-
26.
+5meğer orda vermeye çalıştığı mesaj asla barışmıcam'mış. sonra 21.30 gibi otobüse bindik, eve yakın bi mekanda cafede otururuz diye. aşırı susadım beyler, kız o an çat çantasından su şişesi çıkardı, su içti. dedim ben de içebilir miyim, tabi buyur dedi. amk normalde antrenmanlardan falan alıştım yani bi başkasının içtiği sudan içmeye, iğrenmem yani. gittim şişenin ağzını sildim. mallık amk sonra dedim napıyosun salak çocuk. yani yapılacak iş değil amk kıza senden iğrendim mesajı verdik.
neyse beyler, yanlış otobüse bindiğimizi farkettik. indik tabi. düşündük yakın mı gideceğimiz yer, yakın.. yürüyelim o zaman. amk ne yakını, uzakmış! beyler bir yürüdük of aman inanın ayaklarımı hissetmiyodum cafeye oturduğumda. baktım cafedeki herkes bunu tanıyo amk. dedim charly sen kimle takılıyosun olm.. neyse, iddiaya girdik, tavla atıcaz. ben yenersem o bana kahvaltı hazırlıcak, o yenerse ben ona. yani her türlü kız eve gelcek ahaha neyse kız beni yendi beyler. zaten efsane oynuyomuş sonradan bahsetti. dedim iyi be hazırlarız kahvaltını. sonra bunu bıraktım yurduna, eve döndüm. gel istersen dedim ama yok bu gecelik yurtta kalayım dedi.
ısrar etmedim.
eve döndüm, o dönemler de vize zamanında olduğumuz için uyku düzenim bozulmuştu beyler. yani öğlen uyuyor, gece 12 gibi kalkıp sabah sınav saatine kadar çalışıyoduk. vizeler bitmişti ama benim düzen öyle devam etti. sabah 6 gibi uyudum, bi uyandım akşam 6 olmuş.
mısra bi dünya mesaj atmış, 10 kere aramış.. hadi burgera gidelim, uyuyo musun? of uyan, uyansana charly, uf amma uykucu çıktın, uyandığında mutlaka yaz, ya hala mı uyanmadın?.. bi uyandım hemen yazdım buna
- nerdesin?
+ yurttan çıkıyorum sahile inicem..
- kimle?
+ tekim orda bi tanıdıkla karşılaşırım mutlaka..
- bana gel?
+ mm olur. -
-
1.
+1sürtük bu mısra ben soluyum ikinci bulasmada eve gelcek vay amk
-
1.
-
27.
+5dur dedim ya öpme beni, ne öpüyosun açıklasana bu mesajları..Tümünü Göster
ben dedi sana sadık kaldım senden öncesi için bana kızıyosun falan filan astı suratını. dedim ben gidiyorum, dur dedi, yok gidicem dedim, peki durağa kadar gelebilir miyim dedi, tamam dedim çünkü durağa nasıl gitcem tam bilmiyorum. çıktık evden, durağa kadar sohbet ettik işte beni sevdiğini söyledi önemsemediği için mesajları silmediğini falan filan söyledi, ben hep tavır yapıp ayrıldım yanından..
bi kaç gün daha kuzenle takılıp döndüm üniye..
mesaj geldi Mısra'dan, sana bir sürprizim var.. dedim HOAYDAAAA yav sen neyin peşindesin..
ama dedi söylemem, oraya geldiğimde görürsün, annemle aldık falan. lan merak ediyorum amk annesine de söylemiş her taku. neyse, teşekkür ettim ama hediye sevmediğimi, beni yine yeni yeniden mahcup ettiğini söyledim beyler. sonra bi kaç gün az biraz sohbet ettik, ben ilgi göstermeyince mesaj atmayı kesti o da.
döndü o da üni'ye, bi sabah telefonum çalıyo. küfür ede ede açtım bu saatte kim arıyo diye, Mısra. kapıdayım dedi. açtım, battaniye almış beyler Beşiktaşlı. pufuduk gibi bi şey o kadar yumuşak ki harika bi şey. neyse, teşekkür ettim sarıldım, içeri davet ettim arkadaşıma gidicem dedi. peki o halde dedim.. bi kaç gün daha beraber takıldık beyler, okula beraber gittik ama ben buna hep tavırlıyım. ne dese ters cevap veriyorum.. bu dedi ki tamam bi daha mesaj atmıcam sana ya istemiyosan söyleseydin falan, dedim sen beni kaybettin benim kabul edemiceğim bazı şeyler var ve sen bunları gerçekleştirmişsin falan..
bi süre sonra yine yazdı ama umursamadım.
bi baktım, asla barışmıcam dediği eski sevgilisiyle barışmış, hani ilk buluşmada anlatmıştı ya..
işte kızlar beyler, tam anlamıyla kızlar bunlar. tutarsız, dengesiz ve kararlarının arkasında duramayan kızlar.. biz erkekler ne yaparız, seviyorsak bize ilgi göstermese dahi o kıza karşı duygularımızda değişme olmaz hatta elde edemediğimiz için cazip gelir, kızlar ne yapar? ilgi göstermeyen erkekten vazgeçer, seviyorum dese dahi. koydu mu bana? koymadı, devam etsem ederdim, elimin tersiyle ittim, cevap vermedim. 3 ayrı hediyeyle geldi karşıma, bir çikolata bile almadım. belki yanlış yaptım görüşlerimin gölgesi altında, belki de hakettiği buydu ve ben öyle davrandım.
sonuç bu ve ben bu yüzden güvenmiyorum hiçbirine.. sadece bu yüzden demiyim, tüm hikayede gördünüz zaten neler olduğunu.. aşka olan inancımı da yitirmeye başladım, aşkın varlığından şüphem yok ama en azından benim biri ile gerçek aşkı yaşayacağıma olan inancım bitmek üzere. -
28.
+5yaz diyosunuz, 6 adet uzun uzun part atıyorum. bu sefer sizde ses yok beyler. zaten hikayenin sonuna yaklaşıyoruz, ne gerek vardı ki böyle çekip gitmeye. neyse. bi part daha atıp bu geceyi sonlandırıyorum. yarın uzun uzun partlarla hikayeyi bitirir, merak edilen soruları cevaplandırmaya başlarım. daha sonra da bitiririz.
-
-
1.
0sakin ol sampiyon burdayız bikac part birikmesini bekledim okumak icin liseli tayfa da uyumustur zaten
-
-
1.
0tamam panpa, son partı atıp sonlandırıyorum bu geceyi.
-
2.
+1olum sende sıkınti 1 adamda olsa okuyan 10 adamda 5 10 part yazcanki degsin simdi kimse yok diye bitirmen bana saygisizlik
-
1.
-
1.
-
29.
+5beyler hikayenin tam hızlandığı dönemde ilgi kesildi amk. bi kaç part yazdım şimdi çıkıyorum akşam döndüğümde anlat diyen rezerv alan olursa anlatmaya devam ederim. yaptığım binliklerin ardı arkası kesilmedi dinlemek istersiniz diye düşündüm burdan taktik çıkartırız falan diye.
neyse akşam gelince bakarım buralara. -
30.
+5ben de oturdum napsam napsam, kız efsane sevişiyo bu yüzden bırakmak istemiyorum. dedim kıza hediye hazırlayayım. hani gönlünü alırız baabında. internette araştırıyorum beyler tabi o dönem böyle gibko gibko hediyeler yaygın değil. emek harcıyosun amk. hediyeyi anlatıyorum, şu an bile bi yanım hediyeyi beğeniyo bi yanım da artık o muhabbetler ergen muhabbeti gibtir et diyo. neyse.Tümünü Göster
kalp şeklinde bi kutu aldım beyler, artık her oyuncakçı dükkanında ya da böyle d&r gibi dükkanlarda bulabileceğiniz kalp şeklinde tüylü kutu. hatta en alta görüntülerini koyayım. kafanızda canlanır. neyse,
kalp şeklinde kutu.
bi adet albeni(albeniyi çok seviyodu) albeninin üzerine not yazdım beyler, hayatıma tat kattığın için.
bi adet saat, saatin üzerine not yazdım, zamanımı değerli kıldığın için.
bi adet de aspirin, zaman zaman boş konuşarak başını ağrıttığım için.
daha sonra beraber çektirdiğimiz bi kaç fotoyu shopla biraz eskittim(eskittim dediğim saydamlaştırdım yani foto %50 belirgin, sonra bunları a4 kağıtlarına çıkarttırdım kırtasiyeden.
bu fotoların üzerine charly ile vera'nın mutlu sonla biten hikayesini yazdım işte kuzenini kötü güçler olarak tanıttım ama charly ile vera'nın aşkı kötü güçleri etkisiz hale getirip mutlu sona ulaşıyolar falan.
sonra bi de tam kutunun içine ayna yaptırdım kalp şeklinde.
kutuyu aldığım şeylerle doldurdum, hemen üzerine de aynayı yerleştirdim. kapağı kapattım.
kapağa da
"bu kutu sıradan bir kutu değil aslında, çünkü bu kutunun içinde dünyanın en değerli hazinesi var"
yazdım. ocak ayının 10unda bizim 3. ayımızdı, kıza verdim kutuyu.
baktı bu, "bu kutu sıradan bir kutu değil aslında, çünkü bu kutunun içinde dünyanın en değerli hazinesi var" yazıyo, merak etti, kutuyu bi açtı kendisini gördü. ;;););););
sonra içindeki hediyelerle de mutlu oldu falan filan. bana "bugüne kadar aldığım en güzel hediyeydi ve bugünden sonra da bunun kadar değerli bi hediye olamaz, iyi ki senin sevgilinim iyi ki benimlesin seni çok seviyorum" dedi. ben tabi havalarda amk.
http://www.hediyerengi.co...p-seklinde-pelus-kutu.jpg
http://www.ulker.com.tr/d...er/Urunler/albeni-bar.jpg
http://www.yilbasihediyel...lbasi-hediyeleri-1062.jpg
http://www.seyirkafe.com/...loads/2015/02/Aspirin.jpg
http://www.lailatasarim.c.../pleksi-ayna-kalp_381.JPG -
-
1.
+1bu ne lan bir an "sevgilim ol panpa!" diyesim geldi
-
-
1.
0eyvallah panpa ahaha
-
1.
-
1.
-
31.
+5şunu da atayım da öyle gideyim. 20 dk içinde gelirim.
bir süre daha beyza'yla takıldık, daha sonra mesajlarına geç cevap vermeye başladım ve giderek uzaklaştım. zaten okul bitiyo yazın hiç kendime kuyruk edemem onu. yazları rahatta takılmayı severim beyler. şurdayım, burdayım diye hesap vereceğim, denize girdiğim için geç cevap verdiğimde trip atan birisinin olmasını istemem. e malum her yer tanıdık, beraber de gidemiyosun denize dedikodusu olucak diye.
okulun kapanmaya yakın bize misafir geldi, fikriye hala.
çok efsane fal bakar beyler, kahve falı.
dedim bana da bakar mısın? tamam dedi. içtim kahveyi, balkona geçtik beyler artık mayısta falandık galiba.
bu falı bi açtı. oh oh dedi, dedim noldu? içindeki sıkıntılar birer birer çözülüp gidecek oğlum dedi.
senin iki tane yolun var önümüzdeki aylarda, biri yakın, diğeri uzak bi yol dedi. uzak olana biriyle beraber gideceksin.
aylardır içini sıkan konular hiç beklemediğin anlarda kendiliğinden çözülecek, yolun çok açık dedi.
1 tane kız görüyorum söyliyim mi dedi, söyle söyle fikriye hala çekinme dedim, sen bunla yakınlaşıyosun bi şeyler yaşıyosunuz dedi. alla alla diyorum garip. bi ortama gideceksin sen dedi, kızların çoğunlukta olduğu bi ortam, sen gönlün pare pare dökülecek orda dedi.
bu sene sıkıntısız geçiyosun sınıfı dedi. üzerinde kıskanç gözler var dedi, herkese inanma, herkese aynı samimiyette yaklaşma biri kazık atabilir sana bi de seni baban gibi koruyup kollayan biri var ama baban değil daha genç biri seninle yaşıt ya da 2-3 yaş büyük belki falan. o insanı kaybetme falan filan.
teşekkür ettim, bardağı yıkadım beyler, fikriye hala gerçekten fal ile ün salmıştı, içim ferahladı iyi şeyler duyunca. -
32.
+4ilk öpüşmem bu şekilde oldu beyler, emeli aldattım yani. bi yandan hazal dahil emelle çıktığımı bilmiyo falan. ya zaten ergensin canın sürekli bi şeyler yaşamak istiyo. neyse, derse dalga kalkık girdim, bizimkiler anlamış diyolar naptın lan tuvalette asılıyon mu amk? saçmalamayın amk dedim kendi kendine kalktı. sizde olmuyo mu lan bebe misiniz daha falan. bu arada hazal da şiir dinletisinde görev aldı ama tam olarak görevi neydi hatırlayamıyorum ama şiir okumuyo. emelle düzgün şekilde devam ediyoruz. dinletiden bi gün önce sahne alacağımız yere gittik prova yapıyoruz 30-40 kişi geldi okuldan izlemeye. 3 oda var birinde erkekler hazırlanıyo birinde kızlar, biri de işte hocanın şiirleri koyduğu özel eşyasını koyduğu oda. neyse hazal da bizle beraber, işte hoca ses olmasın diye erkekleri odada bekletiyo, kızları odada bekletiyo, çantasını koyduğu oda boş. dedim hazala emel sahneye çıktığı zaman sen de odadan çık, hocanın çantasını koyduğu odaya git ben gelcem. bu dedi tamam, emel sahneye çıktı, hazal öğretmenin çantasını koyduğu odada, odadayım diye mesaj atınca ben de gittim odaya yine sevişiyoruz falan. emel şiirini okudu indi odaya, çat hoca charly mattei sahneye dedi, odadan çıktım ben, o sırada yukarda emel, pelin bi de 1 kız daha beraber takılıyolardı diye demiştim ya, o kız da emeli tebrik etmek için odaya geliyomuş bu gördü beni o odadan çıkarken, ben şiirimi okumaya gittim bunlar da hazal nerde diye etrafa bakarlarken hazal da odadan çıkınca görmüşler, bu amk kızı demiş charly mattei de de bu odadan çıktı siz napıyosunuz falan. hazal ben charly matteiyi görmedim sizin yanınıza gelcektim odaları karıştırdım, yine bu amk kızı demiş sen bizim yanımızdan ayrılalı çok oldu kaç dakikadır odaları karıştırıyosun sen falan filan neyse ortada bi muhabbet var. emel üzüldü ben de ikna etmeye çalışıyorum ben görmedim falan diye. yeminler ettim o oldu bu oldu ikna oldu bu.
-
33.
+4yeni okul çok tehlikeli beyler, haftada 1 kez mutlaka bi kavga gibi olay oluyo ya ediliyo ya da muhabbet oluyo barıştırılıyo bu tipler. okulda yavaş yavaş beni tanıyolar yani sima olarak, kimi diyo bu kim kimi diyo hoşgeldin falan. onların da beden hocası salon futbolundan falan beni tanıyo bi gün bahçede yakaladı beni dedi naber len charly iyi dedim hocam sizi sormalı, iyi dedi, artık seni de alırız takıma iyi oldu falan dedim sağolun hocam çok iyi olur. biz hocayla sohbet ederken ordan çocuk geldi. lan bu x lisesindeki bize gol atan çocuk değil mi? hoca dedi evet charly, adamım charly atom karınca gibi çocuktur bize gol attı hıyarağası ama olsun, çocuk dedi lan ben sana tükürdüydüm hakkını helal et falan tokalaştık bununla, dedim helal olsun geçti gitti falan, okula kendimizi kabullendiriyoruz yani inceden. ama hala arkadaşım yok beyler, yani tenefüste çıkıp gezdiğim, öğlen yemeklerini beraber yediğim bi arkadaşım yok.. bi tane eskiden tanıdığım bi çocuk buldum onunla takılıyorum bunlar da sürekli sigara içmeye gidiyo ben de gitmek istemiyorum pek. neyse beyler bi gün sigara içme yerine gittik, ben sıkıldım dönüyorum okula, dönerken bi çocuk çıktı karşıma bizim okuldan, izbandut gibi. benden büyük olduğu hal ve hareketlerinden ve tipinden belli. dedi sen yeni geldin galiba, dedim evet. iyi iyi, beni tanıyo musun bakalım dedi böyle egoist egoist, dedim tanımıyorum, iyi bakalım tanışırız dedi, dedim tanışırız tabi. adın ne senin dedi, charly dedim, ben de "yenimahalleden abidini memet", okulun ağasıyım dedi. amk okulun ağasına iş koymaya çalışıyomuşum beni gibecek haberim yok, dedim memnun oldum. dedi ben de ben de, ben seni hatırlayamam ama bu okulda bi sorunun olduğu zaman beni bulabilirsin falan dedi dedim gerek duymam ama eyvallah sağol, amk şimdi orda sinersek bu beni ezik zannedecek, delikanlı gibi cevap veriyorum kafa tutmadan. neyse orda okulun ağasıyla da tanıştık, geçtim okula.
-
34.
+4arkada planda bu şarkıyla beraber okuyun beyler.Tümünü Göster
https://www.youtube.com/watch?v=5anLPw0Efmo
"senden arda kalan mektuplarımı okuyarak başlamak istedim yazmaya.. seni ne kadar çocukça sevdiğimi gördüm, ne kadar saf, ne kadar temiz bir sevgiyi yakaladım cümlelerimde.. hala bıraktığın gibi. yoksun. gitmişsin. giden senmişsin ama beni de zütürdüğünü farkedememişim.. kapılarını, pencerelerini bana kapattığında ruhumun da senin odanda bir yerlerde tıkılı kaldığını anlayamamışım, geç oldu. okuyup okuyup "vay be" dedim, "ben bu kadar nasıl sevdim?" zira gittiğinden beri bir başkasına sevgi beslemekte zorlanan charly ile bu mektupları yazan charly arasında uçurumlar var. belli ki her birinden atlayıp olabildiğince uzaklaşmışım benliğimden sen gidince. mutlu sonla biten gerçek tek hikaye olacağına inanırdım, gittin. şiir oldun. ve ben senden başkası için kalemi elime almayı yakıştıramadım kendime. Giderken, avaz avaz susmuşum. Pencereni kapattığın gün attığım "geri dön" çığlıkları cdıbına çarpıp un ufak olmuş. "geri dön" demek için geç oldu. Seninleyken her olumsuzluğa "olsun neşe var" dediğimi, senden sonra her olumsuzluğa "ulan neşe de yok" dediğim zaman farkettim, geç oldu. Yollarımızı ayırıp ayrı ayrı yürümeye başlayalı uzun zaman olmuş, şimdi başka bir hikayenin başrolüsün. Ama bilmeni isterim ki sen en çok benim hikayeme yakışmıştın. Hep derdim ya, aşk için görmek, duymak, sarılmak, öpmek, dokunmak gerekir, benimki aşktan daha ötesi, tarif edilemeyecek kadar saf ve tertemiz diye, gerçekten de öyleymiş. Çünkü ben birbirlerini görüp, duyup, öpüp; birbirlerine sarılıp, dokunup da seven insanlardan daha fazla sevdim hiç canlı görmediğim, hiç canlı duymadığım, hiç sarılmadığım, öpmediğim, dokunmadığım birini. içimde kalmışlığını, sözlükteki herhangi bir kelimeyle tarif edemiyorum. Adını maziye gömüp yokluğunla başa çıkmaya çalıştıkça yüzleştim bu gerçekle. zira aramızda kilometreler olmasına rağmen, beraber dünyanın hiçbir yerine anı bırakmamış olsak dahi, ben bu şehrin her noktasında sevdim seni. Bu şehirde attığım her adımda bastığım zemin kadar hissettim varlığını derinlerde bir yerde. ve seni sevdiğim her nokta, maziye gömmeye çalıştığım adını çıkartıp koydu önüme, yüzleşmek zorunda kaldım; kimi zaman yokluğunla, kimi zaman da.. neyse. sonrasında bir erkeğin öpmeye kıyamayacak kadar çok sevdiği biri için "hayatımın aşkı" demesini yanlış görmemeye başladım, kabullendim. yoktun, ama bu hayatımın aşkı olduğun gerçeğine gölge düşüremezdi. seni benim kadar sevemeyecek biri ile mutlu olmayı becerebilir misin bilmiyorum, ama inan ben daima mutlu olmanı isterim. Çünkü ben en çok seni seviyorum ve seni en çok ben seviyorum." -
35.
+4geldim beyler, babam telefon aldı hemen. peşine de laptop. dedim amk kertenkelesi madem ikisini aynı anda alacak kadar durumun vardı ne diye beni taa otellere yollayıp da eziyet ettin.. tabi içimden.
o yazı öyle böyle geçirdik beyler, Eylül hala arada yazıyodu.
sonunda babamla beraber üniyi kazandığım şehre geldik, muafiyet sınavına girdim, yurt ayarladık. üniye başladım.
beyler ilkokul başka, lise başka bi şey. ama üniversite tamamiyle başka dünya.
ailenden temelli kopmuşsun, kendi imkanlarınla uyuyup kalkmaya, kendi kararlarını almaya, belli bi parayla geçinmeye çalışıyosun. bi tane bile tanıdık yok. güvenebileceğin adam yok. paran mı bitiyo? ailene söylemek istemiyosun çünkü zaten sana yolluyolar, ilk defa kaldığın yer için de
bi dünya para ödüyolar, öyle olunca geçinmeye çalışıyosun. çok şükür hiçbi zaman parasız kalmadım ama ilk defa cüzdanımda belli bi parayla geçinmeye çabaladım. sınıfındakiler kim bilmiyosun. kendini hiç olmadığı biri gibi tanıtanı da var, en huuru gelip kutsal bakireyi oynuyo, en şerefsiziyle kanka oluyosun falan, içinde bi korku var. lise öyle mi? bi tanıdığın oluyo, o onun tanıdığı çıkıyo, ortama yeni biri giriyo diyon panpana bu kim nasıl biri. hoop gbt'sine kadar geçiyo eline. ama ünide öyle olmuyo, kimseyi tanıyamıyosunuz, dikkat etmek zorunda kalıyosunuz.
güzel bi sınıfa düştüm, her çeşit insan vardı yani. arkadaşlıklar kuruldu, samimiyet arttı falan..
bi gün benim yanımdaki arkadaş son derslere girmedi gitti, en arkadaki kızın da kitabı yokmuş, gel dedim yanıma. geldi beyler..
kızın adı, büşra. işte sohbet ediyoruz derste öyle böyle , konu pandorranın kutus tamam mı bi paragraf var ingilizce, herkes okuyo soru cevaplandırıyo falan, bu kız da telefonla ilgileniyo. ben de soruları çözdüm pandorra'nın kutusundan tüm kötülükler çıkıp dünyaya yayılmış işte yalan vs gibi kötü şeyler, dedi bana pandorra'nın kutusundan ne çıkmış? s e x dedim ben de, bu gülmeye başladı falan. ara oldu. -
36.
+4annesi sabah poğaça bırakmış, onları ısıttım, ben ısıtırken o da patates doğruyodu. sonra çöpleri ben attım, o da tava gibi şeyin altını yakıp yağı döktü, patatesleri attık, o patatesleri çeviriyo, ben de arkasından sarıldım. öyle bi tablo. sonra üstünü kapattı patateslerin, meyve suyu mu içersin çay mı yapalım dedi, meyve suyunu tercih ederim dedim, zahmet olmasın kıza amk.
masayı hazırladık, poğaçaları koyduk, tabak koyduk, altlık koyduk, bardaklar falan..
patatesleri aldık, onları da masaya getirdik, yerken sohbet ediyoruz işte bu eve ne zaman taşındıklarını falan anlatıyo.
çok şahane beyler, yani hepimizin aklına ev diyince saatlerce çılgınlar gibi sevişmek geliyo ama, sevgililik böyleyken de güzel amk, beraber bir şeyler yaparken, bir şeyler paylaşırken..
yedik, doydum iyice. masayı topladık, salona geçtik beyler. biraz televizyon izledik, bu dizlerime yattı yüzümü inceliyo falan.
daha sonra öpmeye başladı beni, öpüşmeye başladık ardından.. ben bunun üzerine çıktım, vücudunu kendime çekiyorum o da beni sırtımdan bastırıyo..
kalktım ayağa, bacaklarını belime doladı, öpüşerek odasına gittik. yatağa attım bunu.
üzerine gittim beyler, karnından dudaklara kadar öpücük kondurarak ilerledim. boynuna, ordan göğüslerine doğru ince ince öpüyoruz.
çıkarttım üstünü, göğüsleriyle ilgileniyorum.. bi yandan da elim yine aşağılarda.. eşofmanını da çıkarttım beyler, o da benim tshirtümü çıkarttı. vücudumu ısırıyo, öpüyo falan.. öpüşüyoruz, benim elim onunkinde, onun eli benimkinde.. neyin hoşuna gittiğini bildiğim için o şekilde davrandım. yine aynı şeyler oldu fakat bu sefer daha rahattık çünkü yatağı genişti, üstümüzde bi şey yoktu..
sonra o benimle ilgilenmeye başladı. -
-
1.
0pohaça ne kardeş
-
2.
+1nasıl yazıldığından emin olamadım, poğaça mı pohaça mı bohça mı... anladın işte.
-
-
1.
0poğaça
-
2.
0düzelttim, sağolasın.
-
1.
-
1.
-
37.
+4işte böyle anlarda da o soft hareketlerinizin daha hissettirilebilir olmasını sağlayın ki, zevki yaşasın.
inlemeler hızlandı, hızlandı ve kesildi. bi oh çekti ve sarıldı bana, o an anladım boşaldığını. sarıldım ben de.
bi süre sohbet ettik, bakire olduğunu söyledi, eski sevgilisinin istekleri çok artınca ayrılmış, ben evleneceğimden emin olmadan yaşamam falan dedi, eski sevgilisiyle de çok şey yaşamışlar üstün körü bahsetti. hep aynı evde yaşıyoduk falan..
bi süre sohbetten sonra biraz daha seviştik. daha sonra uyuyalım mı dedi, olur dedim. uyumaya çalışıyoruz.. garipsedim beyler, ben en son Eylül'le beraber uyumuştum masum bi şekilde, ilkti. uyumadan önce "yarın ölsem de gam yemem" sabahında da o "en güzel günüm gecem" demişti. şimdi böyle oldu, garipsedim bayaa. yani kendimi o an oraya ait hissetmedim. o tene, o kişiye.. uyuyamadım. gece boyunca gözlerim açık karanlıkta tavanı görmeye çalışarak düşündüm..
ne yapıyodum ben? sevdiğim biri var mıydı? Neşe mi? peki neden şimdi Eylül geldi aklıma? hoş, Eylül'le bi daha barışmazdım, biliyodum kendimi. Neşe'nin de ihtimali yoktu. Kendime bi yol çizmeliydim, belki bu yolda biriyle beraber yürümeliydim ama bu kişi başkasıyla sevişmiş, işi bilen Mısra mıydı? olabilir miydi? bilmiyorum. bilmeyerek, düşünerek sabahı getirdim.
Kahvaltıya gidecektik, sonra da onu yurduna bırakacaktım. Kahvaltıda sohbet ettik, onu gece üzüp üzmediğimi sordum, aksine memnundu ve tatmin ettiğimi söylemişti. hoşuma gitti. dedim ki ulan sakın kaptırma kendini, ama takıl bu kızla.
yurduna bıraktım beyler, devam eden günlerde her gün sabah beni uyandırdı, bana geldi, duş almamı bekledi, okula beraber gittik. onun yüzüne normal düzenimden yarım saat 45 dk erken uyanıyodum ama kızmaya sebebim de yoktu açıkçası. -
38.
+4eve geldik, o günün akşamında beyzayla telefonda sex muhabbeti yaptık beyler, bu azdırdı beni. bi yandan diyorum ulan bu kadar basit oldu acaba kız beni tüm okula rezil mi edecek? bi yandan da diyorum ki ulan kendi yapıştı dudaklarına sen gram zorlamadın, öp beni demedin ne rezilliği dıbına korsun valla mesajları sakla sen..
tuna vardı beyler, hatırlar mısınız? benle kız ortamı için takıldığını fark edip uzaklaştığım çocuk. lan bu beyza'ya yazmaya başladı. dedim en sonunda bak bilader hangi kız durumlarımı beğense gidip ona yazıyosun benle bi derdin mi var yoksa oyun mu oynuyosun kendince? dedi panpa ne alaka ya yok öyle bi şey? dedim beyza'ya yazmışsın?? yok mok dedi, çocuğun feysbuktaki hakkında bölümüne bi girdim, beyza adından akrostiş yapmış amk. dedim bu ne lan bin. dedi panpa o adı sevdiğim için yazdım o kızla bi alakası yok falan. dedim bak olm kız gram gibimde değil ama senin yolun yol değil, dön bi bak biz neden uzaklaştık eskisi kadar takılmıyoruz seninle otur bunları düşün tamam mı? daha da ne bana bıdı bıdı yap ne de benim muhattap olduğum herhangi bi kıza, yoksa bu şekilde konuşmam seninle haberin olsun. tamam panpa dedi sinmiş bi şekilde. bu muhabbetlerden sınıftakilere de bahsettim inceden dışladılar bunu.
ama sınıftakilerin beyza'yla öpüştüğümden falan haberi yok. ama demiştim ya beyler, sınıftakiler canım ciğerim. cidden öyleler. her işi toplu hallediyoruz, bi yere gidilcek 15 kişi toplu gidiyoruz burgerı olsun, oyuncakçısı olsun o olsun bu olsun. cafelerde yer bulamıyoruz falan. bi gün yine avmye gittik, yer bildirdik. takıldık ettik yemeğimizi yedik sohbet ediyoruz. beyza'dan mesaj..
- 15 dk sonrasına 2 sinema bileti aldım, alt kattaki sinema bölümünün ordaki koltukta seni bekliyorum
+ ne? şaka mısın?
- hadi charly gayet açık bi mesaj işte.
+ tamam bekle.
...
- alo? efendim baba.
- yok avmdeyiz sınıfça, önemli mi çok?
- haa anladım, tamam o zaman iniyorum kapıya alırsın beni.
- tamam, görüşürüz.
dedim sınıfa benim gitmem gerekiyo babamın işi varmış falan filan yırttık ordan, indim hemen sinemaya. dedim girelim de görmesinler. -
39.
+4akşam eve geldim, feysbukta takılıyorum çat sohbet ışığı yandı dedim kim bu, 12lerden bi kız. adı vera. veradan bahsedeyim beyler, hani ben okul takımına girdim demiştim ya orda abilerle ortamı kurduk ara sıra sınıflarına gidiyorum falan, bu da okul takımından elemanların olduğu sınıftan bi kız, beyaz tenli, benim boylarımda simsiyah saçları lan koca dudaklı bi kız. dedi bugün harikaydın gerçekten çıldırttın onları rakip yerinde olsaydım sana çok sinir olurdum falan, teşekkür ederim dedim cool cool tavırlar. dedi artık bizim sınıfa gelmiyosun neden? bizim bölüme uzak kaldınız ya tenefüslerde vakit bulamıyorum pek ama ara sıra kantinde görüyorum seni dedim. öyle biz konuştuk numaramı istedi verdim. amk kız 12 ben 10. neyse ertesi gün de mesajlaşıyoruz bununla, bizim sınıftan iki üç kız gördü mesajlaştığımı gidip mehtaba söylemiş, mehtaplar kızı bulmuşlar sen hayırdır çekiyolar amk. araya girdim dedim böyle böyle bunu yapmaya hakkın yok mehtap ayrıldık bitti falan. kız benim bu otoriter tavrımdan da etkilenmiş ya küçücük küçücük kızlar gelip hesap soruyolar sen yaşından daha olgun davranıyosun keşke aynı yaşta olsaydık kaçırırdım seni falan filan. beyler bunla devam ettik falan çıkmaya başladık. bunun benden önce uzun bi ilişkisi olmuş 1,5 sene kadar. çocuk da tam kırmançi amk ama sıkıntılı bi tip bi de benden 3 yaş mı 4 yaş mı ne büyük. neyse, her şey güzel ben kızı müzik odasının oraya çağırıyorum orda yiyişiyoruz, bunun dersi boş oluyo sınıfa çağırıyo beni dersten tuvalete diye çıkıyorum kızla sevişiyoruz, projeksiyon odasının anahtarını alıyolar oraya çağırıyo falan kızla bulduğumuz her ortamda sevişmeye başladık beyler. bana öpüşmeyi bilmiyosun dedi. böyle olur dedi açtı ağzını amk aynı ferrelardaki karılar gibi. ama cidden o, daha önceki kızlara göre çok daha proftu. okulda da dedikodumuz çıkmaya başladı beyler bana diyolar boyundan büyük işlere kalkışıyosun bilmem ne kıza diyolar subyancı mısın amk falan. biz tabi devam.
merak edenler için söyliyim beyler, il dışından gelen takıma yenildiğimiz için bi gib yapamadık o turnuvada ama olsun önceki maçta aldığımız galibiyet bize yetti. -
40.
+4beyler lise stresi sardı beni o günlerde o yüzden pek kimseyle konuşmuyorum sadece akrabalar geldi onlarla denize gidiyoruz, arada antrenman oluyo oraya gidiyorum falan. bi gün efsane hastayım grip olmuşum evden çıkıp top oynamaya dahi gidemiyorum, çat biri aradı. açtım tanımadığım numara. dedi ben "amk çocu" seninle yukarki mahallede görüşcez konuşmamız gereken bi şey var, ama sesi sinirli geliyo böyle, tamam dedim çıkıyorum. annem de güne gidiyodu o sıra, noldu dedi, mahalleye çıkıyorum dedim, hastaydın ne oldu bi şey mi var falan diye telaşlandı dedim yok ya ne olacak? çıktım beyler mahalleye. beyler mahalleden bahsedeyim biraz. herkes birbirini tanır ne mahalle sakinlerinin ne de çocuklarının kimseye zararı olmaz kavga etmeyiz küfür falan az biliriz. bi de bi iki tane benim gibi bin var o kadar. temiz çocuklar yani. aradı bu nerdesin, şurdayım. tamam geliyorum. amk bi geldiler 6 kişi. dedi bilader sen selen hakkında böyle böyle diyomuşsun. ne diyomuşum? selen için huur diyomuşsun bana verdi diyomuşsun falan, dedim hoaaydaa yok öyle bi şey. cidden de yoktu beyler yani kız için bana intihar edeceğini söyledi dedim ama huur muur dememiştim. bunlar diyo demişsin falan, seleni aradılar yanımda selen huur dedi falan demiş, çocuklar iyice kıllandı. bi de ben kimseyi çağırmadım beyler çocuklar da dayak yemesin diye. sonra dedim ki biz onu konuşurken yanımızda uğur da vardı istiyosanız uğura da soralım demiş miyim dememiş miyim dedim. tamam dedi bunlar, uğur nerde bilmiyoruz, uğurların evine gidelim dedik.
-
41.
+4çocuklar peşimizde anayoldan mahalleye doğru koşuyoruz, tarkan gözüm diyip duruyo amk. neyse çocuklar peşimizi bıraktı, tarkanın göze baktım mosmor. bende hiçbi şey yok sadece yumrukların bıraktığı ağrılar var. yüzüm falan tertemiz. sadece yediğim kafayla burnum biraz yamuldu. beyler gerçekten çok güzel bi burnum vardı, ki hala düzgün bi burnum var çok şükür çok bozulmadı görüntü. neyse eve getirdim tarkanı, annesine dedim emrahlara gidiyoduk merdiven çıkarken ayağı takıldı dirseğim gözüne geldi diye ama annesi yutar mı amk? anlat olm gerçeği dedi anlattım beyler. haklıyım ama var ya gerçekten haksız yere dayak yedik bi de tarkanın öyle olması beni çok üzdü cidden kendimi çok suçlu hissettim. dedim bak ablacım lütfen annemlerin kulağına gitmesin kadın telaşlandı zaten mahalleye çıkarken falan. bu dedi tamam oğlum sen merak etme. neyse beyler eve geldim ben. annem dedi o burnuna noldu falan? kadın direk anladı. ben dedim top geldi suratıma ya bi şey mi var ki falan yok dedi yamulmuş gibi falan, anne dedim korkutma, oğlum cidden yamulmuş gibi bak şurandaki kemik daha belirgin falan. top geldi iner mi diyorum ben korkuyo ayağı yapıyorum. iner iner merak etme dedi. bi süre böyle geçti gitti beyler. bi gün annem anneannemden dönerken yine üst mahalleden geçiyo. bu tarkanın dedesi var, balkonda. annemi görüyo diyo kızım senin çocuk yüzünden bizim tarkan mefta. annem diyo ne diyosun amcacım falan, tarkanı görüyo mahallede, bakıyo göz mosmor. hop alıyo tarkanı, tarkanlara giriyo. bütün olayı anlattırıyo tarkana. peşine beni arıyo.
-
42.
+4bazen de böyle sonuçlanmalı beyler, herkesi elde edeceğiz diye bir şey yok, ki o gün orda yoklasam belki biri düşerdi fakat sevgilisi olan kıza da zarf atmak bana doğru bi şeymiş gibi gelmedi, yapmadım.
okuduğunuz üzere, başıma çok şey geldi beyler. kimi zaman çok duygusal biri oldum, kimi zaman da çok bin biri.. kimi zaman aşkı de sevişmekle birlikte yaşadım, kimi zaman seviştiğim kıza canım bile demeden kestim muhabbeti. kimi zaman sevdim, öptüm demeye bile çekinerek sevdim. kimi zaman intikam almak için hırslarıma yenik düştüm, kimi zaman da affeden oldum. bu hayatta ikili ilişkilerde bir çok tecrübe edindim beyler, elimde olan değerli şeyleri kaybetmemek uğruna çabalamaktan hiçbi zaman çekinmedim, karakterimden ödün vermeden tabii.
istediğim bir şey için sonuna kadar ısrarcı olurum, bunu da küçükken istediğim her şeyin gerçekleşmemesine bağlıyorum bazen. yani ailemden, arkadaşlarımdan belki, belki de sevgililerimden istediğimi hiçbi zaman bulamamış olmam, yeteri kadar istememiş olmayı düşünmeye itti beni. yanlış olmasın, yediğim önümde yemediğim arkamdaydı hep aile olarak ama bazı beklentilerim boşluğa sürüklendi. ve dedim ki, bir şeyi istiyosan onun için çaba göster charly. ve çok çabaladım.
istediğiniz bir şey için çabalamaktan çekinmeyin beyler, uğraşın, çalışın, didinin. belki elde edemezsiniz, belki olmaz. ama en azından başarılı bir tecrübe edinmiş olursunuz. fikirleriniz, ufkunuz genişler. yapabileceklerinizi görürsünüz, kendinizi tanımaya başlarsınız.
kalabalığın içinde yalnızlığı da yaşadım, etrafımdaki kuru kalabalığı da tattım beyler.
yeni hikayelere başlarım diye, anlatmadığım bir kaç olay var, onun dışında anlattıklarımın hepsi gerçektir. -
43.
+4VER YANSIN BE mohavvk06.
ertesi gün oldu beyler, emelden mesaj unutma tamam mı tek başıma beklemek istemiyorum orda, dedim tamam sen rahat ol. lan birine gidip anlatsam her şeyi okulda adı çıkacak hepsinin, benim de. kimseyle fikir alışverişi de yapamıyorum. neyse okul çıkışı oldu, eve gidiyoruz. emel dedi 1 saate kadar ben inerim, tamam dedim ben de gelicem. hislerime güvendim beyler, bu kız zor durumda zaten son çare olarak benimle olmak istiyo galiba dedim. ki eğer dayak yersem de mesajlar var herkese gösterir rezil ederim bunları diye kuruyorum kafamda, ben çıkıyorum evden 10 dkya ordayım yazdım, telefonu da eve bıraktım erkeklerle gelip mesajları silerler sonra bi temiz döverler diye. gittim bekliyorum geldi bu. dedi ben seni çok özledim, sarıldı birden. bi daha beni aldatma falan ağlamaya başladı. ben hala tedirginim ha şimdi biri çıktı vurdu vuracak diye kendimi hazırlıyorum, gerginim. bu ağladıkça ağlıyo, sonra suratımı avuçlarının içine aldı öpmeye başladı, dedim hoaaydaaa galiba oyun oynamıyo. baktım eli kendi kendine aşağı zütürmeler falan. heh dedim güzel kız gerçekten seviyo. başladık yiyişmeye. tshirtün içine elini soktu vücudumda gezdiriyo tırnaklıyo sırtımı falan, kendi kendime de düşünüyorum ulan madem bu kadar başarılıydın ne diye ilk günler hiç belli etmedin falan. anlıcağınız beyler kızların hiçbiri saf değil sadece salağa yatmasını çok iyi biliyolar. -
44.
+4noldu biliyo musun dedi? noldu dedim, sen ruhumu yolladım yine oralara dedin diye ben pencereyi aralamıştım, yatağıma geçtim pencereyle perde arasında gölge oluşmuş, sanki gelinle damat silüeti gibi. damatın boyu gelinden çok az daha uzun.. şöyle düşünün beyler, hani gelinle damat dans ediyo ya o şekil, dışarıdaki elektrik lambasının pencereye vurmasından dolayı perdelerin arasından duvaraya yansıyan bi gölge.. ve perde arada içeriye hava girdikçe sallanıyor, gelinle damat dans eder gibi.
böyle bi muhabbet geçti aramızda, sonra ben sesinin ne kadar tatlı olduğundan bahsettim, yine geldiğimde neler yapacağımızdan bahsettik.. 5 gibi de ben seni seviyorum diyerek kapattım telefonu.
mektup yazmayı bırakmadım beyler, o günden sonra olanları, betül'le olan mesajlarımı, düşüncelerimi falan hep yazdım. sevdiğimi söylediğim günün sabahı telefonu kapattıktan sonra da, bu gece telefonu kapattıktan sonra da hep yazdım ve yazmayı hiç bırakmadım.
bazı akşamlar aradım, bazı sabahlar günaydın'larıyla uyandım. bi gece aramız bozuktu, bana özel olduğunu tahmin ettiğim çok da önemli olmayan sıradan bi şeyi yakın bi arkadaşıyla konuşurken mi gördüm neydi, ufaktan tartıştık. sonra ben uyudum beyler o gün, sabah bir baktım bir dünya mesaj, durumu açıklayan, anlatan, sevgi dolu ve sonunda "öptüm" yazan bir mesaj..
güne bu şekilde uyanmak kadar güzel bi şey yoktu o güne kadar, ki o da sadece bir kere olmuştu. her gün o mesajla uyanmak için her gece tartışarak birbirimizi yıpratacak değildim tabii * -
45.
+4ilerleyen zamanlarda biz samimiyeti koruduk beyler neşe ile fakat onun şehrine gidememiş olmam canımızı sıkıyordu ikimizin de. çünkü tamam belli bi samimiyette devam ettiriyorduk ama bu noktanın bi tık üstü sevgili, bi tık altı da sıradan bi arkadaşlığa sebep olacaktı ve biz bu noktada seyir etmeye çabalıyorduk. 1 ay.. 2 ay.. nereye kadar? hala sevgili olamamış olmam benim her gece şevkimi kırıyor, onu da oraya gidememem aynı şekil de üzüyordu.
neşe'den bahsederken hayatımın diğer alanlarında olan şeyleri biraz askıya aldık beyler, biraz normal hayatımdan bahsedeyim. yeni bi arkadaş edinmiştim, adı merve. merveden bahsedeyim, benim boylarımda, beyaz tenli, çok temiz yüzlü, daima iyi niyetli, inceden depresif yani birazcık karamsar bi kız. bi etkinlikte görevli olmamdan dolayı numaramı almıştı ve biz feysbuk yerine hep telefondan konuşmayı tercih ederdik, sıkı fıkıydık ama aramızda kanka gibi bi muhabbet geçmemişti. hani sanki o adım atsa ben hayır demicekmişim gibi, ben adım atsam o da hayır demicekmiş gibi bi izlenim var konuşmalarımızda ama ikimiz de hiçbi türlü adım atmıyoruz.
merve'nin doğum günüydü beyler, beni de çağırdı. ben de özel günleri sevmeyen bi insanım beyler. yani bayramdır, kandildir, doğum günüdür, yılbaşıdır beni cezbetmez hiç. benim için hediye tarzı şeyler sıradan günleri özel yapmalı. özel günlerde sıradan hediyeler olmamalı ki anlamlı olsun. neyse, dedim ya kalabalık olur ben gelmiyim.. dedi hayır dedi sen, ben, büşra ve cem olucaz. öyle deyince de kıza gelmicem demek olmadı tabii.
neyse beyler şimdi büşra'yı pek tanımıyorum ama size cem'den bahsedeyim. tam bir huur çocuğu, çok sevmesem de merve'yle pek iyilerdi panpalardı yani. playboy takılıyo ama herkese yazan yavşağın teki muallak. merve de biliyo pek sevmediğimi ama kız kırılmasın diye göz ardı edicez artık.
neyse doğum gününün olacağı mekana gittik, merve biliyodu özel günleri sevmediğimi, o yüzden senden hediye beklemiyorum alma zahmetinde bulunursan darılırım, başka zaman güzel bi şekilde hediye alır anlamlı kılarız dedi, benim de işime geldi uğraşmıcak olmam. -
-
1.
+1yazmiyn mu daha lan
-
-
1.
0yazıyorum panpa atıcam şimdi
-
1.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!