yani yazmayacaktım ama son 1 haftada youtube, liveleak ve ekşisözlük üzerinden abartmıyorum en az 250 defa "gerçek islam bu değil" lafını çeşitli dillerde gördükten sonra diyeceğim odur ki "gerçek islam" yaşayan kişidir.
burada çok büyük bir ayrım var.
şimdi burada "gerçek islam bu değil" diyenler veya böyle hayvanlardan ötürü "sizinle benim dinim bir olamaz siz nasıl yaratıklarsınız" ya diyen insanlar, insani değerlere saygısı olan, islam'ın barış dini olduğuna inanmış, böyle hayvanlıkları kabul edemeyen yani bunların yanlış olduğunu söyleyen kişilerdir. bu yüzden bu yapılanları yakıştıramazlar ve "gerçek islam bu değil" derler.
sizleri kesinlikle tenkit etmiyorum. siz insansınız, bu yapılanların hayvanlık olduğunu kabul ediyorsunuz.
asıl mesele şu: islam eğer bunu emrediyorsa sen böyle bir emir olduğundan ötürü şapkanı önüne koyup "ben neye inanıyorum ya?" mı diyeceksin yani yapılan hayvanlığın hala farkında mı olacaksın yoksa "vay be demek ki yapılması gereken budur, allah en iyisini bilir" diyerek bu yapılanların doğru olduğuna, yani tüm bu hayvanlıkların zorunlu birer emir olduğuna ve bizim insani değer yargılarımızın bunu sorgulamak için yetersiz olduğuna kanaat getirip ışid'e katılıp kafa mı keseceksin?
bu konuda ağırlıklı olarak 2 kitle var. birincisi kur'an okumadan müslüman olmuş, hayalinde bir islam düşüncesi oluşturup ona göre bakınca bu adamların "gerçek islama" inanmadığını söyleyen kitle. ikincisi ise yine kur'an okumadan islam'ı yeren, sırf bu yapılanlar üzerinden yüklenmek için "gerçek islam bu işte hepiniz manyaksınız" diyen ön yargılı kitle.
konu hakkında bilgisi olmadan edinilen bu iki fikir de hatalıdır. zira tamamen varsayımlar ve ön yargılar üzerine şekillendirilmiştir.
şimdi işin özüne gelelim de okuyun madem.
maide 33
innemâ cezâûllezîne yuhâribûnallâhe ve resûlehu ve yes’avne fil ardı fesâden en yukattelû ev yusallebû ev tukattaa eydîhim ve erculuhum min hılâfin ev yunfev minel ardı zâlike lehum hızyun fîd dunyâ ve lehum fîl âhırati azâbun azîm.
türkçesi: allah’a ve resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
yani işin ucu oldukça açık. şiilere de böyle yaklaşabiliyorlar zira onlara göre allah'a ve peygamberine savaş açtı şiiler. yani böyle bir olayın yapılma hakkı var islam'da. hatta hak falan da değil bildiğin emir. adam diyor ki "siz sünneti uygulamıyorsunuz", eee? "e siz o aman peygamberi örnek almıyor ve ona karşı çıkıyorsunuz". yani adam senin hadislerin güvenilirliği hakkındaki fikirlerini falan umursadığı yok. sorgulayamazsın, inanmak zorundasın ki kurtulasın. diğer türlü sen peygambere savaş açmış oluyorsun.
bu maide 33'ü kullanıyor ışid. ama ben daha çok kullanılan ve işin asıl temelinde yatanı söyleyeyim.
1. emeviler türkleri müslüman yapmak için bunu kullandılar.
2. bunu kullanarak katliamlar yaptılar.
3. tıpkı ışid'in yasası gibi yasalar koydular ve bunu yapan adamlar hani dualarda türkiye halkının asla unutmadığı sahabeden adamlar ve onların ordusuydu.
4. ışid bu ayeti videolarında kullanıyor ve temel savaş sebebi olarak gösteriyor.
5. ışid komutanları konuşmalarında hep "bize bu emrolundu, dünya topraklarında allah'a inanmayan kimse yaşayamaz" diyorlar ağız birliği etmiş gibi, mesela türk komutan da diyor "böylesinin yaşama hakkı yok" diye. bunun sebebi gerçekten kur'an içerisinde bunun yazılıyor olması, adamlar kafadan uydurmuyorlar yani.
hangi ayettir bu biliyor musun?
atanın, namaz kılmadığı için boynu vurulan, oruç tutmadığı için lime lime edilen, camiye gitmediği için ailesi katledilen atanın, müslümanım deyip kapanmadığı için ağaçlara boynundan, bebeğiyle/çocuğuyla beraber çivilenen ninenin öldürülme sebebi: enfal 39.
ve kâtilûhum hattâ lâ tekûne fitnetun ve yekûned dînu kulluhu lillâhi, fe inintehev fe innallâhe bimâ ya'melûne basîr.
türkçesi: fitne kalmayıp, yalnız allah'ın dini kalana kadar onlarla savaşın. eğer vazgeçerlerse bilsinler ki allah onların işlediklerini şüphesiz görür.
öyle kafama göre meal alıyor da değilim, açın bakın bu iki ayette ihtilaf bulunmamaktadır mealciler arasında. yani aynı şeyler yazmaktadır, yanlı bir ayet getiriyor değilim sizi kışkırtmak için falan.
ayet çok açık değil mi? emeviler bunu kullandılar işte. allah'ın dininin olmadığı bir yer veya allah'ın dinini uygulamayan biri fitnecidir, öldürülmesi haktır.
gerçek islam bu. kur'an reddi küfre girer. yani bu ayetleri reddedip de "müslümanım" diyemezsiniz. o yüzden oturup düşünme vaktiniz çoktan geldi de geçiyor. kafanızdan bir din mi uydurdunuz ona inanıyorsunuz, yoksa gerçek islama mı inanıyorsunuz. burada size ne hadis ne mezhepsel bir uydurma, ne kişisel bir görüş getiriyorum. size kur'an emri söylüyorum. müslümansanız bunu yerine getirmekle mükellefsiniz. yerine getiremiyorsanız eğer size bir başka söz daha getireyim ışid'in uyguladığı. bu seferki ayet falan değil o yüzden reddetmeniz mümkün ama reddederken de bir düşünün bence, "ya doğruysa?" diye.
“allah'ın kitabında ve rasulü'nün sünnetinde kafirlerin tekfir edilmesinin şart olduğu açıklanmıştır. bundan sonra hala onları tekfir etmeyenleri tekfir etme konusunda tereddüt ederse, alimlerin icmaıyla kafir olur. çünkü;
küfrü açık olan kimsenin küfründen şüphe etmek küfürdür.” (el-vela ve el-bera – sf: 67)
yani sen herhangi bir şekilde bu ayetlerin insani açıdan uygun olmadığını söylersen, sen bunların olamayacağını söylersen sen küfre girmiş olursun ve küfrün de son derece açık olur. mesela bu adamın facebook'unda da bu tarz bir tartışma vardı. eğer kafirin boynunu vurmakta tereddüt edersen sen de kafir olursun. ha bu ayet değil dediğim gibi fakat ışid'in kullandığı şeylerden biri.
dediğim gibi her şeyin temelinde enfal 39 yatıyor. şu an savaşma sebepleri o. eğer sen gerçek islam'a inanacaksan, hadi bir kısmına yorum getirdin diyelim ama kur'an'a yorum getiremezsin ve oldukça açık olan enfal 39'u uygulayıp dünyada islam'dan başka din kalmayana kadar savaşıp öldürmek zorundasın.
şimdi samimiyet testine alalım sizi.
hala diyor musunuz "bu yapılanlar insani değil, bunları yapanlarla aynı dinden olamam, bunlar müslüman değil" diye? yoksa "demek ki doğrusu buymuş, e o halde ben de katılıyorum kardeşlerime" mi diyorsunuz?
asıl mesele tam da bu.
ek: maide'nin yazılma amacı ışid'in kullanması ve kullanış şeklinin de mantıklı olmasıdır. ilkin, ucu açık bir "fesâd" kavramı olduğundan dolayı pek çok alakasız kitleyi de işin içine dahil edebilirsin. ikincil olarak ise buradaki ayetin peygamberi koruduğunu, o yüzden sünneti de şart kıldığını, sünnete karşı olan herkesin, örneğin şiiler, öldürülmesi gerektiğini savunuyorlar. onun önemi buraya kadar. yani illa ışid söylüyor diye doğru diyor değilim, bu şekilde kullanana bir şey yapamazsın ve mantığı vardır diyorum.
asıl dayanakları zaten maide değil enfal. maide 33'ü neden şiileri öldürdüklerini açıklamak için kullanıyorlar. örneğin "neden bir israil ile değil de şiiler ile çatışıyorsunuz" denildiğinde sünnetin koruma altında olduğunu, sünnete karşı gelenlerin ve kabul etmeyenlerin de israilden dahi daha önce geldiğini söylüyorlar.