon çok uygundu, tahtayı aldım ve kafasına geçirdim. Yere yığıldı ve kanlar akmaya başladı...

    Kafamı sağa çevirdiğimde babamı gördüm, camdan bana bakıyordu. O an anladım eve gitsem de birşey değişmeyecekti, yine benim yüzümden annemi dövecek, yine umursamayacaktı. Koştum, koştum, Allah ne verdiyse koştum, kurt seslerine aldırış etmeden, zemindeki çukurlara veya canımın acımasına önem vermeden, nereye gittiğimi bilmeden. 3 katlı bahçeli bir ev gördüm bahçesine sessizce girdim, ağaçların arasında uyuya kalmışım, az önce birini yaraladığım çivili tahtama sarılarak...
    ···
  4. 5.
    0
    Dinleyen bir kişi bile olursa yazarım, şu anlık monoton gelebilir ancak ilerde daha çok şey olacak. Esasen daha heyecanlı olabilirdi elbette ama ne benim kalemim o kadar güçlü nede yaşadığım şeyler o kadar kolay anlatılabilir.
    ···