1. 276.
    0
    Pazar günü çoğunu bankaya yatırdığı paranın evde tuttuğu kısmıyla kendine şık kıyafetler aldı. Bunu çok önceden hak ettiğini düşünerek

    içini rahatlatıyordu. ‘Zenginler arasında haram yemeyen, hırsızlık yapmayan var mıydı zaten? Ben hakkım olanı çaldım onlardan.’ Ciddi

    ciddi kendini bu düşüncelere kaptırmıştı. Böyle düşünmesi gerekiyordu yoksa vicdanı ağır gelse gördüğü ilk karakola teslim olabilirdi.
    ···
  2. 277.
    0
    Bu güzellemelerin geleceğini tahmin etmişti Mehmet. Bu kız para lafını duyunca bambaşka birine dönüşüyordu. Sonra hal hatır sormaya

    başladılar birbirlerine. Her zamanki lakayt cevaplar yerine bu sefer daha istekli görünüyordu Melis. Mehmet’in yüzü gülüyordu

    tutukevinden çıkarken. Bir sigara yaktı sonra otobüsle evine döndü.
    ···
  3. 278.
    0
    Mehmet: ölmemiş. Evi terk etmiş. Onun izini buldum izmit’te. Kendisi orada iyi bir iş kurmuş. Tekstil atölyeleri var. Emrinde kaç kişi

    çalışıyor sen düşün.

    Yemi atmıştı Mehmet. Melis’in davranışlarındaki değişikliği, yüzündeki ilgi parıltılarını takip ediyordu. Daha çok bilgi almak ister

    gibi öne doğru eğildi Melis.

    Melis: bu çok iyi bir haber Mehmet. Sen çok zorluk çektin bu hayatta. Senin zenginlemeni en çok ben isterim doğrusu.
    ···
  4. 279.
    0
    Mehmet onu her gördüğünde gözleri parlardı. Masum bir sırıtış kaplardı ağzını. Bu sefer de öyle oldu. Bıkmış bir hareketle oturdu

    Melis. Eline ahizeyi aldı ve hızlı bir giriş yaptı.

    Melis: niye geldin yine? Bıkmadın mı beni her hafta ziyaret etmekten?

    Mehmet: sana çok önemli haberlerim var. Ben annemi buldum.

    Melis: ne annesi? Senin annen ölmemiş miydi sen doğduktan sonra?
    ···
  5. 280.
    0
    Çevresinde yoğun bir uğultu vardı. Bazı mahkum yakınları seslerini ahizeden duyuramayacaklarını zannedip bağıra çağıra konuşuyorlardı.

    Her seferinde aynı tabloyu görmekten bunalmıştı. Ayağa kalktı, ayaklarının ucunu yere vurdu sırayla. Hep beklemişti ama bu seferki

    bambaşkaydı. Suçluların girdiği kapı heybetle açıldı. içeriden 1.70 boylarında, esmer, üzerinde rengi solmuş bir tişört ve altında

    eski püskü bir pantolon olan Melis geldi.
    ···
  6. 281.
    0
    O hafta Melis’i görmek için sabırsızlanıyordu. Görüş günü için randevu almış ve kabul edilmişti. Sıkı bir kontrolün

    ardından gardiyanın gösterdiği camlı bölmelerden birine geçti. Onun gelmesini bekleyecekti. Melis dört senedir bu

    görüşmelerin bazısına çıkıyor bazısını ise reddediyordu. Mehmet, bugün eğer görüşebilirse ona zenginleşme konusundan

    bahsedecekti ucundan da olsa. Çünkü Melis’i iyi tanıyordu. O paragözdü.
    ···
  7. 282.
    0
    Aşağı indiğinde Selma’ya da konuyu açtı. Ona da Zehra Hanım’a anlattıklarının aynısını söyledi. Selma sevincinden Mehmet’in boynuna

    sarıldı. Gerçekten bu çocuktan hoşlanıyordu ve onun iyiliğini herkesinkinden çok istiyordu. Mehmet’in ne zorluklarla bu yaşa geldiğini

    ayrıntılı olarak Mehmet’in ağzından dinlemişti. O gün Mehmet de konuyu etrafındakilere çıtlattığı için rahatlamıştı. Hayali bir anne

    hikayesiyle paralarına gerçekten kavuşacaktı.
    ···
  8. 283.
    0
    Zehra: seni şuncacık yaşta terk etmiş ama hatasını biliyor demek. Sen de belli ki affetmişsin onu. Ne diyeyim Mehmetçiğim. izin almak

    istersen verebilirim.

    Mehmet: yok Zehra Hanım. Ben sadece paylaşmak istedim. (odadan çıkarken içten içe sırıtıyordu.)
    ···
  9. 284.
    0
    Zaten son iki buçuk yıl boyunca her gün gerçekleşen görünmezlik durumu da işini kolaylaştıracaktı. Bu görünmezlikten de bahsetmem

    gerekiyor ki Mehmet’i bu yola sürükleyen çevre bilinsin. Her insan her gün 7 dakika 36 saniye görünmez oluyordu. Gün içinde ne zaman

    olacağı belli olmuyordu. Başlarda bunun bir hastalıktan kaynaklandığı düşünüldü. Ama dünyanın her ülkesinden insan bundan

    etkilenmişti.
    ···