1. 226.
    +1
    Okuyucam
    ···
  2. 227.
    0
    Midesi bulanıyordu. Soğuk terler dökmeye başladı. Salona geçti ve volta atmaya başladı. Selma’ya olan nefreti anbean artıyordu.

    Duvarlar üstüne üstüne yürüyordu sanki. O anda polisin hırsızlıktan iki gün sonra temizleme dükkanına geldiği günü hatırladı. Mehmet’i

    şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmışlardı.
    ···
  3. 228.
    0
    @183 ok panpam.
    ···
  4. 229.
    0
    Mehmet polisler gelmeden bir gün önce ise Selma ile özel olarak konuşmuştu.

    Mehmet: Selma bana dün okuduğun haber var ya, hani şu Rukiye Ünver’in evine giren hırsız olayı.

    Selma: evet, hatta sen beş altı ay önce siparişine gitmiştin.

    Mehmet: ben de onu söyleyecektim, onun için polisler beni çağırabilir. Hizmetçisi kesin bahsetmiştir benden.
    ···
  5. 230.
    0
    Selma: ee?

    Mehmet: ben sana dün Melis’e gideceğimi söylemiştim ama gitmedim. Moralim bozuktu işte biliyorsun, ev sahibi falan. Kafede uzun müddet

    kafa dinledim. Saat 6’ ya kadar. Sonra da evin yolunu tuttum.

    Selma: ben ne söyleyeceğim peki polisler gelirse?
    ···
  6. 231.
    0
    Mehmet: tüm Pazar gününü senin evinde geçirdiğimizi söyleyeceksin. Eğer o kafede olduğumu veya Melis’i ziyaret ettiğimi söylersen

    polis işkillenebilir. Sonra yalan ifadeden ihale bana kalabilir. Çünkü kolay kolay yakalanmaz bu hırsızlar. Bir de durduk yere

    başımıza iş almayalım. işten de kovulurum maazallah.

    Selma: ulan Mehmet. Neler geliyor aklına? Ne kadar ince düşünüyorsun her şeyi. Neyse neyse. Aynen dediklerini söylerim. Merak etme.
    ···
  7. 232.
    0
    Uydurduğu annesini bulma masalını güzelce yutturmuştu ama şimdi parayı kendisinin kazandığını söylemesi Selma’nın hırsızlığı bizzat

    kendisinin yaptığını aklına getirebilirdi. Zaten ifadesini de kendi söylediğiyle değiştirmişti. O kafede hırsızlık günü takıldığını da

    görmüştü Selma. Parçaları birleştirirse Mehmet’in hırsızlık yaptığını anlaması an meselesiydi.
    ···
  8. 233.
    0
    Düşündükçe kalbi daha hızlı çarpıyordu. O gün haberi gazeteden okurken hırsıza ne kadar öfkelendiğini kendi gözleriyle görmüştü. Şimdi

    Mehmet’e kızgın biri olarak gördüğü ilk karakola girip bunları niye anlatmayaydı? Elleri karıncalanıyordu. içinde bulunduğu bu sefahat

    içindeki hayatın elinden uçup gitmesine asla göz yumamazdı.
    ···
  9. 234.
    0
    okuyan varsa ses etsin yav.
    ···
  10. 235.
    0
    neyse devam ediyorum.
    ···
  11. 236.
    0
    Bir daha o rezil hayat geri dönmemeliydi. Hem de hırsız damgası yemiş ve hapisten çıkmış biri olacaktı. insanların ona bir böcek gibi

    bakmasını kaldıramaz, intihar ederdi. Cidden bu şekilde düşünüyordu o an. Bir daha düşmemeliydi yoksa kendini bırakır ve düştüğü

    çukurda helak olurdu.
    ···
  12. 237.
    0
    Zaten Selma’nın Melis’le tutukevinde görüşüp ona hırsızlığı dahil bildiği her şeyi anlatması veya anlatacak olması

    gayet olağan geliyordu. Bu öfkeyle, bu delilikle elinde tuttuğu tüm kozları oynayabilir ve canını yakabilirdi. Buna

    geç kalmadan engel olmalıydı yoksa aklına getirdiği kötü senaryolar başına gelebilirdi.
    ···
  13. 238.
    0
    Bunun için yapabileceklerini gözden geçirdi. Selma’yı tehdit ederek bir yere varamazdı. Aksini iddia etse de parasında gözü olmadığını

    da biliyordu. Melis’i bırakıp Selma ile sus payı olarak evlenemezdi. Sevmediği biriyle yapamazdı. Bu şekilde tüm ihtimalleri eleyerek

    tek bir noktada karar kıldı: Onu ebediyen susturması gerekiyordu.
    ···
  14. 239.
    0
    Fikri bile tüylerinin diken diken olmasına yetti. Bir insanı öldürecekti hem de bu kişi üç dört ay öncesine kadar en yakın arkadaşı

    saydığı Selma’ydı. Bu cinayeti yaptığı hırsızlığın bir devamı olarak görmeliydi. Ayrıca Selma hayatının aşkı Melis’i de elinden

    alabilecek güçteydi. Zaten hırsızlığı da zengin olmaktan ziyade Melis için yapmamış mıydı? Bunu da onu kaybetmemek için yapacaktı.
    ···
  15. 240.
    0
    Kiralık katil tutarak bu işten sıyrılmayı düşünmüştü. Ne de olsa zengindi. Ama bunun için vakti çok yetersizdi. Hem kendi zekasına

    başka birininkinden daha çok güveniyordu. Hırsızlığı tereyağından kıl çeker gibi halleden kendisi neden yakayı ele vermeyecek şekilde

    cinayet işlemesindi? Bunları düşünürken kendini öve öve bitiremiyordu.
    ···
  16. 241.
    0
    Gözünün önüne babasının eli silahlı iki kişi tarafından sokak ortasında hunharca öldürülüşü geldi. Babasını sevmese de günlerce

    kendine gelememişti. Sonuçta kanlar içinde yatan insan bu hayattaki tek yakınıydı. insanın vahşi bir varlık olduğunu o zaman canlı

    olarak izlemişti. Şimdi kendisi de eli kanlı bir hayvana dönüşecekti.
    ···
  17. 242.
    0
    Onu kumar borcu yüzünden öldürmüşlerdi. Öldürülmeden bir hafta önce de feci bir dayak yemişti. Eve gelip babasını bu vaziyette

    gördüğünde içinin sızladığını hissetmişti. O da babasından ara ara dayak yerdi ama babasına atılan insanlık dışıydı. Zaten o günlerde

    acılara karşı hissizleşmeyi kendine ilke edinmişti. Zaten böyle olaylar görmese hırsızlık da yapamayacağını düşündü. Doğasına uygun

    hareket ediyordu ve bu cinayet de varlığının gereğiydi.
    ···
  18. 243.
    0
    O günü kendini motive ederek geçirdi. Uykusu hırsızlık yaptığı günün gecesinde olduğu gibi gördüğü kabuslarla zehir oldu. Sabahın

    erken saatinde kalktı. Bu işi de yine görünmezken halletmesi gerekiyordu. Çünkü mobeseler yine önündeki en büyük engeldi. Yakalanırsa

    her şey biterdi.
    ···
  19. 244.
    0
    At yalanini gibeyim inanani
    ···
  20. 245.
    0
    Yattığı iki kişilik yatakta doğrulmuş vaziyette cinayeti nerede ve hangi aletle işlemesi gerektiğini düşünüyordu. Bıçağın en doğru

    alet olacağını düşündü. Zaten tabanca benzeri bir aleti bu saatten sonra bulamazdı. Elini çabuk tutmalıydı. Gece uyuduğu kısa sürede

    görünmezliği geçmiş olabilirdi.
    ···