1. 189.
    0
    okuyan varsa ses etsin yav.
    ···
  2. 188.
    0
    Düşündükçe kalbi daha hızlı çarpıyordu. O gün haberi gazeteden okurken hırsıza ne kadar öfkelendiğini kendi gözleriyle görmüştü. Şimdi

    Mehmet’e kızgın biri olarak gördüğü ilk karakola girip bunları niye anlatmayaydı? Elleri karıncalanıyordu. içinde bulunduğu bu sefahat

    içindeki hayatın elinden uçup gitmesine asla göz yumamazdı.
    ···
  3. 187.
    0
    Uydurduğu annesini bulma masalını güzelce yutturmuştu ama şimdi parayı kendisinin kazandığını söylemesi Selma’nın hırsızlığı bizzat

    kendisinin yaptığını aklına getirebilirdi. Zaten ifadesini de kendi söylediğiyle değiştirmişti. O kafede hırsızlık günü takıldığını da

    görmüştü Selma. Parçaları birleştirirse Mehmet’in hırsızlık yaptığını anlaması an meselesiydi.
    ···
  4. 186.
    0
    Mehmet: tüm Pazar gününü senin evinde geçirdiğimizi söyleyeceksin. Eğer o kafede olduğumu veya Melis’i ziyaret ettiğimi söylersen

    polis işkillenebilir. Sonra yalan ifadeden ihale bana kalabilir. Çünkü kolay kolay yakalanmaz bu hırsızlar. Bir de durduk yere

    başımıza iş almayalım. işten de kovulurum maazallah.

    Selma: ulan Mehmet. Neler geliyor aklına? Ne kadar ince düşünüyorsun her şeyi. Neyse neyse. Aynen dediklerini söylerim. Merak etme.
    ···
  5. 185.
    0
    Selma: ee?

    Mehmet: ben sana dün Melis’e gideceğimi söylemiştim ama gitmedim. Moralim bozuktu işte biliyorsun, ev sahibi falan. Kafede uzun müddet

    kafa dinledim. Saat 6’ ya kadar. Sonra da evin yolunu tuttum.

    Selma: ben ne söyleyeceğim peki polisler gelirse?
    ···
  6. 184.
    0
    Mehmet polisler gelmeden bir gün önce ise Selma ile özel olarak konuşmuştu.

    Mehmet: Selma bana dün okuduğun haber var ya, hani şu Rukiye Ünver’in evine giren hırsız olayı.

    Selma: evet, hatta sen beş altı ay önce siparişine gitmiştin.

    Mehmet: ben de onu söyleyecektim, onun için polisler beni çağırabilir. Hizmetçisi kesin bahsetmiştir benden.
    ···
  7. 183.
    0
    @183 ok panpam.
    ···
  8. 182.
    0
    Midesi bulanıyordu. Soğuk terler dökmeye başladı. Salona geçti ve volta atmaya başladı. Selma’ya olan nefreti anbean artıyordu.

    Duvarlar üstüne üstüne yürüyordu sanki. O anda polisin hırsızlıktan iki gün sonra temizleme dükkanına geldiği günü hatırladı. Mehmet’i

    şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmışlardı.
    ···
  9. 181.
    +1
    Okuyucam
    ···
  10. 180.
    0
    Son dediği cümlenin anldıbını Selma’nın ona bakışındaki değişimden idrak etti. Bunu geçiştirmesi gerekiyordu. Kapıyı açtı ve kolundan

    tuttuğu gibi Selma’yı kapı dışarı etti. Kapıyı yüzüne kapatırken Selma’nın kafasını bir şeyler çakozlamış gibi salladığını gördü.

    Ağzından çıkması gereken en son cümleyi hem de düşman gözüyle baktığı birine söylemişti.
    ···
  11. 179.
    0
    Selma kapıya doğru yöneldi ama Mehmet onu kolundan tuttu. Ona acı çektirmek için daha sertçe sıkıyordu. Ders vermek istiyordu ona.

    Mehmet: bak kızım. Zenginlik beni değiştirmedi ama sen beni kullanmak istiyorsun. Buna izin vermem. Şimdi defol, gözüm bir daha seni

    görmeyecek. Yaşadıklarımızı da kafandan sil. Eğer Melis’in kulağına bununla ilgili bir şeyler giderse sana hiç acımam. (daha da

    sıkmıştı kolunu.) ayrıca şunu da bil, ben bu parayı zekamı kullanarak kazandım.
    ···
  12. 178.
    0
    Mehmet: ben de senin için aynı şeyi düşünüyorum. Eski fakir yaşamımı hatırlatacak en küçük bir ayrıntı dahi görmek istemiyorum. Çık

    git hayatımdan artık. Yalvarıyorum sana.

    Selma: zaten buraya gelmekle çok büyük bir hata yaptım. Sen lanetlenmişsin. Paran gözünü kör etmiş. Hala o kızdan… neyse gidiyorum

    ben.
    ···
  13. 177.
    0
    Selma şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı. O da sinirlendi ve bir hışımla ayağa kalktı.

    Selma: beni düşürdüğün durumlar yetmiyormuş gibi bir de bana iftira atıyorsun. Paran da zenginliğin de yerin dibine batsın. Asıl sen

    adi ve aşağılık bir yalancısın. Seni sevdiğim güne lanet olsun. Keşke seninle hiç tanışmasaydım.
    ···
  14. 176.
    0
    Mehmet: siz kadınlar var ya şu aşağılık dünyanın gördüğü en adi yaratıklarsınız! O akşamın günah keçisi ilan etme beni. Gitmeme izin

    verseydin belki de hiçbir şey olmayacaktı aramızda. Bunu bilmiyor muyum sanki? Paramda gözün olduğunu anlamıyor muyum sanıyorsun?

    Hepiniz aynısınız be! Yazıklar olsun! Paramı tırtıklamak için beni seviyormuş numarası yapmayı bırak.
    ···
  15. 175.
    0
    Mehmet tüm gücüyle Selma’yı içeri doğru fırlattı. Selma yere düştü. Ağlamaya başlamıştı. Mehmet o tokadı sineye çekemezdi. Ona haddini

    bildirmesi gerekiyordu. Alttan alarak bir yere varamayacaktı. Doğruyu yanlışı ayırt edemez olmuştu. Tüm hıncını çıkartacaktı

    Selma’dan. Artık içinden geleni söyleyecekti.
    ···
  16. 174.
    0
    Mehmet: dur Selma. Dinlemelisin beni.

    Selma: beni kandırdın, bana ihanet ettin. Arkana bile bakmadan yok oldun gittin! Seni gidi huur çocuğu!

    Mehmet kapıyı kapatarak çıkmasına mani oldu. Elleriyle dirseklerinden sıkıca tuttu. Selma çırpınmaya başladı. Yüzüne tükürükler

    saçıyordu.
    ···
  17. 173.
    0
    @173 sağol panpam okuyan birilerini görmek güzel.
    ···
  18. 172.
    0
    Mehmet: bak Selma. Seni üzmek istemedim hiçbir zaman. Ancak bu konu artık kabak tadı verdi. Biliyorsun ben Melis’i…

    Selma birdenbire ayağa kalktı ve olanca gücüyle Mehmet’e tokat attı. Çantasını alıp daire kapısına yöneldi. Mehmet onun bu delice

    tavırlarına daha fazla tahammül edemezdi. Aklına estiği gibi davranması Melis’e sakladıklarını anlatma ihtimalini artırıyordu. Onu

    sakinleştirmeliydi.
    ···
  19. 171.
    +1
    Harika gidiyorsun.
    ···
  20. 170.
    0
    Selma oturduğu koltuktan öne doğru atıldı ve Mehmet’in ayak dibine çömeldi. Elinden tuttu sıkıca. Gözleri dolu dolu olmuştu.

    Selma: herkesi anlarım ama beni niye görmek istemedin sevdiğim?

    Mehmet Selma’nın eve geldiğinden beri yaptığı hareketlerden ve söylediği ters köşe sözlerden pgibolojisinin bozuk olduğuna kanaat

    getirmişti. Endişelenmeye başlamıştı onun için.
    ···