/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 202.
    +3
    (bkz: devam ediyorum)

    köylü ile biraz konuştuk, pek bi bilgi sahibi olamasakta artık kendi köyümüze dönmeye karar vermiştik. adamın asılı olduğu odadaki hayvan cesetleri kafamı kurcalamıyor değildi.

    aklıma mustafa amca gelmişti, sahi ne olmuştu ona bu arada?
    köye dönünce evine uğramayı teklif ettim arkadaşlarıma. bizi satmıştı falan ama bir noktada oda birçok şey hakkında bilgi sahibiydi. fırat biraz karşı çıksada ikna kabiliyetim fena olmadığından ikna etmem çok zor olmamıştı. ismail ise tamamen içine kapanmış sürekli boş noktalara bakıyor kendi kendine başını sallıyor, sadece soru sordukça kısa cevaplar veriyordu artık.

    köye indik ve mustafa amcanın evine doğru yürümeye başladık, kapıyı çaldık ama açan hiçkimse olmamıştı, zaten en son hatırladığım onu alıp evlerine doğru zütürmüşlerdi o varlıklar.

    köy evi olduğu için kapıyı açmamız çok zor olmadı içeriye bakmak istedim. eve girdik bir insan burada nasıl yaşayabilirdi ki? bir tane yer yatağı solunda bir kitaplık bir kaç masanın üzerinde duran su dolu bir sürehi ve birde ekmekten başka birşey yoktu evin içinde. odaları gezmeye başladım ancak pekte ilgi çekici birşey yoktu. ismail tereddütsüz mustafa amcanın yatağından yastığı alıp parçalamaya başladı, napıyosun oğlum adımızı hırsızamı çıkartıcaksın desekte parçaladı elindeki bıçakla yastığı. içerisinden bir üçgen halinde ip ile bağlanmış bir muska çıkarttı. muskayı cebine koyup burada başka birşey yok boşa aramayın diyip kapıdan çıktı.

    fırat ile göz göze geldik peşinden bizde dışarıya çıktık. ismailden korkmaya başlıyordum artık. yastığın içinde bir muskanın oldugunu nerden bilebilirdi ki? ilk defa giriyorduk mustafa amcanın evine.

    ismail döndü ve biz daha birşey söylemeden büyütmeyin oğlum sadece tahmin yürüttüm dedi. içimi çok ferahlatan bi cevap olmasada muskayı alıp evden uzaklaştık. neler yazdığını anlamamız mümkün değildi. köy hocasına sormayı düşündük yine tekar.

    hocanın yanında aldık soluğu bulduğumuz muskayı açıp biraz inceledi ve bunun bir sevgi, aşk büyüsü olduğunu söyledi. ne alaka ki, ulan bu mustafa harbi deliymiş adamı seven kadın varmış gitmiş cinle evlenmiş diye geçiriyordum içimden. hoca bize bunu nereden bulduğumuzu ve Afiya kim diye sordu.

    afiya kimdi bilmiyorduk, köyden olmadığı bariz belli idi kimdi bu kadın?
    Tümünü Göster
    ···
  2. 201.
    0
    Kardeş bu kağıtta fatiha suresi yazıyor taşak mı geçiyorsun
    ···
    1. 1.
      0
      kağıtta yazanlardan fatiha'yı nasıl çıkardın ayakta alkışladım seni panpa.
      ···
    2. 2.
      0
      Lan olm işimiz var sabah hikayeni bitirmeni bekliyorum bana cevap vermekle uğraşıyorsun gibtir git devam et hikayeye
      ···
  3. 200.
    +1 -1
    ilk kanıtı atıyorum buraya panpalar. bu kağıdın hangi kağıt ve nereden çıktığını hikayenin ilerisinde okuyacaksınız.

    http://imgim.com/AndPkr.jpg
    ···
    1. 1.
      0
      Devam pls
      ···
    2. 2.
      0
      Acilmiyo panpa bidaha atar mısın?
      ···
  4. 199.
    0
    Rezervasyon
    ···
  5. 198.
    0
    rezzz sardı
    ···
  6. 197.
    0
    Rez sayfa 11
    ···
  7. 196.
    0
    rreeeezzzssss
    ···
  8. 195.
    0
    Rezervasyon 200
    ···
  9. 194.
    +5
    (bkz: devam ediyorum)

    o gece son birkaç gündür uyumadığım kadar rahat uyudum, sabah namazını kıldık ve yola çıkma zamanı gelmişti. günlerden salı olduğu için perşembeye daha 2 gün vardı. ama tabiiki aklımda tilkiler dönmeye çoktan başlamıştı. o muskaları bize veren adamdan iyi bi intikam alma vakti gelmişti. otobuse bindik köye dönmüştük. dedemin torosu aldım ismail ve fıratı yanıma alıp yola koyuldum.

    istikamet S. köyüydü. aslında bu adamı bize köyün hocası söylemişti o tarif etmişti, kafamda soru işaretleriyle yola devam ediyordum. S. köyüne vardık evi bildiğimiz için doğruca kapıya dayandık, fırat kapıda küfürler savurmaya başladı ve kapıya bir tekme vurdu. kapı açılmıştı ancak evde ne eşya vardı, ne o kapıyı açan kız nede hoca. içerde ağır bir koku hakimdi. salona doğru yöneldiğimizde adamın boynundan tavana asılı bir vaziyette gördük.

    şoka girdim tabiiki o an etrafta hayvan cesetleri yerler kan içinde ve hocanın tavana asılmış cesedi gözlerimizin önünde duruyordu.

    cinler insanın canını insandan asla alamaz panpalar bir zarar veremez ama yaşattığı piskolojik baskıyla intihara sürükleyebilir, bunu olaylardan sonra öğrendim.

    hepimiz birbirimize bakıyorduk fırat nolmuş lan burda amk bu o.çocuğuna ne olmuş diye bağırıyordu. biraz telaşlı biraz korkarak S. köyünün içine attık kendimizi ve köylüye durumdan bahsettik çünkü bizim üzerimize kalabilirdi. durumu birkaç kişiye anlattık jandarma geldi olay yeri inceleme falan derken soluğu ifade için karakolda almıştık. durumu üstü kapalı şekilde anlattık ifadelerimiz alındıktan sonra salıverildik.
    ···
  10. 193.
    0
    Fena sardı
    ···
  11. 192.
    0
    Hadi be rez
    ···
  12. 191.
    0
    Feres nerde
    ···
  13. 190.
    0
    Panpa hadi yaz artık aq 😂
    ···
  14. 189.
    0
    Rezzzzzasdij
    ···
  15. 188.
    +3
    (bkz: devam ediyorum)

    araba geri geri gelirken kedinin tırnaklarını kaputa takar çıkardığı bir ses vardı, insan tornavida taksa kaportaya böyle bi ses çıkaramaz panpalar. ömer korku dolu gözlerle napıyoruz biz fırat nasıl bişeyin içindesiniz oğlum siz diye bağırıyordu. kedi değişik bir miyavlama sesiyle kaputun üzerinden atladı. demete doğru tekrar yola çıkmıştık. adamın bize söylediği herşeyi yapmıştık. ömer bizi evin önüne bırakktı ve kendisi gelmek istemediğini söyledi. onu uğurladıktan sonra kapıyı çaldık kapıyı açan ismaildi.

    yüzü bembeyaz olmuştu, gözleri kan çanağı şekilde. içeriye girdik adam bizi bekliyordu.
    yaptınız mı dediklerimi genç adamlar diye sordu.
    herşeyi söylediğin gibi yaptık, şimdi ne olacak dedim.
    üçünüz bu laneti başladığı yerde bitireceksiniz, anlaşma olan kağıt ile birlikte olayların başladığı noktaya perşembe gecesi 03:00'da gideceksiniz, bu kağıdı ismailin çocuklarını öldürdüğü noktaya gömeceksiniz ve bekleyeceksiniz dedi.

    fırat bu kağıtta ismailin parmak izi yok çokcuklarını ismail öldürdü, bizim ne suçumuz var bunca şeyi neden biz yapıyoruz, hadi diyelim biz kurtulduk ismail nasıl kurtulacak diye sordu.

    adam yüzünde biraz tebessümle oda sizinle gelecek. çocuğu öldüren o olduğu için onun parmak izi yok kağıtta, sizler sadece şahitler olarak parmak bastınız kağıda o anlaşma ismail ile onlar arasında aslında. bu gece abdestinizi alıp benımle sabah namazını kılacaksınız ve yarın güneş doğduğunda yola çıkacaksınız dedi.

    başımı sallayarak onayladım.
    ···
  16. 187.
    0
    Devam bin
    ···
  17. 186.
    0
    Hadi yaz yavrum yirim seni
    ···
  18. 185.
    0
    Tutar bebegim
    ···
  19. 184.
    +4 -1
    (bkz: devam ediyorum)

    fıratla yola koyulduk. adamın bu söylediklerini şehir içinde yapamayacağımız için ankarada oturanlar bilir, çubuk tarafına doğru geçmeye karar verdik.

    fırat bi arkadaşını arayıp bizi demetten almasını söyledi. metronun orada beklerken önümüzde kırmızı bi tofaş durdu, fırat hadi geldi diyerek atladık arabaya tanışma faslını geçtikten sonra çubuğa doğru yola koyulduk.

    vardık ve önce 4 yolun kesiştiği bir nokta aradık biraz uzun sürsede bulabildik ancak asfalt yol olduğu için gömmek biraz sıkıntıydı ve havada kararıyordu. birazdaha ilerleyip çubuğun çıkış noktalarından biyerde 4 yolun kesiştiği toprak bi patika yol bulduk. ömer fıratın arkadaşıydı ve arabada beklemesini söyledi. toprağı 30-40 cm kadar eştikten sonra muskaları çıkarıp kazdığımız yere koyduk ve adamın bize vermiş olduğu kağıdı da yanına üstüne kapattık muskaların ve üzerini toprakla tekrar kapattık.

    etraftaki ağaçlara bakınmaya başladık ve incir ağacı arıyorduk, hava karardığından dolayı ağaçları seçmek biraz zor olsada bir inci ağacı bulmuştuk sonunda, yolun kenarında bir konserve kutusu bulduk, adamın bize vermiş olduğu kağıdı ağaca çivilemeye başladık, çiviyi taş yardımı ile ağaca çakmaya başlamıştık.

    ben taş ile çiviye vurmaya başladığımda etraftan ilk defa duyduğumuz bazı sesler gelmeye başlıyordu. korkuyorduk, taş ile çiviye her vurduğumda sesler artmaya başlıyordu. (bu seslerin aynısı olmasada benzer kayıtları mevcut hikaye sonunda paylaşacağım).

    fırat hadi bi an önce bitirip gidelim şu işi dedi. adamın bize vermiş olduğu üçüncü kağıdı ağacın hemen yanıbaşında konserve kutusu içinde ateşe verdik ve yaktık. küllerine parmaklarımızı basıp son kağıda baş parmaklarımız ile mühürleme yaptık, arkamızı döndüğümüzde bir çatırtı duyduk ve koşmaya başlamıştık.

    arabaya ulaştık 6 tane kedinin arabanın önünde durduğunu gördük. kedilerden biri zıplayıp arabanın kaputuna çıktı, karanlıktanmıdır bilinmez ama gözleri yemyeşil parlayarak camın önüne gelip içeri derin derin baktı. ömer neye bulaştırdınız oğlum beni diyerek geri vitese takıp arabayla geri geri gelmeye başladı.
    ···
  20. 183.
    +1
    Hadi amk
    ···