gerizekalı lisenin gerizekalı lise aşkı

@47 elimden geldiğince panpuş.

tabiki kahramanca karşılanmayı ya da öpücükler , madalyalar beklemiyordum. ancak en azından bi teşekkür bekliyordum ki imkansızdı sanırım. berfin bile hiç bişey söylemeyip sevgilisinin yanına koşturdu. dudağımda oluşan hafif yarığı silip peçeteyi çöpe atmak için kalkarken berfin kalkıp yanıma geldi. " teşekkür ederim " dedi ve dönüp sevgilisinin kollarına attı kendini. barkın denen yavşakla göz göze geldik. kafasını salladı eyvallah manasında . gibime bile takmayıp yerime geçtim. ve aslında benim hazırlıklı olduğum ancak bu gerizekalıların akılına bile getirmediği birşey vardı. ders müdür ve aynı zamanda tarih öğretmeni olan dallamanın dersiydi. ben genelde tarih dersinde uyuyup soru gelmedikçe dersi bile dinlemeyen bi insan olduğum için hoca ağzımın burnumun dağıldığını muhtemelen anlamayacaktı. ama bu 3 dallamanın saklamasına imkan yoktu. hoca içeri gelir gelmez bu 3 dallamanın halini görüp "nooldu oğluum" şeklinde garip bi tonda sorusunu yöneltti. bu dallamalar hararetler olayı anlatırken ben sakince olup biteni dinliyordum uyuyorum ayağına. adımı vermemişlerdi bu dallamaları kurtardığım için. diğer 2 salakta zütü bi şekilde yırtmışt. ama barkın? Barkının son 1 haftada karıştığı 2.ci kavgaydı bu. müdür bunu dışarı çıkartıp iyice bi fırçaladı. fırçalamak ne kelime? Tüm stresini üstünde boşalttı bu yavşağın. gözleri dolu dolu girdi içeri. disiplin kuruluna sevk edilmişti amk dallaması. teneffüste berfin yine üstüme fuleli adımlarla yürüdü bu sefer o konuşmadan ben başladım. " sakın bununda benim yüzümden olduğunu söyleme. Sırf sen istediğin için o kavgaya karışıp dayak yedim. üstüne bide senin saçmalıklarını dinlemek istemiyorum(bu son kelimeler ağzımdan dökülürken geri tutmak istedim ama olmadı). berfin yine bağıra çağıra bişeyler söyledi , dinlemedim bile. yine aradan seçebildiğim 2 kelime vardı. "yeter artık , lütfen lütfen vazgeç bizimle uğraşmaktan" ilk ve son kez berfine bağırarak hatta haykırarak ;

"Ne yaptım ulan ne yaptım? sen istemedin mi kavgayı ayır diye? sen istemedin mi barkını çıkart ordan diye? ne söylediğinin farkında değil misin sen? O gerizekalıyı neden dövdüm sen biliyo musun? Seni sırf ergen fantazilerinde kullanmak istediği için. senin bu huur çocuğundan uzak kalman için. hiç bişeyden haberin yokken bağırıp çağırıp saçmalamak kolay değil mi? Sözde sevdiğin çocuğun gerçekte nasıl bi sapık olduğunu anlamak nasıl bir duygu peki anlatsana? Susmasana kızım konuş. konuş hadi suçlasana beni. barkın denen huur çocuğunun fantazileri içinde suçla beni. tokat at bağır çağır. Neden susuyosun?" berfin suratıma aval aval bakıp çıkıp gitti sınıftan. arkasından bakmadım bile . sırama oturup gerizekalı gerizekalı defterimi karaladım ve karaladım.

@79 entry-nick

sonunda tamı tdıbına 1 yıl beklediğim an gelmiş huzura ermiştim. sınıfa el ele girip direk arka sınıfta yiyişmedik. gayet edepli adaplı sınıfımıza girip derste ufak tefek tebessümler eşliğinde klagib ergen ilişkilerinden(en azından bizim zamanımızda) birine başladık. eve giderken durağa kadar eşlik etmek istediğimi söyledim. gözleri parıldasada "ya utanırım ben hihi" şeklinde sevimliliğine sevimlilik katan hareketlerle durağa kadar geldik. durakta sohbet ettik falan. bunun otobüsü geldi. neyse vedalaştık falan. tam otobüse doğru giderken o bembeyaz yumuşacık yanağına öpücüğü kondurup kayıplara karıştım(odunluk diz boyu) sabahlara kadar msn de telefonda yazışmadık. günde 1 bilemedin 2 saat görüşüp işlerimize bakıyoduk. barrrrrkın denen yavşak oğlu yavşakta haberini almış olucak ki ertesi gün sınıfa damlayıp beni çağırdı. biliyorum bu muallaknin oğlunun bu kadar çok dayak yemesini biraz garipsediniz. salladığımı düşünüyosunuz ama gerçekten yılışık bi it oğlu itti. geçen seneki senaryoda değişen tek şey rollerdi. bu sefer barkın denen it oğlu it berfinden ayrılmamı istiyordu. yakasından aldığım gibi duvara ittirdim. önce neden sınıf değiştirdiğini sordum. cevap vermedim. sonra 2 tokat daha atıp postaladım. dediğim gibi yılışıktı bu it. ingilizlerde "stubborn" diye bi kelime vardır. inatçı doğan anlamında. bu gavatta aynen öyleydi doğuştan inatçı. bu sefer berfini sıkıştırmış. hiç haberim yoktu berfin hıçkıra hıçkıra yanıma geldi. barkın denen it oğlu it benim öpmeye kıyamadığım yanağına öyle bir tokat atmış ki bembeyaz ten ateş gibi kızarmıştı. sınıftan fırladığım gibi nöbetçinin yanına gittim. (9.cu sınıf olduğundan posta koyması kolaydı) zaten iri yarı bi insan olduğumdan ve ozamanın parası 10 lira gibi bi parayı cebine sıkıştırdığımdan paşa paşa gidip barkını müdür çağırıyor ayağına getirdi en alt kata. buna attığım ilk yumrukla ağzından kanı tükürmesi bir oldu. bağıra çağıra küfrederek dövüyorum huur çocuğunu. berfinime ettiği her küfür için ayrı bir yumruk atıyorum. öyle bi duruma gelmişti ki kanlar ağzının kenarlarından dökülüyordu. hocalar mocalar ayırdı bizi. tahmin ettiğiniz gibi disiplin kurulunda elimize kınama cezasını verip yolladılar . çıkışta bittin şeklinde bişeyler geveledi. bu huur çocuğunun son 1-2 ay içinde inanılmaz çevre yaptığından haberim vardı. tabiki bende tek gitmek gibi bi salaklık yapacak mıydım? Hayır. mezun olan kaptancığımıza telefon edip yeni kaptancığımızlada uzunca bi diyalogdan sonra yaklaşık 15 kişilik basketbol takımımızla( boy ve kilo ortalamamız 190'a 100) 15 izbandutu bir arada gören insanlar ister istemez ürküp çekiliyordu. yaklaşık bi 20 kişide onlar vardı. sokak ortasında kavga edicek halimiz yoktu. sonuçta o çevre bizi efendi insanlar olarak biliyodu. seyran pazarı var bilirsiniz belki oranın en dibine gittik. gider gitmez barkının ağzının ortasına yaylandıra yaylandıra attığım yumruktan sonra ortalık savaş alanı misaliydi. tekme tokat havalarda uçuşuyodu. taa ki klagib bıçak sahnesine kadar. 15 kişilik gruptan dayak yiyen barkın ve köpeklerinin neredeyse tamamı cebinden yöresinden bıçak çıkarttı. semt çocuğu değiliz ki anasını satıyım bıçağa kafa atalım. geri vites yapar gibi olduk. sonra aramızdan yüreği olan tek insan olan fırat aradan bruce lee tarzı bir çığlıkla çıkıp gerizekalının birine yapıştırdı ki ne yapıştırdı. o dakikadan sonra o bıçakları saplamaya zütleri yemez sanıp " GARDAAAŞ BAŞIN YESiiN ELLLAAAM" nidalarıyla birbirimize tekrar giriştik. o arbedenin içinde berfinin çığlığını 251825978125 tane hayvanın böğürüş sesleri arasından ayırt edip kafamı kaldırmamla kolumun boydan boya bıçakla çizilmesi bir oldu. berfin bana koşarken barkın denen huur çocuğu berfinin önüne geçip tekrar vurdu helalime. kolu paçayı kan zütürürken o arbedenin arasında barkın denen it oğlu iti tekrar yakalayıp öldürene kadar kafasını tekmeledim. bayılmakla bayılmamak arasında muallakta kalana kadar dövdüm muallakyi. daha sonra sağdan soldan gelenler ayırdı bizi. çok uzatmak istemiyorum. berfin beni öyle sallama bıçaklı kavgada milleti hunharca döverken görünce benden acı bi şekilde ayrıldı. ben ise okul değiştirmek zorunda kaldım. ve neden gerizekalı olduğumuda anlamış oldunuz.